Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
İSKENDERCİNİN YANITINA YANIT
Koyu Mavi Kısımlar İskender'in Müridine yanıtımızdır.
Müridin Cevabının Orijinal Hali
Gonderen lutfi tumturk [lutfi_tumturk@yahoo.com]
HANİF DOSTLARIN, EFENDİMİZ’İN İSMİYLE AÇTIKLARI WEB SİTESİNDE YAYINLANAN
MEHDİ KONUSUYLA İLGİLİ YAZIYA CEVAPTIR
YANIT DEDİĞİN ŞEY SORULAN SORULARA CEVAPTIR. SEN BU YAZINDA BİZİM SORULARIMIZA YANIT VERME YERİNE BİLDİĞİNİ OKUMUŞSUN, EZBERDEN YAZMIŞSIN. EFENDİNDEN BİLGİ AKTARMIŞSIN. SEN DAHİL TÜM MÜRİT ARKADAŞLARINIZ AYNI. SADECE BİLGİ PAZARLIYORSUNUZ. ZERRE KADAR ÜRETİM YOK.
BİZ ZATEN SENİN BURADA YAZDIKLARINA (EFENDİNDEN AKTARDIKLARINA) CEVAP MAHİYETİNDE YAZDIK O MEHDİ İLE ALAKALI MAKALELERİMİZİ. BİZİM YANIT VERDİĞİMİZ MEVZULARI TUTUP BİR DAHA AYNEN VE YENİDEN YAZMANIN (AKTARMANIN) GEREĞİ NEDİR? AMACIN “BEN DE CEVAP VERDİM” ANLAYIŞIYLA TESELLİ OLMAK MI? YADA EFENDİLERİNİN GÖZÜNE GİRMEYE ÇALIŞMAK MI?
“MEHDİ KAVRAM”
Bismillâhirrahmânirrahîm
Efendimiz’in Mehdi olmadığını iddia eden bu kardeşlerimizin yazısına cevap veriyoruz inşaallah.
Evvelâ Kur’ân-ı Kerim’de MEHDİ kavramı geçiyor mu?
Evet, Mehdi “muhted” kelimesiyle tarif ediliyor. MEHDİ veya muhted “hidayete ermiş”, “hidayete vesile olan” ve “hidayete erdiren” anlamlarında Allahû Tealâ tarafından âyetlerde kullanılmıştır.
MÜRİTLERİN ANLAMADIĞI DAHA DOĞRUSU ANLAMAK İSTEMEDİĞİ ÇOK ÖNEMLİ BİR MEVZU VAR. VARSAYALIM Kİ MEHDİ KAVRAMI KUR’ANDA VAR. VE YİNE VARSAYALIM Kİ VELİ-RESUL KAVRAMI DA VAR. KUR’ANDA BU KAVRAMLARIN VAR OLMASI İSKENDER’İ NE MEHDİ YAPAR NE DE VELİ-RESUL. KİŞİYİ MEHDİ YADA VELİ-RESUL YAPACAK OLAN ŞEY ONUN İCRAATIDIR. “AYİNESİ İŞTİR KİŞİNİN LAFA BAKILMAZ” SÖZÜ BOŞUNA SÖYLENMEMİŞ. MEHDİ İNANCINA GÖRE O DÜNYA ÖLÇEĞİNDE ETKİN VE YETKİN BİR KİŞİDİR. KIYTIRIK BİR TARİKAT ŞEYHİ DEĞİL. VELİ-RESUL OLABİLECEK KİŞİ DE 71 YAŞINA GELMİŞ AMA ELİNDEN HİÇBİR ŞEY GELMEMİŞ, 71 YAŞINA KADAR ADAM YERİNE BİLE KONMAMIŞ PİRİ FANİ BİR İHTİYAR OLAMAZ. ALLAH RESUL SEÇİMİNDE (HAŞA) BU KADAR ÖZENSİZ DAVRANMIŞ OLABİLİR Mİ? İSKENDER ŞİMDİYE KADAR NE YAPTI DA BUNDAN SONRA NE YAPACAK? GÖRÜNEN KÖY KILAVUZ İSTER Mİ? BASİT BİR TARİKAT ŞEYHİ OLARAK HAYAT SÜREN İSKENDER YİNE BASİT BİR TARİKAT ŞEYHİ OLARAK DÜNYAYI TERKEDECEK. BU REALİTEYİ ANCAK BÜYÜLENMİŞ OLANLAR YADA APTALLAR GÖREMEZ, GÖRSE DE GÖZARDI EDER. BU KONUDA MÜRİTLERİN KLASİK İTİRAZI ŞU: “KİM NE DERSE DESİN EFENDİMİZ MEHDİDİR” ŞU EMBESİL MANTIĞA BAKAR MISINIZ? BU LAF “BİZ ÖYLE ZANNEDİYORUZ, BİZ ÖYLE ZANNEDİYORSAK ÖYLEDİR” DEMEKLE EŞDEĞER. EFENDİNİZ SİZİN BU AKILSIZCA ETTİĞİNİZ LAFLARLA MI MEHDİ OLACAK? SİZ MİLYAR KERE DE “O MEHDİDİR” DESENİZ BU ONU MEHDİ YAPMAZ. LAFLA MEHDİ OLUNMAZ. İSKENDER ORADA (AMERİKA’DA) O KADARCIK BİR ADAMKEN ONU MEHDİ ZANNETMEK MEHDİLİK İNANCININ DA AKLINIZIN DA NAMUSUNU KİRLETMEK DEMEKTİR, KENDİNİZİ VE BÜTÜN İNSANLARI APTAL SANMAKLA EŞDEĞERDİR.
İSKENDERİN MEHDİ ANLAYIŞI SÜNNİ YADA DİĞER EKOLLERİN MEHDİ İNANCINDAN AYRIDIR. İSKENDER’E GÖRE MEHDİ ALLAH’IN HİDAYETİNİ TEKELİNDE BULUNDURAN ŞAHISTIR. BU ZİHNİYETE GÖRE HİDAYET BULMAK İÇİN ÖNCELİKLE VE ÖZELLİKLE BU BEŞERE KUL KÖLE OLMAK HER DEDİĞİNE “AMENNA VE SADDEKNA” DEMEK FARZDIR. BU DURUMDAKİ ŞAHIS MEHDİLİK İDDİASININ YANINDA ASLINDA TANRILIK İDDİASINDA DA BULUNMAKTADIR. ALLAH YANINDA EK/YEDEK BİR TANRI.
MEHDİ (KİŞİYİ HİDAYETE İLETEN) ALLAH’TIR. ALLAH DIŞINDA BAŞKA BİRİNE MEHDİ (HİDAYETE İLETEN) GÖZÜYLE BAKAN KİŞİ MÜŞRİKTİR. HZ. MUHAMMED (ss) ALLAH’IN NEBİSİ İKEN SEVDİĞİNİ HİDAYETE ERDİREMİYORKEN İSKENDER NASIL OLUYOR DA BANA KUL/KÖLE OLUN DA SİZİ HİDAYETE ERDİREYİM DİYEBİLİYOR?
Kasas 56. Şu bir gerçek ki, sen istediğin kişiyi doğru yola iletemezsin. Ama Allah, dilediğine kılavuzluk eder. Hidayete erecekleri O daha iyi bilir.
1. Allah’ın Kendisine ulaştırdığı kişi mehdidir (muhteddir), hidayete ermiştir.
LAFA BAKAR MISINIZ? ALLAH’IN KENDİSİNE ULAŞTIRDIĞI KİŞİ MEHDİYMİŞ. MEHDİ HİDAYETE EREN DEĞİL ERDİRENDİR. EĞER HİDAYETE EREN KİŞİ MEHDİYSE O ZAMAN TARİH BOYUNCA MİLYONLARCA MEHDİ GELDİ GEÇTİ DEMEKTİR. ŞİMDİ ARKADAŞIN BU ANLAYIŞINA MALZEME ETME ADINA VERDİĞİ AYETE BAKALIM. VE GÖRELİM BAKALIM BU AYETİN MEHDİ İNANCINA HELE DE İSKENDER’E MALZEME OLABİLECEK BİR YANI VAR MI?
18/KEHF-17: Ve tereş şemse izâ taleat tezâveru an kehfihim zâtel yemîni ve izâ garabet takrıduhum zâteş şimâli ve hum fî fecvetin minh(minhu), zâlike min âyâtillâh(âyâtillâhi), men yehdillâhu fe huvel muhted(muhtedi), ve men yudlil fe len tecide lehu veliyyen murşidâ(murşiden).
Ve güneşin, doğduğu zaman mağaralarının sağ tarafından geldiğini ve battığı zaman sol taraftan onların yanlarından geçtiğini görürsün. Ve onlar, onun (mağaranın) geniş sahası içinde bulunuyorlardı. İşte bu, Allah’ın âyetlerinden (mucizelerinden)dir. Allah, kimi Kendisine ulaştırırsa, işte o hidayete ermiştir. Ve kimi dalâlette bırakırsa (kim Allah’a ulaşmayı dilemezse) artık onun için velî mürşid (irşad eden evliya) bulunmaz.
İSKENDERCİLERİN KLASİK TAKTİĞİ ŞU: KENDİ ANLAYIŞLARINA MALZEME EDEBİLECEKLERİ AYETLERİ ÖZELLİKLE SEÇİYORLAR. BU AYETLERİ ANLAM BÜTÜNLÜĞÜNDEN KOPARIYORLAR. BU TAVIR BİR PARAGRAF İÇİNDEN BİR CÜMLEYİ SEÇMEKLE VE ONA GÖRE HÜKÜM VERMEKLE EŞDEĞERDİR. SONRA BU AYETE KENDİ FELSEFELERİNE UYGUN TARZDA (ORİJİNAL METİNLE UZAKTAN YAKINDAN ALAKASI OLMAYAN) PATANTEZLER EKLİYORLAR. VE SONUÇTA AYET İSKENDERCİLERİN FELSEFESİNİ BÖYLECE DESTEKLEMİŞ OLUYOR. BU TAKTİĞİ ÖRNEĞİN 50 AYETE UYGULUYORLAR. VE SONRA DA “BAKIN AYETLER ARASINDA NASIL BİR İLLİYET RABITASI, UYUM VAR” DİYORLAR. TABİKİ UYUM OLACAK ÇÜNKÜ TÜM SEÇTİKLERİ AYETLERE KENDİ FELSFELERİNE UYGUN TARZDA PARANTEZLER EKLEYENLER KENDİLERİNDEN BAŞKASI DEĞİL.
ŞİMDİ MÜRİDİN YUKARIDA MEHDİ İNANCINA DELİL OLARAK VERDİĞİ AYETİN ASLINDA NE İLE ALAKALI OLDUĞUNA PARANTEZSİZ BİR ŞEKİLDE VE KONU BÜTÜNLÜĞÜNÜ NAZARI DİKKATE ALARAK BAKALIM.
KEHF SURESİ
13. Biz onların haberlerini sana doğru bir şekilde anlatacağız. Şu bir gerçek ki onlar, Rablerine iman etmiş bir yiğitler grubuydu. Ve biz de onların hidayetini artırdık.
14. Kalpleriyle aramızda bir bağ kurduk/kalplerini dayanıklı kıldık. Kalkıp şöyle dediler: "Rabbimiz, göklerin ve yerin rabbidir. O'ndan başka hiçbir ilaha yakarmayız. Aksini yaparsak saçma söz söylemiş oluruz."
15. "Şunlar, şu kavmimiz O'ndan başka ilahlar edindiler. Onlar hakkında açık bir kanıt getirselerdi ya! Yalan düzerek Allah'a iftira edenden daha zalim kim olabilir?!"
16. "Madem ki onlardan ve Allah dışındaki taptıklarınızdan yüz çevirip kenara çekildiniz, hadi mağaraya sığının ki, Rabbiniz size rahmetinden bir nasip yaysın ve işinizde size kolaylık ve başarı sağlasın."
17. Güneş'i görüyorsun: Doğduğu vakit mağaralarından sağ tarafa kayar, battığı vakit ise onları sol tarafa doğru makaslayıp geçer. Böylece onlar mağaranın geniş boşluğu içindedirler. Bu, Allah'ın mucizelerindendir. Allah'ın kılavuzluk ettiği, doğruyu bulmuştur. Şaşırttığına gelince, sen ona yol gösteren bir velî asla bulamazsın.
GÖRÜLDÜĞÜ GİBİ KONUNUN MEHDİ İNANCIYLA HELE DE İSKENDER’LE ZERRE KADAR ALAKASI YOK. KONU ASHAB-I KEHF (YEDİ UYURLAR) İLE ALAKALI. BU YEDİ GENÇ (RİVAYETLERE GÖRE İSİMLERİ YEMLİHA, MİSLİNA, MEKSELİNA, MERNUŞ, DEBERNUŞ, SAZENUŞ, KEFEŞTATAYYUŞ) AYETE GÖRE “RABLERİNE İMAN ETMİŞ” GENÇLERDİ. ONLAR RABLERİNE İMAN ETTİKLERİNDEN DOLAYI ALLAH DA ONLARIN HİDAYETİNİ ARTIRMIŞTI (HİDAYET RUHU ALLAH’A ULAŞTIRMAKSA NASIL OLUR DA ARTAR?) ÜSTTEKİ AYETLERDE GÖRDÜĞÜMÜZ GİBİ ONLAR ALLAH’I YERLERİN VE GÖKLERİN RABBİ OLARAK KABUL EDEN, ALLAH’TAN BAŞKA HİÇBİR İLAHA YAKARMAYAN, ALLAH DIŞINDAKİLERİ İLAH EDİNENLERDEN VE O’NA İFTİRA EDENLERDEN UZAK OLAN VE BU UĞURDA ONLARDAN KOPUP AYRILAN VE MAĞARAYA SIĞINAN BİR GRUP YİĞİT GENÇTİLER. ALLAH DA ONLARA BU TEMİZ İMANLARI VE GÜZEL TAVIRLARI DOLAYISIYLA YARDIM ETMİŞTİR. ONLARA BU GÜZELLİKLERİNDEN DOLAYI KILAVUZLUK EDEN ALLAH’TIR. ALLAH’IN KILAVUZLUK (HİDAYET) ETTİĞİ DE DOSDOĞRU YOLU BULMUŞTUR.
GÖRÜLDÜĞÜ GİBİ BU AYETLERDE MEHDİ İNANCINA DELİL OLABİLECEK EN UFAK BİR İPUCU BİLE YOKTUR.
2- Hidayete vesile olan kavim resûlleri mehdidir (muhteddir).
36/YASİN-20: Ve câe min aksal medîneti raculun yes’â kâle yâ kavmittebiûl murselîn(murselîne).
Ve şehrin en uzak yerinden bir adam koşarak geldi. “Ey kavmim, (size) gönderilmiş olan resûllere tâbî olun!” dedi.
36/YASİN-21: İttebiû men lâ yes’elukum ecren ve hum muhtedûn(muhtedûne).
(Tebliğlerine karşılık) sizden ücret istemeyen (bu) kişilere tâbî olun. Ve onlar, hidayete ermiş olanlardır.
ARAPÇA BİLE BİLMEYEN BİR ADAM (İskender) NASIL OLUR DA MEAL YAZABİLİR DEMEYİN. YAZMIŞ İŞTE. DAHA DOĞRUSU ALMIŞ ELİNE BİR MEAL ÜÇ BEŞ PARANTEZ EKLEMİŞ VE SONRASINDA PİYASAYA KENDİ MEALİ DİYE SÜRMÜŞ İŞTE. BİZ BU AYETE DE KONU BÜTÜNLÜĞÜNÜ DİKKATE ALARAK VE PARANTEZSİZ BİR ŞEKİLDE VE İŞİN EHLİ BİR İNSANIN (Prof. Dr. Yaşar Nuri Öztürk) MEALİNDEN BAKALIM.
YASİN SURESİ
20. Kentin öbür ucundan bir adam koşarak gelip şöyle dedi: "Ey topluluk, bu elçilere uyun!"
21. "Sizden herhangi bir ücret istemeyelere uyun. Onlardır doğruyu ve güzeli bulanlar."
22. "Beni yaratana ne diye kulluk etmeyecek mişim ben? Ve sizler de O'na döndürüleceksiniz."
23. "O'ndan başka tanrılar mı edineyim ben? Eğer Rahman bana bir zorluk/zarar dilerse onların şefaati benden hiçbir şeyi savamaz; beni kurtaramazlar."
24. "Bu durumda ben elbette ki açık bir sapıklığın içine düşerim."
25. "Ben, sizin Rabbinize iman ettim, artık dinleyin beni!"
BU AYETLERİN MEHDİ İNANCIYLA ALAKASI NEDİR? BURADA SÖZKONUSU OLAN KİŞİ NE KENDİSİNE DAVET EDİYOR NE DE RESULLERE. BURADAKİ “ŞEHRİN ÖBÜR YANINDAN KOŞUP GELEN KİŞİ” ALLAH’A DAVET EDİYOR. RESULLERİN “ALLAH’A UYUN” SÖZÜNÜ DESTEKLİYOR VE İNSANLARIN BU ÇAĞRIYA KULAK VERMESİNİ İSTİYOR. BU AYETLERDE GÖRÜLDÜĞÜ GİBİ NE RESULLER MEHDİDİR NE DE “ŞEHRİN ÖBÜR YANINDAN KOŞUP GELEN KİŞİ”.
BAKIN O KİŞİ NE DİYOR: EY TOPLULUK, DOĞRUYU VE GÜZELİ BULAN, SİZLERDEN ÜCRET İSTEMEYEN RESULLERE UYUN. VE SONRASINDA HİKMETLİ ÖĞÜTLERİNE DEVAM EDİYOR. BU ÖĞÜTLERİN HİÇBİRİSİNİN İÇİNDE “RUHUNUZU ALLAH’A ULAŞTIRMAYI DİLEYİN” DİYE BİRŞEY YOK. AYRICA YİNE BU AYETLERİN HİÇBİRİSİNDE MEHDİ İNANCINA DELİL DE YOK. HELE HELE İSKENDER’İN MEHDİLİĞİNE İŞARET ASLA VE KATA YOK. İSKENDER ALLAH ÜNİVERSİTESİ İSİMLİ BİR SİTE AÇIP MÜRİTLERİNE ÜCRET KARŞILIĞI BİLGİ SATTIĞI İÇİN O RESUL DE OLAMAZ. BAKIN AYETTE “ÜCRET İSTEMEYENLERE” UYULMASI TAVSİYESİ VAR. RESULLERİN HİÇBİRİSİ ÜCRET TALEP ETMEMİŞTİR. BU GERÇEK BİRÇEO AYETLE SABİTTİR. BU CİHETTEN BAKILDIĞINDA DA İSKENDER RESUL FALAN DEĞİLDİR. MÜRİTLERİNDEN TOPLADIUĞI PARALRLA HAYAT SÜREN BİR TARİKAT ŞEYHİ NASIL OLUR DA RESUL OLABİLİR?
3- Her kavimde, bütün zaman parçalarında Allahû Tealâ’nın tayin ettiği kavim resûlleri vardır.
16/NAHL-36: Ve le kad beasnâ fî kulli ummetin resûlen eni’budûllâhe vectenibût tâgût(tâgûte), fe minhum men hedallâhu ve minhum men hakkat aleyhid dalâleh(dalâletu),fe sîrû fîl ardı fanzurû keyfe kâne âkıbetul mukezzibîn(mukezzibîne).
Ve andolsun ki; Biz, bütün ümmetlerin (milletlerin, kavimlerin) içinde bir resûl beas ettik (hayata getirdik, vazifeli kıldık). Allah’a kul olsunlar ve taguttan (insan ve cin şeytanlardan) içtinap etsinler (sakınıp kurtulsunlar) diye. Onlardan bir kısmını, Allah hidayete erdirdi ve bir kısmının da üzerine dalâlet hak oldu. (Resûllere tâbî olanlar hidayete erdi, tâbî olmayanların ise üzerine dalâlet hak oldu.) Artık yeryüzünde gezin. Böylece yalanlayanların akıbetinin, nasıl olduğuna bakın (görün).
İSKENDER’İN ÇARPITTIĞI VE ANLAYIŞA MALZEME ETTİĞİ AYETLERİN BAŞINDA İŞTE BU AYET GELİYOR. BU AYETTE GEÇEN “ÜMMET” KELİMESİ MİLLET YADA KAVİM ANLAMLARINA GELMEZ. ÖYLE OLACAK OLSAYDI ALLAH KAVİM YADA MİLLET DERDİ. ALLAH (HAŞA) KELİME SIKINTISI MI ÇEKİYOR YADA KELİMELERİ ÖZENLİ, YERLİYERİNCE KULLANAMIYOR MU? YADA (HAŞA) ALLAH ANLATMA GÜÇLÜĞÜ ÇEKMİŞ DE İSKENDER BU KONUDA ALLAH’A PARANTEZLERLE YARDIMCI MI OLUYOR?
KUR’ANDA MİLLET KAVRAMI DA VAR, KAVİM KAVRAMI DA VAR. BUNLARIN HEPSİ AYRI YERLERDE VE AYRI ANLAMLARDA KULLANILMIŞ. VE BU ÜÇ KAVRAM BİRBİRİNİN EŞANLAMLISI OLAN ÜÇ KAVRAM DEĞİLDİR. VE BU ÜÇ KAVRAMDAN HİÇBİRİSİ ETNİK KÖKEN İFADE ETMİYOR. YANİ HER MİLLETE RESUL GÖNDERİLMESİ DEMEK GERMEN IRKINA AYRI, YUNAN IRKINA AYRI, TÜRK IRKINA AYRI RESUL GÖNDERİLMESİ DEMEK DEĞİLDİR. BU KONUDAKİ ÇALIŞMAMIZI BURADAN OKUYABİLİRSİNİZ. AYRICA NEBİ-RESUL KAVRAMLARIYLA İLGİLİ ÇALIŞMAMIZI OKUMANIZI DA TAVSİYE EDERİZ. (NEBİ-RESUL (1), NEBİ-RESUL (2)).
EĞER İSKENDER HER IRKA HER DEVİRDE RESUL GELDİĞİNİ İDDİA EDİYORSA O ZAMAN BİZE ÖRNEĞİN ŞU ANDA SAĞ OLAN ALMAN IRKININ RESULÜNÜN, YUNAN IRKININ RESULÜNÜN VE DİĞER ÜLKELERDEKİ IRKLARIN RESULLERİNİN İSMİNİ VERMELİDİR. ÖRNEĞİN İSKENDER’İN İKAMET ETTİĞİ AMERİKA’NIN ŞU ANDA SAĞ OLAN RESULÜ KİMDİR? BU SORUMUZU MÜRİTLERE DEFALARCA SORDUK AMA HİÇBİR YANIT ALAMADIK. (HAŞA) YERLERİN VE GÖKLERİN HAKİMİ VE BÜTÜN EVLİYALARI TANIYAN İSKENDER NEDENSE ŞU ANDA SAĞ OLAN RESULLERİN İSMİNİ BİLMİYOR. ONLARA DA “SOHBET NİTELİĞİNDE” KİTAP İNZAL EDİLİP EDİLMEDİĞİNİ DE BİLEMİYOR. BU NASIL BİR KAİNAT HAKİMLİĞİYSE.
ŞİMDİ İLGİLİ AYETLERE BAKALIM.
NAHL SURESİ
35. Ortak koşanlar dediler ki: "Eğer Allah isteseydi ne biz ne de atalarımız Allah dışında bir şeye kulluk/ibadet etmez, O'na rağmen hiçbir şeyi haram kılmazdık." Onlardan öncekiler de aynen böyle yaptılar. Resullere düşen, açık bir tebliğden başkası değildir.
36. Andolsun, biz her ümmette şöyle tebliğ yapan bir resul görevlendirdik: "Allah'a kulluk/ibadet edin, tâğutttan kaçının. Sonra bunlardan kimine Allah kılavuzluk etti, kimine de sapıklık hak oldu. Şimdi yeryüzünde gezip dolaşın da yalanlayanların sonu nasıl olmuş görün.
37. Sen onların iyiye ve doğruya ulaşmalarını tutkuyla istesen de Allah, saptırdığına yol göstermez. Hiçbir yardımcıları da olmaz onların.
38. Yeminlerinin tüm gücüyle, "Allah ölen kimseyi diriltmez" diye Allah'a yemin ettiler. Hayır, öyle değil. Öleni diriltmek O'nun üzerinde hak bir vaattır, fakat insanların çokları bilmezler.
39. Diriltecek ki, onlara, ihtilafa düştükleri şeyi açık-seçik göstersin ve küfre sapanlar kendilerinin yalancılar olduğunu bilsinler.
BU AYETLERDE DİKKAT ÇEKEN EN ÖNEMLİ NOKTA “GEÇMİŞ ZAMAN” KİPİNİN KULLANILMIŞ OLMASIDIR. AYETLERDE ALLAH “HER ÜMMET İÇİN RESUL GÖREVLENDİRİRİZ” DEMİYOR, “GÖREVLENDİRDİK” DİYOR. ALLAH KELİME SEÇİMİNDE (HAŞA) ÖZENSİZ DAVRANMAYACAĞINDAN ÖTÜRÜ BİZLER BU AYETTEN İLGİLİ MEVZUNUN KUR’ANIN İNZAL OLMASINDAN ÖNCEYİ KAPSADIĞINI ANLARIZ, ANLAMALIYIZ. BU AYETLERİN HİÇBİRİSİNDEN ŞU ANDA ÖRNEĞİN ALMANYA’DA, RUSYA’DA, FRANSA’DA, TUNUS’TA, LİBYA’DA VE DİĞER DÜNYA ÜLKELERİNDE BİR RESUL OLDUĞU YADA OLMASI GEREKTİĞİ HÜKMÜNÜ ÇIKARAMAYIZ. BU HÜKMÜ ÇIKARANLARDAN DA BU RESULLERDEN BİR KAÇININ İSMİNİ VERMESİNİ İSTERİZ. İLETİŞİM ÇAĞINDA BÜTÜN BİR İNSANLIĞIN BU SAYILARI 100’Ü AŞMASI GEREKEN RESULLERDEN BİHABER OLMASI NE KADAR MANTIKLI? BU RESULLER (VARSA EĞER) NEDEN PİYASAYA BİZLER RESULÜZ DİYE ÇIKMIYOR?
İsra Suresinin 15. âyet-i kerimesinde ise “Resûl göndermedikçe azap etmeyiz.” buyuruyor:
17/İSRA-15: Menihtedâ fe innemâ yehtedî li nefsih(nefsihî), ve men dalle fe innemâ yadıllu aleyhâ, ve lâ teziru vâziretun vizre uhrâ, ve mâ kunnâ muazzibîne hattâ neb’ase resûlâ(resûlen).
Kim hidayete ererse kendi nefsi için hidayete erer. Kim de dalâlette ise dalâlette olmak onun aleyhinedir. Nezir’in (uyaran Resûl’ün) nezrettiğini (ikazını, uyarısını) yerine getirmeyenlerin (bu sebeple günah yüklenenlerin) günahlarını başkaları yüklenmez. Bir resûl göndermedikçe (hiçbir kavme, hiç kimseye) azap etmeyiz.
İSRA SURESİ
15. Kim yola gelirse kendisi için yola gelmiş olur. Sapıtan da kendi aleyhine sapıtmış olur. Hiçbir günahkâr, bir başka günahkârın yükünü taşımaz. Ve biz, bir resul göndermedikçe azap edici değiliz.
ALLAH BİR RESULULLAH (HZ. MUHAMMED (SS)) GÖNDERMİŞTİR. BU RESULULLAH ALLAH’TAN HABER GETİRENLERİN (NEBİLERİN) SONUNCUSUDUR. HZ. MUHAMMED’DEN SONRA ALLAH’TAN HABER GETİREN(NEBİ), ONUN MESAJINI BİZE İLETEN RİSALETLE GÖREVLİ BAŞKA BİR ELÇİ GELMEYECEKTİR. EVET RABBİMİZ BU AYETTE ELÇİ=RESUL GÖNDERMEDİKÇE AZAP ETMEYİZ DİYOR. AMA ZATEN ELÇİ GELDİ VE TEBLİĞİNİ YAPTI. O TEBLİĞ BUGÜN ELİMİZİN ALTINDA. BAŞKA BİR RESUL GELSE BİZE KUR’ANDAN BAŞKA BİRŞEYİ Mİ GETİRECEK? O HALDE UYARI VE DOĞRU YOLA KILAVUZLANMA KAYNAĞIMIZ OLAN KUR’AN ELİMİZİN ALTINDAYSA NE DİYE BAŞKA BİR RESUL GÖNDERİLSİN?
Ve İbrâhîm Suresinin 4. âyet-i kerimesinde her resûl, Allah’ın âyetlerini o kavmin lisanı ile açıklıyor:
14/İBRÂHÎM-4: Ve mâ erselnâ min resûlin illâ bi lisâni kavmihî li yubeyyine lehum, fe yudillullâhu men yeşâu ve yehdî men yeşâ’(yeşâu), ve huvel azîzul hakîm(hakîmu).
Hiçbir resûlümüz yoktur ki; Biz, onu kendi kavminin lisanıyla göndermiş olmayalım. Onlara (kendi lisanlarıyla) beyan etsin (açıklasın) diye. Öyleyse Allah, dilediğini (Allah’a ulaşmayı dilemeyenleri) dalâlette bırakır. Dilediğini (Allah’a ulaşmayı dileyenleri) hidayete erdirir. Ve O, Azîz’dir, hikmet sahibi’dir.
İBRAHİM SURESİ
1. Elif, Lâm, Râ. Bir kitaptır bu. Ki indirdik sana, çıkarasın diye insanları Rablerinin izniyle karanlıklardan nura; Hamîd, Azîz olanın yoluna...
2. O Allah'a ki yalnız O'nundur göklerdekiler ve yerdekiler. Hüsran haberi şiddetli bir azaptan, o küfre batmışlara...
3. Onlar ki sefil ve iğreti hayatı âhirete tercih ederler ve Allah yolundan alıkoyup o yolu eğri-büğrü yapmayı isterler. İşte bunlar, dönüşü olmayan bir sapıklık içindedirler.
4. Biz, görevlendirdiğimiz her resulü ancak kendi toplumunun diliyle gönderdik ki, onlara açık-seçik beyanda bulunsun. Bunun ardından, Allah dilediğini saptırır, dilediğini de iyiye ve güzele kılavuzlar. Azîz'dir, Hakîm'dir O!
AYETLER AÇIK. BİR TOPLUMA GELEN RESUL TABİKİ O TOPLUMUN LİSANI İLE, ONLARIN ANLAYACAĞI DİLLE GÖNDERİLİR. BU REALİTE RESULLERİN TOPLUMLARINA AÇIK SEÇİK BEYANDA BULUNABİLMELERİ ADINA ZORUNLUDUR.
BU AYETLERDE HER IRKA BELİRLİ ZAMAN ARALIKLARIYLA (ÖRNEĞİN HER YÜZYILDA) BİR RESUL GÖNDERİLDİĞİNE VE BU HER IRKA GÖNDERİLEN RESULLERİN DE O IRKIN DİLİYLE GÖNDERİLDİĞİNE DAİR EN UFAK BİR İPUCU BİLE YOKTUR. ASLINDA BU AYETTE ÇOK GÜZEL VE İNCE BİR MESAJ VAR. O MESAJ DA ŞU: RESULLER KENDİ TOPLUMUNUN İÇİNDEN ONLARIN ANLAYACAĞI DİLLE GÖNDERİLMİŞTİR AMA İNSANLAR BU KENDİ LİSANLARIYLA ONLARI HAKK YOLA ÇAĞIRAN KİŞİLERİN SÖZLERİNİ ÇOĞUNLUKLA ANLAMAMAZLIKTAN GELMİŞLERDİR. AYNI LİSANI KONUŞAN RESULLERİN MESAJLARINA KARŞI AŞIRI DUYARSIZ VE İLGİSİZ TAVIRLAR SERGİLEMİŞLERDİR. BU İNSANLAR SANKİ RESULLER BAŞKA BİR LİSAN İLE KONUŞUYOR DA ONLAR DA BU YÜZDEN ANLAMIYORLAR GİBİDİRLER. RABBİMİZ BURADA “KENDİ LİSANLARI İLE” DİYEREK ÖZELLİKLE VURGU YAPMASININ ALTINDA BU GERÇEĞE İŞARET EDİYOR OLABİLİR. TABİKİ EN DOĞRUSUNU ALLAH BİLİR.
İSKENDERCİLER EĞER HER IRKA KENDİ LİSANLARIYLA ÖRNEĞİN HER YÜZYILDA BİR RESUL GÖNDERİLDİĞİNİ İDDİA EDİYORLARSA BUGÜN YERYÜZÜNDE HAYAT SÜREN BİRKAÇ IRKIN ONLARA KENDİ LİSANLARIYLA TEBLİĞ YAPAN RESULLLERİNİN ADINI VERMELİDİR. ÖRNEĞİN RUSYANIN RUS HALKINA RUSÇA TEBLİĞ YAPAN BU DÖNEMDEKİ RESULÜ KİMDİR? MÜDDEİ İDDASINI İSPATA MECBURDUR. İSKENDER EĞER BU İDDİASINI BVÖYLE İSİM VE ÖRNEK VEREREK DELİLLENDİRMİYORSA BU KONUDA YALAN SÖYLÜYOR DEMEKTİR.
4= Her devirde hidayete erdiren devrin imamı mehdidir (muhteddir).
Allahû Tealâ, Musa (A.S)’ın kavminden hidayete erdiren bir topluluğun olduğunu A’raf Suresinin 159. âyet-i kerimesinde ifade ediyor:
7/A’RAF-159: Ve min kavmi mûsâ ummetun yehdûne bil hakkı ve bihî ya’dilûn(ya’dilûne).
Ve Musa (A.S)’ın kavminden bir ümmet vardır. Hakk’a hidayet ederler (hidayete ulaştırırlar). Ve onunla (hak ile) adaletle hükmederler.
ARAF SURESİ
159. Musa kavminden bir topluluk vardır ki, hakka kılavuzluk/hak ile kılavuzluk eder ve yalnız hakka dayanarak adaleti gözetir.
DEVRİN İMAMI DİYE BİRŞEY YOKTUR. “DEVRİN İMAMI MEHDİDİR” DEMEK İSKENDERCİLERİN FELSEFESİNE AYKIRIDIR. BU MÜRİTLER KENDİ FELSEFELERİNİ BİLE ADAM AKILLLI BİLMİYORLAR. DEVRİN İMAMI MEHDİ İSE HER DEVRİN BİR MEHDİSİ Mİ VAR YANİ? ÖRNEĞİN İSKENDERCİLERE GÖRE BİR ÖNCEKİ DEVRİN İMAMI SAİD NURSİDİR. O HALDE SAİD NURSİ DE Mİ MEHDİYDİ?
ARAF SURESİNDEKİ AYET AÇIK. BURADA BAZI KULLARIN ALLAH İLE DİĞER KULLAR ARASINA GİRİP ONLARI HİDAYETE ERDİRMELERİ SÖZKONUSU DEĞİLDİR. HİDAYETE ERDİREN ALLAH’TIR. HİDAYETE ULAŞTIRAN DA ALLAH’TIR. PEYGAMBERLER DAHİL HİÇBİR BEŞERİN İNSANLARI HİDAYETE ULAŞTIRMASI ASLA MÜMKÜN DEĞİLDİR. BÖYLE BİR VAZİFELERİ DE YOKTUR. PEYGAMBERLER DE SADECE UYARICIDIR (NEZİR). TOPLUMLARINA MESAJI İLETİRLER VE UYARIRLAR. HİDAYET SADECE VE SADECE ALLAH’IN TEKELİNDEDİR. ALLAH HZ. MUHAMMED’E (SS) “SEN SEVDİĞİNİ HİDAYETEULAŞTIRAMAZSIN” DİYE BOŞUNA SÖYLEMEMİŞ. “BANA GELİN, BANA İNTİSAB EDİN, BENİM TARİKATIMA GİRİN SİZLERİ HİDAYETE ULAŞTIRAYIM DİYENLER MÜŞRİK KARAKTERLİ KİŞİLERDİR. BİR İNSANIN YADA İNSANLARIN HİDAYETİNE VESİLE OLMAK AYRIDIR, HİDAYET TEKELCİLİĞİ YAPMAK AYRIDIR. İSKENDERCİLER “ŞU ANDA YERYÜZÜNDE SADECE BİZ, TEK BİZ HİDAYETİ TEK DOĞRU ŞEKİLDE ANLATIYORUZ” DİYORLAR. VE HİDAYETİN ANCAK EFENDİLERİNE UYUYLARAK VE SÖZLERİNE İMAN EDİLEREK BULUNABİLECEĞİNİ SÖYLÜYORLAR. BU DA ONLARIN TEKELCİ ZİHNİYETİNİ GÖSTERİYOR. YALNIZ BURADA İSKENDERCİLER ADINA ÇOK BÜYÜK BİR AÇMAZ VAR: EĞER HİDAYETİ YALNIZ, SADECE, TEK İSKENDERCİLER ANLATIYORSA O HALDE GÜNÜMÜZDE SAĞ OLAN DİĞER MİLLETLERİN RESULLERİ NE YAPIYOR? O RESULLER BIRAKIN HİDAYETİ ANLATMAYI ORTALIKTA BİLE GÖRÜNMÜYORLAR? NEDEN???
Yine Yüce Rabbimiz: “Yarattıklarımızdan bir topluluk var ki onlar hidayete erdirirler.” diye buyuruyor A’raf Suresinin 181. âyet-i kerimesinde:
7/A’RAF-181: Ve mimmen halâknâ ummetun yehdûne bil hakkı ve bihî ya’dilûn (ya’dilûne).
Ve yarattıklarımızdan bir ümmet vardır ki Hakk’a (Allah’a) ulaştırırlar ve onunla adaleti (sağlarlar)
ARAF SURESİ
175. Onlara, şu adamın haberini de oku: Kendisine ayetlerimizi vermiştik; onlardan sıyrılıp çıktı, şeytan da onu peşine taktı; nihayet o, azgınlardan oluverdi.
176. Dileseydik onu, o ayetlerle yüceltirdik. Ama o, yere saplandı, iğreti arzularına uydu. Onun durumu şu köpeğin durumuna benzer: Üstüne varsan dilini sarkıtarak solur, kendi haline bıraksan dilini sarkıtarak solur. Ayetlerimizi yalanlayan toplumun örneği işte budur. Bu hikayeyi anlat ki düşünüp taşınabilsinler.
177. Ayetlerimizi yalanlayan topluluğun vücut verdiği örnek ne kötüdür! Onlar öz benliklerine zulmediyorlardı.
178. Allah'ın yol gösterdiği, gerçeğe varmıştır; saptırdıkları ise hüsrana batıp kalmıştır.
179. Yemin olsun ki biz, insanlardan ve cinlerden birçoğunu cehennem için yarattık. Kalpleri var bunların, onlarla anlamazlar; gözleri var bunların, onlarla görmezler; kulakları var bunların, onlarla işitmezler. Davarlar gibidir bunlar. Belki daha da şaşkın. Gafillerin ta kendileridir bunlar.
180. En güzel isimler Allah'ındır; O'na onlarla dua edin. O'nun isimlerinde ters bir tutum izleyenleri bırakın. Yapıp ettiklerinin cezasını çekeceklerdir.
181. Bizim yarattıklarımızdan bir ümmet var ki, hakka rehberlik eder ve onunla adalet sunarlar.
182. Ayetlerimizi yalanlayanları, hiç bilemeyecekleri bir yerden ağır ağır çöküşe götüreceğiz.
183. Süre tanıyorum onlara. Çünkü benim tuzağım pek yamandır.
AYETLERE KONU BÜTÜNLÜĞÜ İÇİNDE VE İSKENDER’İN PARANTEZLERİNDEN ARINDIRILMIŞ BİR ŞEKİLDE BAKTIĞIMIZDA ADAMIN SAPKIN TEORİSİ NASIL DA HEMEN ÇÖKÜVERİYOR.
ALLAH BİR ÜMMETTEN BAHSEDİYOR. BU ÜMMET HAKK’A REHBERLİK, KILAVUZLUK EDİYORMUŞ. İNSANLARIN HİDAYET BULMALARINA ALLAH’IN İZNİYLE VESİLE OLUYORLARMIŞ. BU VESİLE OLUŞLARI DA ALLAH’IN AYETLERİYLE OLUYORMUŞ. BU GERÇEK AÇIK BİR DİLLE BİZLERE BU AYETLERDE ANLATILIYOR. BU AYETLERİN HİÇBİRİSİNDE HİDAYETİN BİRİLERİNİN TEKELİNDE OLDUĞU VE SEVDİKLERİ, BEĞENDİKLERİ, SEÇTİKLERİ KİŞİLERİ, MÜRİTLERİ, KOYUNLARI HİDAYETE ULAŞTIRDIKLARI FALAN YAZMIYOR.
ALLAH’IN AYETLERİNİ YETERSİZ BULUP DA PARANTEZLERLE BU AYETLERİ DEJENERE EDEN, (HAŞA) ALLAH’IN EKSİĞİNİ KAPATAN VE KENDİ ANLAYIŞINI İSPATLAMA ADINA AYETLERİ MALZEME OLARAK GÖREN İSKENDER BU YÜZDEN İNSANLARIN HİDAYETİNE VESİLE OLAMAZ. ANCAK DALALETİNE, SAPITMASINA VESİLE OLUR.
İSKENDER İNSANLARI ALLAH İLE VE KUR’AN İLE ALDATAN ASLINDA KENDİ ANLAYIŞINA İMAN ETTİREN BİR TARİKAT ŞEYHİDİR. BU HALİYE O BİR ŞEYTAN EVLİYASIDIR. HİDAYET DEDİĞİ ŞEY NİRVANA FELSEFESİNİN PARANTEZLERLE YAMULTULMUŞ AYETLER ARACILIĞI İLE İSLAM DİNİNE UYARLANMIŞ HALİNDEN BAŞKA BİR ŞEY DEĞİLDİR. O HİDAYET DİYE İNSANLARI DALALETE DAVET EDİYOR. O “BANA TABİ OLURSANIZ SİZLERİ CENNETE ULAŞTIRACAĞIM” DİYEREK PAPAZLIK YAPIYOR AMA ASLINDA CEHENNEMDEN BAŞKA BİR YERE DAVET ETMİYOR.
Öyleyse her dönemde mutlaka hidayete vesile olan ve hidayete erdiren kişileri Allahû Tealâ Kendisi tayin ediyor. Hidayet, farz ve farz olan hidayetin gerçekleşmesi babında, hidayete vesile olan, hidayete erdiren, Allah’ın irşada memur ve mezun kıldığı kişileri Allah tayin ediyor. Yüce Rabbimiz, Bakara Suresinin 38. âyet-i kerimesinde diyor ki:
2/BAKARA-38: Kulnâhbitû minhâ cemîa(cemîan), fe immâ ye’tiyennekum minnî huden fe men tebia hudâye fe lâ havfun aleyhim ve lâ hum yahzenûn(yahzenûne).
Biz dedik ki: “Hepiniz oradan (aşağıya) inin. Benden size hidayet gelecektir. O zaman kim o hidayetçiye tâbî olursa, artık onların üzerine bir korku yoktur ve onlar mahzun da olmayacaklar.”
BAKARA SURESİ
35. Ve Adem'e şöyle buyurmuştuk: "Ey Adem, sen ve eşin cennete yerleşin ve ondan dilediğiniz yerde, bol bol yiyin.Ama şu ağaca yaklaşmayın, yoksa zulme tapanlardan olursunuz."
36. Bunun üzerine şeytan onların ayaklarını kaydırdı da onları içinde bulundukları yerden çıkardı. Biz de şöyle buyurduk: "Bir kısmınız bir kısmınıza düşman olarak aşağıya inin.Belli bir süreye kadar yeryüzünde sizin için bir bekleme yeri, bir nimet/bir yararlanma imkanı olacaktır."
37. Bunun üzerine Adem, Rabbinden bazı kelimeler öğrenip belledi de O'na yöneldi.O da onun tövbesini kabul etti.Gerçekten de O, evet O, Tevvab'dır, tövbeleri kolayca kabul eder.; Rahim'dir, rahmetini cömertçe yayar.
38. "Hepiniz oradan aşağı inin!" dedik.Benden size bir yol gösteriş ulaşır da kim bu yol gösterişime uyarsa artık böylelerine hiçbir korku yoktur.Onlar kederle de yüzyüze gelmeyeceklerdir.
39. Nankörlüğe sapıp ayetlerimizi yalanlayanlara gelince onlar, ateşin dostu olacaklardır.Onlar orada sürekli kalacaklardır.
ALLAH AŞKINA ŞU ÇARPITMANIN BOYUTUNA BAKAR MISINIZ? BAKARA 38’DE BAHSEİLEN KİŞİLER ADEM VE HAVVA. ADEM VE HAVVA YERYÜZÜNE İNECEKLER VE BİR HİDAYETÇİ BEKLEYECEKLER. HİDAYETÇİ GELİRSE ANCAK O XZAMAN DALALETTEN KURTULACAKLAR. BÖYLE SAKAT VE ŞAPŞAL BİR MANTIK OLABİLİR Mİ? ADEM KENDİSİ PEYGAMBER DEĞİL Mİ? NASIL OLUYOR DA ONA BİR HİDAYETÇİ GELENE KADAR O DALALETTE OLUYOR? BU AYETLERDE NEREDE BİR HİDAYETÇİNİN VARLIĞININ ZARURERTİNE DELİL VAR? NEREDE BİR HİDAYETÇİNİN GELECEĞİ FALAN YAZIYOR?
BAKIN BAKARA 38’DE RABBİMİZ “BENDEN BİR HİDAYET” DİYOR. ÜSTTE DE YAZDIĞIMIZ GİBİ HİDAYET SADECE VE SADECE ALLAH’IN TEKELİNDEDİR. BİRİLERİNE “HİDAYETÇİ” NAZARIYLA BAKMAK, ONLARA BU SIFATI YAKIŞTIRMAK ONLARI ALLAH’A ORTAK KOŞMAK DEMEKTİR.
İSKENDER’İN BİR HRİSTİYAN PAPAZINDAN FARKI NEDİR? İKİSİ DE CENNETTE ARSA VADETMİYOR MU? İKİSİ DE KURTULUŞ, FELAH TEKELCİLİĞİ YAPMIYOR MU?
“Benden size hidayetçim gelecek. Kim o hidayetçime tâbî olursa onlara korku yoktur, onlar mahzun da olmazlar.” buyuruyor.
RABBİMİZ NEREDE DİYOR BUNU? “BENDEN SİZE HİDAYETÇİM GELECEK” DİYORMUŞ. HEM DE ADEM PEYGAMBERE. “İNİN” EMRİNE MUHATAP ADEM PEYGAMBER OLDUĞUNA GÖRE O BİR HİDAYETÇİ BEKLEMİŞ OLMALI DEĞİL Mİ? VE BU GELMESİ GEREKEN HİDAYETÇİDEN AYETLERİN DEVAMINDA BAHSEDİLMİŞ OLMASI GEREKLİ DEĞİL Mİ? AMA HANİ NEREDE???
Taha Suresinin 123. âyet-i kerimesinde de diyor ki:
20/TAHA-123: Kâlehbitâ minhâ cemîan ba’dukum li ba’dın aduvv(aduvvun), fe immâ ye’tiyennekum minnî huden fe menittebea hudâye fe lâ yadıllu ve lâ yeşkâ.
(Allahû Tealâ şöyle) dedi: “İkiniz oradan (aşağı) inin! Hepiniz (şeytan ve siz), birbirinize düşman olarak. Bundan sonra Benden size hidayet gelecek. O zaman kim hidayetçime tâbî olursa artık o, dalâlette kalmaz ve şâkî olmaz.”
TAHA SURESİ
121. Nihayet, ikisi de ondan yediler. Bunun üzerine, çirkin yerleri kendilerine açıldı; üzerlerine cennet yapraklarından örtmeye başladılar. Âdem, Rabbine isyan etmiş, azmış, ziyana uğramıştı.
122. Sonra, Rabbi onu arıtıp temizledi, onun tövbesini kabul edip kendisini iyiye ve doğruya kılavuzladı.
123. Allah dedi: "İkiniz birlikte inin oradan! Birbirinize düşmansınız. Benden size bir hidayet geldiğinde, benim o hidayetime uyan artık ne sapar ne de bedbaht olur."
124. Kim benim zikrimden/Kur'anımdan yüz çevirirse onun için zor, sıkıcı bir hayat şekli/dar bir geçim vardır; kıyamet günü de onu kör olarak haşrederiz.
125. O der ki: "Rabbim, beni neden kör haşrettin, ben gören biri idim?"
126. Allah buyurur: "Ayetlerimiz sana geldiğinde sen böyle unutmuştun; bugün de sen aynı şekilde unutuluyorsun."
127. İsraf eden/haddi aşan ve Rabbinin ayetlerine inanmayan kimseleri biz böyle cezalandırırız. Ve âhiretin azabı çok daha şiddetli, çok daha kalıcıdır.
Aynı şekilde gelecek hidayetçiye, tâbî olanların dalâlette kalmayacağı ve şâkîlerden olamayacağını buyuruyor.
HİDAYETÇİ FALAN GELMEYECEK GELMEDİ DE. TAHA 123’TE BİR HİDAYETÇİDEN DEĞİL “ALLAH’IN HİDAYETİNDEN” BAHSEDİLİYOR. İSKENDERİN MÜRİTLERİ İSKENDERE HİDAYETÇİ GÖZÜYLE BAKTIKLARINDAN, HİDAYETİ ONUN TEKELİNDE SANDIKLARINDAN, BU MÜŞRİK TUTUMLARINDAN DOLAYI AYETLERİ İŞTE BÖYLE ÇARPITIYORLAR. EVET HİÇBİR AYETTE BİR HİDAYETÇİNİN GELDİĞİNDEN YADA GELECEĞİNDEN BAHSEDİLMİYOR. VE YİNE HİÇBİR AYETTE ALLAH’IN EL-HADİ (HİDAYET VEREN) SIFATINI BEŞERLE PAYLAŞTIĞI DA YAZMIYOR.
BAKIN ÜSTTEKİ AYETLERDE 123. AYETTE HİŞDAYETTEN BAHSEDİLİLİRKEN 124. AYETTE KUR’ANDAN BAHSEDİLİYOR. BU BİZE ÇOK ÖNEMLİ BİR GERÇEĞİ İŞARET EDİYOR. RABBİMİZ BİZLERİN KUR’AN İLE HİDAYET BULACAĞINI SÖYLÜYOR. AYETLERİYLE BİZİM DOSDOĞRU YOLA KILAVUZLANACAĞIMIZI BELİRTİYOR. BU AYETLERDE ALLAH İLE VE KİTABI İLE ARAMIZA GİREN ŞEYH KILIKLI EŞKİYALARIN HİDAYET DAĞITTIĞINDAN VE HİDAYET KONUSUNDA RABBİMİZİN ONLARI TAŞERON/VEKİL/TEMSİLCİ OLARAK KULLANDIĞINDAN ASLA BAHSEDİLMİYOR.
Nebî İmamların Sonuncusu, Hz. Muhammed Mustafa (S.A.V) Efendimiz’di. Allahû Tealâ, Ahzab Suresinin 40. âyet-i kerimesinde bunu açıklıyor:
33/AHZAB-40: Mâ kâne muhammedun ebâ ehadin min ricâlikum, ve lâkin resûlallâhi ve hâtemen nebiyyin(nebiyyine), ve kânallâhu bi kulli şey’in alîmâ(alîmen).
Muhammed (A.S), sizin erkeklerinizden hiçbirinin babası olmamıştır (değildir). Fakat Allah’ın Resûl’ü ve Nebîlerin (Peygamberlerin) Hatemi’dir (Sonuncusu). Allah, herşeyi en iyi bilendir.
AHZAB SURESİ
40. Muhammed, sizin erkeklerinizden hiçbirinin babası değildir; O, Allah'ın resulü ve nebilerin sonuncusudur. Allah herşeyi gereğince biliyor.
Hatem’ül Enbiya olması hasebiyle Peygamber Efendimiz (S.A.V)’den sonra asla nebî imam gelmeyecektir. Öyleyse O’ndan kıyâmet gününe kadar Allah’ın devrin imamı olarak vazifeli kıldığı bütün resûller, velî resûllerdir. Şu anda Hidayet Çağı’ndayız. Efendimiz, Hidayet Çağı’nda vekâleten Devrin İmamı’dır.
