Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.
Yunus Suresi 105
Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.
Enam Suresi 79
İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.
Ali İmran Suresi 67
Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.
Nahl Suresi 123
De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.
Ali İmran Suresi 95
Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.
Bir şiir okumuştum. Fransızın Cezayiyerliye yaptığı hakkında. Sözleri tam aklımda kalmamış ama mealen şöyleydi:
Bana elektrik getirdiniz, Allah razı olsun.
Su getirdiniz
Kitap getirdiniz.
Medeniyet getirdiniz.
Varolun, sağ olun... da
İneğimi nereye götürüyorsunuz?
Karılarınızın başı size mübarek olsun! Adaletinizi görelim!
Olgunluk, ilerleme, demokrat olma epey yol aldı. AB treni hızlansa da yavaşlasa da, raydan çıkıp uçurumdan yuvarlansa da Türkiye’de geriye dönüş olmaz. Türkiye, geldiği ekonomik düzey açısından bundan böyle “dünyadan kopmayacağı için değil kopamayacağı için” darbeye de kimse tenezzül etmez, aklı başında hiç kimse; “modern ya da postmodern devirmelere” alkış tutmaz. Anayasa’da ne yazıyorsa, demokrasinin ölçüleri neyi hedefliyorsa, halk seçim sandığında ne diyorsa o olur. Seçimle geldiniz, seçimle gideceksiniz.
Karılarınız sizindir.
Siz de onların.
Tanrı sizi ayırmasın.
Karılarınızın da erkekler kadar hakkı, hukuku, gururu vardır; ebediyen olmalıdır, onlar sizin köleniz değildir. Olmamalıdır. “Karının başını aç da Çankaya’ya gel...” diyenler varsa da, onlar da “gerilim-sürtüşme-kırılma-gönüllenme olmasın, 83 yıllık cumhuriyetin görüntüsü Arabistan’a dönmesin” diye iyi niyetlerini dile getiriyorlardır.
Sizin bileceğiniz iş.
İster açın.
İster iyice kapatın.
Karılarınızın başı size “mübarek” olsun. Mübarek, yani bereketli, verimli, aziz, mukaddes, ulvi ve kutsal olsun. Biz sizin adaletinizi görmek isteriz.
Adaletiniz nerede?
Meclis’ten yasa çıkardınız.
Eğer bir vatandaş primlerini ödemiş, gerekli çalışma gününü ve saatini doldurmuş, emekli olmuş ve kendisine emekli maaşı bağlanmışsa fakat bu vatandaş “kendisinde çalışacak güç, üretecek kuvvet, yeni bir işi sırtlayacak enerji ve yaşama heyecanı görüp de çalışmaya devam ediyorsa” siz onu cezalandırma kararı aldınız.
Yasanız diyor ki:
Emekli isen.
Ve çalışıyorsan.
Emekli maaşını almayacaksın.
Emekli maşından vazgeçeceksin.
İşinden vazgeçmek istemiyorsan ve emekli maaşını da almak istiyorsan; “asgari ücretin yüzde 33,5’i oranında prim” ödeyeceksin. Çıkardığınız Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Yasası, böyle emrediyor.
Yılbaşında uygulanacak.
Fakat emekli olan vatandaş değil de milletvekili ise, ister sizin partinizden olsun ister başka partiden; ister karısının başı türbanlı olsun, ister karısının başı açık yeniden milletvekili seçilmişse hiçbir kesinti olmadan, hem maaşını alacak, hem de emekli maaşını...
Asili cezalandır.
Vekili faydalandır.
Adaletiniz bu mu?
Demokrasi anlayışınız bu mu?
Yönetim anlayışınız bu mu?
Bir işçi emeklisi bugün ortalama 450 ile 700 YTL arasında bir maaş alıyor. Bir emekli milletvekili ise 3 bin YTL alıyor. Yani 6 emekli vatandaş ancak 1 emekli milletvekili kadar maaş alıyor.
Adaletiniz bu mu?
Hadi adaletiniz bu diyelim. Fakat siz buna da razı değilsiniz ki bir emekli işçi; “emekli maaşım bana yetmiyor gücüm-kuvvetim de var, ikinci bir iş yapayım da kimseye muhtaç olmadan geçinip gideyim” diyorsa siz “o zaman emekli maaşı alamazsın” diye yasa çıkartabiliyorsunuz. Ama bu yasanın içine emekli milletvekilini dahil etmiyorsunuz. Halkın Meclisi’ni kendinize “ayrıcalık, imtiyaz, tiranlık, padişahlık üreten” oligarşik densizlik aracı haline getiriyorsunuz.
Yönetim anlayışınız bu mu?
Bu yönetim anlayışınızın gücünü karılarınızın başının türbanlı olmasından mı alıyorsunuz?
Hadi adaletiniz bu diyelim. Fakat siz buna da razı değilsiniz ki bir emekli işçi; “emekli maaşım bana yetmiyor gücüm-kuvvetim de var, ikinci bir iş yapayım da kimseye muhtaç olmadan geçinip gideyim” diyorsa siz “o zaman emekli maaşı alamazsın” diye yasa çıkartabiliyorsunuz. Ama bu yasanın içine emekli milletvekilini dahil etmiyorsunuz. Halkın Meclisi’ni kendinize “ayrıcalık, imtiyaz, tiranlık, padişahlık üreten” oligarşik densizlik aracı haline getiriyorsunuz.
Yönetim anlayışınız bu mu?
Bu yönetim anlayışınızın gücünü karılarınızın başının türbanlı olmasından mı alıyorsunuz?
Karılarınızın başı!
Size mübarek olsun!
Adaletinizi görelim!
Adaletiniz nerede
KADINLAR UZERINDEN DINI SÖMUREN SIYASET+AMERIKA+ CEMAATLER+AVRUPA BIRLIĞİ ÇIKAR İŞBİRİLİĞİYLE YIKILMAK İSTENEN ATATURK CUMHURIYETİ, DIN VE VICDAN ÖZGURLUĞU,200 DEN 400 MILYAR DOLARA ÇIKMIŞ BORÇ İÇİ YENMIŞ TURKIYE...
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme Sizin yetkiniz yok forumda konu silme Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme Sizin yetkiniz yok forumda anket açma Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma