Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.
Yunus Suresi 105
Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.
Enam Suresi 79
İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.
Ali İmran Suresi 67
Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.
Nahl Suresi 123
De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.
Ali İmran Suresi 95
Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.
Bunlar olmayınca doğal olarak ziyaretler de söz konusu değil.
Yıl
içinde özellikle de ramazan aylarında sözde yatırlara kısmeti açılsın
diye genç kızlar, sağlığı için dua edenler, dallara ağaçlara çaput
bağlamazlar, mum dikmezler.
Bu ülkede bu tip ilkel görüntüler yaşanmaz.
Böyle davranışlar gericilik, putperestlik olarak kabul edilir.
Peygamberimize ait olduğu söylenen Sakal-ı Şerif, Hırka-i Şerif, Dendan-ı Şerif gibi ziyaretler de yoktur.
Böyle davranışlar da gericilik sayılır.
İmam, müezzin gibi din görevlileri devlet memuru statüsünde değildir, devlet bütçesinden bu kişilere maaş ödenmez.
Allah için yapılan görevin karşılığında para almak ayıp sayılır ve yasaktır.
Bu ülkede biri çıkıp da medyum olduğunu iddia ederse büyük cezaya çarptırılır.
Tarikatçılık ve tarikatlar yoktur.
Şeyhler, müritler de...
Bunların kurduğu cemaatler de yoktur.
***
Devam edelim:
Kız imam hatip lisesi diye bir öğretim kurumu açılamaz.
Çünkü İslamiyet'te kadından imam olmaz.
Nazar boncuğu, okunmuş su, nazara karşı geyik boynuzu, yani büyü kesinlikle yasaktır.
Bunun cezası çok ağırdır. Bu suçu işleyenlere yıllarca hapis cezası verilir.
Aynı cezalar üfürükçülük yapanlara da uygulanır.
Cami gibi ibadet yerlerinin altına, market, dükkán yapılamaz.
Bu, din ticareti olarak kabul edilir ve buna kesinlikle izin verilmez.
Bu bilgileri Basın-Yayın ve Enformasyon eski Genel Müdürü Cemil Ünlütürk yolladı.
Bu ülkenin neresi olduğunu bilmenize, hatta tahmin etmenize imkán yok.
O nedenle sizleri daha fazla merakta bırakmadan bu ülkeyi açıklayalım.
Bu ülke şeriatla yönetilen Suudi Arabistan.
***
Şimdi dönüp laik demokratik Türkiye Cumhuriyeti'ne bir bakın.
Türkiye'de türbeden, yatırdan geçilmez.
Günün her saatinde insanlar buraları ziyaret edip kurban keserler, çaputlar bağlarlar, mumlar dikerler.
Türkiye'de her taraf medyumlarla doludur.
Bunlar gazetelerde yazarlar, TV'lerde boy gösterirler.
Tarikatlar, cemaatler Türkiye'yi yönetirler.
Bugün iktidarda olan partinin önde gelenlerinin çoğunun tarikatlara mensup olduğunu da biliyoruz.
Türkiye'de kız imam hatip liseleri vardır.
Büyü yapmak, büyü bozmak serbesttir.
Üfürükçülük yapana kimse karışmaz.
Bunlara kimse engel de olmaz.
Türkiye'de camiler birer rant kapısı haline getirilmiştir. Camilerin altı kira getiren ticarethanelerle doludur.
Sonuç: Orada şeriatçı Suudi Arabistan...
Burada Atatürk'ün laik demokratik cumhuriyeti...
Gelin çıkın işin içinden.
__________________ ŞEYTANDAN VE ONUN EVLİYASINDAN KAÇINMANIN EN İYİ YOLU,ŞEYTANA KÜLAHINI TERS GİYDİRMEKTİR!
Daha düne kadar Araplar da tuvalet kültürü bile yoktu.Çok affedersiniz boş buldukları her yere tuvaletlerini yaparlarmış.Hacdan dönen dedem anlatmıştı.Baya ilerleme kaydettiler.Onlar adına sevinmemiz gerekir.
Keşke Türk Milletide Atatrk ün laik demokratik Cumhuriyetini koruyabilmiş olsaydı.Keşke devlet yönetimine seçilen liderler sadece kendi çıkarları için çalışmasalardı.
Çok kötü bir durum bunlar.Akılsız başın cezasını ayaklar çeker diyeceğim ama dilim varmıyor.Bütün iş insanları bilinçlendirmekten geçiyor.Aslında bu konuda ilim sahiplerine çok iş düşüyor.
__________________ FATİHA: 6, 7/ Bizi doğru yola, kendilerine nimet verdiklerinin yoluna ilet; gazaba uğrayanlarınkine ve sapıklarınkine değil.
Katılma Tarihi: 24 haziran 2006 Yer: Turkiye Gönderilenler: 669
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
selam...iblissavar.. Sonuç: Orada şeriatçı Suudi Arabistan...
Burada Atatürk'ün laik demokratik cumhuriyeti...
Gelin çıkın işin içinden.
bizim memlekette müşrikler istediği gibi alenen ortalığa çıkmaktadırlar...arabistanda ise müşrikler gizlidir..ortaya çıkarsa ya kelle gider ya itibar...namazlara da üşenerek gelirler..bizdekiler ise hiç gelmezler..yada gelirlerde çifte ibadet ederler.:)) şu var ki yine adamları bazı yönlerden taktir ediyorum...yasak..ama ne güzel yasak....
__________________ Herkes kendi ameliyle Allah’ın huzuruna gider
Keşke Türk Milletide Atatrk ün laik demokratik Cumhuriyetini koruyabilmiş olsaydı.Keşke devlet yönetimine seçilen liderler sadece kendi çıkarları için çalışmasalardı.
selam ya kardeş sakın yanlış anlama hususi olarak bu kardeş nerde laiklikle ilgili yazı yazıyor diye takip edip konu açmak değil derdim, Allah aşkına şu duana senin için siniyor mu ?Bir müslümana bu istek yakışır mı? İnsan şerri hayır gibi çağırmasın ya.
yabancı filimlerde izlemişsinizdir, kral gelmeden önce trompet çalarlar, neden? medeniyetin beşiği demokrasinin/ laikliğin beşiği batı bu trompet uygulamasını insanlar tuvaletlerini torbaya yapıp pencereden aşşağı attıkları için kral'ın geldiğini haber vererek pislik torbalarınızı yola atmayın uyarısı.Şimdi bunun ışığında laiklik ve demokrasiyi reddelim mi?tuvalet kültüründen yola çıkıp demokrasi için istek de bulunanına da ilk defa rastladım.
bakış acınız tepkisel gibi duruyor, geleneğe tepki duyarken modernizmin kucağına atlamayalım,
Dün, Türkiye'de sosyalizmin dini ideolojiye
karşı benimsemesi gereken birinci ilkenin, kendini Kemalizm'in görüş ve
politikalarından ayırmak olduğunu söylemiştim. Bunu açayım.
Kemalizm genel olarak 'din' olgusuyla sorunu olan bir ideoloji
değildir. Sorunu İslam'ladır ve bunun nedeni de bu dini 'ulusal
kalkınma'ya engel olarak görmesidir. Ama herhangi bir durumda İslam'ın
araçsal bir 'yarar'ı olabilecekse, Kemalist, bunu da sonuna kadar
kullanmaya hazırdır: Evren'in zamanının Amerikan sosyolojisiyle
birlikte 'yeşil kuşak' politikalarıyla bağdaşabilmesinden Tunceli'ye
gökten 'din kardeşliği' broşürleri yağdırmaya kadar çok sayıda örneği
vardır bunun.
Kemalizm'in bilinçaltında Hıristiyanlık gibi bir din yoktur; daha
doğrusu, Hıristiyan dünyada kurulmuş 'din-devlet ilişkisi'nin
idealizasyonu yatar. Ama bu ilişkinin tarih içinde nasıl evrildiğine
dair köklü bir bilgisi de yoktur ve bu nedenle Batı'da olanın tersini
yapmakta, yani aslında (kurtulunmak istenen) Osmanlı'da olduğu gibi
dini devletin yedeğine almakta sakınca görmez.
'Müslümanlık yanlıştır' diye bir iddiası yoktur. 'Dindar olmayın'
demez ve genel bir (sekülarist) din eleştirisine hiç girmez, bu konuda
söylenmiş tek sözü yoktur. Ama "İslam sizin bildiğiniz gibi değildir.
Şimdi oturun, kollarınızı göğsünüzde kavuşturup dinleyin, İslam'ın ne
olduğunu ben size anlatacağım" der.
Başlar anlatmaya: "İslam'da örtünme yoktur. Bursa'da Türk
kadınları çok güzelmiş. Erkekler arasında kavga çıkıyormuş. Onun için
'Şunlar örtünsün' denmiş" diye 'aydınlatır', 'hurafe' ile yaşamaya
alışmış kitleleri, devlet televizyonundan. (Bunun kaynağı Falih
Rıfkı'dır: "Bilmem ne kadar doğrudur elyazması bir Karaman tarihinde
okumuştum. Sultan Orhan vaktinde Türk kadınları örtünmezlermiş. Fakat
Bursa'ya yerleşen bir aşiretin kadınları o kadar güzelmiş ki çarşıya
gelip gittikçe kimse onlardan gözünü ayıramazmış. Padişah, sadece
güzellikleri herkesi işinden alıkoyduğu ve bazı vakalara sebep olduğu
için, kapanmalarını emretmiş.")
Falih Rıfkı'nın 'bilmem ne kadar doğrudur' diye aktardığı hikâyeyi
(o dönemde Türkler arasında kaçgöç olmadığı doğrudur, ama o başka
hikâye) Kenan Evren her akşam halkını aydınlattığı günlerde kesin
gerçek olarak anlatırdı.
Ne kadar inandırıcı, ikna edici olduğu bugün yaşananlardan belli
(dün yazdığım, 'yukarıdan aşağı' metazori 'bilinçlendirme'nin kaderi
bu).
Ama bu toplumda yaşayan Müslümanlar da inandıkları dinin
felsefesini, kurallarını, kültürünü Kenan Evren'den öğrenmiyorlar.
Dünya kadar kaynak var, onların da istedikleri zaman bakacakları
-isterlerse.
Şu halde, özetle, Kemalist, topluma 'Dindar olun, iyidir' der ve
arkasından hemen ekler, 'Şimdi dininizi size ben öğreteceğim.' Her
türlü dini düşüncenin yarattığı zihni tutsaklıkla mücadele etmez,
tersine, o tutsaklığın yarattığı zihni kalıpları kendi biçimlendirdiği
'laik din'in yerleştirilmesi için faydalı araçlar gibi görür,
kullanmaya çalışır.
__________________ ŞEYTANDAN VE ONUN EVLİYASINDAN KAÇINMANIN EN İYİ YOLU,ŞEYTANA KÜLAHINI TERS GİYDİRMEKTİR!
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme Sizin yetkiniz yok forumda konu silme Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme Sizin yetkiniz yok forumda anket açma Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma