Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
PARANIN İNSANA VURDUĞU ETİKETLER
Paranın Lidyalılar tarafından icat edildiği arkeolojik kazılar sonucu ispatlanmıştır. Bugünkü Gediz ve Menderes ırmakları arasındaki bölgede yaşayan Lidyalılar, ticari alandaki gelişmeleriyle dikkat çekti. Başka kabilelerden topladıkları ücretli askerlerin düzenli ve milli bir orduya dönüşememesinden dolayı tarihin tozlu sayfalarında kaldılar, yıkıldılar. Bugün ne borçluyuz Lidyalılara? Lidyalıların suçu yok aslında. Günümüzde öyle deyimler duyuyoruz ki artık, şunlara bakar mısınız:
Paran kadar konuş, paran kadar adamsın, kaç paralık adamsın… Yani adam olmanın kıstası haline bile geldiyse para, vay halimize… Halbuki nedir para: Değişim ve değerlendirme aracı. Çeşitli mal ve hizmetler karşılığında değerlendirilir kendileri. Peki, daha önce ne vardı? Paranın henüz icat edilmediği dönemlerde, takas sistemi uygulanmaktaydı. Mallar, mallar ile değiştiriliyordu.
Bugün iş çığırından çıktı ve ne yazık ki; para her şey olarak görülen bir hâl aldı. Günümüzde para; efendi tayin ediyor, paranın kendisi efendi haline geliyor. Tehlikeli olan, paranın bir araç olmaktan çıkıp, insanın hayat felsefesini tayin eden bir amaç haline gelmesidir.
Durum vahim günümüzde, parasız adamın selamı bile alınmıyor artık! Belli ki büyük bir güç olarak görülüyor, işte bu zihniyet insanı nerelere götürüyor, insanın hayattaki tek gayesi haline bile gelebiliyor. Mevcut düzen; “paranız kadar yaşayacak, paranız kadar değerli hale geleceksiniz” diyor.
Bir dayatma daha işte: Yaşamınızdaki ölçüyü para belirlesin! Bu dayatma üzerine bir karşı duruş gerekli. Sınıflı konuşmalara, sınıflı söylemlere, sermaye düşmanlığına kadar uzanan sosyo-ekonomik sistemlere yanaşmadan gerçekleşecek olan bir kurtuluş reçetesi! Günümüzde artık ortası olmayan tercihler yapılması söz konusu. Para dediğimiz şey, ya hayatın kendisi olarak görülecek, ya da birileri tarafından ilahlaştırılmadan yönlendirilecek.
Zor mu bu? Elbette, çünkü para tehlikeli bir oyuncak haline gelebilir. Varlığı bir dert, yokluğu ayrı bir dert… Paranın hiçbir anlam taşımadığı, değersizleştiği, bir işe yaramaz olduğu bir an yaşadınız mı? Ne hissettiniz, para her şey miymiş? Tamam, para kazanmak bir ihtiyaç... Fakat insanı insanlıktan çıkaran, azgınlaştıran, parayı kendisine bir ilâh olarak görenlere ne demeli… Her şeyin fazlası zarar derler, zaten ölçü ve denge gözetmeyenler, kaybedenlerden olmuştur her zaman, etrafımız bunun örnekleriyle doludur.
Günümüz insanı için yönlendirilmesi gereken bir araç olma özelliği taşıyan para, ne yazık ki farklı boyutlar aldı, farklı anlamlar taşır hale geldi. Dostluklar, sevdalar, duygular, davalar bile satılır oldu. Ne için? Para, para, para…
Yalancı Napolyon! S. Harris imzalı bir söz geliyor akıllara: “İnsanların yaptığı sahte paralar kadar, paraların yaptığı sahte insanlarda vardır.” Hayır, paramız kadar konuşmayacağız; paranın adam yaptıklarıyla, paranın bozduğu adamlardan olmayacağız! (AFŞİN SELİM)
__________________ "Bir kavme olan kininiz sizi adaletten ayırmasın.."
|