Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Naci Çelik Arşivi:
KUR'AN KENDİNDEN ÖNCEKİ KİTAPLARI DOĞRULAMAZ
İslam alimlerinin çok önemli bir yanılgısı da, Kur'anın kendinden önceki kitapları tasdik ettiğini zannetmeleridir.
İslam alimlerinin bu yanılgısı, Tükiyeli gençler arasında artan Kur'an okuruna orantılı olarak, İncil, Tevrat ve mukaddes kitap okurlarını da artırmaktadır.
Türkiyeli gençler arasında, İncil, Tevrat ve Mukaddes kitap gibi kitapların okunmasından, hatta bir çok Türk gencinin hiristiyan veya yahova şahidi olmasından ben şahsen hiç rahatsız değilim.Çünkü bana göre, ne şeklinde olursa olsun, içinde Allah ve ahiret inancını barındıran her türlü inanç, esas itibariyle İslamdır. (Bak: Allah'a ve Ahiret'e İnanan Herkes Müslümandır, başlıklı bölüm.
Ancak ben bir yanlış anlamadan dolayı Kur'an a çok büyük haksızlık edildiğine, Kur'an'ın hakkının verilmediğine inanıyorum.
Sana Kitabı gerçek ile ve kendinden öncekini doğrulayıcı olarak indirdi. Tevrat ve İncil'i de indirmişti. 3/3 S. Ateş çevirisi.
Kur'an'da, 16 ayrı yerde, yani tekrar tekrar geçen ve genel olarak yukarda verdiğimiz gibi anlaşılıp, anlamlandırılan ayetin anlamın da, daha ilk bakışta büyük bir mantık hatası olduğu anlaşılmaktadır.
Çünkü, Kur'an kendinden önceki kitapları doğrulayacak olsaydı, Kur'an'a gerek kalmazdı. Ayetin orijinalinde böyle bir mantık hatası olamayacağına göre, geriye tek bir ihtimal kalıyor. Her türlü mantıksızlığı mantık edinmiş bulunan zavallı islâm alimlerinin yanlış anlaması.
Kendisinde en küçük bir çelişki olmadığına inandığımız Kur'an'ın, bu ve buna benzer ayetlerinden alınan mesajın doğru olmadığı, ayete yüklenen anlamla, aşağıda vereceğimiz ayet ve bezeri ayetlere verilen anlamların, çelişmesinden de anlaşılmaktadır.
Sözlerini bozdukları için onları lanetledik ve kalplerini katılaştırdık. Kelimeleri yerlerinden kaydırıyorlar 5/13 S. Ateş çevirisi.
Ayetin dikkat çektiği kelimelerin, herhalde yazılı kelimeleri de içermediği düşünülemez. Kelimeleri yerlerinden kaydırılmış bir kitap, tahrif edilmiş olmaz mı ?
Veya... Aşağıda vereceğimiz ayetin vurguladığı gibi, bazı hükümleri gizlenmiş bir kitap, amacından saptırılmış veya tahrifata uğramış sayılmaz mı?
Ey Kitap ehli, elçimiz size geldi. Kitaptan gizlediğiniz şeylerin çoğunu size açıklıyor... 5/15 S. Ateş çevirisi.
"Kelimeleri yerlerinden kaydırıyorlar"
Mütercimin, yerlerinden kaydırmak anlamını yüklediği tahrif kelimesi, Kur'an'dan tetkik edildiğinde, değiştirmeyi vurgulayan bir kelime olduğu anlaşılıyor. Ayet, kelimeleri yerlerinden kaydırıyorlar demiyor. Ayet açıkca, "Kelimeleri değiştirdiler" diyor.
Herhalde mütercim, iki ayet arasında bir çelişki sezmiş olacak ki, ayetin anlamını yumuşatma yoluna giderek, kelimeleri yerlerinden kaydırıyorlar, sanki, "kaydırmamış da olabilrler" gibi, bir anlam yüklemek zorunda kalıyor.
Sana kitabı gerçek ile ve kendinden öncekileri doğrulayıcı olarak indirdi... Konu başında verdiğimiz ve asıl konumuz olan bu ayet ve benzeri ayetleri, aşağıda vereceğimiz ayet ve benzeri ayetler, açık bir şekilde tefsir etmektedir.
De ki: Ey Kitap ehli, siz Tevrat'ı, İncil'i ve Rabbinizden sizi indirilieni uygulamadıkça bir esas üzerinde değilsiniz... 5/68 S. Ateş çevirisi.
Dikkat edilirse ayet, Tevrat ve İncil'i uygulamadıkça demiyor. Tevrat ve İncil de size indirileni uygulamadıkça diyor. Yani Tevrat ve İncil'deki orijinal vahiylere dikkat çekiyor. Tevrat ve İncil'in tümüne kefil olmuyor.
Bu ayet, bir önceki ayetten alınması gerek mesajı ve bir önceki ayette geçen, mütercimin doğrulayıcı anlamını yüklediği, musaddık kelimesinin orijinal anlamını da vurgulamaktadır.
Sana Kitabı gerçek ile ve kendinden öncekini doğrulayıcı (musaddigan) olarak indirdi...
Ayetin yanlış anlaşılmasına, ayette geçen ve doğrulayıcı anlamı verilen musaddık kelimesine, yanlış veya eksik anlam yüklenmesi sebep olmuştur.
Halbuki: Kur'an'dan incelendiğin de, sâdık kelimesinin, salt doğruya, musaddık kelimesinin ise, doğruyu doğrulayana dikkat çektiği anlaşılıyor.
Bu durumda: Sana Kitabı gerçek ile ve kendinden öncekilerin doğrularını, doğrulayan olarak indirdi, şeklinde bir anlam, karşımıza çıkıyor.
SANA KİTABI HAK İLE, KENDİNDEN ÖNCEKİLERİN DOĞRULARINI DOĞRULAYARAK İNDİRDİ...
Musaddık kelimesine yüklediğimiz anlamı veya bu ve buna benzer ayetlerden aldığımız mesajın doğruluğunu, aşağıda vereceğimiz ayetler de doğrulamaktadır.
Eğer onlar Tevrat'ı, İncil'i ve Rablerinden kendilerine indirileni gereğince uygulasalardı... 5/66 S. Ateş çevirisi.
Ayet, özelde yahudi ve hristiyanlara, genelde bütün kitap sahiptlerine hitap etmekte ve kitaplardaki orijinal mesajlara dikkat çekmektedir.
İncil sahipleri, Allah'ın onda indirdiği ile hükmetsinler... 5/47 S. Ateş çevirisi.
Bilassa: Yukarıda verdiğimiz en son ayet, hiç bir tartışmaya fırsat vermeyecek bir şekilde, musaddık kelimesine yüklediğimiz anlamın veya konu başında verdiğimiz ayet ve benzeri ayetlerden aldığımız mesajın, doğru olduğunu kanıtlamaktadır.
Ayetlerden, Kur'an öncesi kitaplara haklı olmayan, yani yanlış hüküm veya anlamların girmiş olduğu açıkça anlaşılıyor. Bana göre, Kur'an'ın, kendisinden önceki kitaplardan sık sık söz etmesinin hikmeti, o kitapların güvenirliliğini vurgulamak için değil, bilakis o kitaplara güvenilmemesi gerektiğini vurgulamak ve aynı şeyin, Kur'an'ın'da başına gelebileceğine dikkat çekmek içindir.
Ayetlerin kapsamına Kur'an'da girmektedir. Yani yüce Allah, bizden önceki Kur'an ehlinin, ayetlere yükledikleri her anlama, yaptıkları her içtihada, getirdikleri her yoruma, kefil olmamaktadır.
O zikri biz indirdik biz ve onun koruyucusu da elbette biziz. 15/9 S. Ateş çevirisi.
Ayetin'in dikkat çektiği ve yüce Allah'ın koruduğunu bildirdiği Zikir:
1. İnançlar, maddi alem ve evrene hakim sosyolojik yasalardır.(Sünnetullah veya varlık ve yaşam veya maddi ve manevi alemdir.)
2. İnançları, maddi alemi ve evrene hakim sosyolojik yasaları, yazılı kelimelerle anlatan, kelimeleri esas itibariyle korunmuş, kendinden önceki kitapların doğrularını da içeren yazılı Kur'an'dır.
Ayet, yazılı Kur'an kelimelerinin, esas itibariyle korunduğuna dikkat çekmektedir.
Ancak, kelimelere verilen her anlamın, ayetlerden, bir okuyuşta alınacak her mesajın, doğru olacağını vurgulamamaktadır.
Eğer, Kur'an bir fıkıh kitabı gibi, hiç bir emek harcamadan, bir okuyuşta ve kısa zamanda anlaşılacak olsaydı, yüce Allah, aşağıda vereceğimiz ayetlerin vurguladığı gibi, Hz. Muhammedi, dolayesıyla bizleri ikaz etmezdi .
(Ey Muhammed) onu hemen okumak için dilini depretme. Onu ( senin kalbinde ) toplamak ve ( sana ) okumak bize düşer. O halde sana Kur'an'ı okuduğumuz zaman, onun okunuşunu takip et. Sonra onu açıklamak da bize düşer. 75/15-19 S. Ateş çevirisi.
Gerçek hükümdar olan Allah, Yücedir. Sana vahyedilmesi henüz tamamlanmadan Kur'an ı acele okumağa kalkma, Rabbim, ilmimi artır de. 20/114 S. Ateş çevirisi.
Ayetlere, oldukça eksik ve bozuk anlamlar yüklenmesine rağmen, ayetlerin vermek istediği mesaj, yinede anlaşılıyor.
Kısaca ve özetle: Ayetler, neyin doğru, neyin yanlış olduğuna karar vermek için, acele edilmemesini, olay veya olaylarla ilgili ayetlerin, yüce Allah'ın, insana lütfettiği, en ideal kıriter ölçüsü, özgür akıl ( Ruh ) süzgeçinden, tekrar tekrar geçirildikten sonra, bir sonuca varılmaya çalışılmasını vurgulamaktadır.
Onu, insanlara ağır ağır okuman için okuma parçalarına ayırdık ve onu azar azar indirdik. 17/106 S. Ateş çevirisi.
Bu ayetten de, Kur'an'ın anlaşılması, indirilişi gibi azar azar olacağı, yani Kur'an'ın doğru idrak edilebilmesi için, Kur'an'ın, uzun süre okunup, uzun uzun düşünülmesi gerektiği anlaşılıyor.
Tâ Sîn Mîm.
Şunlar, o apaçık Kitab'ın ayetleridir. 28/1,2 S. Ateş çevirisi.
Bu ve buna benzer bir çok ayetin dikkat çektiği kitap, mikrodan, makroya, makrodan, mikroya varlık ve yaşamdır. Klasik tabirle, Varlık ve Şahadet Alemidir.
Andolsun Tura.
Satır Satır yazılmış Kitab'a, yayılmış ince deri üzerine. 52/1,2,3 S. Ateş çevirisi
Ayet, öncelikle elimzdeki yazılı Kur'an'a dikkat çekmekte ve ayetleri, Hz. Muhammed'e indirildikçe, deriden veya herhangi bir şeyden mamûl, bir kitaba yazıldığı açıkça anlaşılmaktadır.
Ayetin kapsamına, evlerimizin kütüphanelerinde veya süslü kılıflar içinde evlerimizin duvarlarına asılı duran, ağaçtan mamûl kâğıtlara yazılmış, Günümüzdeki tüm mushaflar da girmektedir. Ayet, söz konusu mushafların, saklandıkları yerlerde, hiç dokunulmadan durduğunu vurgulamaktadır. Ancak, yanlışlardan arınıp, doğrulara ulaşmak isteyen, çok az bir grup insan müstesna; aşağıda vereceğimiz ayetler de, bu acıklı olayı vurgulamaktadır.
O, elbette değerli bir Kur'an'dır. Saklı bir kitaptadır. Ki ona temizlerden başkası dokunmaz 56/77,78,79. S. Ateş çevirisi
Çok ilginçtir, yukarıda verdiğimiz ayet, Kur'an'a abdestsiz dokunulamayacağına yorularak, müslümanlar, bilinçsizce Kur'an'dan uzaklaştırılmışlardır.
Halbuki ayet, kötülüklerden, yanlışlardan, uzak durmak isteyen müslümanların, elimizdeki Kur'an'a dokunmasını, yani Kur'an'ı sürekli okuyup, düşünmesini vurgulamaktadır. Daha açıkçası, bu ayet, aşağıda vereceğimiz ayetin vurguladığı şeyin, aynısını vurgulamaktadır.
Elçi de: Ya Rabbi, kavmim, bu Kur'an'ı terk edilmiş bıraktılar, demiştir. 25/30 S. Ateş çevirisi
Ayetler birbiriyle müteşabih olup, birbirini tefsir ederek, yazılı Kur'an rehberinin terk edildiğini vurgulamaktadır.
Andolsun biz Kur'an'ı öğüt almak için kolaylaştırdık. Öğüt alan yok mudur? 54/17 S. Ateş çevirisi
Bazı genç ve heyecanlı Kur'an okurları, yukarıda verdiğimiz ayetten hareketle, Kur'an'ın kolay anlaşılan bir kitap olduğunu, dolayısıyla fazla söze hacet olmadığını söylemektedirler. Halbuki ayet, doğru bilgi derlemek için, Kur'an'ın kolaylaştırıldığını söylemiyor. Ayet, zikir için, yani düşünmek veya tefekkür etmek için, Kur'an'ın kolaylaştırıldığını vurguluyor.
Çünkü; bilgi düşüncenin ürünüdür. Yani bilginin ana kaynağı düşüncedir. Kur'an'ı düşünmek elbette kolaydır, ancak Kur'an'dan doğru bilgi derlemek zordur, emek ister, azim ister, sabır ister. En önemlisi ise; belli bir zaman ister. Kur'an'ın 23 yılda ve tedricen tedricen inzal oluşunun, hikmetlerinden biride bana göre budur.
Ayet; Andolsun biz düşünmeniz için Kur'an'ı kolaylaştırdık. Düşünen yok mudur? demektedir.
Ayet; yeterince düşündüğün de, kişinin, doğruya ulaşacağına veya kişinin, düşündüğü oranda doğruya yaklaşacağına dikkat çekmektedir.
Ayrıca ayet, Kur'an dışı, Tevrat, İncil, Zebur, Fıkıh, Hadis ve Siyer gibi dini kitaplara göre, Kur'an'dan daha kolay ve daha doğru bilgiler edinilebileceğini de vurgulamaktadır.
O zikri biz indirdik biz; ve O'nun koruyucusu da elbette biziz. 15/9 S. Ateş çevirisi
Biraz öncede belirtmiştik, ayet, bütün Kur'an ayetleri gibi, mikro ve makro anlamlar içermektedir. Ayet, mikroda, Hz. Muhammed ve elimizdeki yazılı Kur'an'ı, makroda, yer küre ve varlık alemini vurgulamaktadır.
Ayetten ve realitelerden, insanın rol aldığı veya insanın elini değdirip bozdukları müstesna, varlık ve yaşam aleminin esas itibariyle korunduğu ve korunacağı anlaşılmaktadır.
Yani insanoğlu, yaşamı, doğayı ve atmosferi bozmaya, tahrip etmeye çalışsada, esas itibariyle, doğayı ve yaşamı, yani Sünnetullah'ı değiştiremeyeceği vurgulanmaktadır.
Ayrıca: Ayet, insanoğlunun, yazılı Kur'an'a bir çok yanlış anlam giydirmesine, bazı harf, üstün, esre ve ötre gibi işaretler ilave etmesine rağmen, yazılı Kur'an'ın'da, esas itibariyle korunduğunu ve korunacağını vurgulamaktadır.
Gelecek Konu: KUR'AN NASIL KORUNDU? |
__________________ ŞEYTANDAN VE ONUN EVLİYASINDAN KAÇINMANIN EN İYİ YOLU,ŞEYTANA KÜLAHINI TERS GİYDİRMEKTİR!
|