Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Selam Hanif Dostlar,
Hristiyanlık, hastalıklı bir dindir. İnsanın en temel içgüdülerine karşı çıkmakla beraber en üst düzeyde yaşamı yadsır. İnsanı doğduğu andan itibaren günahkar sayar ve küçümser. Nihilizmin en uç şeklidir. Hristiyanlıkta varlığın herhangi bir değeri yoktur. Bu sebeple de Hristiyanlık, boyun eğen, gerçek dünya ile ilişkisini kesmiş, hayata karşı umudunu yitirip tüm umutlarını öte dünyaya göçerten hastalıklı insanlar yaratır.
Tüm dinler, kendisinden önceki dinlerin tamamlayıcısıdır ve dinleri incelerken bulundukların coğrafya, ekonomik ve sosyal koşulları dikkate alma zorunluluğu vardır. Hıristiyanlık kendisinden önceki museviliğe ve Roma'nın insanlık dışı uygulamalarına, tepki olarak ortaya çıkmıştır.
Her din gibi hıristiyanlık da İsa'nın kendi söylemlerinin dışında, sonra gelenler tarafından çarpıtılarak "olması gerektiği" şekle sokulmuş, İsa'nın düşünmediği, söylemediği bir çok kavram ve ahlak kuralı söylenmiş gibi yazılmış, kabul edilmiştir.
İsa'nın ardından dini yaymak için yola çıkan Paulus bugün katolik mezhebinin ne kadar saçma ve anlamsız kuralı varsa, İsa'nın söylemi gibi anlatarak politik bir süreci başlatmıştır.
İncil sayısı ise ancak İznik Konsilinin 325 yılındaki toplantısında 4'e indirilebilmiş, bu konsil İsa'nın Tanrının oğlu olduğunu söylemeyen incillerin (Aryus incili gibi) dışlanmasına karar vermiştir. Çünkü akılcı tüm yaklaşımlar dinin dogmatik yapısını kırarak toplumun bilinçlenmesine yardımcı olacaktır. Bu akılcı akımlardan uzaklaşarak herkesi körleştirmek yönetmenin önemli bir kuralıdır.
Nitekim İslamın akılcı akımlarından mutezile'nin karşısına çıkarılan Gazali, dinde içtihat kapısını kapatarak dinin dogmalaşmasını sağlamış ve böylece devlet dini olarak sünnilik kabul edilmiştir.
devam edecek inşallah..
saygılarımla
__________________ Muhammed din adamları sınıfını ortadan kaldıran, kurumsal dinleri yıkan, dini tapınak dini olmaktan çıkarıp halkın vicdanı haline getiren "devrimci" bir peygamberdir
|