Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.
Yunus Suresi 105
Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.
Enam Suresi 79
İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.
Ali İmran Suresi 67
Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.
Nahl Suresi 123
De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.
Ali İmran Suresi 95
Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.
Bu bir mubalaga ( gozkorkutma ) ifadesidimir yoksa gercekten de oylemidir ?
Insan 70 yil yasadi ve Allah'a sirk kostu, ortaklarina inandi. Tovbede etmeden öldü. Bu insan ebedi cehennemde yanacak midir ?
Peki ozaman su soru aklima takiliyor yada her insanin sormasi lazim bence, 70 yil belirli bir sure, kisa bir omur. Belirli bir surede islenen suclarin cezasi nasil sonsuz ates olabilir.
Sonsuzlugun yaninda 70 yil gorunmez 0 kalir.
1000000000000000000000000000000000000000000000000000000 yil
Dahi sonsuzlugun yaninda 0 kalir.
Cehennem de ebedi kalmak kisa dunya yasantisi icin cok agir bir cezadir. Adaletsiz bir cezadir ayni zamanda. Tanri sirf kendisine ortak kosuldu veya inanilmadi diye yarattigi kullarini sonsuza dek ateste yakacak kadar merhametsizmidir ?
Sirk ve inkar etmeyi gectik, hangi suc islenirse islensin surelidir. Sonsuzluk ile cezalandirilmaz.
Sizin bu konuda ki gorusleriniz neler, merak ediyorum ?
Tanrım; acaba sahte mi gözlerdeki nur? Aldanmadayım her şeye mahmûr mahmûr... Madem ki ne var, ne yok dünyada, yalan; Öyleyse neden hesabı ciddi sorulur?
Ama Kur'an ı Kerimde de geçtiği gibi insan pek bir nankördür.
Burda postlarını takip ediyorum seninde şüphe edenlerden olduğun kesin bu ömür ve yaşadığımız süre bizim için uzun bir zaman sınanma oyun ve oyalanmadan ibaret bu Dünya hayatında peki sana şöyle sorayayım sana göre düşünürsek bu haksız bir cezalandırma ise ya mükafat ?
ŞU KISA VE ADALETSİZ DÜNYA HAYATINDAN KISA BİR ÖMÜR SONUNDA İMAN EDİP EBEDİ OLARAK CENNETTE VE ALLAH'ın RIZASINA SAHİP OLARAK VAROLMAK ÇOK MU ZOR ? O GÜN GELDİĞİNDE DE Mİ BUNA KARAR VERECEKSİNİZ SORGULAYICI OLAN BİZLER DEĞİLİZ BİRİCİK SAHİBİMİZE İMAN EDECEK OLAN BİZLERİZ..!
Selam sizlere.
__________________ Şu iğreti dünya hayatı, bir eğlence ve oyundan başka şey değil. Âhiret yurduna gelince, asıl hayat işte odur. Ah, bilebilselerdi!
( Ankebut 64 )
Kur'an ı Kerim i ne kadar samimiyetle okudun ya da sondaki sorgulamalara nasıl varabiliyorsun da konu başlığıyla son cümlelerin arasında dağlar kadar fark var nereye varmak istiyorsun ? Ayetlerin açıklığının farkında değil misin gerçekten merak ediyorum.
Ayrıca Kur'an ı Kerimi okuyan birinin saygısını ve ahlakını taşımadığın kesin
Cahiller onlara hitap edince ; Selam! derler.
Selam..
__________________ Şu iğreti dünya hayatı, bir eğlence ve oyundan başka şey değil. Âhiret yurduna gelince, asıl hayat işte odur. Ah, bilebilselerdi!
( Ankebut 64 )
Sormuş olduğunuz soruyu şahsen çok değerli buluyorum ve teşekkür ediyorum.
Bu konuya ilişkin acizane kanaatim, 11/107,108 ayetlerinden giriş yapacak olursak;
"Gökler ve yer durdukça orada sürekli kalacaklardır. Meğer Rabbin, çıkmalarını dilemiş olsun. Çünkü Rabbin, istediğini yapandır."
"Mutlu kılınanlar ise cennettedirler. Gökler ve yer durdukça orada sürekli kalacaklardır. Meğer Rabbin, çıkmalarını dilemiş olsun. Bu, Kesintisiz bir vergidir!." 11/107,108 (s ateş)
Tabi ki Süleyman Ateş 'in iki ayette de geçen, "...illa maşae rabbuke..." çevirisine katılmıyorum, arap diliyle yakın temasta olan bir dostumun, buraya getirmiş olduğu çeviriye katılıyorum ve "illa" edatını "istisna" edatı değilde, "istidrak" edatı şekliyle kabul ediyorum.
Sonuçta "illa maşae rabbuke = Kesinlikle rabbinin dediği olur" şekline dönüşüyor.Yoksa Allah teala kendi emrine muhalefet edici değildir.
Ayrıca ahiret hayatı ile ilgili bütün konuları, 32/17 penceresinden bakma gibi bir eğilimim de söz konusu;
"Yaptıklarına karşılık olarak onlar için ne gözler aydınlatıcı(ni'metleri)in saklandığını hiç kimse bilmez!" 32/17 (s ateş)
Belki diğer dostlarımızdan da bu konuyu açacak, belki daha da iyi anlamamıza sebep olacak fikirler ortaya çıkabilir.
MUHABBETLE...
__________________ Benliğin galebe çaldığı hiçbir yerde, vahiyden, adaletten ve merhametten bahsedilemez.
27. Ah bir görsen, atesin basında durdurulup da söyle dediklerini: "Ne olurdu, geri gönderilsek, Rabbimizin ayetlerini yalanlamasak ve müminlerden oluversek."
28. Isin dogrusu su: Önceden gizlemekte oldukları karsılarına dikildi. Geri gönderilselerdi yasaklandıkları seyi mutlaka yineleyeceklerdi. Dogrusu, onlar, tam yalancıdırlar.
Rabbimizin bildirdigi gibi eyer o inkarcilar dunyaya geri gonderilip bir sans daha elde etselerdi yinede yasaklandiklari seyi hemde azabi gormus olduklari halde yinede yapacaklardi. Yani Rabiibimiz onlari birdeyil binlerce kez azabi gosterip dunyaya geri dondurse, O inkarci kafir yine yasaklandigi seylerde direnecek...
Eeee surekli inkarda direnise surekli azap. adalet budur iste. O inkarcilar azabi gorupte tekrar iyilik etmek icin dondululmeyi diliyorlar ama, rabbimiz onlarin geri dondurulunce yine yasaklari cigneyeceklerini yuzlerine vuruyor.
Katılma Tarihi: 06 ekim 2008 Yer: Turkiye Gönderilenler: 148
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
"Tartıları hafif gelenler ise kendilerini kayba uğratanlar, uzun süre cehennemde kalanlar olacaklardır."Muminun 103 (Y.N.Öztürk Meali)
"Kimlerin de tartıları hafif gelirse, işte onlar da kendilerini ziyana uğratanların ta kendileridir. Onlar cehennemde ebedi kalacaklardır."Muminun 103 (Diyanet Meali)
"Her kimin de tartılan yeğni (hafif) gelirse, işte onlar kendilerine yazık edenler ve cehennemde kalacaklardır. "Muminun 103 (E.H.Yazır Meali)
"Kimin iyilikleri tartıda hafif kalırsa, işte kendilerini ziyana sokanlar, cehennemde ebedî kalanlar onlar olacaklardır."Muminun 103 (S.Yıldırım)
Görüldüğü gibi y.n.öztürk çevirisinde uzunca bir zaman olarak yorumlarken, e.h. yazır'da zaman belirtmeksizin cehennemde kalınacağına çevirmiş, diyanet ve s.yıldırım'da Kuran tercümesini yapanların geneli gibi ebedi sonsuz bir yaşam olarak çevirmiştir.
Cehennemde ikamet süresi üzerinde en çok tartışılan ayet gördüğüm kadarıyla öğrenci98'in örneğini vermiş olduğu ayet;
"Rabbinin dilemesi hariç, gökler ve yer durdukça onlar orada hep kalacaklardır. Rabbin, dilediğini öyle bir yerine getirir ki!...HUD 107
Anneler yavrularini bir kotu davranistan uzaklastirmak icin, "agzina aci biber surerim" ha derler.
Aci biber belki surmezler ama o cocuklar da o korku ile kotu davranislarini terkederler.
Kuran'da da cehennem hakkinda boyle bir konum oldugunu dusunuyorum. Sonuc olarak Allah'in merhameti sonsuzdur ve gazabini gecmistir. Ve aciz kullarini sonsuza dek yakacagina inanmiyorum. Bu ancak cok sevdiginiz birisini yanlistan alikoymak icin olabilir.
Cunku cehennem'de ki azabin suresini beilrtmis olsaydi ozaman soyle bir psikoloji ortaya cikabilecekti;
Misal, hirsizligin cezasi 100 sene cehennem azabi.
Ozaman hirsiz soyle dusunecek, "Su bankayi soyayim 70 yil burada rahat yasayim, nasil olsa 100 sene yanacigim"
Sonuc olarak Allah'in merhameti sonsuzdur ve gazabini gecmistir.
demişsiniz, doğru söylemişsiniz lakin cümlenin geçtiği ayette, çok daha manidar olan cümleyi pas geçmişsiniz o da rahmetinin kime yazıldığı.
Kur'an bütünlüğünde Allah teala sürekli olarak rahmetinin sınırsızlığından bahseder, lakin bu rahmeti sadece bir yerde kime yazdığını bildirir;
O da şöyleki:
"Bize bu dünyada da, ahirette de iyilik yaz, şüphesiz ki biz Sana yöneldik. Dedi ki: "Azabımı dilediğime isabet ettiririm, rahmetim ise her şeyi kuşatmıştır; onu korkup-sakınanlara, zekatı verenlere ve bizim ayetlerimize iman edenlere yazacağım." 7/156 ( a bulaç)
Tabi ki ayatte "zekatı verenler" diye yapılan çeviriye katılmayıp orasını "arınma gösterenler" diye anlıyorum.Yani;
müttaki olmak= sorumluluk bilinciyle hareket etmek,
zekatı ita etmek=arınma göstermek (salatı ikamenin tezahürüdür),
ayetlere inanmak=zaten bu işin başı ve olmazsa olmazıdır.
Muhabbetle...
__________________ Benliğin galebe çaldığı hiçbir yerde, vahiyden, adaletten ve merhametten bahsedilemez.
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme Sizin yetkiniz yok forumda konu silme Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme Sizin yetkiniz yok forumda anket açma Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma