Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Selam Dostlar,
Aşağıdaki satırlar "Beyin Gücü - Karl Albrecht" kitabından alıntıdır. Kitap düşünme becerilerini geliştirme yönünde pek çok hususu kapsamaktadır. Ben örnek olarak kısa bir bölüm aldım.
Mekanik Düşünür :
Düşünme becerilerini yüksek düzeye çıkarmış kişilerin sahip olduğu, sıradan düşünürlerin büyük çoğunluğunda ise eksik olan bir tek şey vardır. Onlar kendilerini büyük ölçüde sabit zihinsel alışkanlıklarından kurtarmışlar ve zihinsel işlemlerini karşılaştıkları durumların gerektirdiği ihtiyaçlara göre uydurmayı öğrenmişlerdir. Fakat ne yazık ki uyumlu düşünürler nispeten az sayıdadır. İnsanların büyük çoğunluğu tepkisel, hayal gücünden yoksun mekanik ve geleneksel bir şekilde düşünürler – uyumlu bir şekilde yapamadıkları için değil yapabileceklerini fark edemedikleri için böyledirler.
Her birimizin özgürlüğünü artıran belli, uyumlu düşünme becerileri vardır. Ve bizi farkında olmadan hapseden belli mekanik düşünme alışkanlıklarımız vardır. Kıyaslama yapabilmek için, aşırı mekanik düşünen ve son derece uyumlu düşünen olmak üzere iki karşıt profil çizeceğiz. Çok az insan bu örneklerle örtüşür fakat eğer düşünme becerilerimizi geliştirmek ve beynimizi kullanışımızdan elde ettiğimiz faydaları artırmak istiyorsak, bu profiller incelemek zorunda olduğumuz zihinsel işlemleri anlamamızda yardımcı olacaktır.
Öncelikle mekanik düşünürün aşırı uç versiyonuna bakalım. Çocukların okul sistemi tarafından işlendikleri zamana kadar, çok özgür ve yaratıcı bir şekilde düşünmeye eğilim gösterdilerine göre bu kişi tipik bir yetişkindir. Basmakalıp örneği tanımlamak için, onun bir kadın ya da erkek olabileceğini belirtelim.
İlk olarak mekanik düşünür, doğru olduğuna inandığı düşüncelerinden fazlasıyla gurur duyar. Ona göre bir kişinin, olayları – aslında her şeyi – benimseyip savunması uygun ve gereklidir. Fark etmese de, bir konu hakkında silip süpüren bir genelleme ya da dogmatik bir görüş dile getirir, konular karşısında katı bir duruşa adapte olmak için kendini zorlar. Her şey bir yana kendini “tutarlı” olmak zorunda hisseder.
Eğer mekanik düşünürleri yakından incelerseniz, muhtemelen bariz bir merak eksikliği fark edeceksiniz. Nadiren soru sorar (kendisinin “tartışma” diye adlandırmaktan hoşlandığı ve başkalarıyla girdiği tartışmalarda kullandığı şaşırtıcı sorular hariç) ve nadiren yaşadığı dünya ile ilgili yeni bilgiler edinme arayışındadır. Nadiren başka birinden bir şey öğrendiklerini itiraf ederler. Yine nadiren kitap okur ve okudukları kesinlikle kurgusal olmayan düz yazılar değildir Eğer erkekse, toplumuna göre kabul edilir bir erkek alışkanlığı olarak spor sayfalarını okuyabilir veya eğer bir kadınsa kadın bölümleriyle ilgili yerleri okumayı tercih edebilir. Mekanik düşünür, bildik olmayan durumlarda, duyduğu fark edilebilir rahatsızlığı açığa vurabilir ve ona şiddetle savunduğu bir fikri değiştirmesine neden olacak gerçek açıklandığında mahcup olabilir.
Mekanik düşünür fikir değiştirmekten nefret ettiği kadar hiçbir şeyden nefret etmez. Yeni düşünceler ve yeni görüşler ona belirsizlik getirir ve mekanik düşünürün belirsizliğe adeta alerjisi vardır. Her şeyin kafasında tüm yönleriyle karara bağlanmış bir şekilde oturmuş olmasından, tüm soruların mümkün olduğunca basit şekilde cevaplanmasından ve tüm felsefi problemlerin rafa kaldırılmasından hoşlanır. Egosunu bilinçsiz olarak düşüncelerine karıştırdığı için, fikir değişikliklerini yine bilinçsizce bir zayıflık türü olarak görür.
Aşırı dindar olabilirler ve kendi dininin tek “doğru” olduğu hakkında oldukça dogmatiktirler. Ülkesinin dünyanın en iyi ülkesi olduğuna inanır ve diğer ülkelerde yaşayan insanları, kendi ülkesinde doğmama gibi genetik bir talihsizliği olan, değersiz ikinci sınıf insanlar olarak görür. Dini liderler, demogoji yapan politikler, reklamcılar onu sever, çünkü kontrol edilebilir. İronik olarak mekanik düşünür “kendi için düşünme” konusunda çok fazla kibir duysa da, mekanik düşünür uyumlu düşünürden çok daha kolay kullanılabilir. Çünkü düşünme işlemlerinin sınırlı repertuarını tetiklemek için tasarlanmış mesajlara otomatik olarak cevap verir.
Mekanik düşünür sloganları, beylik lafları, basmakalıp cevapları ve kendi dünya görüşünü basitleştiren kategorik ifadeleri sever. En sevdiği cümle ise “Her zaman söylediğim gibi …” dir. Doğru-yanlış, iyi-kötü, kazanmak-kaybetmek gibi basit terimleri sever. Grinin tonlarını sevmez çünkü durumları ve mevzuları çözümsüz bırakma eğilimindedirler. Kendilerini onun kadar dogmatik ifade etmeyen ve “bir görüşü benimseyip savunmayan” insanlarla beraberken sabırsız (rahatsız) hale gelir. Üzerinde “Amerika – Ya sev ya terk et” gibi sloganların yazıldığı otomobil çıkartmalarını sever.
Mekanik düşünür, insanlar, fikirler ve her şey hakkında hüküm vermeyi sever, çünkü dünyanın adalet şefi rolünü oynamak ona kendini iyi hissettirir. Başkana, bildiği diğer tüm ulusal figürler, devlet yöneticisine, belediye başkanına, patronuna, komşusuna, kendi eşine ve çocuklarına ve cocuklarının arkadaşlarına bir değer biçer. Daha sonra da çeşitli kategorilerle ilgilenmeye başlar: zenciler, doğulular, Meksikalılar, Yahudiler, politikacılar, avukatlar, sendika üyeleri vb gibi tabii ki kendisinin ait olduğu herhangi bir grup bunların dışındadır.
…
Aslında mekanik bir düşünürü, kulandığı kelimeleri dinleyerek kolayca ayırt edebilirsiniz. Muhtemelen konuşmasının büyük bölümü nutuk cümleleri ve dogmatik terimlerle dolu ifadeler ve nispeten daha küçük bir bölümü de sonuca bağlanmamış cevapsız kalmış sorular olacaktır. Eğer dikkatli bir şekilde dinlerseniz muhtemelen, anlam bilimcilerin “bütünlük terimleri” –hepsi, her, herkes, daima, asla, kimse ve hiç- diye adlandırdıkları belli kelimeleri kullandıklarını duyarsınız. Bu terimler, düşünürü grinin tonlarını, dereceleri ve kıyaslamalı görüşleri ifade etmekten – aslında algılamaktan – alıkoyarak, düşünme sürecini sabit kalıplar içine girmeye yönlendirir. Kazan-kaybet, leh-aleyh, iyi-kötü, başarı-başarısızlık, doğru-yanlış gibi sözel yapılarla ve seçtiği kelimelerle “ya o ya bu” yönlendirmesinini taşır. Tüm bunlar onun, insanlar ve fikirler hakkında yapılan konuşmalardaki, özellikle insani değerleri kapsayan tartışma konularındaki göreliliği fark etmesini ve bununla ilgilenmesini engeller.
......
__________________ O, odur ki, sizi karanlıklardan aydınlığa çıkarsın diye kulu üzerine, gerçeği apaçık gösteren ayetler indiriyor. Allah size karşı gerçekten çok şefkatli, çok merhametlidir.
|