ALLAH “MUHAMMEDSİZİNERKEKLERİNİZDEN HİÇBİRİSİNİN BABASI DEĞİLDİR” DEDİĞİ HALDE NASIL OLUYOR DA İSKENDER SEYYİDLİK İDDİASIYLA ORTAYA ÇIKABİLİYOR? NASIL OLUYOR DA “BENİM BABAM HZ. MUHAMMED’DİR” DİYEBİLİYOR?
NEBİ VE RESULULLAH BİR MADOLYONUN İKİ YÜZÜ GİBİDİR. HER RESULULLAH DA PEYGAMBERDİR. ÇÜNKÜ HER RESULULLAH ALLAH’TAN HABER ALMIŞTIR YANİ NEBİDİR. AYNI ZAMANDA ALLAH’IN BİR ELÇİSİDİR. BİZLERE DOSDOĞRU YOLU GÖSTERME HUSUSUNDA RİSALETLE YANİ ELÇİLİKLE GÖREVLENDİRİLMİŞTİR. HZ. MUHAMMED’DEN SONRA NEBİLİK (ALLAH’TAN HABER GETİRME KURUMU) TAMAMEN KAPANMIŞTIR. HER KİM “BEN DE RESULÜM, ALLAH BANA DA VAHYETTİ VE RİSALETLE GÖREVLENDİRDİ” DİYORSA YALANCIDIR, SAHTEKARDIR, ŞARLATANDIR.
KUR’ANDA ASLA VELİ-RESUL DİYE BİR KAVRAM YOKTUR. İSKENDER CİNLERİN VAHYİNİ KUR’ANA ONAYLATMAK İSTİYOR AMA BECEREMİYOR. BECEREMEYİNCE DE UYDURUYOR. BU UYDURMA İŞLEMİNİ DE AYETLERE AÇTIĞI KELALAKA PARANTEZİÇİ YORUMLARLA YAPIYOR.
DEVRİN İMAMI FDİYE BİR ŞEY DE ASLA YOKTUR. ALLAH HİÇBİR AYETİNDE “DEVRİN İMAMI” DİYE BİR KAVRAMDAN BAHSETMEMEKTEDİR. DEVRİN İMAMI KONUSUNUN VARLIĞINI İDDİA EDENLER BU KONUDA BİZE (PARANTEZSİZ) AYETLER SUNMALIDIRLAR. VE YİNE BU KİŞİLER DEVİRDEN NE KASTETTİKLERİNİ DE AÇIKLAMALIDIRLAR. DEVİR NEDİR? KAÇ YÜZYILDAN OLUŞUR? 100 YIL MI? 250 YIL MI? HZ. MUHAMMED’DEN BU YANA KAÇ DEVİR GEÇMİŞTİR? BU DEVİRLERİN İMAMLARI KİMLERDİR? BU DEVİR İMAMLARINDAN HANGİLERİ HİDAYETİ “RUHU TANRIYA ULAŞTIRMAK” olarak yorumlamıştır? Hyangileri hUzur namazı ile hz. Muhammed dahil tüm peygamberlere namaz kıldırdığından bahsetmiştir?
MÜRİT DEMİŞ Kİ; Efendimiz, Hidayet Çağı’nda vekâleten Devrin İmamı’dır. MÜRİDE VE ARKADAŞLARINA SORUYORUZ: VEKALETEN DEVİR İMAMLIĞI NASIL OLUYOR. ASALETEN DEVİR İMAMLIĞI DİYE BİR ŞEYDE Mİ VAR? AYRICA EFENDİNİZİN DEVRİN İMAMI OLDUĞUNA DAİR DELİLİNİZ NEDİR? EFENDİNİZ DEVRİN İMAMI İSE NEDEN ONUN PEŞİNDE HİÇBİR ALİM ALLAME YOK? NEDEN ONA TABİ OLMUŞ HİÇBİR ŞEYH, MÜRŞİD YOK? BU NASIL DEVİR İMAMLIĞI BÖYLE? İSKENDERİN DEVİR İMAMI OLDUĞUNU SADECE MÜRİTLERİ KABUL EDİYOR BAŞKA HİÇBİR KİMSE DEĞİL. BU İLERDE DE BÖYLE OLACAK. ÇÜNKÜ GÖRÜNEN KÖY KILAVUZ İSTEMEZ. İSKENDERİN ÇAPI VE FAALİYETLERİ ORTADA. MÜRİTLER KABUL ETMEK İSTEMESE DE O BASİT, SIRADAN BİR TARİKAT ŞEYHİ, FAZLASI DEĞİL.
Secde Suresinin 24. âyet-i kerimesindeki işaretiyle; sabrın sahibi ve âyetlere yakîn sahibi olmalarından dolayı Allahû Tealâ “Biz onları emrimizle hidayete ulaştırıcı imam tayin ettik.” buyuruyor.
SECDE SURESİ
22. Rabbinin ayetleri kendilerine hatırlatıldıktan sonra onlardan yüz çevirenden daha zalim kim vardır? Suçlulardan mutlaka intikam alacağız biz!
23. Yemin olsun ki, Mûsa'ya Kitap'ı vermiştik. Böyleyken sen ona kavuşacağından kuşkuda olma! Biz onu İsrailoğullarına bir kılavuz yapmıştık.
24. Sabrettikleri zaman içlerinden, bizim emrimizle doğru yola ileten önderler çıkarmıştık. Onlar bizim ayetlerimize gereğince inanıyorlardı.
BU AYETLERDE SÖZKONUSU OLANLAR YAHUDİLER. RABBİMİZ BU AYETLERDE YAHUDİLERDEN BAHSEDİYOR. AYRICA ALLAH BU AYETLERDE GENİŞ ZAMAN DEĞİL GEÇMİŞ ZAMAN KİPİNİ KULLANIYOR. DOLAYISIYLA KONUNUN GELECEK ZAMANLA İLİNTİLENDİRİLMESİ BİR HATADIR. HATA OLMADIĞINI KABUL ETSEK BİLE KONUNUN YİNE DE HİDAYET TEKELCİLİĞİYLE ALAKASI YOK. RABBİMİZİN AYETLERİNE GEREĞİNCE İNANAN İNSANLAR RABBİMİZİN EMRİYLE VE ONUN DİLEMESİYLE DİĞER İNSANLARIN HİDAYETİNE VESİLE OLMUŞLAR. BU İNSANLAR HİDAYETÇİ DEĞİL, HİDAYETE ERDİREN DEĞİL ALLAH’IN HİDAYETİNE VESİLE OLAN KİŞİLERDİR. ÜSTTE DE DEĞİNDİĞİMİZ GİBİ EL-HADİ SIFATININ TEK SAHİBİ OLAN RABBİMİZ BU HİDAYETE ERDİRİCİ TEK KUDRET OLMA VASFINI KİMSEYLE PAYLAŞMIŞ DEĞİLDİR. ÖRNEĞİN ŞAFİ (ŞİFA VEREN) SIFATI DA RABBİMİZİ SIFATLARINDAN BİRİSİDİR. HERHANGİ BİR İNSAN ŞİFACI OLARAK ANILSA VE BU İNSAN KENDİSİNİN İNSANLARA ŞİFA DAĞITTIĞINI, ŞİFACILIK KONUSUNDA KENDİSİNİN TEKEL OLDUĞUNU İDDİA ETSE O KİŞİ NASIL Kİ MÜŞRİK OLURSA AYNI DURUM RABBİMİZİN HADİ (HİDAYET VEREN) SIFATI İÇİN DE GEÇERLİDİR. SÖZÜN ZÖÜ YEGANE HİDAYETÇİ ALLAH’TIR.
İşte Hidayet Çağı’nda, ahir zamanda Allahû Tealâ’nın vazifeli kıldığı, MEHDİ RESÛL, MEHDİ (A.S)’dır. Nitekim, geleceğini Hz. Muhammed Mustafa (S.A.V) Efendimiz bize müjdelemiştir. Ve MEHDİ (A.S)’ın geleceği Allah’ın Kur’ân âyetleri ile sabittir. Allahû Tealâ Al-i İmran Suresinin 81. âyet-i kerimesinde bunu söylüyor:
3/AL-İ İMRAN-81: Ve iz ehazallâhu mîsâkan nebiyyîne lemâ âteytukum min kitâbin ve hikmetin summe câekum resûlun musaddikun limâ meakum le tu’minunne bihî ve le tensurunneh(tensurunnehu), kâle e akrartum ve ehaztum alâ zâlikum ısrî, kâlû akrarnâ, kâle feşhedû ve ene meakum mineş şâhidîn(şâhidîne).
Hani o zaman ki; Allah, peygamberlerin (nebîlerin) MİSAK’ini (yeminini) almıştı: “Andolsun ki; size Kitap ve hikmet verdim, sizlerden sonra sizinle beraber bulunanı (Allah’ın sizlere verdiği kitapları) tasdik eden Resûl gelince, O’na mutlaka îmân edecek ve O’na mutlaka yardım edeceksiniz. Bunu ikrar ettiniz mi ve bu ağır ahdimi üzerinize aldınız mı?” “İkrar ettik.” dediler. “Öyle ise şahit olun. Ben de sizinle beraber şahitlerdenim.” Buyurdu.
“Ulul’azim nebîler olan Hz. Nuh, Hz. İbrâhîm, Hz. Musa, Hz. İsa ve Hz. Muhammed Mustafa (S.A.V) Efendimiz’e, “Size kitap ve hikmet verdim. Sizden sonra bir resûlümüz gelecek. Siz O’na îmân edecek ve yardım edeceksiniz.” diyor Allahâ Tealâ. İşte bütün nebî resûllerin hitamında Allah’ın bu resûllere verdiği kitaplardaki hanif dîninin tek şeriatini tasdik eden, Mehdi Resûl’dür. Hanif dîninden başka bir dîn yoktur. Tasdik eden, açıklayan, Hidayet Çağı’nda Devrin İmamı Efendi Hazretleri, Mehdi (A.S)’dır. Otuz yıldan beri bu açıklamayı yapmaktadır.
ALİ İMRAN SURESİ
78. Onlardan bir zümre vardır, aslında Kitap’tan olmayan birşeyi siz Kitap’tan sanasınız diye, dillerini Kitap’la eğip bükerler.O, Allah katından olmadığı halde “Bu, Allah katındandır.” derler.Bilip durdukları halde, Allah hakkında yalan söylerler.
79. Hiçbir insana yakışmaz ki, Allah kendisine kitap, hüküm-hikmet ve peygamberlik versin de sonra o, insanlara “Allah’ı bırakıp bana kullar olun” desin.O ancak şöyle der: “Okuyup araştırdığınız şeylere, öğrettiğiniz şu Kitap’a dayanarak benliklerini Allah’a adamış kullar/Rabbaniler olun!”
80. Ve size melekleri ve peygamberleri rabler edinmenizi de emretmez.Siz, müslümanlar haline geldikten sonra inkarı mı emreder size?
81. Ve unutma ki Allah, peygamberlerden misaklarını almış, şöyle demişti: “Size Kitap’tan ve hikmetten nasip verdim.Sonra size elinizdekini doğrulayıcı bir resul geldiğinde, ona mutlaka inanacak ve ona muhakkak yardım edeceksiniz.Kabul ettiniz ve ağır yükümü üzerinize aldınız mı?”. “Kabul ettik.” dediler. “O halde tanık olun, sizinle beraber ben de tanıklardanım.” dedi.
82. Tüm bunlardan sonra yüz çevirenler, fasıkların ta kendileridir.
83. Hala Allah’ın dininden gayrısını mı arıyorlar?Oysaki, göklerdeki şuurlular da, yerdekiler de ister istemez O’na teslim olmuşlardır ve yalnız O’na döndürüleceklerdir.
84. De ki: “Allah’a, bize indirilene, İbrahim’e, İsmail’e, İshak’a, Yakub’a, torunlarına indirilmiş olana, Musa’ya, İsa’ya ve diğer nebilere Rablerinden verilmiş bulunana inandık.Onlardan hiçbirini ötekinden ayırmayız.Biz O’na teslim olanlarız.”
85. Kim İslam’dan gayri bir din ararsa artık o, ondan asla kabul edilmeyecektir.Ve o, ahirette hüsrana düşenlerdendir.
KUR’ANDA “MEHDİ” DİYE BİR KONU YADA KAVRAM ASLA YOKTUR. HEM OLSA NE OLUR? BU KAVRAMIN VARLIĞI İSKENDER’İN MEHDİ OLDUĞUNUN DELİLİ MİDİR?
ASLINDA ALİ İMRAN-81 GAYET AÇIK. ALLAH NEBİLERDEN SÖZ (MİSAK) ALMIŞ. VE ONLARA KİTAPTAN VE HİKMETTEN NASİP VERMİŞ. VE KENDİ ELLERİNDEKİ TASDİKLEYİCİ BİR RESUL (ELÇİ) GELDİĞİNDE ONU DESTEKLEYECEKLERİNE DAİR TÜM NEBİLERDEN SÖZ ALMIŞ. BURADA AYNI GERÇEĞİ İNSANLARA DUYURAN KİŞİLERİN BİRBİRLERİNİ DESTEKLEMESİ DURUMU VAR. ÖNCEDEN GELEN SONRADAN GELENE DESTEK VERECEK, SÖYLENEN BU. BU AYETİ KONU BÜTÜNLÜĞÜ İÇİNDE İNCELERSEK ASLA VE KESİNLİKLE AHİR ZAMANDA GELECEK BİR MEHDİDEN BAHSEDİLMEDİĞİNİ GÖRÜRÜZ.
VARSAYALIM Kİ ALİ İMRAN 81’DE GEÇEN RESUL, AHİR ZAMANDA GELECEK OLAN MEHDİDİR. TÜM NEBİLER AHİR ZAMANDA GELECEK OLAN MEHDİYE DESTEK VERME ADINA SÖZ MÜ VERMİŞ ALLAH’A? BU DESTEK VERME İŞLEMİ NASIL OLACAK? ÖRNEĞİN İDRİS (SS), ÖRNEĞİN LUT (SS), ÖRNEĞİN SALİH (SS) PEYGAMBER BU MEHDİYE NASIL DESTEK VERECEK? MEHDİ İSKENDER OLDUĞUNU İDDİA ETTİĞİ HALDE BU PEYGAMBERLER NEDEN İSKENDER’E DESTEK VERMEDİ? DESTEK VERDİLER İSE BU NASIL BİR DESTEK BÖYLE? ANCAK AMERİKADA’DAN UYDU YAYINI İLE KAFA ÜTÜLEMEYE YARAYAN BİR DESTEĞE DESTEK DENİLEBİLİR Mİ?
VARSAYALIM Kİ ALİ İMRAN 81’DE GEÇEN RESUL, AHİR ZAMANDA GELECEK OLAN MEHDİDİR. O HALDE TÜM PEYGAMBERLER MEHDİYE DESTEK VERECEKSE BU DESTEK VERME İŞLEMİ GÖSTERİYOR Kİ MEHDİ BU TÜM PEYGAMBERLERDEN ÇOK DAHA ÜSTÜN BİRİSİ. HEM BU TÜM PEYGAMBERLERİN YAPAMADIĞI BİRŞEYİ YAPACAK: ALTINÇAĞIN TESİSİ, DÜNYAYI GÜLLÜK GÜLİSTANLIK BİR YER HALİNE GETİRME İŞİ.
Yetmez, Duhan Suresinin 10, 11, 12, 13, 14. âyet-i kerimelerindeki duhan fitnesi gerçekleşmiştir.
44/DUHAN-10: Fertekib yevme te’tîs semâu bi duhânin mubîn(mubînin).
Artık göğün, apaçık duman (fitne) getireceği günü gözle.
44/DUHAN-11: Yagşân nâs(nâse), hâzâ azâbun elîm(elîmun).
(O fitne ki) insanları (insanların büyük kısmını) sarmıştır. İşte bu, elîm bir azaptır.
44/DUHAN-12: Rabbenekşif annel azâbe innâ mû’minûn(mû’minûne).
Rabbimiz, azabı bizden kaldır. Muhakkak ki biz mü’minleriz.
44/DUHAN-13: Ennâ lehumuz zikrâ ve kad câehum resûlun mubîn(mubînun).
Muhakkak ki onlar öğüt almazlar. Onlara, andolsun ki apaçık bir resûl geldi.
44/DUHAN-14: Summe tevellev anhu ve kâlû muallemun mecnûn(mecnûnun).
Ve (O’NA) (şeytan tarafından vahyedilerek) “öğretilmiş” ve “deli” dediler ve sonra O’NDAN yüz çevirdiler
DUHAN SURESİ
10. Artık sen göğün açıkça izlenen bir duman getireceği günü gözle.
11. İnsanları kuşatıp sarar. İnletici bir azaptır bu.
12. "Ey Rabbimiz, kaldır bizden bu azabı. Biz gerçekten müminleriz."
13. Nerede onlarda öğüt almak? Yemin olsun, delillerle açıklayan bir resul gelmişti onlara.
14. Ama ondan yüz çevirdiler ve şöyle dediler: "Eğitilmiş bir mecnun!"
15. Biz azabı biraz kaldırırız; siz eski halinize tekrar dönersiniz.
BU İSKENDERCİLER HAKİKATEN AKILSIZCA HAREKET EDİYORLAR, BİLİNÇSİZCE LAF EDİYORLAR. MİLLETİ DE “SALAK” SANIYORLAR. MEHDİNİN ALAMETİ DUHAN SURESİ GEREĞİ ÇIKACAK OLAN BİR DUMANMIŞ. İYİ DE NEREDE DELİLİN? BU AYETLERİN NERESİNDE MEHDİ MEVZUU VAR?
BU DUMAN AYETLERE GÖRE İNSANLARI KUŞATIP SARAN BİR DUMAN OLACAK. VE AYNI ZAMANDA BU DUMAN İNLETİCİ BİR AZAP OLACAK. MÜMİNLER “YARABBİ KALDIR BİZDEN BU AZABI” DİYEREK YALVARACAK. HANİ NEREDE BÖYLE BİR DUMAN? NE ZAMAN ÇIKTI BU “İNSANLARI SARAN VE İNLETEN” DUMAN? MÜRİTLERE GÖRE BU DUMAN 1. KÖRFEZ SAVAŞI SIRASINDA ORTAYA ÇIKAN BİR DUMANDIR. BU KADAR GERZEK BİR YORUM OLABİLİR Mİ? BU DERECEDE AKILSIZCA BİR YORUM YAPILABİLİR Mİ? AYETLERİ KENDİ FELSEFELERİNE UYDURMA ADINA BU KADAR ŞAKLABANLIK YAPILABİLİR Mİ? DAHA DOĞRUSU NEDEN YAPILIR? KÖRÜKÖRÜNE İMAN ETTİKLERİ BİR ŞEYTAN EVLİYASININ SAÇMA SAPAN TEORİLERİNİ HAKLI ÇIKARMA ADINA YAPILIR. VE BUNU ANCAK BÜYÜLENMİŞ AMA BUNUN FARKINDA OLMAYANLAR YAPARLAR.
1996 yılında “ceviz kabuğu” programında Efendi Hazretleri’nin karşısına çıkartılan Yaşar Nuri Öztürk, Hüseyin Hatemi, Hüseyin Atay ve Ayhan Songar’ın (bunların dört tanesi sâdatlar diğeri de kübera) Efendi Hazretleri’ne karşı gelerek şeytandan vahiy aldığını, O’na deli dediklerini biliyoruz.
DOĞRU DEMİŞLER. AYNEN KATILIYORUZ. BU ŞAHISLAR SADAT YADA KÜBERA FALAN DEĞİLDİR. ÇÜNKÜ BU ŞAHISLARIN SÖZLERİNE, KİŞİSEL YORUMLARINA İMAN EDEN YOK. AMA İSKENDER SADAT VE KÜBERADIR. ÇÜNKÜ BİR KISIM AKILSIZLAR ONUN KİŞİSEL YORUMLARINA ALLAH KELAMINA İMAN EDER GİBİ İMAN EDİYOR. BU YÜZDEN AHZAB 67 BAŞKASINA DEĞİL SİZLER GİBİLERE HİTAP EDİYOR. EFENDİNİZE YADA EFENDİNİZİN YORUMLARINA DEĞİL ALLAH’IN KİTABINA UYUN. TEK KURTULUŞUNUZ BU.
AHZAB 67. Ve derler ki: "Rabbimiz biz, efendilerimize, büyüklerimize itaat ettik de bizi yoldan saptırdılar."
Yaşar Nuri Öztürk, Hüseyin Hatemi, Hüseyin Atay şeytandan ilham aldığını söylemiş, Ayhan Songar da Efendimiz’i delilikle itham etmiştir. Dinleyiciler ise ibret almadılar. Efendimiz üç kere “Allah’a ulaşmayı dileyin, bu sizin için kurtuluştur.” demesine rağmen ibret almadılar, Allah’a ulaşmayı dilemediler. İşte bu işaretleri ile Allahû Tealâ bu resûlünün geleceğini on dört asır evvelinden müjdelemiştir.
MÜJDELEME DİYE BİRŞEY YOK. BU SİZİN UYDURDUĞUNUZ BİRŞEY. KUR’ANDA MEHDİ KAVRAMININ VARLIĞINI UYDURAN DA SİZSİNİZ. MEHDİYİ TÜM NEBİLERİN BİNLERCE HATTA BELKİ YÜZBİNLERCE YIL ÖNCESİNDEN DESTEKLEYECEĞİNİ UYDURAN DA SİZSİNİZ. MEHDİNİN İSKENDER OLDUĞUNU ZANNEDEN VE UYDURAN DA YİNE SİZSİNİZ. İSKENDER SİZİN AKILSIZCA ETTİĞİNİZ LAFLARLA VE ŞUURSUZCA BESLEDİĞİNİZ ZANNLARLA MEHDİ OLMAZ. BU İŞ LAFLA VE ZANNLA OLMAZ. MEHDİ OLAN ADAM MEHDİ GİBİ DAVRANIR, KIYTIRIK BİR TARİKAT ŞEYHİ GİBİ DEĞİL. MEHDİ İNANCINA SAHİP OLANLARIN NAZARINDA MEHDİLİĞİN DE BİR NAMUSU, ŞEREFİ VE HAYSİYETİ VAR.
İşte bugünlere Resûlallah (S.A.V) işaret etmiş ve bugünlerde Mehdi (A.S)’ın vazifede olacağını müjdelemiştir:
“Ümmetimin en hayırlısı Mehdi (A.S)’dır.” buyuruyor ve “En hayırlınız, Kur’ân-ı Kerim’i öğrenen ve öğretendir.”
İşte en hayırlı olan, Kur’ân-ı Kerim’i Allah’tan öğrenen ve bize öğreten Mehdi (A.S), Efendi Hazretleri’dir. İnsanlar şu anda Kur’ân’ı unutmuşlar, Kur’ân’ın yerine emaniyye kitapları, ilmihal kitaplarını; Kur’ân âyetlerinin mânâsının yerine tecvidi geçirmişlerdir. Böyle olunca tamamen dînden uzaklaşmışlardır. Kur’ân unutulmuştur.
İNSANLARIN KUR’ANI UNUTTUĞU FALAN YOK. BU SİZİN KENDİ ANLAYIŞINIZI HAKLI ÇIKARMA ADINA UYDURDUĞUNUZ BİR ŞEY. KUR’ANI OKUYORUZ,OKUTUYORUZ, AYETLERİ ÜZERİNDE DÜŞÜNÜYORUZ VE ELİMİZDEN GELDİĞİ ÖLÇÜDE HAYATIMIZA GEÇİRMEYE ÇALIŞIYORUZ.
KUR’ANIN YERİNE VEYA YANINDA YAN KİTAP/YAN AÇIKLAMALARA İMAN EDENLER SİZLERSİNİZ. EMANİYECİLERİN ÖNDE GİDENİ İSKENDERİN MÜRİTLERİDİR. ÇÜNKÜ ONLAR İSKENDER’İN FERDİ YORUMLARINA İMAN EDİYORLAR. ALLAH+İSKENDERİN KELAMI OLAN PARANTEZLERLE ÇARPITILMIŞ SÖZDE AYETLERE ALLAH KELAMI NAZARIYLA BAKIYORLAR. MİLLETE ÇAMUR ATMAYI MAHARET SANAN İSKENDERCİLER SİZLER KENDİNİZE BAKMAZ MISINIZ? GERÇEK EMANİYECİLERİN İSKENDERCİLER OLDUĞU HAKKINDAKİ İNCELEMEMİZİ BURADAN OKUYABİLİRSİNİZ.
İSKENDERİN MÜRİTLERİ ŞUNU İYİCE BİLİN VE GÖRÜN LÜTFEN: İSKENDER SİZLERİ KUR’ANA DEĞİL KUR’ANDAN ANLADIĞINA İMAN ETTİRİYOR. NİRVANACILIKTAN APARTMA SAPKIN FELSEFESİNE UYDURMA ADINA DEJENERE ETTİĞİ AYETLERE İMAN ETTİREREK SİZLERİ ATEŞE DAVET EDİYOR.
Furkan Suresinin 27, 28, 29, 30. âyet-i kerimelerde bu böyle ifade ediliyor:
25/FURKAN-27: Ve yevme yeadduz zâlimu alâ yedeyhi yekûlu yâ leytenîttehaztu mear resûli sebîlâ(sebîlen).
Ve o gün, zalim ellerini ısırır: “Keşke resûlle beraber (Allah’a giden) bir yol ittihaz etseydim.” der.
25/FURKAN-28: Yâ veyletâ leytenî lem ettehız fulânen halîlâ(halîlen).
Yazıklar olsun, keşke ben filânı (o kişiyi) dost edinmeseydim.
25/FURKAN-29: Lekad edallenî aniz zikri ba’de iz câenî, ve kâneş şeytânu lil insâni hazûlâ(hazûlen).
Andolsun ki, bana zikir (Kur’ân’daki ilim) geldikten sonra beni zikirden saptırdı. Ve şeytan, insana yardımı engelleyendir.
25/FURKAN-30: Ve kâler resûlu yâ rabbi inne kavmîttehazû hâzel kur’âne mehcûrâ(mehcûran).
Ve resûl: “Ey Rabbim! Muhakkak ki benim kavmim, bu Kur’ân’dan ayrıldı (Kur’ân’ı terketti).” dedi.
FURKAN SURESİ
25. Gün olur, gök, bulutlarla yarılır ve melekler ardarda indirilir.
26. O gün gerçek mülk ve yönetim Rahman'ındır. Ve o, kâfirler için çok zorlu bir gündür.
27. O gün zalim, ellerini ısırarak diyecek ki: "Ne olurdu, resulle birlikte bir yol tutsaydım."
28. "Ah, ne olurdu, falancayı dost edinmeseydim."
29. "Zikir/Kur'an bana geldikten sonra, o saptırdı beni ondan. Şeytan, insan için bir rezil edicidir."
30. Resul de şöyle der: "Ey Rabbim, benim toplumum, bu Kur'an'ı terk edilmiş/dışlanmış halde tuttular."
İSKENDERCİLER MİLLETİ SUÇLUYORLAR AMA KENDİLERİNİN NE FECİ BİR YANLIŞIN TAM ORTASINDA OLDUKLARINI ASLA GÖREMİYORLAR. MİLLETİ KUR’ANI TERKETMEKLE SUÇLAYANLAR KUR’AN AYETLERİNİ PARANTEZLERLE ÇARPITAN BİR ŞEYTAN EVLİYASINA KUL KÖLE OLUYORLAR.
Buradaki Resûl’ün Peygamber Efendimiz (S.A.V) olması mümkün değildir. Çünkü O’nun döneminde Kur’ân bütün boyutlarıyla yaşanmıştır. Furkan-27, 28, 29, ve 30’da bahsi geçen resûlün başka bir resûl olması mümkün değildir. Çünkü sözü geçen Kitap, Kur’ân-ı Kerim’dir.
NEREDEN BİLİYORSUN MÜMKÜN OLMADIĞINI? ŞEYHİN ÖYLE SÖYLEDİ SEN DE SORGULAMADAN İMAN EDİVERDİN ÖYLE DEĞİL Mİ? KAFANI BİRAZ ÇALIŞTIRSAYDIN ŞEYHİNİN SENİ KENDİSİNİ HAKLI ÇIKARMA ADINA NASIL KANDIRDIĞINI HEMEN GÖREBİLECEKTİN. BAK BU AYETLERDE AHİRET ORTAMINDAN BAHSEDİLİYOR. FURKAN 25,26,27,28,29 VE 30’U BİR DAHA OKU BAKALIM. KUR’ANI BİZE İLETEN RESUL AHİRET ORTAMINDA ÜMMETİNİN ONU DIŞLADIĞINI SÖYLECEK. BU GERÇEĞİ NET BİR ŞEKİLDE GÖRDÜN MÜ? DEMEK Kİ KONUNUN AHİR ZAMANDA GELECEK BİR MEHDİYLE VE ONUN BU KUR’ANI TERKETTİNİZ DEMESİYLE UZAKTAN YAKINDAN ALAKASI YOK. ÇÜNKÜ MEVZU DÜNYA HAYATINDA DEĞİL AHİRET BOYUTUNDA GEÇERLİ. BU MEVZUNUN MEHDİ İLE ALAKASI KESİNLİKLE YOK, HELE HELE DE İSKENDERLE HİÇBİR ALAKASI YOK. AYETLERİ KENDİNİZE MALZEME DÜŞMAN SAYDIKALRINA DA SİLAH OLARAK KULLANMA REZİLLİĞİNİ NE ZAMAN TERKEDECEKSİNİZ?
Öyleyse her açıdan buradaki Resûl’ün Mehdi (A.S) olduğu, Allah’tan aldığı öğretiyle Kur’ân-ı Kerim’i açıklayacağı ama dînde sâdat ve küberanın zanlara tâbî olması yerine, insanları onun açıklamalarından alıkoydukları, şeytanın zikirden alıkoyduğunu, Allahû Tealâ burada ifade etmektedir.
ALLAH’IN BÖYLE BİR İFADESİ YOK. BU SİZİN ANLAMAK İSTEDİĞİNİZ ŞEY, BU SİZİN FELSEFENİZİ KUR’AN AYETLERİNDE VAR GÖSTERME GAYRETİ. AMA NE KADAR YIRTINSANIZ DA BOŞ. ÇÜNKÜ SİZİN İDDİALARINIZA DELİL TEŞKİL EDECEK HİÇBİR AYET YOK.
Şimdi şeytanı velî edinen bu zavallı insanlar kendilerini hidayette zannediyorlar. A’raf Suresinin 30. âyet-i kerimesinde bu açıklanıyor:
7/A’RAF-30: Ferîkan hadâ ve ferîkan hakka aleyhimud dalâletu, innehumuttehazûş şeyâtîne evliyâe min dûnillâhi ve yahsebûne ennehum muhtedûn(muhtedûne).
Bir kısmı hidayete erdi ve bir kısmının üzerine dalâlet hak oldu. Muhakkak ki; onlar, Allah’tan başka şeytanları dostlar edindiler. Ve onlar kendilerinin hidayete erdiklerini zannediyorlar (hesap ediyorlar)
ARAF SURESİ
25. Gün olur, gök, bulutlarla yarılır ve melekler ardarda indirilir.
26. O gün gerçek mülk ve yönetim Rahman'ındır. Ve o, kâfirler için çok zorlu bir gündür.
27. O gün zalim, ellerini ısırarak diyecek ki: "Ne olurdu, resulle birlikte bir yol tutsaydım."
28. "Ah, ne olurdu, falancayı dost edinmeseydim."
29. "Zikir/Kur'an bana geldikten sonra, o saptırdı beni ondan. Şeytan, insan için bir rezil edicidir."
30. Resul de şöyle der: "Ey Rabbim, benim toplumum, bu Kur'an'ı terk edilmiş/dışlanmış halde tuttular."
İSKENDERCİ MÜRİT TAM DA KENDİSİNİ TARİF EDEN BİR AYET BULMUŞ. BRAVO. MÜRİTLER ALLAH’TAN BAŞKA BİR DE İSKENDER’İ VELİ VE DOST EDİNDİKLERİNDEN ÖTÜRÜ KENDİLERİNE DALALET (SAPKINLIK, SAPKIN NİRVANACILIK FELSEFESİNE İMAN ETME HALİ) HAKK OLDU. VE BU HALDEKİ KENDİLERİNİ HİDAYETTE SANMALARI DA ONLARIN NE KADAR GAFİL OLDUĞUNUN BİR GÖSTERGESİ.
Şeytanı dost edinmişler ve insanları Efendi Hazretleri’ne karşı kışkırtıyorlar. O’nun “Allah’a ulaşmayı dileyin” davetine, “Ruh bize hayat verir, ruh vücuttan çıkınca kişi ölür, ancak ölümle insan ruhu Allah’a ulaşır.” diyorlar.
İSKENDERİN SÖYLEDİĞİ ŞEY SADECE ŞU: RUHUNU DÜNYA HAYATINDA ALLAH’A ULAŞTIR. FAKAT BU KONUDA NE AYET VAR NE DE HADİS VAR. NE DE İSKENDER’DEN BAŞKA BU PEK MÜHİM(!) MEVZUNUN FARZLARIN ANASI OLDUĞUNDAN BAHSEDEN VAR. ŞEYTANI (SAPTIRICI ODAKLARI) DOST EDİNEN HATTA ONLARDAN VAHİY ALIP SİZLERİ AYARTAN KİŞİ İSKENDERİN KENDİSİDİR. BU HALİYLE İSKENDER HANNAS’TIR. RİSALET NURLARI İSİMLİ SAÇMA VE ZIRVA KİTAP CİNLERİN RESUL OLARAK İLAN ETTİĞİ İSKENDERE VAHYİNDEN BAŞKA BİRŞEY DEĞİLDİR. BU GERÇEKLERİ BÜYÜLENMİŞ VE RÜYA GÖREN SZİLERİN HARİCİNDEKİ TÜM AKIL SAHİBİ İNSANLAR ÇOK NET BİR ŞEKİLDE GÖRÜYOR.
Allahû Tealâ da Tevbe Suresinin 32 ve 33. âyet-i kerimelerinde buyuruyor ki:
9/TEVBE-32: Yurîdûne en yutfîû nûrallâhi bi efvâhihim ve ye’ballâhu illâ en yutimme nûrehu ve lev kerihel kâfirûn(kâfirûne).
(Onlar) ağızları ile Allah’ın nurunu söndürmeyi istiyorlar. Ve Allah, kâfirler kerih görseler bile nurunu tamamlamaktan başka bir şey istemez.
9/TEVBE-33: Huvellezî ersele resûlehu bil hudâ ve dînil hakkı li yuzhirehu aled dîni kullihî ve lev kerihel muşrikûn(muşrikûne).
Müşrikler kerih görseler bile; resûlünü, dîn üzerine, dînin bütününü (bütün özelliklerini) izhar etmesi (ortaya çıkarması) için hidayetle, hak dîn ile gönderen, O’dur.
TEVBE SURESİ
30. Yahudiler: "Uzeyr, Allah'ın oğludur." dediler; Hıristiyanlar da: "Mesih, Allah'ın oğludur." dediler. Kendi ağızlarının sözüdür bu. Kendilerinden önce inkâr edenlerine sözlerine benzetme yapıyorlar. Allah onları kahretsin! Nasıl da yüz geri çevriliyorlar!
31. Allah'ın yanında hahamlarını ve ruhbanlarını da rabler edindiler. Meryem oğlu Mesih'i de öyle. Oysa kendilerine, tek olan Allah'tan başkasına ibadet/kulluk etmemeleri emredilmişti. İlah yok o tek Allah'tan başka. Onların ortak koştuklarından arınmıştır O.
32. Allah'ın nurunu ağızlarıyla söndürmek istiyorlar. Allah ise kâfirler hoşlanmasa da nurunu tamamlamaktan başka bir şey istemiyor.
33. O, resulünü hidayet ve hak dinle gönderdi ki, müşrikler hoşlanmasa da o dini dinlerin tümünün üstüne çıkarsın.
34. Ey iman sahipleri! Şu bir gerçek ki, hahamlardan ve rahiplerden birçoğu halkın mallarını uydurma yollarla tıkabasa yerler ve Allah'ın yolundan geri çevirirler. Altını ve gümüşü depolayıp da onları Allah yolunda harcamayanlara korkunç bir azap muştula.
TEVBE 33’DE BAHSEDİLEN KİŞİ HZ. MUHAMMED’DİR (SS). ÇÜNKÜ HAKK DİNLE GÖNDERİLEN SON ELÇİ ODUR. BU AYETLERİN İSKENDER İSİMLİ TARİKAT ŞEYHİYLE ALAKASI NEDİR? İSKENDER HAKK DİN İLE GÖNDERİLEN BİR PEYGAMBER Mİ? NEDEN BU AYETLERİ BÖYLE AKILSIZCA DÜŞMAN BELLEDİKLERİNE KARŞI BİR SİLAH OLARAK KULLANIYORSUNUZ? NEDEN BÖYLE BİR KEPAZELİK YAPIYORSUNUZ?
ÜSTTEKİ AYETLERDE “MÜŞRİKLER VE KAFİRLER ALLAH’IN NURUNU AĞIZLARIYLA SÖNDÜRMEYE ÇALIŞIR” DENİLİYOR. BİZLER ALLAH’IN NURUNU AĞIZLARIYLA SÖNDÜRMEYE ÇALIŞAN MÜŞRİKLER VE KAFİRLER MİYİZ Kİ BU AYETİ BİZE KARŞI YAZIYORSUN? KUR’AN AYETLERİNİ EKSİK GÖRÜP PARANTEZLERLE DEJENERE ETMEYİN, ALLAH DİNİNİ KEMALE ERDİRMİŞTİR ONA EKLEME YAPMAYIN, HİDAYETİN YALNIZ ALLAH’IN TEKELİNDE OLDUĞUNU BİLİN, İSKENDERİN ŞAHSİ YORUMLARINA DEĞİL ALLAH’IN ORİJİNAL KELAMINA İMAN EDİN DEMEK Mİ KAFİRLİK VE MÜŞRİKLİK? BU MU ALLAH’IN NURUNU SÖNDÜRME GAYRETİ?
Şu anda Hidayet Çağı’ndayız. Hidayet Çağı’nda Devrin İmamı, Mehdi (A.S) Efendimiz’dir ve hidayetle gelmiştir. Hidayet, insan ruhunun dünya hayatında Allah’a ulaşmasıdır. İnsanları otuz yıldan beri Allah’a davet etmektedir:
“Allah’a ulaşmayı dileyin” demektedir. Dileyenlerin mutlaka ve mutlaka kurtuluşa ulaşacağı, dilemeyenlerin, özellikle sizler gibi Efendi Hazretleri’ne karşı çıkanların kesinlikle gideceği yer cehennemdir. Aşırı gitmenizden dolayı da mutlaka bu dünyada da azabı tadarsınız, buna hiç şüpheniz olmasın.
NEDEN ŞU ANDA HİDAYET ÇAĞINDAYIZ? NEDEN BİNLERCE YÜZYILDAN BERİ İNSANLARIN YAŞADIĞI ÇAĞLAR HİDAYET ÇAĞI OLMUYOR DA BU ÇAĞ HİDAYET ÇAĞI OLUYOR? ŞU ANDA HİDAYET ÇAĞINDAYSAK ŞU ANA KADAR GELMİŞ GEÇMİŞ BÜTÜN BİR İNSANOĞLU DALALET ÇAĞINI MI YAŞADI? BU NE KADAR GÜDÜK VE ŞAPŞAL BİR MANTIK BÖYLE?
HİDAYET İNSANIN RUHUNU DÜNYA HAYATI MÜDDETİ DAHİLİNDE ALLAH’A ULAŞTIRMASI FALAN DEĞİLDİR. BU SİZİN UYDURDUĞUNUZ BİR ŞEY. HİDAYET DOSDOĞRU YOLDA OLMAKTIR. VE BU DOSDOĞRU YOLU ANLATAN KİTAP DA KUR’ANDIR.
EFENDİ HAZRETLERİNE KARŞI ÇIKANLARIN GİDECEĞİ YER CEHENNEMMİŞ. BU ADAMLAR KENDİLERİNİ TANRI YERİNE DE KOYUYORLAR. KORKUSUNDAN DOLAYI AMERİKA’YA TÜYMÜŞ BASİT BİR TARİKAT ŞEYHİNİ MEHDİ, RESUL, HALİFE VE İMAM ZANNETMELERİ YETMEZMİŞ GİBİ, BU AKILSIZCA VE MANTIKSIZCA İDDİALARINA KUR’ANDAN ZORLA ONAY ÇIKARMA KEPAZELİĞİNİ SERGİLEMELERİ YETMEZMİŞ GİBİ BİR DE KENDİLERİNE KARŞI ÇIKANLARI CEHENNEME YOLLUYORLAR. SAPKINLIĞIN BU KADARINA DA PES DOĞRUSU.
Said-i Nursi Hazretleri’nin de işaretleriyle Efendi Hazretleri’nin Mehdi (A.S) olduğuna kesin deliller vardır. (tılsımlar mecmuası adlı eserinde)
İYİ O HALDE NEDEN O DELİLLERİ TEKER TEKER YAZIP İSKENDER’İN SAİD NURSİNİNİŞARET ETTİĞİ MEHDİ OLDUĞUNU İSPATLAMIYORSUN? KURU SIKI SALLAMAK KOLAY. EĞER DOĞRUCULARDAN İSEN HANİ NEREDE DELİLİN?
Evvelâ 1996 yılında Show Tv’de Yıldırım Çavlı’nın “temiz eller” programına katılan Efendi Hazretleri, kıyâmetin imamı olarak tanıtılarak insanların ondan uzaklaştırılmasına çalışılmıştır. Said-i Nursi Hazretleri de Bakara Suresinin 257. âyet-i kerimesini ebced hesabı ile hesaplayarak o dönemde “Kâfirlerin dostu taguttur.” diyerek, bizzat Mehdi (A.S)’ın kimliğine ve çıkacağı zamanı işaret buyurmuştur. Gerçekten bu âyet, ebcedle hesaplandığı zaman 1417 hicrî tarihin, milâdî karşılığının 1996 yılı olduğu görülür.
EBCED HESABINI HZ. MUHAMMED BİLİYOR MUYDU? BİLİYORSA ONUN SÖZLERİ OLDUĞU İDDİA EDİLEN HADİSLERİN NEDEN HİÇBİRİSİNDE BU ÖNEMLİ BİLGİDEN BAHSEDİLMEMİŞ? EBCED HESABININ DELİL KABUL EDİLEBİLECEĞİ HUSUNDA HERHANGİ BİR KUR’AN AYETİ VAR MI? DİYELİM Kİ BU EBCED HESABI DELİL KABUL EDİLEBİLİR VE BU HESAPLAR DA DOĞRU. İSKENDER MEHDİ SIFATIYLA 1996’DA MI PİYASAYA ÇIKTI? RİSALET NURLARINDA ONUN MEHDİ OLDUĞU YAZMIYOR MU? RİSALET NURLARI İSKENDER’E (CİNLER TARAFINDAN) NE ZAMAN NAZİL OLDU? İSKENDER 1996 YILINDAN ÖNCE “BEN MEHDİYİM” DEMEDİ Mİ HİÇ?
HEM “KAFİRLERİN DOSTU TAĞUTTUR” CÜMLESİYLE MEHDİNİN ÇIKMASI ARASINDA NE ALAKA VAR? AYETİN TAMAMINA BAKALIM VE KONUNUN MEHDİYLE HELE DE İSKENDER İSİMLİ TARİKAT ŞEYHİYLE BİR ALAKASI VAR MI GÖRELİM:
BAKARA SURESİ
257. Allah, iman sahiplerinin Velî'sidir; onları karanlıklardan aydınlığa çıkarır. Küfre sapanlara gelince, onların dostları tâğuttur ki, kendilerini nurdan karanlıklara çıkarır. Bunlar cehennemin dostlarıdır. Orada sürekli kalacaklardır onlar.
EVET BU AYETİN NERESİNDE MEHDİ KONUSU VAR? EĞER Kİ MEHDİ KONUSU VARSA VE “KAFİRLERİN DOSTU TAĞUTTUR” CÜMLESİNİN EBCEDİ 1996 YILINI İŞARET EDİYORSA O HALDE SADECE 1996 YILINDA KAFİRLERİN DOSTU TAĞUTTUR. KAFİRLERİN DOSTUNUN TAĞUT OLMADIĞI ZAMAN DİLİMİ Mİ VAR?
Öyleyse Said-i Nursi Hazretleri’nin ifade ettiği tarih kesinleşmiştir. Efendi Hazretleri’ne işaret etmektedir. Yine Tevbe Suresinin 32. âyet-i kerimesini Said-i Nursi Hazretleri ebced hesabı ile hesaplayarak 1424 hicrî tarihini elde etmiş bunun milâdî olarak 2004 yılına tekabül ettiği görülmektedir ve Efendi Hazretleri, Ağustos 2004’te “Yeter Söz Allah’ındır” programı ile otuz yıldır sır olan M İ H R kelimesinin anlamını açıklayarak kimliğiyle tamamen ortaya çıkmıştır. Said-i Nursi Hazretleri bunu söylemiştir kitaplarında.
SAİD NURSİ’NİN TARİF ETTİĞİ MEHDİYLE İSKENDER İSİMLİ TARİKAT ŞEYHİ ARASINDA UZAKTAN YAKINDAN ALAKA YOKTUR. SAİD NURSİ’NİN MEHDİ İLE ALAKALI YAZDIKLARI ORTADA. İSKENDER İSİMLİ TARİKAT ŞEYHİNİN DURUMU DA ORTADA. NEYİN NE OLDUĞU AÇIK SEÇİK BELLİ. SİZİN ZANNLARINIZIN SAÇMALIĞINI VE KOMİKLİĞİNİ SİZİN DIŞINIZDA CÜMLE ALEM GÖRÜYOR. ADAM KİTAP ÇIKARMIŞ DA OYÜZDEN TEVBE 32 BU KİTABI İŞARET EDİYORMUŞMUŞ. YAHU BU KADAR TRAJIKOMİK BİR BAKIŞ AÇISI OLABİLİR Mİ? BU KADAR DA SAÇMALANMAZKİ…
İSKENDER MİHR KELİMESİNİN ANLAMINI AÇIKLAMIŞMIŞ. VE BU AÇIKLAMASININ TARİHİ TEVBE 32’DE YAZIYORMUŞMUŞ. MİHR SAÇMALIĞI HAKKINDAKİ YAZIMIZI OKUMANIZI ÖNERİYORUZ. OKUMAK İÇİN BURAYI TIKLAYINIZ.
ŞİMDİ TEVBE 32’YE BAKALIM. VE İSKENDER İSİMLKİ TARİKAT ŞEYHİNİN İŞARET EDİLİP EDİLMEDİĞİNİ GÖRELİM:
TEVBE SURESİ
32. Allah'ın nurunu ağızlarıyla söndürmek istiyorlar. Allah ise kâfirler hoşlanmasa da nurunu tamamlamaktan başka bir şey istemiyor.
33. O, resulünü hidayet ve hak dinle gönderdi ki, müşrikler hoşlanmasa da o dini dinlerin tümünün üstüne çıkarsın.
34. Ey iman sahipleri! Şu bir gerçek ki, hahamlardan ve rahiplerden birçoğu halkın mallarını uydurma yollarla tıkabasa yerler ve Allah'ın yolundan geri çevirirler. Altını ve gümüşü depolayıp da onları Allah yolunda harcamayanlara korkunç bir azap muştula.
SAPKINLIĞI VE ŞAŞMIŞLIĞI GÖRDÜNÜZ MÜ? ALLAH BU AYETİNDE HZ. MUHAMMED’İ İŞARET EDİYOR. ONU HAKK DİN İLE GÖNDERDİĞİNİ SÖYLÜYOR. BU DİNİN GELME GAYESİNİN MÜŞRİKLER HOŞLANMASA DA DİNLERİN TÜMÜNÜN ÜSTÜNE ÇIKMASINDAN BAHSEDİYOR. BU AYETLERDE BAHSİ GEÇEN KİŞİ BİR NEBİ, BİR PEYGAMBER, HZ. MUHAMMED (SS). BU MEVZUNUN İSKENDERLE VE ONUN KIYTIRIK FAALİYETLERİYLE NE ALAKASI VAR? İSKENDER SİZİN PEYGAMBERİNİZ Mİ DE BU AYETLERİ DELİL OLARAK ORTAYA KOYUYORSUNUZ? İSKENDER HAKK DİNLE Mİ, AYRI BİR ŞERİATLA MI GÖNDERİLDİ DE BU AYETLERİ KENDİ FELSEFENİZE DELİL SAYIYORSUNUZ? NEDEN HZ. MUHAMMED’İN KASTEDİLDİĞİ BİR AYETİ İSKENDER’İN OLMAYAN RESULLÜĞÜNE MALZEME OLARAK GÖRÜYORSUNUZ?
Yine Said-i Nursi Hazretleri’nin Mehdi (A.S)’ın hem diyanet alanında hem siyaset alanında hem de saltanat alanında üç görevle vazifeli olduğunu ifade etmiştir açıklamalarında.
Gerçekten Efendi Hazretleri bu üç alanda vazifelidir. Önümüzdeki günler sizler bunu çok daha iyi öğreneceksiniz. Bekleyin! Biz de sizinle birlikte bekleyenlerdeniz.
DAHA ÇOOOK BEKLERSİNİZ. EFENDİNİZİN YAŞI 71. VE ŞU ANA KADAR NE YAPTIĞI, ÇAPININ NE OLDUĞU ORTADA. BU İLERİSİ İÇİN DE ONUN NELER YAPABİLECEK ÇAPTA BİR ADAM OLDUĞUNUN BİR GÖSTERGESİ. KORKUSUNDAN AMERİKA’YA KAÇMIŞ BASİT BİR TARİKAT ŞEYHİNİN İLERDE SİYASET SAHASINDA DÜNYA ÖLÇEĞİNDE ETKİN VE YETKİN BİR KİŞİ OLABİLECEĞİNİ UMMAK, İLERDE DİYANET SAHASINDA YİNE KÜRESEL ÖLÇEKTE İTİBAR GÖRECEK VE YETKİNLİĞİ KABUL EDİLECEK BİRİSİ OLABİLECEĞİ SANMAK, YİNE İLERDE GLOBAL ANLAMDA GÜÇ, KUDRET, KUVVET, OTORİTE SAHİBİ BİR HE-MAN OLABİLECEĞİNİ ZANNETMEK ANCAK AKLININ NAMUSUNU KİRLETENLERİN DÜŞÜNEBİLECEĞİ BİRŞEY. NE KADAR İLERİ DÜZEYDE SAÇMALADIĞINIZI FARKINDA BİLE DEĞİLSİNİZ. BELKİ FARKINDASINIZ AMA…
Efendi Hazretleri’ni yalancılıkla suçlayanlar hesaplarını Allah’a vereceklerdir. Ama bizim acizane tavsiyemiz, Allah’a ulaşmayı dileyin, üzerinizdeki bu vebalden kurtulun. Kurtulmadığınız taktirde ölümle birlikte gayy kuyusu sizi beklemektedir. Yetmez, bundan önce de bir dünya azabının sizden uzak olmadığını sakın ha sakın aklınızdan çıkartmayın.
Allah razı olsun.
SİZLERE GÖRE BİZLER RUHUMUZU TANRIYA ULAŞTIRMAYI DİLEMEDİĞİMİZDEN ÖTÜRÜ KAFİRİZ. KAFİRLERE “ALLAH RAZI OLSUN DENİR Mİ?
HESAP GÜNÜ GÖRÜŞÜRÜZ. ALLAH ADINA HÜKÜM VEREN, ALLAH’IN BU YETKİLERİNİ HOYRATÇA KULLANMA KÜSTAHLIĞINI GÖSTEREN SİZLERİN YERİNİN NERESİ OLACAĞINI HEP BERABER GÖRECEĞİZ İNŞAALLAH.
SON SÖZ:
ŞEYTAN EVLİYASI İSKENDER’LE MÜCADELEMİZ SÜRECEK. İBRAHİMİN TORUNLARI OLARAK PUTUNUZU KIRMA ADINA ORTAYA KOYMUŞ OLDUĞUMUZ FAALİYETLERİMİZ DEVAM EDECEK.
__________________ Yunus 105. Şu da emredildi: "Yüzünü dine bir hanîf olarak çevir. Sakın müşriklerden olma!"
|