Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
KUR’AN’I KİMLER ANLAMAZ
www.satirbasi.com dan alıntıdır
Kur’an
insanlara inmiş, son peygamber Hz. Muhammed aracılığıyla insanlara duyurulmuş
bir kitaptır. Bu kitap insanlara indiği için insanların anlayacağı şekilde
indirilmiştir. Eğer insanların anlamayacağı bir kitap olsaydı en başta kitabın
indirilme mantığına ters düşerdi. Çünkü indirilen veya bildirilen şey
anlaşılmaz, kapalı, üç beş falancanın filancanın anlayacağı bir kitap olsaydı
sadece onlara inmiş olurdu ve kitaptan sadece onlar sorumlu olurdu. Zaten
anlaşılmayacak bir şey neden duyurulsun ki. Hiç kimse bir başkasına
anlaşılmayacak bir şey göndermez. Çünkü her eylemde bir amaç vardır.
Kur’an’a
baktığımızda kendisini anlaşılır, açık, detaylı, öğüt kaynağı, hikmet kaynağı
olarak gösterir.
10/15
Onlara apaçık olan ayetlerimiz okunduğu zaman, bize kavuşmayı ummayanlar,
"Bundan başka bir Kur’an getir, yahut onu değiştir!," derler. De ki:
"Onu kendi tarafımdan değiştiremem. Ben yalnız bana vahyedilene uyarım. Rabbime
karşı gelirsem, büyük günün azabından korkarım."
6/126
Bu, Rabbinin dosdoğru yoludur. Öğüt alan bir toplum için ayetleri detayıyla
açıklamış bulunuyoruz.
Kur’an
peygamberimiz zamanında hiçbir zaman anlaşılma sorunu çekmemiştir. Gerek iman
edenler gerek inkar edenler Kur’an’ın anlaşılır olduğunda, kapalı olmadığında
ittifak halindeydiler. Kur’an’ a baktığımızda bunu açık seçik bir şekilde
görürüz. Kur’an’ın hiçbir yerinde inkarcıların ‘’bu kitap anlaşılmaz, açık
değil’’ gibi ifadelerine rastlanamaz. Tam tersi olarak ayetlerde inkarcıların
Kur’an’ı isteseler anlayacakları ifade edilmektedir. İnkarcılar Kur’an’ın
anlaşılır olduğunu bildikleri için Kur’an’ın anlaşılmasının önüne geçmeye
çalışmışlardır.
41/26
İnkar edenler, "Başa çıkmanız için, bu Kuran'ı dinlemeyin, anlaşılmasını
engelleyin," dediler.
Bu
ayette inkarcıların Kur’an’ın anlaşılmasını engelleme çalışmaları
anlatılmaktadır. Çünkü biliyorlar ki tarafsız ve önyargısız okunan Kur’an’ın
ALLAH kitabı olduğu anlaşılacaktır. Bu yüzden kitabın anlaşılmasını çeşitli
çabalarla engellemeye çalışmışlardır.
4/82
Kuran'ı incelemiyorlar mı? ALLAH'tan başkasının olsaydı onda bir çok çelişki
bulacaklardı.
Bu
ayette de inkarcılardan Kur’an’ı incelemeleri istenmektedir. Demek ki insanoğlu
bu kitabı incelerse bunun ALLAH katından olduğunu anlayacaktır. ALLAH
inkarcılara bile kitabı incelemelerini istiyor. Nasıl olur da inananların
incelemesini istemez. Sorumlu olduğumuz, dinimizin ALLAH’tan gelen ve tek
kaynağı olan, açık olduğu bir çok ayette zikredilen kitabı anlamamamız nasıl
mümkün olabilir. Anlamayacağımız bir kitaptan nasıl sorumlu olabiliriz. Sadece
birilerinin anladığı, yazdığı çizdiği, anlattığı kitaptan nasıl olurda bütün
insanlar sorumlu olur? Tabi ki böyle bir şey yoktur ve iman edenler
kitabı kolaylıkla anlayabilir. Kısacası ALLAH, Kur’an’ı anlaşılacak
özelliklerle donatmıştır.
Kur’an
kendisini bu şekilde tanıtmasına rağmen, peygamberimizden sonra kitap
anlaşılmaz hale getirilmeye çalışılmıştır. Kitabın anlaşılmayacağı, sadece
profesyonel ruhbanlar tarafından anlaşılacağı insanlara lanse edilmiştir.
Malesef bu çabalarında da başarılı olmuşlardır. Bu
süreçte Kur’an’ı okunup anlaşılan, ona göre hayatı tanzim etmesi gereken bir
kitap olmaktan çıkarttılar. Mezarlarda okunan, namazda okunan, duvarlarda güzel
kılıflar içinde saklı, sadece ayetlerinin okunma ahengine saygı gösterilip
içeriğine bakılmayan bir kitap haline getirdiler. Bu ruhbanların yüzünden
insanlar kitabı okumaz hale geldiler. Sadece Arapçası okunan ve bu yolla sevap
umulan ama hiç anlaşılmayan bir kitap.
Kitabı
anlaşılmaz kılma çabalarının kimlere ait olduğunu Fussilet Suresi 26. ayette
görmüştük. Ne yazık ki aynı tavrı peygamberden sonra peygamberi izlediğini
söyleyen ama gerçekte peygamberle alakası olmayan zihniyetler göstermiş ve bu
çalışmalarında başarılı olmuşlardır. Kendi geçimleri için, statüleri için,
kalplerine sinmiş put sevgisi nedeniyle hala da bu çabalarını
sürdürmektedirler. Yazdıkları kitaplarda Kur’an’ı siz anlayamazsınız bu
alimlerin işidir, siz karışmayın o tarafa, o taraf bizim işimiz veya
alimlerimizin işi diyerek insanların kitabı okumalarına engel olmaktadırlar.
Katıldıkları televizyon programlarında, camilerde ‘’Kur’an yetmez’’, ‘’Siz
anlamazsınız’’ nidalarıyla insanları kitaptan uzaklaştırmaya devam
etmektedirler.
Bu
engelleme çabaları ki; Hanefi mezhebinin en katı uygulamalarıyla taliban
hareketini doğurdu. Aynı şekilde ülkemizdeki mezar evleri doğurdu. El kaide
denen örgütü doğurdu. Matbaa bu ülkeye kaç yıl sonra girdi? Aynı zihniyet
mezhep savaşlarını doğurdu. Irakta görülen mezhep savaşlarını ne ile
açıklayabiliriz. Ülkemizde geçmişte yaşanan mezhep çatışmalarının,
sebepleri bu zihniyettir. Kısacası Kur’an’dan uzaklaşmış zihniyetin
ürünleri bunlar ve daha burada sayamayacağımız yüzlerce binlerce örnekler.
Tüm
bunlardan sonra Kur’an’ı kimlerin anlamayacağını gene Kur’an’dan öğrenelim:
9/127
Ne zaman bir sure inse, "Kimse sizi görüyor mu," diye bakışırlar.
Sonra da dönüp giderler. Anlamaz bir topluluk olduklarından ALLAH kalplerini
çevirmiştir.
41/5
Dediler ki: "Senin bizi
çağırdığın şeye karşı sabit fikirliyiz, kulaklarımızda ağırlık ve bizimle sizin
aranızda bir perde vardır. İstediğini yap, biz de yapacağız.
6/25
Onların bir kısmı seni dinler. Fakat, kalpleri
üzerine anlamalarına engel olacak örtüler, kulaklarına da ağırlık koyarız. Her
bir mucizeyi görseler de ona inanmazlar. Bundan ötürü sana geldiklerinde
seninle tartışır ve inkarcılar, "Bu ancak bir efsanedir," der.
43/40
Sen mi sağıra işittireceksin, yahut körü ve apaçık bir sapıklıkta
olanı yola getireceksin?
30/52
Sen ne ölülere işittirebilirsin, ne de arkalarını dönüp giden sağırlara çağrıyı
duyurabilirsin.
30/53
Körü de sapıklığından kurtarıp yola getiremezsin. Sen ancak ayetlerimize
inananlara işittirebilirsin ki onlar hemen teslim olurlar.
17/45
Kuran okuduğun zaman, seninle ahirete inanmayanlar arasına görülmez bir engel
yerleştiririz.
17/46
Ve onu anlamalarını engellemek için kalplerine kabuklar, kulaklarına da ağırlık
koyarız. Rabbini yalnızca Kuran'da andığın zaman nefretle geriye dönerler.
18/57
Rabbinin ayetleri kendisine hatırlatıldığı halde, yaptıklarını unutarak ondan
yüz çevirenden daha zalim kim olabilir? Kalplerine, onu (Kuran'ı) anlamalarına
engel olacak bir örtü, kulaklarına da bir ağırlık koymuşuzdur. Onları hidayete
ne kadar çağırırsan çağır, onlar asla doğruyu bulamaz.
Bu
ayetlerden açıkça görülecektir ki; Kur’an’ı anlayamayacak olanlar, inkarda
diretenler, en başta inkar yolunu tercih edenlerdir. Kendileri bu şekilde
şartlandıkları için ALLAH’ta onların Kur’an’ı anlamalarına engel olmuştur.
Burada
ki diğer anlamama sebebi olarak ta ‘’sabit fikir’’ gösterilmektedir. Ne yazık
ki bu durum insanların genelinde gözlenmektedir. Tamamiyle kuruntulardan oluşan
birçok inanç ve düşünce bile sabit fikirlilik yüzünden devam ettirilmektedir.
İşte bu şekilde daha en başta beyin konforunu bozmak istemeyen bu varlıklar
mesaja karşı bir tavır almışlardır.
Kitabın
anlaşılamayacağını savunan (sadece din adamlarının anlayacağını savunan)
zihniyete birkaç soru soralım:
1-
Kur’an’ı kimler anlayabilir?
2-
Kur’an’ı kimler anlayamaz?
3-
Anlayacağını ileri sürdükleriniz kimlerdir?
4-
Anlayacağını ileri sürdükleriniz neden farklı mezhep, tarikat ve cemaatteler?
5-
‘’53/23 Onlar, sizin ve atalarınızın taktığı isimlerden başka bir şey değildir
ve ALLAH onlar için hiç bir delil indirmemiştir. Kendilerine, Rab'lerinde bir
yol gösterici geldiği halde, sadece kuruntuları ve kişisel arzularını
izliyorlar’’ anlayacağını iddia ettiklerinizi bu
ayet bağlamında nasıl değerlendireceksiniz?
6-
Eğer üstteki 5 soruyu kabul etmiyorsanız neden insanları
birilerini taklit etmeye çağırıyorsunuz? Neden önlerine binlerce ciltlik
kitaplar koyuyorsunuz? Sadece Kur’an’dan sorumlu olduğumuzu (43/43,44) neden
söyleyemiyorsunuz?
Kitaba
inandığını söyleyen herkes bilmeli ki biz sadece kitaptan sorumluyuz. Rabbimiz
bizi ona göre hesaba çekecek. Ve bu kitap tüm inananların anlayacağı bir
kitaptır. Gerisi aldatmacadır. Peygamberimizin ahiretteki şikayetine maruz
kalmak istemiyorsak her şeyi elimizin tersiyle bir kenara itip sadece Kur’an’a
bakarak inanmamız ve ona göre yaşamamız gerekmektedir.
25/30
Resul de şöyle der: "Ey Rabbim, benim toplumum, bu
Kur'an'ı terk edilmiş/dışlanmış halde tuttular."
29/51
Bu kitabı sana indirmiş olmamız ve kendilerine okunması onlara yetmez mi?
Bunda inanan bir toplum için bir rahmet ve öğüt vardır.
Mehmet
AKSOY
http://www.satirbasi.com/?a=279
__________________ Yunus 105. Şu da emredildi: "Yüzünü dine bir hanîf olarak çevir. Sakın müşriklerden olma!"
|