Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.
Yunus Suresi 105
Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.
Enam Suresi 79
İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.
Ali İmran Suresi 67
Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.
Nahl Suresi 123
De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.
Ali İmran Suresi 95
Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.
VİETNAM SAVAŞI DA IRAK SAVAŞI GİBİ BAHANEDEN ÇIKMIŞ!
Olmayan kitle imha silahlarını bahane edip Irak'a giren ABD'nin, Vietnam'a da gerçekleşmemiş bir bombalama eylemine dayanarak savaş ilan ettiği ortaya çıktı. 04 Aralık 2005 Pazar 11:51Irak'ta var olduğu iddia edilen kitle imha silahlarını bir türlü bulamayan Amerika, önceki gün gizliliği kaldırılan bir tarihi belgeyle yeni bir utanç yaşadı. Vietnam savaşının başlamasına yol açan ''Kuzey Vietnam 4 Ağustos 1964'te Amerikan savaş gemilerine saldırdı'' bilgisinin gerçekdışı olduğu belirlendi.
Ulusal Güvenlik Ajansı (NSA) tarafından gizliliği kaldırılan belgelere göre kurumun tarihçilerinden Robert Hanyok'in hazırladığı ''çok gizli'' ibareli raporda ''Kuzey Vietnam saldırısının aslında hiç düzenlenmediği'' belirtildi. Hanyok, ''Konu, o tarihte neler olduğuna ilişkin yorumların farklılık taşımasından ibaret değil. Esas mesele, o gece herhangi bir saldırının düzenlenmemiş olmasıydı'' diye yazdı.
Emir Johnson'dan
Gerginliğin çok arttığı bir dönem olan 2 Ağustos 1964'te, Kuzey Vietnam, bölgedeki bir Amerikan savaş gemisine başarısız bir saldırı düzenlemiş, ABD, bunun ardından savaş ilan etmemişti. Ancak 2 gün sonra, Kuzey Vietnam'ın, 2 Amerikan destroyerine torpidolarla saldırdığına ilişkin bilgi gelmesi üzerine, dönemin ABD Başkanı Lyndon Johnson, K.Vietnam'ın havadan vurulması emrini vermiş, ABD Kongresi de savaş ilan etmişti.
(vatan)
Selam,
1965 te başlayıp yıllarca devam eden saldırılarında Vietnam'ın 2 Milyon sivil-asker insanını , AmeriKAN'ın ise 50 bin üzerinde askerini kaybettiği belirtilmiştir.savaş bittiğinde AmeriKAN'ın Vietnam şehirleri üzerine attığı bombaların ,kişi başına her bir Vietnamlı için 150 kg'ı bulduğu bilinmektedir. ve çok ilginçtir:( bugünkü Irak işgalinin gerekçeleri aklıma geldi...) savaş bittiğinde Vietnam topraklarının yüzde 10'unun KİMYASAL BOMBALARLA YAKILDIĞI belirlenmiştir. ve sonuç : bu çirkin ve vahşi ötesi saldırılar / katliamlar sonucunda Amerika, her ne kadar Vietnam'da taş taş üstünde bırakmadıysa da, her tarafı yakıp yıkmışsa da yine de VİETNAM'I BÖLME hedefine ulaşamamış , ve Kuzey Vietnam ile Güney Vietnam'ın 1975'te birleşmesini engelleyememiştir.
Selam ve Dua ile
__________________ Andolsun, size öyle bir kitap indirdik ki sizin bütün şeref ve şanınız ondadır. Hâlâ aklınızı kullanmayacak mısınız? ENBİYA 10
Katılma Tarihi: 07 haziran 2007 Yer: Turkiye Gönderilenler: 450
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
SELAM HANİFDOSTLAR, Emperyalist ülkelerin sömürecekleri veya ileride başlarına bela olacak onlara kafa tutacal olan ülkelerin bünyelerine göre planları vardır.Vietnam için böyle bir seneryo çizilmiş Sırbistan için farklı I rak için farklı İran ve afganistan için farklı Türkiye içinde yıllardır farklı seneryoları oynuyorlar pkk seneryosu tasfiye edildi Anadolu da en etkili olan din seneryosu vizyona kondu filmin adı TÜRBAN galasıda çok yakında.Bizim içinde önemli olan TÜRKİYE deki filim. NEREYE GİDİYORUZ,kendi aklımca bende bunları düşünmüştüm fakat bunları bizzat yaşayanın ağzından duyunca fikirlerim iyice pekişti.
Ruhi Tuna; İran'daki Humeyni devriminden sonra İran'ın kuzey kesimindeki sol direnişi örgütleyen, bu nedenle 1981 - 1989 yılları arasında 8 yıl İran hapishanelerinde hapis yattı.
Heykeltraş sanatçısı Ruhi Tuna hapisten çıktıktan sonra 34 yıl yaşadığı İran'dan kaçtı ve Türkiye'ye sığındı.
7 yıl Türkiye'de yaşadıktan sonra 2006 Aralık ayında eşiyle birlikte siyasi mülteci olarak Kanada'ya yerleşti.
Ruhi Tuna, İran ve Türkiye'nin yaşadığı sürecin benzerliklerini değerlendirdi. " Türbanla ilgili benimle sanıyorum 2003’te Cumhuriyet Gazetesi benimle bir röportaj yapmıştı. Dedim ki; Türkiye de bir İran olmak üzeredir. O zaman ben bunu söylemiştim. Türkiye’de bir çıkar arayan
belli güçlerin sayesinde bu Ak Parti geliştirildi ve iktidara geldi.
İran’daki meseleyle benzerlikleri çoktur.
İran’daki meselede, halk Şah’ın gitmesini istiyordu. Türban meselesi tabanda çalışılmamıştı.
Aynı
şekildedir; türban bugün Türkiye’de siyasi bir silah olarak
kullanılmaktadır ve bunun gelecekteki aşamalarını siz göreceksiniz.
Tamamıyla Atatürk’ün ilkeleri ortadan kaldırılacaktır.
Türban
meselesi üniversite’de sınırlı kalmayacak, yarın türbanlı belediye
başkanları olacaktır, türbanlı milletvekilleri olacaktır.
Yani bu sonuç çok kötü olacaktır.
İran’da
biz binlerce şehit verdik. Sadece 1981’de 40.000 insan şehit oldu ve
bunların çoğu reformcu Müslümanlardı, bunları idam ettiler.
Yani aynı şekilde Türkiye’de de yarın asma kesmeleri görebilirsiniz. Bunun Avrupa standartlarıyla hiçbir alakası yoktur.
Türk
milletli bunu unutmamalıdır ki bunlar, Çanakkale Savaşı’nı yarattılar,
Kurtuluş Savaşı’nda mücadele verdiler, yüz binlerce şehitler verdiler.
Böyle
güçlü bir devleti milleti yıkmak için bu planları ortaya atıyorlar.
Türkiye’nin İran’a benzerliği çoktur, ben bunu açıkça söylüyorum.
Ben bunu belli nedenlerden dolayı Türkiye’de çok açıkça anlatamadım, Türkiye’de öyle evlere gittim ki orda Farsça konuşuluyor.
Bugün güvendiğim bir Türk devlet adamı benimle konuşursa, bunların adreslerine kadar verebilirim.
O
evlerde Humeyni’nin fotoğrafları, kitapları Ayetullah’ın tüm kitapları
bulunuyor, Farsça konuşuluyor, Farsça müzik dinleniyor.
Bunu Türk yapıyor. Türkiye’ye gelmeden önce de İran’da belli şeyler görmüştüm ve şaşırmıştım.
Bir şehirde benim sergim vardı, orda Talibanlar’a rastladım.
Ben Türkiye’ye gelmeden bir yıl önce, Ankara’dan Humeyni’nin mezarını ziyaret için insanlar akın akın otobüslerle gelmişler.
O
Humeyni ki, bizim insanlarımızı kesti, bakire kızlarımızı idam etti,
İslam Devrim Muhafızları kızlarımıza tecavüz ettiler. Böyle İslam kim
ister ki? Türkiye’de de bunu yaptılar.
Belli bir kesimi solun
karşısına dizerek sol kesimleri asarak keserek ve Türkiye gündemini bu
hale getirdiler. Aynı şekilde de İran’da hiçbir zaman halk türban
istemedi.
Türkiye’de ama farklı bir şey. Türkiye’de tamamıyla tabanda bunun hazırlığını yapıyorlar.
Hala
ben Kanada’da bile bu hazırlığı görebiliyorum. Kanada’da da bir sürü,
Amerika’da oturan efendinin adamlarını görüyorum ve nasıl çalışıyorlar.
Sadece Türkiyeliler üzerinde değil, Özbekler, Azeriler gibi başka Türk toplulukları üzerinde de çalışmalarına devam ediyorlar.
Bunu İslam ile rahat bir şekilde ortaya koyabiliyorlar.
Biz
bakıyoruz İran’daki hareketlerde rahatlıkla Mollaları ortaya soktular
ve gerçekten Şah’ın devrilmesini isteyen kesim soldaydılar.
Yani ister Mahoist gruplar olsun ve ister Leninist gruplar olsun, bunlar gerçek şekilde Şah ile mücadele ediyorlardı.
Ama
Emperyalizm gördü ki Şah devrilirse bunun yerine Marksis bir sol bir
iktidar gelecekti, onun için Mollaları yetiştirdiler ve yeşil kuşak
projesini güçlendirdiler.
Aynı şekilde, Irak’ta, Suriye’de ve
Afganistan’da görüyorsunuz bugün gündem nedir. Afganistan’da bir çocuk
kadın haklarını savunan bir programı bilgisayarına indirdiği için idama
mahkum oldu.
Yani aynı Taliban’ın devamıdır, hiçbir şey değişmemiştir.
Bizzat bu olayları yaşamış birinin ağzından dökülüyor bunlar.ABD ve AB için İSRAİL için işbirlikçilerin dini kökü önemli değil onları yeterki hedeflerine götürsün emperyalizme karşı bir TÜRK imparatorluğunun önüne geçmek için her seçeneği kullanırlar.mollada olur tarikatta olur insanhaklarıda ,çağdaşyaşamda hepside onların amacına hizmet eder.Bölücüler gerektiğinde HAC da bile ağızlarından salyalar akarak TÜRKİYE YE tv lerden küfür edip yanlarındakilere tasdik ettirip yeminde ettirir çünkü efendi baron ları öyle istemiştir.
selamlar. kıymetli hasanoktem kardeş,vietnam fotoğrafları linki bozuk.lütfen düzeltir misiniz? selamlar kıymetli gondolcu kardeş, yukarıdaki yazıyın ana teması(amacı) galiba <<onları yeterki hedeflerine götürsün emperyalizme karşı bir TÜRK imparatorluğunun önüne geçmek için her seçeneği kullanırlar.>>cümlesidir. kıymetli gondolcu kardeş,yorumunu beğendim.ancak o cümlendeki türk kelimesinin yerine hanif kelimesini koysak bence daha mantıklı olurdu.Niye mi?hani Türk deyince parçalı bulutlu bir şey anlıyorumda.yani parça parça olmuş veya bu hale getirilmiş bir Türk soyundan emperyalizm niye korksunki?.kaldıki kendi ülkemizdeki siyasal partiler bile aynen öyle ve çoğu güçlü partiler bile emperyalizmle mücadeleyi şiar edinmemiş partilerdir ki yine aynı şekilde emperyalist güçler bundan da korkmazlar hatta bunların güçlenmesi için destekte bulunurlar. bence uluslarası emperyalist güçlerin en çok korktuğu geleceğin iktidarı ve geleceğin inkılapçıları olan haniflerdir.Hanifler sünnilerin bile tek alternatifleridir.gerçi siyasal duruşlarını çok belirgin görmüyorum.bunu da sakıncalı buluyorum.keşke bir partileri olsaydıda birikteliklerini bu şekildede gösterselerdi.emperyalizmle mücadelelerini siyasal alanda da gösterebilseydiler.ancak bu iktisadi durumla yakından ilgili bir olaydır. örneğin benim zamanım ve imkanım müsait olsaydı yani emekli gibi bir şey olsaydım inanın bu işe teşebbüs ederdim.evet önümüzde aşılacak uzun dağlar olduğunu biliyorum ancak,yinede denemeye değerdi. inanıyorumki büyük oy patlaması da olabilirdi.çünkü halk sünniliğin hurafelerinden ve dini zorlaştırıcı kurallarından usanmış durumdalar ancak önceki hükümetlerin halkın taleplerine yeterli ilgiyi göstermemiş olduklarından dolayı,akp'ye yönelmiş durumdalar. yani büyük partilerden chpde mhp de halk tarafından denenmiş partilerdir ve halkın yarasına merhem olacak özellikleri olmadığını görmüşlerdir.akpye yöneliş bu yüzdendir.yoksa sünniliği bayraklaştırdıklarından falan değildir.aslında halk sünniliğin baskılarından usanmışlardır,ancak midelerinin kaygısı onları akpye yönlendiriyor.sonuçta kimse aç kalmanın iyi bir şey olmadığını bilir. bence bu durumda tek alternatif haniflerdir ancak haniflerin iktisadi açıdan parti kurma aşamasına gelmediklerini düşünüyorum.çoğu şehir çocuğu,okumuş,üniversite öğrencisi veya işçi memur çocuğu,ancak genel olarak gariban bir sınıftır.arkalarında ne amerika var,ne soros,ne feto.onların Allah'tan başka kimseleri yok.umarım Allah yardımcıları olur da Kur'an inkılabını gerçekleştirirler.ne diyeyim Allah'tan umut kesilmez. selamlar,sevgiler.
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme Sizin yetkiniz yok forumda konu silme Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme Sizin yetkiniz yok forumda anket açma Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma