Yazanlarda |
|
muhammedican Newbie
Katılma Tarihi: 22 mart 2006 Gönderilenler: 1
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
|
|
İSLAM tarihinde zuhur eden ilk büyük fitne ve fesat hareketi Hulefa-i Râşidîn’in üçüncüsü Hazret-i Osman Zinnureyn Hazretlerinin hilafeti zamanında, yalancıktan ihtida etmiş Yahudi Abdullah ibn Sebe’ tarafından çıkartılmıştır. O günden beri, fitneler, fesatlar, sapıklıklar, bozukluklar, suikastlar devam etmektedir. Zamanımızda bunlar yoğunlaşmış ve şiddetlenmiştir. İbn Sebe’in İzinden Gidenler Neler Yapmak İstiyorlar?
(1) İslam’ı bozmak ve tahrif etmek istiyorlar.
(2) Bu maksatla dinde reform yapmak istiyorlar.
Asliyetini kaybetmiş, tahrife uğramış, kutsal metinleri kaybolmuş, bozulmuş bâtıl dinlerde reform yapılması tabiî görülebilir ama İslam dini gibi ilâhî, kutsal kitabı indirildiği gibi korunmuş olan bir dinde reform yapılmasını istemek akılla, mantıkla, iz’anla, vicdanla uyuşacak bir şey değildir. Kur’an-ı Kerim Allah kelamıdır. O’nun kesin âyetlerinde ve hükümlerinde nasıl reform yapılabilir? Peygamberimizin mütevâtir ve sahih hadislerindeki hükümler nasıl yürürlükten kaldırılabilir veya değiştirilebilir? İslam’da reform istemek, Allah’ın yanıldığını, Peygamberin yanıldığını iddia etmek demektir ki, böyle bir şey küfür yani apaçık gerçeklerin örtülmesi ve inkârı mânâsına gelmez mi?
(3) Hak fıkıh mezheplerinin, tek kelimeyle fıkhın inkârı, mezhepsizlik de büyük fitne ve fesatlardandır. Kur’an-ı Kerim elbette bütün Müslümanların kutsal kitabıdır. Yine Peygamberimizin, hadislerini ellerinden geldiği kadar bütün Müslümanların okumaları gerekir, ancak kıraat (okuma) başka şeydir, bunlardan fıkıh hükmü çıkartmak başka şeydir. Kur’an’dan ve hadislerden din, Şeriat, fıkıh hükmü çıkartabilmek için birtakım ilimleri okuyup, sonra onlardan imtihan verip, diploma ve icazet alıp din âlimi sıfat ve unvanını kazanmış olmak gerekir. Âlim olmayanlar Kur’an’ı, hadisleri okurlar, lâkin bunlardan Şeriat, fıkıh hükümleri çıkartamazlar. Mezhepsizler bu kaideyi inkâr ediyorlar ve şöyle diyorlar: “Dinimizin iki temel kaynağı Kitab ve Sünnet’tir. Her Müslüman bunları okur, kendi kafasına göre din ve fıkıh hükmü çıkartır…” Ne kadar yanlış bir düşünce!.. Böyle bir şey dinin yıkılmasına, dini hükümlerin ayağa düşmesine, oyuncak edilmesine sebebiyet verir. Zamanımızda birtakım İbn Sebe’ takipçileri “Ebu Hanife de bizim gibi bir insandı. O nasıl Kur’an’dan ve Sünnet’ten hüküm çıkartmışsa, biz de çıkartabiliriz” diyorlar. Ne küstahça düşünce!.. Ne büyük kendini bilmezlik!.. Bu adamlar dinde anarşi çıkartmak istiyorlar.
(4) İbn Sebe’in yolundan giden reformcular, yenilikçiler itikad konusunda da Müslüman halkın ve bilhassa gençliğin kafalarını karıştırıyorlar. Sahih itikad, Ehl-i Sünnet ve Cemaat itikadıdır. Her Müslüman, kaynaklardan bu itikadı kendi kafasına göre çıkartamaz. Selef-i salihînden sonra İslam dünyasında iki büyük itikad imamı (büyük âlimi, önderi) zuhur etmiştir, İmam-ı Eş’arî ve İmam-ı Maturidî. Müslümanların bu büyük kişilerin derleyip toparladıkları itikad sistemini kabul etmeleri gerekir. Bunları beğenmeyenlerin, inanç konusunda ne büyük vartalara düştüklerini görüyoruz. Allah’a cisim isnat edenler; Allah’ın yüzü, eli, ayağı vardır diyenler, Allah semâda oturuyor diyenler; hepsi muhterem olan Ashâb-ı Kirâma dil uzatanlar; müteşabih âyetleri yanlış ve bâtıl şekilde yorumlayanlar. Maalesef bilhassa yirminci asırda itikad konusunda çok olumsuzluklar görülmüştür. Bunlardan korunmanın tek çaresi Ehl-i Sünnet itikadını bütün olarak kabul etmektir.
(5) Son birkaç yıl içinde Yahudi ve Hıristiyan dünyası İslam’ı değiştirmek, ılımlı hale getirmek, light bir İslam çıkartmak, işlerine gelmeyen hüküm ve müesseselerini kaldırmak üzere sistemli bir şekilde harekete geçmişlerdir. Onların ilk yıkmak istedikleri İslamî hüküm ve inanç “İslam’ın yegâne hak din olduğu” inancıdır. Bu hususta Kur’an’da sarahat vardır, âyette “Allah katında (hak) din İslam’dır” buyurulmaktadır. Kur’an’a göre Allah, İslam’dan başka bir dini kabul etmez. Kurtuluş, necat, felah, ebedî saadet İslam’la olur. Bir insana, Muhammed aleyhisselâmın risaleti, tebligatı, getirdiği din ulaşsa ve o kişi bunu kabul etmese, yalanlasa, “Peygamber, gerçek peygamber değildir, yalancıdır; Kur’an, Allah’ın gönderdiği hak kitap değildir; İslam, hak din değildir. Ben bunları kabul etmiyorum, bunlara iman etmiyorum…” dese gerçeği inkâr etmiş olur. Zamanımızda, İbn Sebe’in yolundan giden birtakım adamlar bu temel gerçeği inkâr ediyorlar, Hazret-i Muhammed’e “yalancı”, Kur’an’a “düzmece kitap” diyenlerin de cennete gireceklerini iddia ediyorlar. Son zamanların en büyük fitne ve fesadı bu olsa gerektir.
(6) İslam dininin birtakım muhkem, çok açık, çok belli, çok kesin hükümleri ve kuralları vardır. Bunlarda Müslümanlar arasında ihtilaf yoktur, kesin bir ittifak vardır. Bir kısım reformcular, yenilikçiler, değişimciler bunları da inkâra yelteniyorlar. Bazıları İslam hanımları ve kızları için tesettür gerekli değildir diyorlar. Başkaları, oruç tutmak mecburî değildir, canı oruç tutmak istemeyen fidye verebilir diyorlar. Bu gibi görüşler, mütalaalar, yorumlar Yüce İslam dinine aykırıdır. Bunlar büyük fitne fesattır. İmanını, ebedî mutluluğunu korumak isteyenler bu gibi fitne ve fesatlardan uzak durmalıdır.
İbn Sebe’ ile başlayan fitne ve fesat hareketleri Müslümanları bölmüş, Ehl-i İslam’ın birbiriyle savaşmasına yol açmış, ümmet birliğinin belini kırmıştır. Aklı, mantığı, iz’anı, vicdanı olan Müslümanların, birliği bozucu, din kardeşliğini sarsıcı bu gibi hareket ve cereyanlardan uzak kalmaları gerekir.
Dinde Birlik İçin Nelere Dikkat Edilmelidir?
1. İtikad yani inanç konusunda kendi kafasından hüküm çıkartmayacak, kendine mahsus bir mezhep ve meşrebi olmayacak; Ehl-i Sünnet mezhebine ve ulemasına tâbi olacaktır. Böylece ihtilaf ve tefrika önlenmiş olur.
2. Fıkıh konusunda dört hak mezhepten birini bütünüyle kabul edecek ve uygulayacaktır.
3. Mezheplerin hükümlerini birbirlerine karıştırarak uygulamayacaktır, yani telfik-i mezâhib yapmayacaktır. Hanefî ise Hanefî, Malikî ise Malikî, Şafiî ise Şafiî… Ancak çok zarurî hallerde, gerçek ve sahih müftülerin fetva ve ruhsatıyla bir defaya mahsus olmak üzere başka bir mezhebin hükmüyle amel edilebilir. Lakin her hal u kârda kendi kafasına göre böyle bir şey yapamaz. Meselâ bir Hanefî Müslüman, midye, ıstakoz, yengeç, karides, deniz kaplumbağası yemek için Şafiî mezhebini taklid edemez. Böyle bir şey dini oyuncak etmek olur, maskaralık olur.
4. Kur’an-ı Kerim’i tefsir etmek (yorumlamak) için gerekli olan on beş ilmi hakkıyla okumamış, icazet almamış, müfessir unvan ve sıfatını kazanmamış kimseler, Kur’an-ı Kerim’den kendi kafalarına, hevalarına göre hüküm çıkartmayacaklardır. Böyle bir şey Kur’an’a saygısızlık ve ihanet olur. Hiç Arapça bilmeyen, elifi görse mertek zanneden cahil kimselerin Kur’an tercümeleri, Kur’an meâlleri ve Türkçe tefsirleri okuyarak Yüce Kitabımızdan hüküm çıkartmaya yeltenmeleri, ona kendi kafalarından mânâ vermeye yeltenmeleri ne kadar acınacak, ne kadar gülünç, ne kadar sorumsuzca bir iştir. Aklı başında bir Müslüman asla böyle bir şey yapmaz.
İslam dininde esas olan, bu yüce dini, Hz. Peygamber’in ve Ashâbının anladığı ve anlattığı şekilde öğrenmek ve anlamaktır. Bunun için, Hz. Peygamberin vekilleri, vârisleri, halifeleri olan icazetli Sünnî âlimlere tâbi olmak gerekir.
İslam dinini müsteşriklerin (oryantalist, doğu bilimci), İbn Sebe’ partizanlarının, heves ve hevalarına tâbi olanların anlattıkları şekilde anlamaya çalışanlar, hiç şüphe yok ki, çok yanlış bir yoldadırlar. Bir müsteşrik düşünelim: Mükemmel Arapça biliyor, din ilimlerini öğrenmiş, Kur’an’ı ve hadisleri incelemiş; fakat iman etmemiş. Bu adam için “O İslam’ı anlamıştır” diyebilir miyiz? Hayır, o İslam’ı anlamamıştır. Anlamış olsaydı iman ederdi. Binaenaleyh hiçbir mümin, hiçbir müslim bu gibi bilginlere tâbi olamaz, dini onların anladığı ve anlattığı şekilde kabul etmez. Aksi takdirde sapıtır. Müslümanlar paramparça olmuşlardır, bir sürü fırka, zümre ve cemaat türemiştir. Bunlar birbirleriyle çekişip durmaktadır, öyleleri vardır ki, ya dünya menfaatleri yüzünden, ya beyinsizlikleri dolayısıyla gayr-i müslimlere hizmet etmektedirler. Bu tefrika, bu parçalanmışlık ümmet birliğine büyük zarar vermektedir. Böyle bir durumda aklı başında her Müslüman gerçek din âlimlerine tâbi olur.
Sonuç
Mezhepsizlik, telfik-i mezâhip, reformculuk, diyalog ve tolerans ideolojisi, dinde yenilik ve değişim, Kur’an âyetlerini kendi kafasına göre yorumlama, hadislerin bir kısmını inkâr, diğer kısmını kendi heva ve hevesine göre tefsir etme gibi cereyanlar imana zarar verir, ebedî saadetin yolunu kapatır. Bunlardan uzak kalmalıyız. Bir Müslümanın müctehid mezhep imamlarına, iki büyük itikad imamına, müceddidlere, fukahaya, ulemaya tâbi olması, bağlanması en büyük şereftir. Bunları inkâr etmek, bunlardan kopmak, din için en büyük tehlike, tehdit ve bid’attir. |
|
Yukarı dön |
|
|
Hasan Akcay Uzman Uye
Katılma Tarihi: 11 ekim 2005 Gönderilenler: 767
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Hoş geldin, güzel kardeşim. Hoş geldin de çoğu yeni gelen gibi önyargılarınla geldin. O yüzden yazını bilinen teranelerle doldurmuşsun; yarısına kadar okuyabildim.
Tamam, yapılması gerek Kur'an'a dönüştür; bence de reformun lüzumu yok. Ama hangi İslamda; Allah'ın özgün Kitabındaki İslamda mı, ilahî sözler çarpıtıla çarpıtıla zıvanadan çıkarılmış olan İslamda mı?
Sevgi ile, Hasan Akçay
|
Yukarı dön |
|
|
mümin Katilimci Uye
Katılma Tarihi: 27 subat 2006 Yer: Turkiye Gönderilenler: 91
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
muhammedcan hoşgeldin
Sevgili kardeşim bizim Resulullaha karşı bayrak açtığımız yok. Hatta bu duru dini bize getiren şerefli insan olduğu için her namazdan sonra ona selamda veriyoruz. makamı mahmuda ulaşması için duada ediyoruz. biz kurana uyarak resule uymuş oluyoruz. çünkü resulde kurandan başka birşeye uymuyordu...
__________________ Hiçbir şeyi yaratamayan, kendileri yaratılan şeyleri Allah’a ortak mı koşuyorlar? Araf (191)
|
Yukarı dön |
|
|
Alperen Admin Group
Katılma Tarihi: 09 nisan 2005 Gönderilenler: 2974
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
İSLAM tarihinde zuhur eden ilk büyük fitne ve fesat hareketi Hulefa-i Râşidîn’in üçüncüsü Hazret-i Osman Zinnureyn Hazretlerinin hilafeti zamanında, yalancıktan ihtida etmiş Yahudi Abdullah ibn Sebe’ tarafından çıkartılmıştır. O günden beri, fitneler, fesatlar, sapıklıklar, bozukluklar, suikastlar devam etmektedir. Zamanımızda bunlar yoğunlaşmış ve şiddetlenmiştir.
İbn Sebe’in İzinden Gidenler Neler Yapmak İstiyorlar?
(1) İslam’ı bozmak ve tahrif etmek istiyorlar. (2) Bu maksatla dinde reform yapmak istiyorlar.
Sevgili kardeşim bu nasıl bir çarpık analoji böyle? Daha açıkça söylemek gerekirse;
Ne alakası var bu forumla, yapılan bu ithamın?
Ne alakası var Abdullah İbn Sebe ile Kur’ana dönüş hareketinin?
Hatta ne alakası var Bu Yahudi Dönmesiyle, Dinde Reform Söylemlerinin? (Dinde değil dindarlıkta reformu esas almalıyız)
İbni Sebenin izinden gidenler kimler? “Dinimizi Aliye-Veliye değil de yalnız Allah’a özgüleyelim” diyenler mi? “Kur’an merkezli bir akidemiz olsun” diyenler mi?
İbni Sebe’nin mesajı neydi? “Kur’andan uzaklaştık, haydi gelin mutlak hakikat kaynağımıza geri dönelim” mi dedi bu adam? Hayır, tabiki hayır. O halde nereden çıkıyor bu ithamlar?
“Haydi gelin hepimiz Hanifler olarak Dinimizi ve Yaşantımızı Birleyicilik merkezli ve yalnız Kur’an tabanlı bir forma sokalım” demenin neresi sakat? Merhum Akif’in dediği gibi İlhamı yalnız Kur’andan alarak, İslamı asrın idrakine sunma gayretinin neresi İbni Sebecilik? Yapmayın Allah aşkına.
İbni Sebe zamanında mezhepler mi vardı? O halde nasıl oluyor da bu adam “Mezhepsizlerin Babası” oluyor?
Suçlama yapılacak, kökler(!) aranıyor ama bağlantı kurulan şu adama da bakın. Kurulan şu irtibata bakın. Hakikaten komik, hem de çok.
Muhammedican, burada seni suçlamıyorum, lütfen yanlış anlama. Yanlış düşünüyorsun ve haksız suçlamalara alet oluyorsun, sadece bu. Eline aldığın silah da onun doğrulttuğun kişiler de yanlış. Sürecin başındasın ve umarım kısa sürede güzel mesafeler katedersin. Kopyala-yapıştır yapmadan önce biraz düşünürsen ve buradaki söylemin ne olduğunu önyargılarını bir süreliğine de olsa kenara atıp yazılanları okuyarak görürsen ne tip bir haksızlık yaptığını da anlamış olursun kardeşim. Hem burada tartışanlar yada bilgilerini paylaşanlar ezber bilgilerle yapmıyor bunu. Lütfen eleştiri metodunu buna göre belirle.
Şimdi bu adam (İbni Sebe) hakkında elde ne tür tarihi bilgiler var, ona bakalım. Bakalım ki buradaki insanların ne ile suçlandığını görelim.
*******************************
Kızılbaşlık da denilen Rafızilik İbni Sebe üretimi bir akım:
Halifelik konusundaki anlaşmazlığı din anlayışına bağlayan İbni Sebe sonradan Rafızilik diye anılan görüşlerini üç noktada topladı:
1. Hz. Muhammed bir peygamber olduğuna göre ölmemiştir. O da İsa peygamber gibi günün birinde tekrar yeryüzüne gelecektir. Buna inanmayanlar, Kur'an'ın gerçek anlamını kavrayamayanlardır. Kur'an’ın biri zahiri (görünüşte), biri de batıni (içrek) olmak üzere iki anlamı vardır. Onun görünüşteki anlamına bağlananlar, özünü bilmedikleri için, bu gerçeği anlayamamışlardır. Ebubekir, Ömer, Osman ve Muaviye Ali'nin hakkını yediler. Hz. Muhammed'in yolundan ayrıldılar. Ali ölmedi, tekrar dünyaya dönecek, insanlara adalet dağıtacak, Allah'ın yolunu gösterecektir;
2. her peygamberin bir vasisi vardır. Hz. Muhammed'in vasisi de Ebu Talib'in oğlu Ali'dir. Hz. Muhammed'den sonra Müslümanların başına geçmek, onları yönetmek görevi Ali'nindir. İmamlık hakkını Ali'nin elinden alanlar, İslam dinine göre büyük zalimlerdir. Ali'nin hakkını ilk defa inkâr eden Ebubekir, sonra sıra ile Ömer, Osman ve Muaviye'dir;
3. Allah, Ali ve evlâdında görünüş alanına çıktı. Onların özünde Allah'ın bir cüz'ü saklıdır (hulul). Bu yüzden Ali, belli bir anlamda Allah'dır. Allah, Ali'nin kişiliğinde göründü, onun dilinden konuştu, öyleyse Ali'ye inanmak Allah'a iman etmek; Allah'a inanmak Ali'ye iman etmektir. Kaynak: http://www.dunyadinleri.com/rafizilik.html
********************************
__________________ Yunus 105. Şu da emredildi: "Yüzünü dine bir hanîf olarak çevir. Sakın müşriklerden olma!"
|
Yukarı dön |
|
|
Dadaloglu Newbie
Katılma Tarihi: 01 nisan 2006 Gönderilenler: 12
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
islamda en buyuk Fitneyi Cikaran, musluman oldukdan sonra Eski dinleri Yahudilikden bir suru zirvayi hadis altinda islam sokup bizleri Kuran uzaklatiran ve mezheplere bolenlerdir. Su Meshur Ebu Hureyrenin Eski dini Yahudilikden islam soktugu hadisleri ortdan kaldir bakalim. Ne fitne kalir nede Mezhep.
Kuran ve sadece Kuran dediginde. Butun fitneler cope.
|
Yukarı dön |
|
|
Alperen Admin Group
Katılma Tarihi: 09 nisan 2005 Gönderilenler: 2974
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
İnternetten edindiğim bilgiye göre: Ahmed Davudoğlu'nun bir kitabı var. Kitabın ismi Dîni Tâmir Dâvâsinda Din Tahribcileri.
İşte bu kitapta Mehmet Akif ERSOY'un da adı geçiyor. Neden biliyor musunuz? İlhamını Doğrudan Kur'an'dan alma anlayışından...
Hani o demişti ya: Doğrudan doğruya Kuran'dan alıp ilhamı, Asrın idrakine söyletmeliyiz İslam’ı
Sapık olmanın ölçütüne bakın.
Milli Gençlik vakfının müdavimlerinden iken yaklaşık 10 yıl sohbetlerine katıldığım hocam da aynısı söylemişti. "Akif sonradan sapıttı, Şeytana uydu"
__________________ Yunus 105. Şu da emredildi: "Yüzünü dine bir hanîf olarak çevir. Sakın müşriklerden olma!"
|
Yukarı dön |
|
|
Hamide Katilimci Uye
Katılma Tarihi: 07 mart 2006 Gönderilenler: 74
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Bu ne simdi bir suclanmadigimiz bu kalmisti. Yahu Fitenden kurtulup Kuranda birlik cagrisi yapilirken birilerinin rahati kacmis olacak ki. Fitne yazilari yazliyor.
__________________ Müslüman olmak güzeldir AMMA Hanif Müslüman olmak bir başkadır başka ......
|
Yukarı dön |
|
|
epoch Newbie
Katılma Tarihi: 21 eylul 2007 Yer: Turkiye Gönderilenler: 26
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
muhammedican Yazdı:
|
|
Sahih itikad, Ehl-i Sünnet ve Cemaat itikadıdır. Her Müslüman, kaynaklardan bu itikadı kendi kafasına göre çıkartamaz. Selef-i salihînden sonra İslam dünyasında iki büyük itikad imamı (büyük âlimi, önderi) zuhur etmiştir, İmam-ı Eş’arî ve İmam-ı Maturidî. Müslümanların bu büyük kişilerin derleyip toparladıkları itikad sistemini kabul etmeleri gerekir.......Bir insana, Muhammed aleyhisselâmın risaleti, tebligatı, getirdiği din ulaşsa ve o kişi bunu kabul etmese, yalanlasa, “Peygamber, gerçek peygamber değildir, yalancıdır; Kur’an, Allah’ın gönderdiği hak kitap değildir; İslam, hak din değildir. Ben bunları kabul etmiyorum, bunlara iman etmiyorum…” dese gerçeği inkâr etmiş olur. Zamanımızda, İbn Sebe’in yolundan giden birtakım adamlar bu temel gerçeği inkâr ediyorlar, Hazret-i Muhammed’e “yalancı”, Kur’an’a “düzmece kitap” diyenlerin de cennete gireceklerini iddia ediyorlar. Son zamanların en büyük fitne ve fesadı bu olsa gerektir.....Kur’an-ı Kerim’i tefsir etmek (yorumlamak) için gerekli olan on beş ilmi hakkıyla okumamış, icazet almamış, müfessir unvan ve sıfatını kazanmamış kimseler, Kur’an-ı Kerim’den kendi kafalarına, hevalarına göre hüküm çıkartmayacaklardır. Böyle bir şey Kur’an’a saygısızlık ve ihanet olur. Hiç Arapça bilmeyen, elifi görse mertek zanneden cahil kimselerin Kur’an tercümeleri, Kur’an meâlleri ve Türkçe tefsirleri okuyarak Yüce Kitabımızdan hüküm çıkartmaya yeltenmeleri, ona kendi kafalarından mânâ vermeye yeltenmeleri ne kadar acınacak, ne kadar gülünç, ne kadar sorumsuzca bir iştir.
|
|
|
|
syn muhammedican sizi tebrik ediyorum çok açık sözlüsünüz. Türkiye cumhuriyetinin bekasına son vermekte, abd ile yarış halindesiniz ve hipodromdaki at’lar ile mukayese edersek, siz burun farkıyla öndesiniz üstelik övdüğünüz adamları tanımıyorsunuz ama size enjekte ettiği dini öğretiler yüzünden apallamışsınız ve ne dediğinizin farkında değilmiş izlenimi veriyorsunuz. youtube.com adresinin search kısmına, arabian stupid veya stupidity arab şeklinde yaz, bak ne göreceksin? övdüğün insanların kendi içlerindeki hali, medeni toplum görüntüsündemi değimli o’zaman karar ver. Alimleriniz cep telefonu kullanmaktan acizler zaten bu tip insanlar dine yöneliyorlar. Bilinçli insanların dini öğretilerden uzak durmaları sebebiyle dindarlık tamamen avamların ve boşgezerlerin üzerinde. Bu insanlar mesleki sorumluluktan uzak kendilerini boşlukta seziyorlar.ülkemizin iş piyasası geliştikçe rasyonel hazırlık içinde olan yutttaş dini öğretilerden sıyrılacaktır.
Görünen köylerde Şeriat yasaları fiilen uygulanıyor. 22 arab birliği ülkelerinde, orta asya ve güney asya coğrafyasında Pakistan, iran ve malaysia’da coşmuş durumda. Ama bu ülkelerin entelektüel ve aydınları birkaçkişi’den ibaret. Demekki allahınız bile şeriat yasalarına değer vermiyor ki, şeriat ülkeleri abd egemenliğinde sömürge ülkeleri konumundan öteye gidemiyor.çok muteber meshep imamlarınız gerçeğe aykırı imkansızları sizin kafanıza mucize diye, dini öğreti şeklinde yerleştiriyor ama sopanın nasıl oluyorda yılana dönüştüğünü anlatamıyor. Yılanın kas dokusu, iskelet sistemi , midesi bir anda sopaya dönüşmesi’nin fizyoloji izahını bugüne değin hangi cennetlik açıkladı’da ben duymadım. Yılanının organları ani dönüşüm geçirdiğinde midesindeki yalayıp yuttuklarına ne oluyor. Muteber meshap imamları neden açıklamadan cennete gitti, sopa üzerinde, yılan anatomisinin karşılığına denk düşen parçacıkları? Artık onların peşi sıra hüküm çıkartacak anlayışada sahip insan olmadığına ve olmayacağına göre!!Ne olacak ? Yaratıcı, insanın hak ettiği değeri kendisine teslim edeceği güne kadar, hanefinin, şafinin, eşarinin, ve maturidinin kuram’larıylamı yaşayacağız ? Einstein 'ın sözüne bak şimdi ne diyor; aptallığın en açık delili aynı şeyi defalarca yapıp, farklı sonuç almayı beklemektir. Hani yazınızda diyordunuz ya, bir meshep kaidesinin takipçisi , diğerini takip ederse, karıştırırsa caiz olmaz. Keşke meshep imamları hayatta olsaydı'da kendilerine anlatsaydım iyi olurdu..neyse artık.saygılar.
|
Yukarı dön |
|
|
RabbeKul Yasaklı
Katılma Tarihi: 29 eylul 2007 Yer: Turkiye Gönderilenler: 30
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
epoch Yazdı:
Alimleriniz cep telefonu kullanmaktan acizler zaten bu tip insanlar dine yöneliyorlar.
|
|
|
???????
Arkadaş kendinde mi?
?
__________________ "Bizde ruhbanlık yoktur, hepimiz eşitiz ve dinimizin kurallarını eşit olarak öğrenmeye mecburuz" (Atatürk"ün Söylev ve Demeçleri, 1959, c.2, s. 90)
|
Yukarı dön |
|
|
Beyazmelek Yasaklı
Katılma Tarihi: 25 aralik 2007 Gönderilenler: 20
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Bu siteyi kuarnlar ve yandaşlarıda ibni sebeciler bilginiz olsun bukadar islama saldıran yeni bir din inşa etmeye ugraşanlar onlardandır...
zalimler için sapık fikirler için yaşasın cehennem...
|
Yukarı dön |
|
|
|
|