Yazanlarda |
|
Guests Guest Group
Katılma Tarihi: 01 ekim 2003 Gönderilenler: -259
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
AKLIMI BAŞIMA ALDIM ARTIK,
Selam ile
Umarım hepiniz iyisinizdir, ne garip ve yaman bir çelişkidir, okumakta olduğumuz öz çocuğumuz gibi tanıdığımız insanlar musa, isa, İbrahim isimleri ile anıldığında birer örnek ve ibret vesikası, ama aynı adamlar isim değiştirip, ali, veli, murtaza olduğu zaman aptal birkaç genç, kendine yazık eden birkaç adam oluyor, vahyi ezberci bir mantıkla okumanın ardından olaylara ve karakterlere değil, kimliklere bakılır hale geliyor, aynı işi İbrahim yapsa ibretlik bir adam, ama aynı işi başka biri yapsa bağnaz bir adam, ben de artık aklını başına alan bir genç kardeşiniz olarak sizden yardım istiyorum, aşağıda birkaç tehlikeli ayet gurubu mevcuttur, bizler insanlara din tebliğ etmekle mükellefsek insanların bu yolda önündeki engelleri kaldırmaları için yardımcı olmalıyız, biz aşağıda belirttiğim ayetleri mushaflar’dan çıkartalım çaktırmadan insanlara okuyalım ama, eğer burada durursa ve bu şekilde insanlar hem çekinebilir hem de gücü elinde bulunduranlar bundan dolayı kapama cezası verebilir, ee kapanınca ne olacak, kur’an yasaklı bir kitap olursa kim kur’an okuyabilecek yazık değil mi, bizler teybin erleri ve kur’an davetcileri isek, bu hayırlı işe öncülük etmeliyiz, ben bir kaçını tesbit ettim, katkılarınızı bekliyorum, bu iş yaparken zihnim çok yoruldu, kendimle olan konuşmalarımı da sizlerle paylaşmak istedim ama en sonunda aklımı başıma aldımda kur'an'ı ysaklanmaktan son anda kurtardım, hamd olsun, bazı yerlerde eksik kaldım oralarda da hayır sahibi dostlardan yardım bekliyorum, bazı yerler tahrifdir diyebiliriz, bazı yeleri artık geçmişte kaldı deriz, bazılarını da yorumlarız ama bir kısmını da nasıl yaparız bilmem,
İbrahim ve onunla birlikte olanlarda size güzel bir örnek vardır. Hani kendi kavimlerine demişlerdi ki: "Biz, sizlerden ve Allah'ın dışında taptıklarınızdan gerçekten uzağız. Sizi (artık) tanımayıp-inkar ettik. Sizinle aramızda, siz Allah'a bir olarak iman edinceye kadar ebedi bir düşmanlık ve bir kin baş göstermiştir." Ancak İbrahim'in babasına: "Sana bağışlanma dileyeceğim, ama Allah'tan gelecek herhangi bir şeye karşı senin için gücüm yetmez." demesi hariç. "Ey Rabbimiz, biz sana tevekkül ettik ve 'içten sana yöneldik.' Dönüş sanadır." (MÜMTEHİNE SURESİ / 4)
Yaw size ne ey İbrahim ve beraberinde olanlar, size ne kavminizle ne diye zıtlaşıyorsunuz, hiç mi çalışmıyor aklınız sizin, yok mu yanınızda aklı başında orta yaşlı bir dostunuz sizi köşeye çekip akıl versin, hadi bu beraberindekileri anladık onlar ateşli birkaç teslim, peki ya sana ne oluyor ey İbrahim koskoca peygambersin, oturup anlatsana Allah nasıl güzel yaratmış çiçeği böceği diye
Allah, kendisine mülk verdi, diye Rabbi konusunda İbrahim'le tartışmaya gireni görmedin mi? Hani İbrahim: "Benim Rabbim diriltir ve öldürür" demişti; o da: "Ben de öldürür ve diriltirim" demişti. (O zaman) İbrahim: "Şüphe yok, Allah güneşi doğudan getirir, (hadi) sen de onu batıdan getir" deyince, o inkârcı böylece afallayıp kalmıştı. Allah, zalimler topluluğunu hidayete erdirmez. (BAKARA SURESİ / 25
Bak bak, hele şuna bak, ya anlat sen adama mülkün kırk da birlik zekatını anlat, malın kıymetini anlat, adamla neden zıtlaşıyorsun, sen onun topraklarında yaşıyorsan onun kurallarına uyacaksın, onun ekmeğini yiyip o’nun suyunu içiyorsun, hem o eğer öyle olmasa başkaları gelir senin yaşadığın toprakları işgal eder, ne yaptığını zannediyorsun sen ey İbrahim,
"İkiniz Firavun'a gidin, çünkü o, azmış bulunuyor." (TAHA SURESİ / 43)
dur ey rabbim sen ne yapıyorsun, telef olacak çocuklar ne işleri var fravunla bilmem kimle, biz bunlara fravun’un bünyesinde bir ev yapalım, orada fravun’un izin verdiği ölçüde senin dinini anlatsınlar, koskoca fravun, sonra fravun’un yasalarına uymadıkları gerekçesi ile ya zora uğrarlarsa ne olacak bu çocukların hali,
Onlardan, yalnızca 'üstün ve güçlü olan,' öğülen Allah'a iman ettiklerinden dolayı intikam alıyorlardı. ((buruç)
İşte bir tahrifat örneği daha, böyle bir şey olamaz, yani bizler ki olgun aklı başında Müslümanlarız insanlar dur dedi mi durup git dedi mi gideriz, nasıl olurda bizden intikam alırlar ki onlar, biz her işimizi her sözümüzü her yazımızı otoriteye,güce göre yazar yaparız, neden intikam alacaklar bizden bu ayet de tahrif olmuş, sonradan art niyetliler eklemiştir,
Onlara Nuh'un haberini oku. Hani kavmine demişti ki: "Ey kavmim, benim makamım ve Allah'ın ayetleriyle hatırlatmalarım eğer size ağır geliyorsa ben, şüphesiz Allah'a tevekkül etmişim. Artık siz ortaklarınızla toplanıp yapacağınız işi karara bağlayın da işiniz size örtülü kalmasın (veya tasa konusu olmasın), sonra hakkımdaki hükmünüzü -bana süre tanımaksızın- verin. (YUNUS SURESİ / 71)
Bu aktarılan haber de yanlış bir haberdir, nuh eğer Salih bir elçi ise, şöyle demeli idi, Ey kavmim benim vahiy diye söylediklerim bunlar, ama sizin yanınızda sizin egemenliğinizin oldu yerlerde sizin hoşunuza gitmeyen şeyleri anlatmam diye bir uyanıklık etmeliydi,
Yukarıda gördüğümüz ayetler tahrif edilmiş ayetlerdir yok mu bir hayır sahibi bir Salih amel işlesin de şu ayetleri çıkarsın kur’an’dan milletin aklını karıştırıyor bu ayetler, koca peygamber kavmi ile zıtlaşır, otorite ile dalaşır mı, bunda bir gariplik var, bu elçilerin yapması gereken şey, kavimlerinin karşısına çıkıp anlatacaklar, zikir zekere kökünden gelir, getirdiğim vahiyde şu sayıda yer alır, bu elçiler, hep izin alacaklar, otorite ne kadar müsaade ediyorsa o kadar anlatacak,
Firavun'a ve onun önde gelen çevresine. Onlar Firavun'un emrine uymuşlardı. Oysa Firavun'un emri doğruya-götürücü (irşad edici) değildi. (HUD SURESİ / 97)
Bak hele şu işe, şimdi bu geçmişin masallarının ne işi var evrensel ve modern dinimizin içerisinde, fravun’un emrine neden uymayalım ki, Allah’a inanıyor bu adam, ülkeyi de o yönetiyor, musa’nın toplumsal ayetlerle ilgili vahiyleri de yok daha başlangıçta, yani neden uymasın ki fravun’a çok garip,
İşte kalplerinde hastalık olanları: "Zamanın, felaketleriyle aleyhimize dönüp bize çarpmasından korkuyoruz" diyerek aralarında çabalar yürüttüklerini görürsün. Umulur ki Allah, bir fetih veya katından bir emir getirecek de, onlar, nefislerinde gizli tuttuklarından dolayı pişman olacaklardır. (MAİDE SURESİ / 52)
Allah Allah, ya ben ne yapmalıyım, bir tarafta vahiy diğer tarafta olgun üstadlar bir tarafta da otorite sahipleri, şimdi, ben zamanın felaketleri bana uğramasın diye mi susuyorum, yani işim gitmesin diye onların isteklerine mi boyun eğiyorum, ama ben bu işi Allah için yapıyorum, ben diyorum ki bana izin ver ben çıkayım insanlara din anlatayım adamlar merhametli tamam diyorlar anlat ama anlatırken bizim şu kurallarımıza bağlı kal, ben de tamam diyorum ne olacak onlara anlatacaklarımı dışarıda anlatırım, böylelikle bu fırsatı kaçırmam şimdi maide/52 beni etkiler mi hayır, hem Allah’a daha da yaklaşmış olurum,
Haberin olsun; halis (katıksız) olan din yalnızca Allah'ındır. O'ndan başka veliler edinenler "Biz, bunlara bizi Allah'a daha fazla yaklaştırsınlar diye ibadet ediyoruz." Elbette Allah, kendi aralarında hakkında ihtilaf ettikleri şeylerden hüküm verecektir. Gerçekten Allah, yalancı, kafir olan kimseyi hidayete erdirmez. (ZÜMER SURESİ / 3)
Ya sufileri anlatan ayetin burada ne iş var bu ayet tasavvufcu tayfa için değil miydi şimdi burada ne iş var bunun, biz bu ayetin sufiler için kullanımını öğrendik, başka bir amaçla kullanmayız
İşte böyle; çünkü gerçekten onlar, Allah'ın indirdiğini çirkin karşılayanlara dediler ki: "Size bazı işlerde itaat edeceğiz." Oysa Allah, sakladıkları şeyleri (sır olarak konuştuklarını) biliyor. (MUHAMMED SURESİ / 26)
Bu ayet ne arıyor burada ben toplumda var olan bütün hurafelere karşıyım bazısına karşı bazısına yakın değilim ki, aaa şey pardon din sadece hurafeye karşı olmak değildi demi, sadece gelenekci ağabeyler çirkin karşılamıyordu allah’ın ayetlerini demi, bilmiyorum bu ayet ne ifade ediyor, yok mu bir hayır sahibi bir ameli Salih yapsın da bu tahrif ayeti de çıkarsın,
Offffffffffff, içim daraldı bu kur’an nasıl bir kitap böyle ya, azıcık adamlarla uzlaşsak ne olacak,
Onlar, senin kendilerine yaranmanı (uzlaşmanı) arzu ettiler; o zaman onlar da sana yaranıp-uzlaşacaklardı. (KALEM SURESİ / 9)
Ya tamam ya tamam, din anlatalım diye susuyoruz desem olmuyor, daha sonra anlatırım desem olmuyor, zamanın felaketleri uğramasın diye arlarındayım desem olmuyor, ben atalar dinie karşıyım başka şeylere de karşı olmasan ne olacak desem olmuyor, yok mu bir hayır sahibi şu ayetleri sislinle yoksa bu kitap tc, yasalarına aykırı olmak gerekçesi ile kapanacak ve siz de naim cennetlerinden mahrum kalacaksınız, bari son bir akıl daha vereyim Rabbime, Rabbim hani güç onların ellerinde ya ve hani din ve vicdan özgürlüğü var ya bir izin isteyelim belki verirler,
(Firavun) Dedi ki: "Ona, ben size izin vermeden önce mi inandınız? Şüphesiz, o, size büyüyü öğreten büyüğünüzdür; öyleyse yakında bileceksiniz. Şüphesiz ellerinizi ve ayaklarınızı çaprazlama kestireceğim ve sizin hepinizi gerçekten asıp-sallandıracağım." (ŞUARA SURESİ / 49)
şeyyy
Dediler ki: "Bize gelen apaçık delillere ve bizi yaratana seni asla 'tercih edip-seçmeyiz." Neyde hükmünü yürütebileceksen, durmaksızın hükmünü yürüt; sen, yalnızca bu dünya hayatında hükmünü yürütebilirsin." (72) taha,
Hımmm buda mı olmadı, yok mu bir hayır sahibi aklı başında Müslüman ya beni sustursun ya da şu ayetleri silsin yoksa insanlar dinlerinden mahrum kalacak, insanlar kur’andan uzak kalacak, Salih bir amel işleyin de Allah rızası için, insanların kur’an’dan uzaklaşmasına mani olun,
Kendilerine; "Elinizi (savaştan) çekin, namazı kılın, zekatı verin" denenleri görmedin mi? Oysa savaş üzerlerine yazıldığında, onlardan bir grup, insanlardan Allah'tan korkar gibi- hatta daha da şiddetli bir korkuyla- korkuya kapılıyorlar ve: "Rabbimiz, ne diye savaşı üzerimize yazdın, bizi yakın bir zamana ertelemeli değil miydin?" dediler. De ki: "Dünyanın metaı azdır, ahiret, ise muttakiler için daha hayırlıdır ve siz 'bir hurma çekirdeğindeki ip-ince bir iplik kadar' bile haksızlığa uğratılmayacaksınız." (NİSA SURESİ / 77)
yoksa biizm kötülüğümüzü mü istiyor biz senin dinin duyulsun diye uğraşıyoruz, sen bize zorluk çıkarmak isityorsun
....Allah, size kolaylık diler, zorluk dilemez. (Bu kolaylık) sayıyı tamamlamanız ve sizi doğru yola (hidayete) ulaştırmasına karşılık Allah'ı büyük tanımanız içindir. Umulur ki şükredersiniz. (BAKARA SURESİ / 185)
eee öyleyse yukada söylediklerin ne,
sizden önce gelip-geçenlerin hali başınıza gelmeden cennete gireceğinizi mi sandınız? Onlara öyle bir yoksulluk, öyle dayanılmaz bir zorluk çattı ve öylesine sarsıldılar ki, sonunda elçi, beraberindeki mü'minlerle; "Allah'ın yardımı ne zaman?" diyordu. Dikkat edin. Şüphesiz Allah'ın yardımı pek yakındır. (BAKARA SURESİ / 214)
olsun ama sen onlara çok yük yüklemişsin bizler öğle değiliz ki,
Allah, hiç kimseye güç yetireceğinden başkasını yüklemez. (Kişinin nefsinin) Kazandığı lehine, kazandırdıkları aleyhinedir. "Rabbimiz, unuttuklarımızdan veya yanıldıklarımızdan dolayı bizi sorumlu tutma. Rabbimiz, bize, bizden öncekilere yüklediğin gibi ağır yük yükleme. Rabbimiz, kendisine güç yetiremeyeceğimiz şeyi bize taşıtma. Bizi affet. Bizi bağışla. Bizi esirge, Sen bizim mevlamızsın. Kâfirler topluluğuna karşı bize yardım et." (BAKARA SURESİ / 287)
öyle mi, tamam ama biz senin dinine yardımcı olmak için yapacaz bu organizasyonu ne olur ki yani,
Güzel bir söz ve bağışlama, peşinden eziyet gelen bir sadakadan daha hayırlıdır. Allah hiç bir şeye ihtiyacı olmayandır, yumuşak davranandır. (BAKARA SURESİ / 263)
e tamam ihtiyacın yok da biz insanları hidayete çağıracaz,
Öyleyse sen emrolunduğun şeyi açıkça söyle ve müşriklere aldırış etme. (HİCR SURESİ / 93)
ama faydalı olabiliriz belki insanlara
De ki: "Allah'ın dilemesi dışında kendim için yarardan ve zarardan (hiç bir şeye) malik değilim. Eğer gaybı bilebilseydim muhakkak hayırdan yaptıklarımı arttırırdım ve bana bir kötülük dokunmazdı. Ben, iman eden bir topluluk için, bir uyarıcı ve bir müjde vericiden başkası değilim." (A'RAF SURESİ / 18
yaw adamları seviyoruz da belki düzelirler diye çabalıyoruz ama,
Gerçek şu ki, sen, sevdiğini hidayete erdiremezsin, ancak Allah, dilediğini hidayete erdirir; O, hidayete erecek olanları daha iyi bilendir. (KASAS SURESİ / 56)
neyse benim acil bir işim var şimdi evet arkadaşlar nede kalmıştık zikir zekere kökünden gelir ve kur’an’da kaç yerde geçer idi ?
Selam ve dua ile
|
Yukarı dön |
|
|
aksan45 Uzman Uye
Katılma Tarihi: 24 ocak 2008 Yer: Turkiye Gönderilenler: 174
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
?????????????????????????????????????????????
?????????????????????????????????????????????
?????????????????????????????????????????????
?????????????????????????????????????????????
|
Yukarı dön |
|
|
Muhsin Uzman Uye
Katılma Tarihi: 14 subat 2007 Gönderilenler: 401
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Gerçek şu ki, sen,
sevdiğini hidayete erdiremezsin, ancak Allah, dileyeni/dilediğini hidayete
erdirir; O, hidayete erecek olanları daha iyi bilendir. (KASAS SURESİ /
56) zikir zekere kökünden?????????? Zikr:
"ذكر Zikr" sözcüğünün; "anma, hatırda tutma, din kitabı (öğüt kitabı)
ve öğüt" anlamlarında kullanıldığı herkes tarafından bilinmektedir.
5. ayetteki "zikr" sözcüğü, Arapça dilbilgisi kurallarına göre 6.
ayette kendisinden bedel konumunda bulunan "عذرا نذرا uzren ve
nüzren" ifadesinden anlaşılacağı gibi, burada "öğüt" anlamındadır. Zira
6. ayette bildirilen mazeret hazırlayacak, mazur kıldıracak (uzren) ve
uyarı yapacak (nüzren) bir etkiyi 5. ayette bildirilen "zikr"
yapmaktadır ki, bu da ancak "öğüt"tür. Bir başka ifade ile geçmişteki
hatalara tövbe ettirtip geleceğe uyarıda bulunan "zikr"; ancak "öğüt"
demektir. Zaten verilen öğütler de dikkate alınıyorsa insanlara mutlaka
bu iki işlemi yaptırır.
Kur`an`ın (öbek öbek gönderilmiş tüm ayetlerinin) Zikr (öğüt) olduğu,
Kur`an`da yüzlerce ayette bildirildiğine göre, "Öğütleri zihne iyice yerleştirenler"in de yine Kur`an ayetleri olduğu kesinlik kazanmaktadır. Uyarı: Kur`an, Kur`an`da tam 55 tane nitelikle tanıtılmıştır.
Yukarıda sayılan özelliklerin hepsi de, Resul, Furkan, Ruh, Nur, …
Zikr, … Mübin, … gibi Kur`an`ın vasıflarındandır. Ayetleri mucize yapan
bu özellikler, beşer kurgusu olmayıp, Allah tarafından lütfedilmiştir
ve Allah`ın kitabından başka kitaplarda yoktur.
İşte 1-7. ayetlerden oluşan kasem cümlesinde bu husus vurgulanmış ve bu
özellikleri olan kitabı indiren gücün, ayetlerde bildirilen o günü de
mutlaka gerçekleştireceği ifade edilmiştir. Yani, kıyamet ve ahiretin
gerçekleşeceğine kanıt olarak Kur`an gösterilmiştir. Unutulmamalıdır
ki, Kur`an`daki mucize; dağlarda, taşlarda, meleklerde, rüzgârlarda
hatta peygamberlerde olan mucizelerden daha yücedir ve her an el
altında bulunan, göz önünde duran bir mucizedir. Fakat böyle ortada,
açık olmasına rağmen kıyamete kadar da mucizelerinin tümüne
ulaşılamayacak olan en büyük eserdir.
selam,bilginize sunmak istedim,insallah faydali olur.
|
Yukarı dön |
|
|
3kar Yeni Uye
Katılma Tarihi: 11 haziran 2007 Gönderilenler: 13
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
sevgili malik bin nebi, AKLIMI BASIMA ALDIM ARTIK diye acmissin konuyu ama nasil aldigini aciklamamissin sadece kurandaki sureleri yani allahin sozlerini hicv etmissin gibi gorunuyor ama bunu yaparkende tam net bir aciklama getirmemissin.
Kendilerine; "Elinizi (savaştan) çekin, namazı kılın, zekatı verin" denenleri görmedin mi?
Oysa savaş üzerlerine yazıldığında, onlardan bir grup, insanlardan Allah'tan korkar gibi- hatta daha da şiddetli bir korkuyla- korkuya kapılıyorlar ve: "Rabbimiz, ne diye savaşı üzerimize yazdın, bizi yakın bir zamana ertelemeli değil miydin?" dediler. De ki: "Dünyanın metaı azdır, ahiret, ise muttakiler için daha hayırlıdır ve siz 'bir hurma çekirdeğindeki ip-ince bir iplik kadar' bile haksızlığa uğratılmayacaksınız." (NİSA SURESİ / 77)
yoksa biizm kötülüğümüzü mü istiyor biz senin dinin duyulsun diye uğraşıyoruz, sen bize zorluk çıkarmak isityorsun
....Allah, size kolaylık diler, zorluk dilemez. (Bu kolaylık) sayıyı tamamlamanız ve sizi doğru yola (hidayete) ulaştırmasına karşılık Allah'ı büyük tanımanız içindir. Umulur ki şükredersiniz. (BAKARA SURESİ / 185)
eee öyleyse yukada söylediklerin ne,
ozellikle bu soylediklerin ne anlama geliyor daha genislice anlatabilir misin?
saygilar
|
Yukarı dön |
|
|
Guests Guest Group
Katılma Tarihi: 01 ekim 2003 Gönderilenler: -259
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
selam bu bir tasvirdi, ne zikirin kökünü öğrenmek istedim ne de kur'an'a saldırmak,
selam
|
Yukarı dön |
|
|
tarık Katilimci Uye
Katılma Tarihi: 19 aralik 2006 Yer: Turkiye Gönderilenler: 56
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
1. insan çevrenin ürünüdür ve insan kendi başına hiçbir şey oluşturamaz. İyiyi ve kötüyü çevresine göre tanımlar.
2. insan beyni aşırı gelişti kendisini bilerek ve kontrollü yok edecek kadar.
3. neden tanrı yada yaratıcı olsun ki var olan ve doğal olan suçlu adaletsiz bir sistem oluşmuş işte bu yüzden ve 1. sebepten ötürü hesap yoktur özgür olmadığımız için sorumlu değiliz.
4. güçlünün zayıfı yenme sebebi zayıfın zayıf kalmasıdır ve bundan da maruz kaldığı koşullar sorumludur. bu koşullar ise bazı toplumlarda doğrudan tanrı olarak adlandırılmış ör ateş su çok benzemese de ortaklık yönü vardır. Bazılarında dolaylı olarak işte onları da yaratan aşkın bir tanrı vardır diye
5. insan beyninin gelişmesi ve yaşamdaki zevkleri tatması onu uzun yaşama isteğine itti bunun elinde olmayan sebeplerle olmadığını gören insan bir öldükten sonra yaşam icat etti . tekrar dirilmeye ilk başta hayatın devamı olarak inanılmaya başlandı sonra zayıflar kendi acizliğini kamuflaj etmek, rahatlamak ve korunmak için ölüm sonrası yaşama 1.yaşamın etki ettiğini ortaya attı. İşte bundan hesap verme ortaya çıktı.
6. her şey eğitim ile olur insan öğrendiğini yapar ancak ve ona alışır onu sever.
İlginç bir ara not: güneş dünyaya 1 cm uzak olsaydı buzul yaratıkları olacaktı.
Soru: insanın eylemlerinde hep neden olmalıdır bu bir zorunluluktur. Peki belirli nedenler ile olan bir eylem olması onu özgür olmaktan çıkarır mı? Eylem olmasında sebep zorunluluğu var mıdır (el hak vardır sebep olmazsa olmazdır eylemde )
Cevap:özgürlük aranması gereken yer nedenler çakışmasında bireyin tercihidir
Soru 2:bireyin herhangi bir nedenden dolayı eylemlerden birini bireye seçtiren eğilim var mıdır (el hak vardır)
Soru3:peki bu eğilim onun seçme nedenimidir c. Evet
Soru4: bireydeki bu seçtiren eğilimi belirleyen nedir?
Cevap: yetişme koşulları aldığı eğitim…
Peki bu keşmekeşte insan nasıl özgür olduğunu söyler?
İnsan çevresinden aldığını benimser özdeşleşir ve bir kendi sandığı vicdan mahkeme kanunu oluşturur. Yaptığı seçimleri o özümsenen şartlara göre belirlerken kendini oluşturanların kendi dışındakilerce oluşturulduğunu önemsemez çünkü birey o doğru sandığı şeylere alışmıştır onları sevmiştir
|
Yukarı dön |
|
|
tarık Katilimci Uye
Katılma Tarihi: 19 aralik 2006 Yer: Turkiye Gönderilenler: 56
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
bu yazı tanrı yok tekrar dirilme yok başlığında asıldı fakat sansürlendi
|
Yukarı dön |
|
|
Muhsin Uzman Uye
Katılma Tarihi: 14 subat 2007 Gönderilenler: 401
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
bu yazı tanrı yok tekrar dirilme yok başlığında asıldı fakat sansürlendi Sen neden varsin???
|
Yukarı dön |
|
|
|
|