Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.
Yunus Suresi 105
Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.
Enam Suresi 79
İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.
Ali İmran Suresi 67
Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.
Nahl Suresi 123
De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.
Ali İmran Suresi 95
Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.
75 Hayır, yıldızların düştükleri yere (mevkilerine) yemin ederim.
76 Eğer bilirseniz, gerçekten bu büyük bir yemindir.
56 Vakıa Suresi 7576
75. ayette yıldızların düştükleri yerler diye tercüme ettiğimiz "düştükleri yeri" deyimi,Arapça'da "mevki" kelimesiyle ifade edilmektedir. Aynı kelime 18. Kehf Suresi 53. ayette de geçer ve orada da suçluların cehenneme düşmesindeki "düşmeyi" ifade etmek için kullanılır. Bu kelimenin kökü Arapça "Vakaa"dır ve Kuran'da düşmek, vaki olmak, gerçekleşmek anlamlarında kullanılır.
Yıldızlar bünyelerinde hidrojen bombaları patlatarak yaşar. Bu patlamalarda bir kısım madde enerjiye dönüşür ve çok büyük bir sıcaklık açığa çıkar. İki milyon kilo kömürü yakarak elde edeceğiniz enerjinin tamamını sadece bir gram maddeyi enerjiye dönüştürerek elde edebilirsiniz. örneğin orta boy bir yıldız olan Güneş'imizde her saniye dört milyar kilo madde enerjiye dönüşür. Yani bir saniye gibi ufak bir zaman diliminde sekiz milyon kere trilyon ton kömüre eşdeğer sıcaklık ortaya çıkar. Bir yıldız bütün maddesinin az bir kısmını yakıt olarak kullanır ve bu yakıt bitince yıldızlar da ölür. Allah'ın canlılar için takdir ettiği doğum ve ölüm yıldızlar için de takdir edilmiştir. Her yıldızın muhakkak bir sonu vardır, Evren'in bir yanında yıldızlar doğarken, diğer tarafta ölen yıldızlar adeta "Biz ölür gideriz, ama bizim Yaratıcımız her zaman vardır, onun yaratışı hep devam etmektedir." demektedirler.
YILDIZLARIN DüŞüŞü VE BüYüK YEMİN
Kuran'da birçok varlığın, olayın üzerine yemin edilerek bunlar vurgulanır. Yıldızların düştükleri yerlere de böyle dikkat çekilmekle beraber, ilgili ayetlerde özel bir durum da oluşmuştur. Yıldızların düştükleri yerlere yemin edildikten bir ayet sonra bu yeminin büyük bir yemin olduğunun söylenmesiyle özel durum oluşur. çünkü Kuran'da bu tarzda birçok yemin olmasına rağmen bir tek burada bu yeminin büyüklüğüne dikkat çekilmiştir. Birazdan yakıtını tüketen yıldızların ölümünde ortaya çıkan müthiş sayısal değerleri göreceğiz. Evren'in en büyük sayısal değerlerinden bir kısmının yıldızların ölümünde ortaya çıkması ayette "Eğer bilirseniz, bu gerçekten büyük bir yemindir." denmesinin ne kadar anlamlı ve yerinde olduğunu ortaya koymaktadır.
Fizikle uğraşan herkes Evrendeki en ilginç olaylardan birinin karadelikler olduğunu bilir. Büyük yıldızlar (Güneşimizin 3 katından daha büyükler) ömürlerini bir karadelik olarak tamamlarlar. Enerjilerini tüketen bu yıldızlar şiddetli bir şekilde büzüşür. çok küçük bir hacme bürünen dev yıldız müthiş bir yoğunluğa ve çekim gücüne sahiptir. Bu çekim gücü o kadar şiddetlidir ki saniyede 300 bin kilometre hızla hareket eden ışık bile bu çekim gücünden kurtulamaz ve karadelikler yakınlarından geçen ışığı bile yutar. Bu çekim gücü bir yıldızın kendi üstüne düşmesi (büzüşmesi) sonucu oluşur; fakat daha sonra birçok gezegen, birçok yıldız da bu şiddetli çekim alanına düşer. Yani karadelikler kendi dışındaki yıldızların da “düşme alanı”, sonu olmaktadır. Teleskopla görülemeyen karadeliklerin varlığı, çevredeki yıldızların maddesini anafor gibi kendi içlerine çekip X ışınları yaymalarından, civarlarındaki her ışını, yıldızı yutmalarından anlaşılabilir. Stephen Hawking'in en meşhur çalışmaları da karadelikler üzerine olanlardır. Stephen Hawking, Hawking Radyasyonu'nu bularak bir karadeliğin hem radyasyon yaymasının, hem de fiziğin enerji yasalarına uymasının mümkün olacağını keşfederek fizik bilimine büyük katkılarda bulunmuştur.
Yıldızların kendi içlerine çökmesiyle oluşan ve daha sonra diğer yıldızları da çekimleriyle içlerine düşüren müthiş çekim kuvvetine sahip karadelikler Vakıa Suresi'nin 75. ve 76. ayetleriyle tam bir uygunluk göstermektedirler. Kuran'ın indiği dönemde yıldızların sonu, yıldızların son bulup karadeliğe dönüşmeleri ve Evren'in fiziği açısından bunun önemi elbette ki bilinmiyordu. Yıldızların son bulurken karadeliğe dönüşmeleri de, tüm geçirdikleri aşamaları da çok enteresandır.
Yakıtlarını tüketen yıldızlar birden bire ölmezler, yıldızlar önce büyümeye, şişip kabarmaya başlar. önceleri 15 milyon derece olan sıcaklık yükselerek 100 milyon dereceye varır. Yıldız kırmızı dev veya süper dev olur. Bir süper devin kapladığı alan o kadar büyüktür ki 60 milyon taneden fazla Güneşi içine rahatlıkla alabilir.(Tüm bu sayıların büyüklüğü karadeliğin çekiminin büyüklüğü gibi Vakıa Suresi 76. ayette işaret edilen büyüklüğü çağrıştırmaktadır.)
Stephen Hawking, Hawking Radyasyonu'nu bularak karadelikler hakkındaki bilgimizin artmasını sağladı.
Koca kırmızı devlerin bazıları sıkışır ve bir cüce olur çıkar. Bu aşamadaki yıldız, beyaz cüce olur ve insan hacmindeki bir parçasının ağırlığı 10 milyon kiloya gelmektedir. Daha büyük yıldızlar ise nötron yıldızlarına (pulsarlara) dönüşürler. Nötron yıldızlarında madde çok daha yoğundur, burada bir çay kaşığı madde bir milyar ton gelmektedir. Evren'deki tüm bu müthiş gelişmeler her an yaşanırken, biz Dünya'mızda ne müthiş patlamalardan, ne olağanüstü çekimlerden, ne de yüksek ısılı kaynamalardan zarar görmeden yemek yeriz, uyuruz, spor yaparız, koşarız, sohbet ederiz... Kısacası yaşamaktayız, daha doğrusu yaşatılmaktayız. çok mükemmel bir şekilde ve çok ince hesaplarla...
Parçacık hızlandırıcı çalışmalar yürüten bilim insanları, kara delik özellikleri gösteren bir ateş topu yarattılar. Laboratuvardaki yapay ortamda yaratılan ateş topu, minik bir kara delik olarak işlev görüyor. Bilim insanları, kara deliğin ömrünün 10-23 saniye gibi kısa bir zaman için sürdüğünü, kara deliğin bu süre zarfında da çarpıştırmayla ortaya çıkan etrafındaki tüm partikülleri yuttuğunu ifade etti.
ABD’nin Upton kentindeki Brookhaven Relativistic Heavy Ion Collider Laboratuvarı’nda yapılan çalışmada ışık hızına yakın bir sürate ulaşan altın çekirdekleri birbirleriyle çarpıştırıldı. Çarpıştırmanın sonucunda açığa çıkan ısı, çekidekleri kuark ve glüonlara ayırıyor. Bu parçacıklar kendi içlerinde birleşerek, 10-23 saniye gibi kısa bir süre zarfında Güneş’ten 300 milyon daha sıcak bir ateş topu meydana getiriyor. Bu ateş topu da, yaşadığı boyunca bir kara delik gibi çarpıştırmanın açığa çıkardığı partikülleri yutuyor.
Aman iyiki haberi buraya Hanscilardan once gectin yoksa birisi bu harika deneyi basaran bilim adamlarini oglu yada Jananin adamlari ilan ederdi. Kimse onlari ZIG ZAG ZAP-ZUP grubuna dahil etmeden deneylerinden faydanalanalim.
Rabbim o kadar buyukku baksana Evrenleri yutan Kara delikleri ile kucucuk parcaciklar ayni duzende calisiyor.
Fetih 23. Sünnetellahilletı kad halet min kabl* Ve len tecide li sünnetillahi tebdıla
Fetih 23 Allah’ın önceden gelip geçmişlere uyguladığı (Sünneti) yasası budur. Allah’ın (Sünneti) yasasında değişme bulamazsın.
isittik ve iman ettik.
__________________ Dabbetciler icin buraya: Bu Allah'in Dabbeti: www.hansvonaiberg.org
Iskenderciciler icin buraya: Buda Allah'in Mehdisiymis! www.iskenderalimihr.com bakabilirsiniz
çelebi hanif dostum haklısın yaparlardı. ama senin gibliler oldukça artık yapamazlar. bir de bu haber çıkalı baya olmuştu bizden önce bulsalardı bilim adamları oğlu değil amcaoğlu yapardı hansçılar bunları kendine iyi bak
"Kara deliklerin ,güneşin kütlesinden 2 kat daha ağır bir maddenin kümelenmesinden oluştuğu beklenir.Başlangıçta cisim ağırlaştıkça içindeki nükleer yakıt daha kısa sürede yanacak va kara deliği oluşturmak üzere çökecektir.Fakat az miktarda bir madde söz konusu olduğunda çökme olmayacaktır.Onun iç yapısı,parçaları arasındaki yerçekiminden ileri gelen patlamaya karşı direnç gösterecek kadar sağlamdır.Az miktardaki bir maddeden bir kara delik oluşturmak için çok büyük dış kuvvetlere gerek vardır.Bu kuvvetler,bileşenleri birbirine yaklaştırarak olay ufku içindeki tüm maddenin sıkıştırılmasını sağlayacaktır.işte o zaman bir kara delik meydana gelir. Küçük bir kara delik oluşturmak için başlangıç maddesinin büyük bir kısmını patlatmak gerekir.Onun olay ufku içinde 1600 ton demiri sıkıştırdığımızı düşünelim.Böylece onun büyüklüğünü santimetrenin yüz milyonda biri kadar küçültmek gerekir ki bu iş korkunç bir miktarda enerji ister......
Bununla birlikte bu konularda ne yapıp yapamıyacağımız konusunda genel ifadelere karşı dikkatli olmalıyız.İlk atom bombasından daha kırk yıl önce bu gücün varlığına dair hiç bir işaret yoktu ve hatta onun yapımından 10 yıl önce çok ünlü bir fizikçi atom bombasının yapılamıyacağını ileri sürmüştü.Yapay kara deliklerin dünyada yapılabilme olanağını düşünürsek,onların mahvolmamıza yol açabilecek birer tehlike olduklarını da farketmeliyiz.
1600 ton ağırlığındaki bir kara deliği,dünyada elimizden kaçırdığımızı düşünelim;o,hemen dünyanın merkezine çökecek ve bizi de içine alarak dünyayı hırsla yiyip yutacaktır.Bunu önlemek için yapay kara delik bazı yollarla hapsedilmelidir.Uzayda,dünyanın etkisinden uzak olarak oluşturulmadıkça,onun yerçekimi gücüyle denetlemek olanaksızdır.Onu meydana getirmenin bu ikinci yolu üretim problemlerini arttıracağından ,bir kez burada,dünyada yaratıldığında onu denetlemek için bir yol düşünmek daha iyidir.Bir kara deliğin en yararlı yönleri kütlesi,dönmesi ve yüküdür.Kara deliğin dünyanın merkezine çökmesini önleyecek ve bizi mahvolmaktan kurtaracak olan onun yükünü kullanmaktır.Eğer o maksimum bir yükle yüklenmiş olsaydı,santimetre başına yüz bin volt kuvvetindeki bir elektrik alanı tarafından tutulabilirdi.bu alan kuvvetinin kara deliğin kütlesinden bağımsız oluşu çok ilgi çekicidir,bunun nedeni kara deliğin ağırlaştıkça tutabileceği elektrik yükünün artmasıdır.Bu,yüklü kara deliğin elektrik alanına olan duyarlılığını arttırır.Bu kuvvetle bir alan üretilebilir ve hatta korunabilir.Yüksek gerilim kablolarını korumadaki en ciddi güçlük,bunların çevrelerindeki yalıtkan maddelerin bozulmasından ortaya çıkar.Yüz bin volt üzerindeki güç naklinde kullanılan uygun maddelerin yapımıyla bunun önüne geçilmiştir.Voltaj arttıkça enerji nakli daha ekonomik olduğundan ,günümüzde bir milyon voltluk bir gerilimi gerçekleştirecek maddeler yapılmıştır.Elektrik gücü santimetre başına yaklaşık bir milyon volt olunca yalıtkanlar bozulacak ve elektrik deşarj olacaktır.
Bir yalıtkanın ortasında çok küçük bir kara delik maddeyi yutarken ısı ve enerji üretmek cesaret işidir.Her ne kadar kara deliği bir enerji küresinin merkezinde izole etmeyi ve diğer maddeleri dışarı atmayı ümit edebilirsek de bu durum yalıtkanın çok çabuk bozulmasına neden olabilir.Yine de en iyi madde yalıtkanlardan biri olmayabilir;diğer bir deyişle vakum daha iyidir.Çünkü bu durumda elektrik arızası sorunu ile birlikte kara deliğin fazla madde soğurarak daha fazla ağırlaşması sorunu oratadan kalkar. Dairesel bir elektrik alan gerekli stabileteyi gerçekleştirebilir.Bununla birlikte tutma mekanizmasının iyi çalışmasını sağlamak pek çok emniyet tedbiri gerekir.Haata mümkünse tüm sistemin dünyadan uzay aracına olan bir mesafede kurulması gerekir.Böylece başarısızlık felaketle sonuçlanmaz.Bu,son roket motorunun temeli olabilir."
Katılma Tarihi: 25 nisan 2005 Yer: Turkiye Gönderilenler: 450
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
blindpoint Yazdı:
çelebi hanif dostum haklısın yaparlardı. ama senin gibliler oldukça artık yapamazlar. bir de bu haber çıkalı baya olmuştu bizden önce bulsalardı bilim adamları oğlu değil amcaoğlu yapardı hansçılar bunları kendine iyi bak
slmslm
Sevgili blindpoint kardeş haklısın. Fakat şu bir gerçek ki çifte selamı hakikaten aiberg buldu. Yani "slm slm" ve sen bu selamı kullanıyorsun. Elbette kullanabilirsin seni eleştirdiğimi sakın ha düşünmeyesin. Sadece merak ediyorum. Neden "slm slm" diye onlar gibi çift selam veriyorsun. 2. ise sadece çift selam benzerliği kalmayıp, yazlarının sonundada yine onlar gibi çift selam vererek bitiriyorsun.
Blindpoint kardeşim beni aydınlatırsan baya bi sevinecem :)
__________________ Asaf'ın miktarını bilmez Süleyman olmayan. Bilmez insan kadrini alemde, İNSAN olmayan.
Katılma Tarihi: 25 nisan 2005 Yer: Turkiye Gönderilenler: 450
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
Yazdıklarına şimdilik "SubhanAllah" diyip yorum yapmayacağım. Senin ardından hep iyi konuştum. Cümlelerin beni şaşırttı. Uygun gördüğüm zaman detaya girerim inşaAllah.
__________________ Asaf'ın miktarını bilmez Süleyman olmayan. Bilmez insan kadrini alemde, İNSAN olmayan.
bilmem ki bir bilene sormalı?? sen hiç slmslm demedin galiba? Ayrıca burada o kadar kişi o kadar uzman üye usta grupta slmslm derken kalkıp bana söylemen kompleksli bi insan olduğunu gösteriyor.kalkıp bana Haniflik şöledir böledir derken bu ayetleri unuttun galiba?Sen çok kibirli olmuşun sen kibirli olmasan kalkıp bana bu forum tarihi boyunca sanki ilk defa yazılmış sanki daha önce bahsi geçmemiş gibi tavır takınmazsın.Senin bu yazının altındaki fitneyi iftirayı Allah'a havale ediyorum. Akik açığımımı arıyon?? Kurandan bakmak yerine illaki benden istiyorsan yazayım;
Nisa86/ Bir selam ile selamlandığınızda, onun daha güzeliyle yahut aynısıyla karşılık verin. Hiç kuşkusuz Allah Hasîb'dir, herşeyi güzelce hesaplamaktadır.
Ayet açık ve nettir selam aldığımızda aynısı ile "slm" yahut onun daha da güzeliyle slmslm yahut (örn:a.s.) dememmizi Allah istemiştir!
Vakia26/ Sadece "selam, selam!" denir.
Nisa94/ Ey iman edenler! Allah yolunda gaza için dolaştığınızda, iyice anlayıp dinleyin de size selam verene/barış teklifi sunana "Sen mümin değilsin!" demeyin. İğreti hayatın menfaatine göz dikiyorsunuz ama Allah katında çok ganimetler vardır. Önceden siz de öyle idiniz ama Allah size lütufta bulundu. O halde, iyice araştırın, anlayın dinleyin. Çünkü Allah, yapmakta olduklarınızdan haberdardır.
İyi oku! ^
Yunus10/Orada onların yakarışı, "Tespih ederiz seni ey Allahımız!" ve birbirlerine esenlik dilemeleri, "selam" şeklindedir. Ve onların son çağırışları şudur: Bütün övgüler âlemlerin Rabbi Allah'adır.
Ayette Görüldüğü gibi bütün övgüler Allah'ın dır kullarının değil!
diğer ayetlerede bu kadar meraklıysan kendin bakarsın.Savunduğun şey uğruna hanifliğini kuran ahlakını birden unutmuşun sen ırkçılık yapma diyene bak sen? boşuna yazma evet muhatapım değilsin artık.
slmslm
Slm BLIND,
Yaptığın büyük ayıp için birşeyler söylemeden önce şu çift selam konusunda bir kaç şey söylemek istiyorum.Alıntıladığın ilk ayetten başlayalım:
Nisa86/ Bir selam ile selamlandığınızda, onun daha güzeliyle yahut aynısıyla karşılık verin. Hiç kuşkusuz Allah Hasîb'dir, herşeyi güzelce hesaplamaktadır.
Şimdide ayetin orjinaline bakalım:
Nisa
86.
Ve iza huyyıtüm bi tehıyyetin fe hayyu bi ahsene minha ev rudduha innellahe kane ala külli şey'in hasıba
Bende senin gibi blind mi oldum yoksa bu ayette "selam" ifadesi geçmiyor mu?
İkincisi yine delil gösterdiğin Vakia 26 da
Vakia26/ Sadece "selam, selam!" denir.
Peki Blind, bu ayetin öncesi ve sonrasını okudunmu,ayet neredeki durumdan ve kişilerden bahsediyormuş?
8.
Ahiret mutluluğuna erenler var ya; ne mutlu kimselerdir!
9.
Kötülüğe batanlara gelince; ne mutsuz kimselerdir!
10, 11.
(İman ve amelde) öne geçenler ise (Ahirette de) öne geçenlerdir. İşte onlar (Allah’a) yaklaştırılmış kimselerdir.
12.
Onlar, Naîm cennetlerindedirler
13, 14.
Onların çoğu öncekilerden, azı da sonrakilerdendir
15, 16.
Onlar, karşılıklı yaslanmış vaziyette mücevherâtla işlenmiş tahtlar üzerindedirler.
17, 18, 19, 20, 21.
Ebediyen genç kalan uşaklar, onların etrafında; içmekle başlarının dönmeyeceği ve sarhoş olmayacakları, cennet pınarından doldurulmuş sürahileri, ibrikleri ve kadehleri, beğendikleri meyveleri ve arzu ettikleri kuş etlerini dolaştırırlar.
22,23
Onlar için saklı inciler gibi, iri gözlü huriler de vardır
24.
(Bütün bunlar) işledikleri amellere karşılık bir mükâfat olarak (verilir.)
25.
Orada ne boş bir söz, ne de günaha sokan bir şey işitirler.
26.
Sadece “selam!”, “selam!” sözünü işitirler.
27.
Ahiret mutluluğuna erenler, ne mutlu kimselerdir
28, 29, 30, 31, 32, 33, 34.
(Onlar), dikensiz sidir ağaçları ve meyveleri küme küme dizili muz ağaçları4 altında, yayılmış sürekli bir gölgede, çağlayan bir su başında, tükenmeyen ve yasaklanmayan çok çeşitli meyveler içinde ve yüksek döşekler üzerindedirler.
Şimdi,ayetlerde bahsedilen yer naim cenneti dolayısıyla verilen selamlaşma örneği bu dünyaya ait değil.Oraya gitmeye nail olanların selamlaşma biçimi.Buraya kadar hemfikir olmalıyız çünkü ayetler gayet açık.
Ha sen kalkıp şunu dersen ben nasıl olsa cennetliğim o yüzden şimdiden prova yapıyorum.Sana söyleyecek birşeyim yok.
Ayette geçen çift selam hakkında kişisel başka bir görüşüm var.Karşılaşan iki insan birbirne selam derse,haliyle selam..selam diye bir ifade oluşacaktır.Bu kısmı çok önemli değil.Asıl önemli olan Allah'ın cennetti anlatırken verdiği selamlaşma örneğini,dünyada sanki "ben naim cennetinin varsilerindenim" dermişçesine taklit etmektir.İçinde "selam" geçen ayetleri incelersen çift selamın Allah'ın emri olmadığını göreceksin.Bu konuda sanıyorum Alperen Dostun bir çalışması vardı.Şüphesiz ilmen benden daha üstün olan dostların yazılarını okumanıda yararına görüyorum.
Diğer bir yanlışın da Hansçı abilerinden öğrendiğin cümleleri aynen buraya taşıman.Seni oradan da tanıyorum sakın HAYIR deme.Ama burada bazı konularda gösterdiğin yakışıksız tavır ve ifadelerin gösterdi ki sen onlara çok daha yakınsın neden anlaşamadınız doğrusu anlamadım.İstediklerinin belki çok çok ötesinde Türk milliyetçiliği sende de mevcut,onlardan çok daha fazla kürt düşmanlığıda mevcut,çift selam konusunda fikirlerin/gösterdiğin ayetler bile aynı..eee ne duruyorsun ki hala.Bizler hanifliğin tanımı yaparken ve ilgili ayetleri incelerken "ibrahimin milletinden" ol emrinide incelemiştik.Sanırım sende Hansçı abilerin gibi atlamışın bu emri yada görmek istememişsin.Biz birbirmize DOST dedik.Onun dışında kimin ne olduğu ile ilgilenilmedi.Akik ve Abdullah'ın kürt olduğunu bile bilmiyordum.Bilsemde çok önemli olmazdı.Allah'ı birledikleri için sevdim ben burada sevdiklerimi.Yani Allah için,Allah'ın sevme ihtimaline en yakın olan inançtaki insanları...
Akik'in de dediği gibi millet ve milliyetçilik kavramlarının hanifler için ciddi ve aşılması zor bir sınav olarak görüyorum.Fakat herkesi kucaklayabilmek,kendiniüstün görmeden her milletten olan insanı kabullenmek,kendini onlarla aynı seviyede görebilmek sindirilmesi gereken bir olgu.Hatta bir emir!
Senin ile ilgili ilk zaman bulunduğum ZANlarda hata yaptığımı düşünüyordum.İlk fırsatında da geçmişte söylediklerim için özür dileyecektim.Şimdi anlıyorum ki malesef yanılmamışım.
Hansçı abilerinin kanalında görmediğin rahatlığı burada gördün ama bunuda sindiremedin.Senin ile ilgili içimde üzüntüden başka hiçbirşey kalmadı...
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme Sizin yetkiniz yok forumda konu silme Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme Sizin yetkiniz yok forumda anket açma Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma