Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
BİR PROFOTİROLCÜDE YİYECEK VE İÇECEK HAKKINDA RİVAYET ÖRNEKLERİNİ UYGULAMAYI HAYAL ETMEK
Şimdi bir hadisi bile yalnış olamaz denen kütüb-i sitte'yi rehber görerek nasıl yemek yeneceğini arkadaşlarla denememiz üzerine yaşananları anlatıcağız;
İbn Abbas anlatıyor: "Resulullah'a zemzemden sundum ayakta olduğu halde içti" (kütüb-i sitte 2241 c.8 s.104 Akçağ alıntıları, Buhari eşribe 16,Müslim eşribe 120,tirmizi eşribe 12...)
İbnu Ömer anlatıyor: "Biz Resulullah devrinde yürürken yer,ayakta iken içerdik." (Kütüb-i sitte 2243 c.8 s.104 Akçağ,alıntıları;Tirmizi,Eşribe 11,(1881);İbnu Mace etime 25....)
Yukarıda vermiş olduğumuz hadislerde müminlerin ayakta yemek yiyerek su içmesinin ne kadar doğal olduğunu görmemizle beraber,bizim Yasin D.ve Mustafa suyu genelde ayakta içtiğini söyledi.
Ebu Hureyre anlatıyor: "Resulullah şöyle buyurdular; 'Sizden kimse sakın ayakta içmesin.Kim unutarak içerse hemen kussun.' (Kütüb-i sitte 2246 c.8 s.106 Akçağ,alıntısı:Müslim, Eşribe 116,2026..)
bu ayrıntıyı arkadaşlardan Ahmet okuduğunda, Yasin D'ı hıçkırık tuttu.Mustafa'da kusmaya çalışsada kusamadı.
Menümüzde ne olduğuna bir bakalım, ona göre yemeğe başlayalım dedi Fatih;
Abdurrahman İbnu Ebi Ammar anlatıyor: hz. Cabir'e "Sırtlan avmıdır?" diye sordum. "Evet" dedi. Ben tekrar "Etini yiyeyim mi?" dedim. "Evet" dedi. Bu cevap Resulullah'dan mıdır? dedim. "Evet" dedi. (Kütüb-i sitte 3907c.11 s.150 Tirmizi)
Bunu duyan Ali bıyık altı sırıtarak söylendi;Demekki menümüzde sırtlan var.Belgesellerde izlediğimiz kadarıyla bu hayvan bayağı vahşi, avlaması hem zordur hemde yenecek bir damak tadı insanda oluşturmuyor olsa gerek,tabi zevkler lezzetler tartışılmaz.
Huzeym İbn Cez'i anlatıyor; Resulullah'a sırtlan hakkında (eti helalmi?) diye sordum. "Sırtlanı yiyen biri de var mı?" dedi. Bunun üzerine kurdun etinin yenmesini sordum. "Kendisinde hayır olupta kurdu yiyen biri var mı?"diye cevap verdi. (K.S. 3909 c.11 s.151 Akçağ,alıntısı:Tirmizi etime 4,1739..)
Ben de bu soruyu sormuştum ki kendi kendime,bu hadis ile karşılaştım.Neyse çelişkili bir konu, sırtlan yemekten vazgeçtik.
İbnu Ebi EFva anlatıyor: Resulullah ile beraber gazveye çıkmıştık. Gazve esnasında Resullulah ile birlikte "çekirge yedik." (K.S. 3912 c.11 s.154 alıntıları; Ebu Davud, İbnu Mace)
Boksör Yasin;madem öyle çekirge yiyelim ama insana da alışmadığımızdan olsa gerek tiksindirici geliyor.Tam çekirgeleri getirin diyecektik ki;
Selman anlatıyor: Resulullah'a çekirgeler sorulmuştu: "Onlar, ALLAH'ın en kalabalık ordularıdır.Onu ne yerim ne de haram kılarım" buyurdular." (K.S 3913 C.11 S.154 alıntıları;Ebu Davud, İbnu Mace)
vazgeçtik.Karnımızda artık hafiften iyice acıkmaya başladı.Bir ara basına çok yansımıştı, sucukları at ve eşek etinden yapıyorlar diye.Tadı fena da değil aslında;
Esma Bintu Ebi Bekr anlatıyor: "Biz,Resulullah zamanında bir at kestik.O zaman Medine'de idik. Hepimiz onu yedik." (K.S 3915 C.11 S.155 alıntıları;Buhari,Müslim,Nesai)
Memleketten yeni gelen Adem;En azından spelikasyonlar yapılması ile birlikte eşek ve at etini sucukla yeme ihtimalimiz varmıydı yokmuydu diye konuşurken siparişlerimizi vermiştik ki;
Halid İbnu'l-Velid anlatıyor: "Resulullah, at ve eşek etini yemeyi yasakladı." (K.S 3939 C.11 S.179 alıntılar;Ebu Davud ve Nesai)
Arkadaşlardan Ahmet halk dilindeki şu kelimeyi söylendi; Haydaaa...İki arada bir derede kaldık.Ne yiyeceğiz kardeşim.İnsan acıkınca herşeyi yer,diye konuşurken;
Hilkam İbnu Telip babasından naklediyor; Resulullah'la arkadaşlık yaptım," yeryüzündeki haşerelerden herhangi birini haram ettiğini hiç işitmedim." (K.S. 3920 C.11 S. 159 alıntısı; Ebu Davud)
Bize,müminlere göre göre böcekleri, haşereleri mi? reva gördüler,dedi Yasin D.Acıktığımızdan dolayı haşerelere aramaya başladık ve koca bir boş tepsi önümüze geldi.Arkadaşlar ile tepsinin etrafında toplandık, yemek yeme adabı hakkında şunu öğrendik;
Peygamberin zevcesi Ümmü Selem'nin oğlu olan Umer İbn Ebi Seleme şöyle demiştir:Bir gün Resulullah'ın beraberinde bir yemek yedim ve yemek tabağının her tarafından yemeğe başladım.Bunun üzerine Resulullah bana; "Sana yakın olan yerden ye!" buyurdu. (Buhari, Kitabu'l-Etime h.4 c.12 s.5479 bab 1 Ötüken 1988)
Arkadaşlardan Yasin D. ile boksör Yasin arsızlık yaparcasına tepsiye dalmıştıki,bu hadisten dolayı geri çekildiler.Demek tabaktan kendi tarafından yiyeceksin diye konuşuyorduk ki;
.....Enes ibn Malik şöyle diyordu: Bir terzi, hazırladığı bir yemeğe Resulullah'ı davet etti. Enes dedi ki: Ben de Resulullah'ın beraberinde gittim.Yemek sırasında ben Resulullah'ın tabağın etrafında kabakları araştırırken gördüm. Yine Enes: Artık o günden itibaren ben kabağı sevmekten ayrılmadım, dedi. (Buhari, Kitabu'l-Etime h.6 s.5484 c.12 bab.3 Ötüken)
Şimdi ne desek, "tabağın her tarafını aramak ile önünden yemek çelişki değilmi neyse kafa yormaya gerek yok" dedik, en azından et yemeden kabak yiyelimde rahatlayalım.Ne yiyeceğimizi bulduk, kabaklar ısınıp geldi.Tam yemeğe başladık,Ali üfleyerek kaşığını ağzına götürdü ki;Mustafa Müslim'den şu hadisi okudu;
Ebi Katade oda babasından naklen: "Peygamber kabın içine solumaktan nehiy buyurmuştur." (Müslim C.9 121/ 329 Sönmez neşriyat A.Ş.)
Yemek Ali'nin boğazında kaldı ki, Ahmet'te tezgahın arkasından Müslim'den şunu söyledi;
Enes'ten naklen: Resulullah, kabın içine üç defa solurmuş. (Müslim C.9 122/330 sönmez neşriyat)
Bunun üzerinide soluya soluya yemeklerimizi yedik.Tabaklar bitti ki Adem;
İbnu Abbas anlatıyor: "Resulullah buyurdular ki; Biriniz yemek yeyince, yalamadıkça veya yalatmadıkça elini (mendile) silmesin." (K.S. 3885 C.11 S.114 alıntıları;Buhari,Müslim,Ebu Davud)
Dışardan tohaf görünsede, parmakları yalamaya başladık.Sofrayı kaldırmaya başlarken yemekten yere düşen parçaları gördükte, Mustafa şunu okudu;
Hz.Cabir anlatıyor; Resulullah, parmakların ve kapların yalanmasını emretti ve dedi ki; Siz bereketin,yemeğinizin hangi (parça)sında olduğunu bilmezsiniz. Öyleyse, biriniz lokması düşecek olursa onu alıp, bulaşan ezayı temizlesin ,sakın şeytana terk etmesin.Parmaklarını yalamadıkça elini mendile de silmesin.Zira o, taamınızın hangisinde bereket bulunduğunu bilemez." (K.S. 3886 C.11 S.114 Akçağ,alıntıları;Müslim,Tirmizi)
O sırada bir curcuna oluştu ve ben, Yasin D.,Ahmet,Mustafa,Adem,Boksör Yasin,Ali,Fatih kırıntılara saldırdık berekete ulaşmak için.Şeytana bırakmadığımız için ruhumuzu bir huzur kapladı.................................................
NOT=Yukarıda 'hadisler' haricinde geçen isim ve olaylar tamamiyle hayal ürünüdür! Afiyet olsun!
|