Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.
Yunus Suresi 105
Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.
Enam Suresi 79
İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.
Ali İmran Suresi 67
Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.
Nahl Suresi 123
De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.
Ali İmran Suresi 95
Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.
Gülen'in gördüğü o rüyalar 16 sayfalık özel bir ek ile okurlarına Gülen"in hayatını anlatan Dergi, Gülen"in "doğumundan bugüne en kapsamlı biyografisi"ni verdiğini ileri sürüyor.
Kaleme alınan makalede Gülen"in doğum tarihine vurgu yapılırken dünya çapına yayılan ününe verdiği vaazlarla ulaştığı dile getiriliyor. Haberde, Fethullah Gülen"in küçük yaşta hafız olmasından Papa II. John Paul ile görüşmesi kadar hayatından birçok kesit sunuluyor. Gülen"in anlatıldığı ekte, yurt dışında açılan Türk kolejleri için “emsali yok” ifadesi de dikkat çekiyor.
Gülen"in 68 yıllık hayat serüvenin kalem kalem anlatıldığı yazıda Gülen"in siyasiler ve devlet ile sıcak ilişkilerine de vurgu yapılıyor. Biyografide Gülen"in çocukluk yıllarına dair şu alıntılar yer aldı; “Babası Ramiz"in Alvar köyüne imam olarak atanması nedeniyle aile köy değiştirdi. Gülen"de ilkokulu bırakmak zorunda kaldı ve eğitimini dışarıdan tamamladı. Yıllar sonra dünyanın pek çok ülkesinde açtığı okullar düşünüldüğünde bu, hayli ilginç bir anekdot.”
Dergi"nin makalesinde, 1974 yılının Eylül ayında babası Ramiz beyi kaybettiğini rüyasında gördüğünü anlatan Gülen o günleri şu şekilde dile getiriyor; “Evet, o sene benim için bir hüzün senesi oldu. Babamın vefatından bir ay kadar önce çok sevdiğim bir dostum vefat etti. Onun vefatından az önce bir rüya görmüştüm. Rüyamda benim bulunduğum yerde semanın derinliklerine doğru iki uçak batıp kayboluyordu. Bu hadise bir iki defa tekrarlandı. Bir ay arayla Babam ile çok sevdiğim hakim bey vefat ettiler.”
Biyografi de Gülen"in gözyaşları içinde verdiği vaazlarla dinleyenleri büyülediği belirtilirken işadamlarından politikacılara geniş bir kesimle tanıştığına da değinildi. Haftalık Dergisi"nde yine, 1995 yılında Bosnalı çocuklar için oynanan futbol karşılaşmasında dünyaca ünlü futbol yıldızı Maradona ile Gülen"in birlikte olduğu fotoğrafı yayımlayarak Turgut Özal ile dış politika da aynı düşüncelere sahip olduğu vurgulandı.
Gülen"in ABD"de yaşadığı ve geri dönüp dönmeyeceği konularına da değinen Dergi, mahkemelerde açılan davalardan beraat ettiğini de kaydediyor. Haftalık, Fethullah Gülen biyografi ekinde ayrıca Reha Muhtar ile yapılan telefon görüşmesine yer veriyor. O görüşme de Gülen, Reha Muhtara şöyle konuşuyor; “Ölürsem Türkiye"de ölürüm. En büyük sıkıntım şu anda Türkiye"de olmamak…Geleceğim. Devlet idam verirse verecek. Ahireti bin can ile arzu eden insanım. Öyle bir şey olursa, bayram sevinci gibi bağrıma basar Rabbime yürürüm.”
Gülen"in ilk kez 1997 senesinde kalp, şeker ve yüksek tansiyon rahatsızlıkları yaşamaya başladığı aktarılırken Dergi de, bu nedenle de ABD gidip Ohio eyaletinde anjiyo geçirdiği aktarılıyor. Gülen"in ilk gidişinin ardından tekrar Türkiye"ye geldiği belirtilen biyografi de ikinci Amerika gidişinin 21 Mart 1999 olduğu yazılıyor.
merak ediyorum acaba gülen amerikaya gitmeden önce acaba rüyasınımı görmüş yoksa vahiymi gelmişde sen amerikada ölmayacaksin diye ve yine bir televizyon proğramında gülenin bir arkadaşı aslında gülenin amerikayı sevmediğini söylemişti acaba americaya giderken ölmeden önce amerikayı razı etmeyemi gitti ta amerikalara hep merak ediyoruz ya çarpılmayız inşallah)))
__________________ hay aklımı seveyim gerçekden aklımı kiraya vermediğim içinde ayrıca çok mutluyum ayrıca aklımı kullandım diye arşimendede nbenzemedim sadece guranı okudum duydum ve uyguluyorum
HANİF DOSTLARA. Kişileri ve toplumu yönlendirme ve istenilen şekilde düşündürme araçlarının son derece çok ve etkin olduğu günümüzde, Fetullah ve önderliğini yaptığı Nur cemaatının bilimsel bir yaklaşımla iyi tahlil edilmesi gerekir. Bu topluluk son derece saf, sadece inandığı gibi yaşamak ve yaşatmak isteyen bir topluluk mudur; yoksa içinde yaşadıkları MİLLETİ YÖNETME erkine kavuşunca, milleti sürü gibi diledikleri amaçla kullanmak isteyen bir örgüt mü? Sözünü ettiğim tahlil yapılırken Fetullah ve cemaati, DİN-SİYASET-TİCARET-EMPERYAL GÜÇLERE HİZMET örgüsü içinde irdelenmelidir. Bu arada cemaatin mali kaynakları, Fetullah'ın Papa'ya yazdığı mektubun içeriği ve amacı, Fetullah'ın halen Amerika'da ne işi olduğu, orada kimlerle neler konuştuğu, yurt dışındaki okullarının asıl misyonunun ne olduğu... sorularının cevapları aranmalıdır. Esenlikler diler; cevap umduğumu bilmenizi isterim.
Öncelikle hoşgeldiniz.F.G.'in hangi amaç ve niyetleri taşıdığı beni çok ilgilendirmiyor.Benim ilgilendiğim yön,bu insan insanlara eğip bükmeden Allahın kitabınımı anlatıyor,yoksa atalar dininin toplumda varolmasını mı istiyor?
Edindiğim izlenim,onun Allahın kitabını yamultup atalar dininin bir numaralı hamisi olduğu şeklindedir.Bundan dolayı onun diğer bütün görüş ve düşünceleri ne olursa olsun beni zerre ilgilendirmediğinden kendimi ve hanif olduğuna inandığım insanları ondan ve çevresindeki dalkavuk taifesinden uzak tutmaya çalışıyorum vesselam.
__________________ ''Eğer biz bu Kur'anı bir dağın üzerine indirseydik,kesinlikle onun,Allah korkusuyla baş eğerek parça parça olduğunu görürdün..''Haşr:21
HANİF DOSTLARA. Hepimizin bildiği gibi son derece güzel, stratejik ve bereketli ülkemiz TÜRKİYE'miz dış politikada ABD ve Avrupa Birliği'nin, ekonomi alanında İMF'nin inayetine terkedilmişken, içerde de anarşi, terör ve ayrılıkcı hareketlere karşı tavizkar olmaya itilmekte, bu amaçla da Türk Silahlı Kuvvetleri yıpratılmaya çalışılmaktadır. Bilinmelidir ki ihanet odaklarının yurt içinde birçok dayanağı bulunmaktadır. Misyonerlik faaliyetleri bunlardan biri olmakla birlikte, bütün unsurları ıle ayrılıkcı terör hareketleri ve dinimizi siyasal amaçları için çekinmeden kullanan, dindar gibi gözüken tarikat ve cemaatlardır. HANİF DOSTLAR olarak DİNDAR ile DİNCİ kavramlarındaki farklılığı iyi farkedelim. Bu bağlamda diyebilirim ki, ayrılıkcı terör Türkiye ve laiklik düşmanlığının silahlı kanadını, dinci tarikat ve cemaatlar kalemli kanadını oluşturmaktadır. Esen kalınız, lütfen yazışalım.
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme Sizin yetkiniz yok forumda konu silme Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme Sizin yetkiniz yok forumda anket açma Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma