Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.
Yunus Suresi 105
Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.
Enam Suresi 79
İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.
Ali İmran Suresi 67
Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.
Nahl Suresi 123
De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.
Ali İmran Suresi 95
Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.
Bir
varmış, bir yokmuş. Zamanın bir çarşambasında bir kızcağız yaşarmış.
Ailesi ahlaklı olsun diye �ahlak ne ise?- onu bir eğitim kurumuna
göndermiş. Kızcağız eğitilecek, ahlaklı ve bilgili olacak, yetmezmiş
gibi bir de hoca hanım olacakmış. Sonra ailesi gurur duyacakmış.
Peki kızımız bunu ister miymiş? Ne fark edermiş? Nasıl olsa babası onun hakkında en doğru kararı veriyormuş.
Kızımız
eğitime başlamış. Ona orada boğazını zorlayarak tuhaf sesler çıkarmayı,
az malzemeden çok yemek yapmayı, geleneksel yargıları ezberlemeyi ve
bir de sıkıntılara hiç ses etmemeyi öğretmişler. Kızımıza şerh
yaptırmışlar atalarının kitaplarını. Kız �bildim� sanmış. Ama bilgi
neymiş? Meğer Rab önce �oku� demiş. Okumak neymiş? Nereden bilecekmiş,
hem biz ne anlarız? Bu kutsal mushafa özgürce dokunmaya dahi hakkımız
yok, anlamak ne haddimize? Saptırma konuyu.
Onbeşinde bir ev
izniyle sosyal(!) yaşama adapte olmuş hanım kızımız. Pek de hanımmış
maaşallah. Tam oğlumuza göre, ağzı var dili yok. Namahreme çıkmazmış,
bir de kocasının sözünden dışarı� Aman ne de güzel örtünmüş. Çok da iyi
yemek yaparmış. A, bu arada dikiş-nakış bile öğrenmiş. Tü tü tü� Nazar
değmesin.
Kızım benim şuramda yara çıkıyor, krem sürünce geçiyor ama yine çıkıyor. Bi okusan, geçer mi?
Okurmuş kızımız, her Ramazan�da mukabele okurmuş, hanımları mestedermiş, öyle etkili sesi varmış ki; ağlarmış insanlar�
Kimse sormamış kızcağıza; �sen ne düşünürdün acaba?� Zaten
o da düşünmeye ihtiyaç duymamış. Zaten hep birileri onun adına
düşünüyormuş. Çocukken anne babası, biraz büyüyünce sadece babası,
sonra ağabeyleri, akrabaları� sonra hocaefendiler, kutsal ataların
kitapları, gelenekler� her şeyi, her şeyi düşünmüş önceden birileri.
Ne kadar düşüncelilermiş�
Kızı kim sevmiş? Bilemezmiş.
Peki kim değer vermiş, önemsemiş? O neydi?
Kursu
başarıyla bitirmiş ve diploması bile olmuş. Kızcağız artık bir �hoca�
olmaya hak kazanmış. Artık özgürce taklit edebilirmiş kendi hocalarını
ve özgürce tekrar edebilirmiş söylenenleri. Artık sohbet toplantılarına
yeni bir ses katılıyormuş, aynı cümleleri tekrar edecek olsa da, yeni
bir ses�
Başta heyecan verici olsa da, sonra alışmış. Anlamış
gösterilen saygı ve hürmetin kendinden kaynaklanmadığını ve ötekiler
gibi alelade bir �hocanım� olduğunu�
�Yeni bir şey söylemedin ki hem, ne bekliyordun?�
Hayat sıkıcı. Hayat alelade. Hayat zor. Keşke paylaşabilseydi.
Birgün
kısa sakallı ve biraz da yakışıklı bir genç adamdan haber almış.
Görülmek istenmekteymiş. Heyecanlanmış kızcağız. İlk kez bir erkekle
görüşecekmiş. �Ne demeli, nasıl davranmalı? �
�Acaba günah mı?�
Evlilik niyetiyle konuşmak günah değilmiş. Ama yine de dikkatli olmalı� Ya kalbinden kötülük geçerse?
Hem bu erkek diğerleri gibi değilmiş. Hocası herhangi birini tavsiye eder miymiş?
Büyük
gün gelmiş. Eli ayağına dolaşmış. Aklı yüreğine. Çözememiş elini,
ayağından ayıramamış. Gitmiş buluşma yerine ve yüzü kızarmış. Diyememiş
içinden geçeni. Bakamamış bile yüzüne doğru düzgün.
Ama iyiymiş işte, hem daha ne olsunmuş.
Sonra adam aramış kızı ve onu sevdiğini söylemiş.
Seviyormuş�
Kızcağız mutlu olmuş.
Seviliyormuş işte!
Peki sevgi neydi? Amaaaan bana ne!
Evlenmiş kızcağız birkaç görüşme sonunda biraz yakışıklı genç adamla. Ama adam sormamış ona hiç, hiçbir şeyi.
Genç adam yürümüş, kadın takip etmiş. Adam konuşmuş, kadın susmuş. Adam eğitmiş, kadın eğitilmiş. Ve adam zalim, kadın mazlum. Halbuki susmak da zulüm.
Kadın itiraz etmiş bir gün, sevimsizce. Çirkef sözcükler bulaşmış dudaklarına. Adam da oldukça çirkin olmuş. Ve ahlaksız. Kirlenmiş evleri, kadın ağlamış. Sadece süs olan zevcliği �döverde severde� hengamesine kapılmış... Kadına vurmuş adam. Kadın sızlanmış. Düşmüş yere, Düşmüş mırıldandığı ezbere... Canı değil sadece yüreği acımış.
Ama yüreği varmış!
�Böyle olmamalıydı�
bir fikri de varmış!
İnşirah
suresini yüzelli kere okursa geçermiş sıkıntısı, ezberlerinden hatrına
düşmüş bu bilgi. Hemen uygulamaya koyulmuş fakat yüzkırkdokuzuncu
okuyuşunda duraksamış, devam edememiş, hıçkıra hıçkıra ağlamaya
başlamış. Tüh ziyan oldu o kadar okuduması, azıcık daha tutsaydı kendini sıkıntısı da geçecekti. Ağlamış yılların bastırılmışlığına. Ağlamış uzun uzun, hıçkıra hıçkıra�
Sarılmış kitaba. Sıkıntısını geçirmeyen, kalbine şifa olmayan ama yıllarını verdiği bu Kitab�a sarılmış.
�Peki
herkes yalan mı söyledi? Niye işe yaramıyor? abdest okuyup, örtünüp bir
de kıbleye dönüp okudum üstelik! Ağlamamalı mıydım? Tabii ya, ne
saygısızım ben! Ama tutamadım ki kendimi� insanım!�
ve yolculuk başlamış. Sormuş kızcağız, sormuş böyle hep. Eşine, kendi aklına ve yüreğine, tüm samimiyetiyle sormuş; �hiç işe yaramayacak mıydı? Hani dünyada huzur ve saadetti Kur'an-ı Kerim okumak?�
bir
gün biri ona okumanın ne olduğunu anlatmış. Hocaefendinin
buyruklarıyla, geleneksel kabullerle şekillenmiş önyargılarla değil,
sadece yaratan Rabbin adıyla okumak� kızcağıza bunu anlatmış. Devam
etmiş sarsarcasına heyûlayı; Anla demiş kendini, kendini dinle...
Kendini kendinden iyi bilen tek dostunu anla, dostunun sana mesajını
anla...
Sarsılmış hanım kızımız; �bu niye hiç aklıma gelmedi?� �sormasaydım aklıma hiç gelmeyecekti. Peki niye böyle oldu? Niye Rabbimin mesajını okuyor olduğum halde yıllardır aramda kalın perdeler vardı? Niye?�
Hayatının
dönüm noktasıymış o an. İlk kez bir şeyi bilmiş. Anlamış. Bilerek
okumuş sonra vahyi. Ve görmüş ki yüzelli kez olmasına gerek yokmuş,
inşirah�ı ilk okuyuşuyla huzur kaplamış içini. Daha önce hiç
hissetmediği bir doygunluğu tatmış yüreği. Sarılmış mushafa, bu kez
aralarında hiç perde yokmuş. Gülümsemiş sonra, çok mutlu olmuş. Artık
elindeki bir yük, avuntu ve sıkıntı değil gerçek bir rehbermiş.
Çekilmiş aradan tereddütle karışık anneler babalar abiler, ablalar,
hocaefendiler, kara kaplı yüce ciltler... Ve orada işte ona
şahdamarından yakın dosttan bir mektup, bir sırdaş bir gönüldaş işte
Gerçek bir rehber!
Gözyaşlarıyla dokunmuş tekrar Kitaba. Nasıl
olmuş da bu kadar yakınken, bu kadar uzak kalabilmiş? Anlayamamış.
Bırakmış tüm bunalımları bir yana ve eşsiz bir sevinçle teslim olmuş
vahye. Hafiflediğini fark etmiş. Din, sandığı gibi zorba bir yaşam
değilmiş. Sade ve huzurlu yaşamakmış üstelik. Kadın secde etmiş Rabbine, şükretmiş saatlerce. Dua etmiş sonra; �herkes zincirleri kırsın, perdeleri yırtsın ve kavuşsun rehberine!� (hiramusta.blogcu.com)
__________________ "Bir kavme olan kininiz sizi adaletten ayırmasın.."
Katılma Tarihi: 06 temmuz 2007 Yer: Turkiye Gönderilenler: 107
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
Gerçekten çok güzel bir yazı.Yazanın ellerine , yüreğine sağlık.Yaşanmışsa ne mutlu o bayana...
Sık kullanılanlar listeme ekledim.Çok güzel.Okullar açılıyor az kaldı diyorumki Din hocama bunu göstersem ne der!?İnşallah geçen sene beni yanlış bilgilerle donatan hoca gelir karşıma da yüzüne çarparım bazı şeyleri...Bu sene kavga edecem dincilerle. (Din öğretmenleri hep aynı kafadan oluyor hepsi imam hatipden nasıl olsaOnlarda bu anlatılan bayan gibi) -------***********---------
Kur'ana anlayacak şekilde bağlanınca oluyor demekki;)Arapçayı illaki öğrenmek gerekmiyor.Türkçemiz var çok şükür
Kur'anı anlayacak şekilde ve esenle kalın...
__________________ ZUHRUF/22:Hayır!"Sadece,biz babalarımızı bir din üzerinde bulduk,biz de onların izinde gidiyoruz"derler.
Alıntı: "Okullar açılıyor az kaldı diyorumki Din hocama bunu göstersem ne
der!?İnşallah geçen sene beni yanlış bilgilerle donatan hoca gelir
karşıma da yüzüne çarparım bazı şeyleri...Bu sene kavga edecem
dincilerle"
Ben de geçen yılki gibi bol kavga edeceğim,atalarının dini üzere olmayı marifet zanneden kafasız öğrencilerle..
__________________ "Bir kavme olan kininiz sizi adaletten ayırmasın.."
(Din öğretmenleri hep aynı kafadan oluyor hepsi imam hatipden nasıl olsaOnlarda bu anlatılan bayan gibi)
omertsl kardeş insafsız bir yargı değil mi bu süpürücülük çok yanlış ve senin yaptığın bence süpürücülük acizane ben de din öğretmeniyim ama ben yalnız Kur'an ve yalnız Allah diyorum ve öğrencilerime sürekli düşünmeyi Kur'an meali okumalarını sürekli anlatıyorum ve çok da güzel şeylerle karşılaşıyorum evet Kur'an aydınlıktır vr girdiği yeri aydınlatır
__________________ iman bizim bünyadımız
tarihtedir hep yadımız
hizbullahtır hem adımız
biz nurluyuz imanlıyız
Katılma Tarihi: 06 temmuz 2007 Yer: Turkiye Gönderilenler: 107
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
AYKIRI YOLCU Yazdı:
(Din öğretmenleri hep aynı kafadan oluyor hepsi imam hatipden nasıl olsaOnlarda bu anlatılan bayan gibi)
omertsl kardeş insafsız bir yargı değil mi bu süpürücülük çok yanlış ve senin yaptığın bence süpürücülük acizane ben de din öğretmeniyim ama ben yalnız Kur'an ve yalnız Allah diyorum ve öğrencilerime sürekli düşünmeyi Kur'an meali okumalarını sürekli anlatıyorum ve çok da güzel şeylerle karşılaşıyorum evet Kur'an aydınlıktır vr girdiği yeri aydınlatır
Hocam ; "İstisnalar kaideyi bozmaz"... Siz 1000 kişi içinde 1siniz ben şimdi yorumumda 1000/1 i söylersem millet bana güler.Onu sizin anlamanız lazım zaten , Herşeyde bir istisna vardır!Kuranda bile birçok istisna şeyler anlatılır.Ama bunlar asıl anlatılmak istenen olayın üstünü örtmez;)
Siz ve sizin gibi hocalardan özür diliyorum ama her yorumda istisnalardan da bahsedersek olmaz:)Onları(istisnaları) insanların zaten anlaması gerekir...
İnşallah Allah sizin gibi hocaları karşıma çıkarırda dinimi yaşayan birini kanlı,canlı görürüm...
__________________ ZUHRUF/22:Hayır!"Sadece,biz babalarımızı bir din üzerinde bulduk,biz de onların izinde gidiyoruz"derler.
Dostum, '' EZBER BOZAN KIZIN HİKAYESİ '' için teşekkürler.
aklıma sevdiğim bir özdeyiş geldi '' hayat bir öyküye benzer, önemli yanı eserin uzun değil İYİ olmasıdır. ''
Yüce Allah, şu anda hayatını bu hikayede görüldüğü gibi canlı canlı pratik hayatında yaşayan ve ben Müslüman'ım dediği halde, tüm yalınlığıyla henüz Kur'an'a ulaşamamış olan bu kandırılmış / zayıf bırakılmış kullarına, henüz fosilleşmeden hidayeti bulmalarını nasib etsin inşaAllah.
Selam ve Dua ile
__________________ Andolsun, size öyle bir kitap indirdik ki sizin bütün şeref ve şanınız ondadır. Hâlâ aklınızı kullanmayacak mısınız? ENBİYA 10
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme Sizin yetkiniz yok forumda konu silme Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme Sizin yetkiniz yok forumda anket açma Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma