Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.
Yunus Suresi 105
Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.
Enam Suresi 79
İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.
Ali İmran Suresi 67
Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.
Nahl Suresi 123
De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.
Ali İmran Suresi 95
Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.
Çanakkale Savaşlar'ında savaşıp, bir kolu ile bir ayağını kaybeden Fransız Generali Bridges, yurduna döndükten sonra anlattığı bir savaş hatırasında şöyle diyor: "Fransızlar, Türkler gibi mert bir milletle savaştıkları için daima iftihar edebilirsiniz.Hiç unutmam.Savaş sahasında döğüş bitmişti.Yaralı ve ölülerin arasında dolaşıyorduk az evvel, Türk ve Fransız askerleri süngü süngüye gelip ağır zaliyat vermişlerdi.Bu sırada gördüğüm bir hadiseyi ömrüm boyunca unutamayacağım.Yerde bir Fransız askeri yatıyor, bir Türk askeride kendi göleğini yırtmış onun yaralarını sarıyor, kanlarını temizliyordu.Tercüman vasıtası ile şöyle bir konuşma yaptık: - Niçin öldürmek istediğin askere yardım ediyorsun? Mecalsiz haldeki Türk askeri şu karşılığı verdi: "Bu Fransız yaralanınca cebinden yaşlı bir kadın resmi çıkardı.Birşeyler söyledi, anlamadım ama herhalde annesi olacaktı.Benim ise kimsem yok.İstedim ki, o kurtulsun, anasının yanına dönsün". Bu asil ve alicenap duygu karşısında hüngür hüngür ağlamaya başladım.Bu sırada, emir subayım Türk askerinin yakasını açtı.O anda gördüğüm manzaradan yanaklarımdan sızan yaşlarımı dondurduğunu hissettim.Çünkü, Türk askerinin göğsünde bizim askerinkinden çok ağır bir süngü yarası vardı ve bu yaraya bir tutan ot tıkamıştı.Az sonra ikisi de öldüler..."
Fransız Generali BRIDGES Çanakkale Savaşları komutanı.
Şehitlik üstün makam hiç bir paha biçilmez,Kalpte İMAN oldukça Çanakkale geçilmez!!
M.Akif Ersoy
__________________ ZÜMER-2739/27 Andolsun, biz bu Kur'an'da insanlara her türden örnekler verdik ki düşünüp öğüt alabilsinler.
Şu Boğaz harbi nedir? Var mı ki dünyâda eşi? En kesif orduların yükleniyor dördü beşi. -Tepeden yol bularak geçmek için Marmara’ya- Kaç donanmayla sarılmış ufacık bir karaya. Ne hayâsızca tehaşşüd ki ufuklar kapalı! Nerde-gösterdiği vahşetle 'bu: bir Avrupalı' Dedirir-Yırtıcı, his yoksulu, sırtlan kümesi, Varsa gelmiş, açılıp mahbesi, yâhud kafesi! Eski Dünyâ, yeni Dünyâ, bütün akvâm-ı beşer, Kaynıyor kum gibi, mahşer mi, hakikat mahşer. Yedi iklimi cihânın duruyor karşında, Avusturalya'yla beraber bakıyorsun: Kanada! Çehreler başka, lisanlar, deriler rengârenk: Sâde bir hâdise var ortada: Vahşetler denk. Kimi Hindû, kimi yamyam, kimi bilmem ne belâ... Hani, tâuna da züldür bu rezil istilâ! Ah o yirminci asır yok mu, o mahlûk-i asil, Ne kadar gözdesi mevcûd ise hakkıyle, sefil, Kustu Mehmedciğin aylarca durup karşısına; Döktü karnındaki esrârı hayâsızcasına. Maske yırtılmasa hâlâ bize âfetti o yüz... Medeniyyet denilen kahbe, hakikat, yüzsüz. Sonra mel'undaki tahribe müvekkel esbâb, Öyle müdhiş ki: Eder her biri bir mülkü harâb.
Öteden sâikalar parçalıyor âfâkı; Beriden zelzeleler kaldırıyor a'mâkı; Bomba şimşekleri beyninden inip her siperin; Sönüyor göğsünün üstünde o arslan neferin. Yerin altında cehennem gibi binlerce lağam, Atılan her lağamın yaktığı: Yüzlerce adam. Ölüm indirmede gökler, ölü püskürmede yer; O ne müdhiş tipidir: Savrulur enkaaz-ı beşer... Kafa, göz, gövde, bacak, kol, çene, parmak, el, ayak, Boşanır sırtlara vâdilere, sağnak sağnak. Saçıyor zırha bürünmüş de o nâmerd eller, Yıldırım yaylımı tûfanlar, alevden seller. Veriyor yangını, durmuş da açık sinelere, Sürü halinde gezerken sayısız teyyâre. Top tüfekten daha sık, gülle yağan mermiler... Kahraman orduyu seyret ki bu tehdide güler! Ne çelik tabyalar ister, ne siner hasmından; Alınır kal'â mı göğsündeki kat kat iman? Hangi kuvvet onu, hâşâ, edecek kahrına râm? Çünkü te'sis-i İlahi o metin istihkâm.
Sarılır, indirilir mevki-i müstahkemler, Beşerin azmini tevkif edemez sun'-i beşer; Bu göğüslerse Hudâ'nın ebedi serhaddi; 'O benim sun'-i bedi'im, onu çiğnetme' dedi. Asım'ın nesli...diyordum ya...nesilmiş gerçek: İşte çiğnetmedi nâmusunu, çiğnetmiyecek. Şühedâ gövdesi, bir baksana, dağlar, taşlar... O, rükû olmasa, dünyâda eğilmez başlar, Vurulup tertemiz alnından, uzanmış yatıyor, Bir hilâl uğruna, yâ Rab, ne güneşler batıyor! Ey, bu topraklar için toprağa düşmüş asker! Gökten ecdâd inerek öpse o pâk alnı değer. Ne büyüksün ki kanın kurtarıyor tevhidi... Bedr'in arslanları ancak, bu kadar şanlı idi. Sana dar gelmiyecek makberi kimler kazsın? 'Gömelim gel seni tarihe' desem, sığmazsın. Herc ü merc ettiğin edvâra da yetmez o kitâb... Seni ancak ebediyyetler eder istiâb. 'Bu, taşındır' diyerek Kâ'be'yi diksem başına; Ruhumun vahyini duysam da geçirsem taşına; Sonra gök kubbeyi alsam da, ridâ namıyle, Kanayan lâhdine çeksem bütün ecrâmıyle; Mor bulutlarla açık türbene çatsam da tavan, Yedi kandilli Süreyyâ'yı uzatsam oradan; Sen bu âvizenin altında, bürünmüş kanına, Uzanırken, gece mehtâbı getirsem yanına, Türbedârın gibi tâ fecre kadar bekletsem; Gündüzün fecr ile âvizeni lebriz etsem; Tüllenen mağribi, akşamları sarsam yarana... Yine bir şey yapabildim diyemem hâtırana. Sen ki, son ehl-i salibin kırarak savletini, Şarkın en sevgili sultânı Salâhaddin'i, Kılıç Arslan gibi iclâline ettin hayran... Sen ki, İslam'ı kuşatmış, boğuyorken hüsran, O demir çenberi göğsünde kırıp parçaladın; Sen ki, rûhunla beraber gezer ecrâmı adın; Sen ki, a'sâra gömülsen taşacaksın...Heyhât, Sana gelmez bu ufuklar, seni almaz bu cihât... Ey şehid oğlu şehid, isteme benden makber, Sana âğûşunu açmış duruyor Peygamber.
Mehmet Akif Ersoy
__________________ Andolsun, size öyle bir kitap indirdik ki sizin bütün şeref ve şanınız ondadır. Hâlâ aklınızı kullanmayacak mısınız? ENBİYA 10
elin zulmünü ballandıra ballandıra anlatırken,biraz da kendi kavmine yöneltmeliydi eleştiri oklarını rahmetli akif..!
örneğin;kendi kavmine dönüp,"ne işiniz vardı viyana kapılarında,mısır çöllerinde..çok mu önemliydi peygamberin takunyalarını alıp getirmek oralardan.." diyebilmeliydi..
aslında yapacağı fazla bir şey yoktu 'kurancı olmasına rağmen' kutsal hırkanın ruhu emrediyordu küffarı rahat bırakmama adına yapılan fetihleri..!
zor zamanda konuşmak her babayiğidin harcı değildir...
Katılma Tarihi: 13 ocak 2010 Yer: Turkiye Gönderilenler: 288
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
selamlar.
senelerden 18 mart 1915 osmanlı hiç işinin olmadığı bir savaşa yağcılık olsun diye katılıyor. alman kuvvetlerinin ilerlemesini engellemek. için. boğazlardan geçecek olan. ingiliz. deniz kuvvetlerine. ait. donanmaya. alman. gemilerine türk ismi takılarak. çanakkale boğazını mayınlattılar. düştükleri vehametin sonucu bilmeyen osmanlı kafaları. zaten zor durumda iken bir savaşın ortasında. buldular. kendilerini. adına çanakkale geçilmez. dediler. ve ittifak devletlerine katıldılar. ne uğruna savaştığını bilmeyen. binlerce. insan çanakkalede. öldü. yakın dost. almanyanın. komutasındaki. türk orduları. çanakkalede. adeta destan yazdı. 280 bin şehit. ne uğruna öldü. almanya uğruna. alman subayların idaresindeki. cephelerde. türk askeri kullanıldı. ve almanlar. yenildi. ve osmanlıda. yenilmiş. sayıldı. nerde 280 bin şehit. hani geçilmeyen çanakkale.
Ey o bütün iyman edenler! ne Allahın şeâirine, ne şehri harâma, ne kurbanlık hediyyelere, ne gerdanlıklarına ne de mevlâlarının gerek fazlını ve gerek rızasını arayarak beyti harâma doğru gelenlere sakın hurmetsizlik etmeyin, ihramdan çıktığınız zaman isterseniz avlanın, sizi Mescidi haramdan menettiler diye bir takımlarına karşı beslediğiniz kin sakın sizi tecavüze sevk etmesin, birr-ü takvâ üzere yardımlaşın, günah-ü taaddi üzere yardımlaşmayın, Allahdan korkun çünkü Allahın ıkabı çok şiddetlidir ..
__________________ ben yanlız kendimi kurana adadım.
elin zulmünü ballandıra ballandıra anlatırken,biraz da kendi kavmine yöneltmeliydi eleştiri oklarını rahmetli akif..!
örneğin;kendi kavmine dönüp,"ne işiniz vardı viyana kapılarında,mısır çöllerinde..çok mu önemliydi peygamberin takunyalarını alıp getirmek oralardan.." diyebilmeliydi..
aslında yapacağı fazla bir şey yoktu 'kurancı olmasına rağmen' kutsal hırkanın ruhu emrediyordu küffarı rahat bırakmama adına yapılan fetihleri..!
zor zamanda konuşmak her babayiğidin harcı değildir...
Dermanbeg yazdı :
zor zamanda konuşmak her babayiğidin harcı değildir...
Ortalık şöyle fena böyle müzebzep işler Ah o Yıldız’daki baykuş ölüvermezse eğer (s. 402)
............
Çoktan beridir vardı benim bir derdim Gideyim zalimi ikaz edeyim isterdim Kafes ardında hanımlar gibi Saikliydi Hamid Âl-i Osmandan bu korkaklık edilmezdi ümid (s. 415)
Ah efendim o ne hayvan o nasıl merkepti (s. 421)
Kız kadın hepsi haremlerde bütün gün mahpus Şu telakkiye bakın en kötü vahşet namus (s. 422)
Herifin sofrada şampanyası hâlâ ayran Bâri yirminci asırdan sıkıl artık hayvan (s. 422) ...
Ah efendim o herif yok mu kızıl kâfirdi (s. 422)
“Mısır’ın en muhteşem üstadı Muhammed Abduh”
Çıkarıp gönderelim hasılı şeyhim yer yer Oradan âlem-i İslama Cemaleddinler” (s. 422)
demek ki merhum M.Akif bir korkak değil, bir babayiğitmiş !...hem de TAMbir babayiğit...onun şu anda cennette Rasul(ler)in yanında oturduğundan eminim !...ve biz onun babayiğit olmadığını söyleyebiliyoruz...ne acı...Yüce Allah beni henüz hayattayken de öldükten sonra da Rasullerin ve M.Akif gibi Kur'an er'lerinin yanında olmaya ve yanına gitmeye layık ve müyesser kılsın !...başkaca bir şey istemem...
selam ile
__________________ Andolsun, size öyle bir kitap indirdik ki sizin bütün şeref ve şanınız ondadır. Hâlâ aklınızı kullanmayacak mısınız? ENBİYA 10
Katılma Tarihi: 13 ocak 2010 Yer: Turkiye Gönderilenler: 288
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
selamlar.
sayın hasan hocam bu gün cuma. fetva günü. şimdi hoca mimbere çıkacak. başlayacak. 18 martı anlatmaya. bir destan bir kahramanlık. herkezin göğsü kabaracak. ahmet çavuşlar mehmet çavuşalar anlatılacak. neymiş. 200kg lık mermiyi. topa koymuş. ingiliz donanmasını. gemisini. bacasından vurmuş.
ama asla hoca demiyecek. bu savaşı almanlar uğruna yaptık diye. pisi pisine gitti. okadar insan diye. ...
__________________ ben yanlız kendimi kurana adadım.
hasanöktem hocan "ne söylendiğine" değil, sadece "söyleyene" bakar ve ona göre hüküm üretir..cennete göndermekte cehenneme postalamakta onun elindedir..!
düşünür mü acaba avusturalyadan gelen binlerce mazlumunda ya zorla ya da cennet uğruna oralarda savaştığını...onları da cennette peygamberlerin yanında görse ne kadar şaşırırdı kimbilir :)
sayın hasan hocam bu gün cuma. fetva günü. şimdi hoca mimbere çıkacak. başlayacak. 18 martı anlatmaya. bir destan bir kahramanlık. herkezin göğsü kabaracak. ahmet çavuşlar mehmet çavuşalar anlatılacak. neymiş. 200kg lık mermiyi. topa koymuş. ingiliz donanmasını. gemisini. bacasından vurmuş.
ama asla hoca demiyecek. bu savaşı almanlar uğruna yaptık diye. pisi pisine gitti. okadar insan diye. ...
hiç pisi pisine gider mi değerli Takva81 kardeşim, hiç pisi pisine gider mi...nihayetinde ağızlarından salyalar akan vahşi lere karşı bizi, hepimizi, ülkeyi, can, namus ve şerefi , her bir şeyimizi korumak için canlarını vermişlerdir...bedenlerini Allah için, bizim için bu Avrupa'lı vahşilere hedef yapıp paramparça ettirmişlerdir...hiç pisi pisine olur mu...
Çanakkale (Gelibolu) Savaşları Nedenleri 1-) 1911-1912 yıllarında Osmanlı Devleti son Afrika toprakları olan Trablusgarp ve Bingazi’yi İtalya’ya bırakmış, 1912-1913 Balkan hezimeti ise, 500 yıldır Türk olan Rumeli’deki son Türk hakimiyetini yok etmişti. Bu yüzden Osmanlı Devleti kaybettiği toprakları geri almak istemesi 2-) İngiliz ve Fransızların İstanbul’u ele geçirmek istemesi ve İstanbul’a giden yol ise Çanakkale Boğazı’ndan geçer. Bulgar ordularının İstanbul kapılarını zorlaması, İstanbul ve boğazların güvenliğinin tehlikeye girmesi.. 3-) Ekonomisi kötüye giden Rusya’ya gerekli yardımı götürmek. Ve Anadoludaki petrol yataklarını ele geçirmek. 4-) Balkan Savaşları’ nda yara almış Osmanlı devleti’ne ikinci hamleyi vurarak tamamen çökertmek. Bu sayede de Avrupa’ya açılabilme emellerini gerçekleştirmek. 5-) iki Alman gemisinin Akdeniz’de İngiliz ve Fransız donanmasından kaçarak Türk bayrağı altında Rus limanlarını bombalaması. 6-) Osmanlı Devleti’nin bu sebeplerden dolayı savaşa girmek zorunda kalması ve müttefiği olduğu Almanya’nın savaşı kazanacaklarına inanması
fakat :
bakınız, biz çanakkale savaşı neden oldu, neden 7 düvel Avrupası neden saldırdığnı sorgulamıyoruz burada aslında...
her ne ise...sonunda çok medeni Avrupa 7 düvel hep birlikte saldırıp daha önceki sabıkalarında da mevcud olan haçlı seferleri katliamlarında yaptıkları gibi her türlü çirkinliği , tecavüzleri ve vahşeti ülkemize yaşatacaklarken, buna ramak kalmışken...insanlarımızın, lise'ye varana kadar üniversite öğrencilerimizin büyük bir kahramanlık göstererek bu Avrupa'lı vahşileri, kendi özbedenlerini bizim için siper ederek, heder ederek durdurmaları dır konu ettiğimiz...konunun şu anda bizi en çok ilgilendiren tarafı budur...yoksa sizin de bildiğiniz gibi osmanlıyı savunan zaten yok... nasıl bir katakulli ile ve entrika veya provakasyon neticesinde iki alman gemisinin ingiliz ve fransız donanmasından kaçıp osmanlıya sığındıkları ve daha sonra da türk bayrağı çekerek rus limanlarını bombalamalarının perde arkasında yatan kişi veya kişileri Enver Paşayı vs. yı incelemiyoruz tabiki. hem incelemeye kalksak da bize söylenenler dışında ne bulabiliriz ki hakikaten...hem konumuz o değil, baştan dediğim gibi.
şimdi, şöyle bir misallendirme yapmaya çalışayım :
diyelimki bugünkü hükümet, yanlış/ doğru ; haklı veya haksız bir halt'ler etti, yanlışlıklar yaptı, provakasyonlara geldi, iyi-kötü niyetle entrikaları göremedi, işi karıştırdı veya her neyse...sonucunda 7 düvel çok çok medeni Avrupa'sı ağızlarından salyalar aka aka ülkemize askerlerini gönderip bize topyekün taarruza geçtiler...şimdi biz bu saldırıya karşı çıkıp, kendimizi korurken ölürsek, pisi pisine mi ölmüş olacağız?...yapmayın Allahaşkına...kendimizi savunmayacak mıyız?...direniş göstermeyecek miyiz?...
bu kadar basit ve bu kadar kolay mı kendi kendimizi bu kan içici -tecavüzcü vahşilere kendi ellerimizle kendi kendimizi teslim etmek...
ben, böyle bir ortamda kendimizi savunma yolunda, bu sırtlanlara karşı canımı rahatlıkla veririm...
Yüce Allah, elbette ki her birşeye şahid'dir...
muhabbetle
__________________ Andolsun, size öyle bir kitap indirdik ki sizin bütün şeref ve şanınız ondadır. Hâlâ aklınızı kullanmayacak mısınız? ENBİYA 10
hasanöktem hocan "ne söylendiğine" değil, sadece "söyleyene" bakar ve ona göre hüküm üretir..cennete göndermekte cehenneme postalamakta onun elindedir..!
düşünür mü acaba avusturalyadan gelen binlerce mazlumunda ya zorla ya da cennet uğruna oralarda savaştığını...onları da cennette peygamberlerin yanında görse ne kadar şaşırırdı kimbilir :)
selamlar hepize..
Dermanbeg,
müsaade ette kendi görüşümü kendim açıklayayım...
hem benim hakkımda konuşma hakkını kim verdi sana...
sana vekalet vermediğime göre...
konu ile ilgili bir fikrin, bir görüşün varsa sen onu açıkla...
bana sataşma niye...karalama ne için...kara çalma ile nereye...
sana şu üstteki yazın için cevap vermeyeceğim...
çünkü, neresinden düzelteceğimi bilemedim...
nerden tuttuysam elimde kaldı...
bari elle tutulur bir kelime söyleseydin...
bu yarım cevap iletime yeniden bir başka ileti ile karşılık vermezsin umarım...
selam ile...
__________________ Andolsun, size öyle bir kitap indirdik ki sizin bütün şeref ve şanınız ondadır. Hâlâ aklınızı kullanmayacak mısınız? ENBİYA 10
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme Sizin yetkiniz yok forumda konu silme Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme Sizin yetkiniz yok forumda anket açma Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma