HANiFDOSTLAR.NET

 

Kuran Müslümanı
 

(Şahıs odaklı din anlayışından Allah odaklı din anlayışına...)

Ana Sayfa Hanif Mumin  Iste Kuran Kurandaki Din  Kur'an Yolu  Meal Dinle Sohbet Odasi Hanifler E- Kitaplik Kütüb-i Sitte ?  ingilizce Site Kuran islami Aliaksoy Org  Hasanakcay Net Tebyin-ül Kur'an Önerdiğimiz Siteler Bize Ulasin

 

- Konulara Göre Fihrist

- Saçma Hadisler

- Hadislerin-Sünnetin İncelemesi

- Haniflikle İlgili Sorular Cevaplar

- Misakın Elçisi Kim?

- Kuranda Namaz/Salat

- Onaylayan Nebi

- Kuranda Namaz/Salat

- Enbiya 104

- Kuranda Yeminler

- Adem Hakkında Sorular

- Ganimetleri Resulün Eline Nasıl Vereceğiz?

- Allahın ındinde YIL ve DOLUNAYLAR

- Abese ve Tevella

- Hadisçilerce Tahrif Edilen Ayetler

- Mübarek Yer, Mübarek Vakit

- Arkadaş Peygamber

- Kuranın İndirilişinden Günümüze Gelişi

- Bir Türban Sorusu

- Kuran ve Bize Öğretilenlerin Farkı

- Namazın Kılınışı

- Hadislere Göre Namaz

- Kuranda Salat Namaz mıdır?

- Kuran Yetmez Diyen Uydurukçular

- Bizler Hanif Dostlarız

- Sahih Hadis mi İstersiniz?

- Hakkı Yılmaz'ın Tebyin Çalışması

- Kur'anı Anlamada Metodoloji

- Tarikatçıların Çarpıttığı Birkaç Ayet

- Nasıl Kur'an Okuyalım?

- Kur'anı Kerim Nedir?

- Kur'anda Oruç

- Allah'sız Bir Din ve Allah'sız Bir Kur'an İnancı

- Kuransız Bir İslam Anlayışı ve Müşrikleşme

- Meal Çalışmasına Davet

- Allah Şahit Olarak Kafi Değil mi?

- Doğru Hadisleri Ne Yapacağız?

- Kur'andaki Muhammed ve Peygamberlerin Misyonu

- Mahrem, Avret, Ziynet

- Nur Suresi Çeviri-Yorum

- Cilbab

- Resule İtaat Ne Demektir?

- Hadis Kalburcuları ve Kalburları

- Kur'anı Kerim'in İndiriliş Gayesi

- Kur'anda Amellere Karşı Cahili Yaklaşım

- İslamdışı İnanışlara Kur'andan Örnekler

- Biri Şu Haram Üretim Tesislerini Kapatsın

- Tasavvufta İslam Var mı?

- İslamda Delil Sorunu

- Kurban Kesmek

- İlahi Hitabın Serüveni

- Ecel Nedir?

- Şirk, İşrak, Müşrik, Müşareke, Müşterik

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Peygamberlere Karşı Rabbani Yaklaşımlar

- Salat-ı Tefriciye yada Zikri Çarpıtmaya Bir Örnek

- Mucize Nedir?

- Ayrılıkların Nedenleri

- Sıfır Hata veya Kur'an

- Haniflik Nedir?

- Rabıta İle Şeyhlere Tapanlar

- Hadis Zindanının Mezhepçi Mahkumları

- İslam Dininin Öğrenilmesinde Kaynak Sorunu

- Fasık ve Münafıkların Genel Tanımlaması

- Hadisler, Hıristiyanlık ve Selman Rüştü

- Kur'anı kerim'in İndiriliş Gayesi

- Müstekbirlere Karşı Cahili Yaklaşım

- Halis-Hanif İslam

- Kur'anda Şefaat

- Fuhuş Tellalı Tefsirciler

- Hayızlıyken Neden Namaz Kılınmasın?

- Cebrail, Vahiy, Melek

- Dindarlıkta Müşrikleşme Temayülü

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Yaratılış, Adem, Havva

- Kur'an Yerel mi, Evrensel mi?

- Reform Dinde mi, Dindarlıkta mı?

- Ne Mutlu Tağutu Olmayanlara

- Peygambere Saygı(?)

- Hadislere Kanıt Diye Gösterilen Ayetler

- Allah Nazara Karışmadı mı?

- Kur'anı Kerimle Amel Etmek Mümkün mü?

- Kur'anda İnkar Edenlerin Vasıfları

- Müminlerin Vasıfları

- Allah'ın Vasıfları

- Kur'anın Vasıfları

- Dine Karşı Cahili Yaklaşımlar

- Kur'an Merkezli Din

- İrin Küpü Patladı; Mevlana

- Hurafe ve Bidatlar

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Hz. İsa'nın Ölümü

- Allah'ın Mesajının Adı: Kelamullah

- Allah'ın Resule Uyarıları

- Kur'ana Göre Tenkit ve Eleştiri Nasıl Olmalı?

- Kur'anda Sevgi

- Sofuların Devlet Desteğiyle Desteklenmesi

- Hans Von Aiberg Aldatmacası

- Kabir Azabı Safsatası

- Kur'an Kıssalarının Önemi; Masal Değiller

- Kur'anda Toplumsal Sünnetler

- Tefsirde İsrailiyyat

- Kardeş Evliliği Olmadan Çoğalma

- Hans Von Aiberg Tutuklandı

- Kur'anda Tevbe Kavramı

- Yaşar Nuri Öztürk'ün Yorumuyla Namaz

- Karadelikler; Bir Büyük Yemin

- Mezhepçilerin Ümmi Açmazı

- Kabe Nedir? Mekkede midir, Kudüste mi?

- Kur'anda Ruh Kavramı

- Kur'anda Nefs Kavramı

- Amin Kavramı ve Putperestlik

- Diyanet İşleri Başkanlığının Sitemize Cevabına Cevaplar

- Resul ve Nebi -1

- Resul ve Nebi -2

- Sapık Bir Fırka: Hansçılar

- Cihad mı, Çapulculuk mu?

- Kur'an Deyip Namazı Yok Sayanlar

- Cennete Sadece Müslümanlar mı Girecek?

- Kur'anda El Kesme Cezası var mı?

- Nazar veya Göz Değmesi Var mı?

- Şehadet Getir, Münafık(?) Ol

- Kur'anda Eleştiri Metodu

- Hacc Mekkede mi, Bekkede mi?

- İslami Tebliğde Kur'an Metodu

- Saptırılan Kavram: Mekruh

- Kur'anda Cuma Namazı var mı?

- Of Be Kader, Allah mı Suçlu Yoksa Biz mi?

- Kader Açısından Cebir ve İhtiyar

- Baban Peygamber Olsa Ne Yazar

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Vahdet-i Vücud, Şirkin Alası

- Tasavvufi Bilginin Kaynağı Vahiy mi?

- İslam'da Resullük Son Bulmuştur

- Teveffi Kelimesi ve Arap Dili

- Tasavvuf Üzerine Düşünceler

- Nefis Mertebelerinin İç Yüzü

- Allah Rızası Anonim Şirketi; Tarikatlar

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -1

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -2

- Nakşi Şeyhi Allah'ın Avukatı mı?

- Kur'anda "ve+la" Öbeği

- Putlar ve Tapanlar

- Son Peygamberimizin Okuma Yazması

- Mesih ve çarpıtılan Bir Ayet

- Hac İzlenimleri

- "Üzerinde 19 var" da Son Nokta

- Secde Emri

- Kur'andaki Hac

- Aracıların Gaybı Bildiği İnancı

- Tarikatçı - Müşrik Karşılaştırması

- Gazali'nin Kadına Bakışı

- Kur'anda Kadına Verilen Önem

- Başörtüsü Allah'ın Emri Değil

- Başörtüsü Takmak Kur'anda Var mı?

- Kur'anda Kadın Dövmek Var mı?

- Cariye, Köle; Utanmaz Mealciler

- Kadına Yönelik Şiddet

- Sünnet Edilen Kızın Öyküsü

- Erkekçe ve Kadınca Meal Konusu, Nebe 33. Ayet

- Harem - Selamlık Kimin Emri?

- Zina, Evlilik ve Örtünme Adabı

- Cariyeleri Aç, Hür Kadınları Kapat (!)

- Çok Eşliliği Yasaklayan Ayetler

- Kur'ana Göre Evlilik Hukuku

- 2 Kadın = 1 Erkek, Uydurma mı?

- Danimarkalı mı Sapık, Buhari mi?

- Ebu Hanife, Cariyenin Avreti

- Nisa 25, Hür Kadın ve Fahişe İfadesi

- Maymunların Hadisi ve Recm Vahşeti

- Hz. Muhammed'in Tebliği

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Angarya Haline Getirilen İbadet

- Buhari'nin Hadislerini Buhari Yazmamıştır

- Hadis ve Sünnet Gerçeği

- Uydurma Hadisler, İslamın Kara Boyası

- Hadisler Dinin kaynağı Olamaz

- Uydurmaların Sınırı Yok; Şeytan Geyiği

- Beşeri Hükümler Neden Kutsal Oluyor?

- Hadis - Kur'an Çelişkisi

- Kur'anda/Dinde Olanlar ve Olmayanlar

- Cehennem'den Çıkış Yok

- Kur'anda Tağut

- Ebu Hureyre Gerçekte Kimdir?

- Hadis - Mantık Çelişkileri

- Kurban ve Kurban Bayramı Nereden Geliyor?

- Hadislere Göre Kur'an Eksiktir

- Bildiri: İslam Anlayışında Reform

- Arapça mı, Arap Saçı mı?

- Koca mı Üstün, Allah mı?

- Esbab-ı Nüzül Komedi Hadisleri

- İşte Geleneğin Dini

- Ulul Emir İle Kim Kastediliyor?

- Kul Hakkı

- Yezidi Bir Gelenek: Aşure Tatlısı

- Hz. İbrahim'den Asrımıza Dersler

- Taklitçiliğin Boyutları

- Seb-ul Mesani Nedir?

- Kelle Sayılarak Gerçek Bulmak

- Kıyamet - Mahşer Günü ve Sonrası

- Kur'anda Namaz Vakitleri

- Kur'anda Cuma Konusu

- Salih Olmak Yetmez

- Hudeybiye Anlaşması Uydurma mı?

- Kitap Yüklü Eşekler

- Kur'andaki Hac

- Hz. Nuh'un Oğlu Kimdi? İftira mı?

- Ruhun Ağırlığına Başka Bakış

- Hz. İbrahim Yalancı Değildi

- İncil'de Kadına Bakış

- Şirkin Büyüğü Küçüğü Olur mu?

- Kur'andaki Abdest ve Hijyen

- Din de Bir Araçtır

- Kur'an Okumanın Zararları

- Kur'anda Dua Ayetleri

- Kur'anda Tarih Kavramı ve Bilinci

- Şekilsel Secde Kur'anda Yok mu?

- Salat ve salatı İkame

- Kur'andaki Emr Kavramı Üzerine

- Dindar İnsanlar Şirk Koşar

- Alak Suresinin İlk Beş Ayeti

- Men Arefe'nin Çözümü

- Kur'andaki Av Yasağı

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Din Büyüklerini Tanrılaştırma

- Allah'a ve Muhammed'e Değil

- Kur'andaki Örnek Tevekkül

- Şekilsel Rüku Kur'anda Yok mu?

- Hz. İbrahim Kuşları Kesti mi?

- Ehli Sünnet Dininin Anayasası

- İnsan Allah'ın Halifesi mi?

- Kur'an Üzerinde Düşünmek

- Şirkin Kuyusuna Düşenlere Uyarılar

- Kur'an Ölülere Okunmak İçin mi İndirildi?

- Ayda Okunan Kur'an Masalı

- Hz. İbrahim, Safa ve Merve Masal mı?

- "Haç"er-ul Esved (!)

- Mevlana Sahte Bir Peygamber Değil mi?

- Tasavvufun Tanrısı İki Zıttır

- Kur'andaki Tasavvuf: Teveccüh

- Önce Batıl ve Hurafe İle Savaşalım

- Resuller Haram Kılamaz mı?

- Elçi Muhammed ile İnsan Muhammed'in Farkı

- Tarikatlarda Aracılar Rezaleti

- Nur Suresi 31. Ayet Nasıl Çarpıtılıyor?

- Sırat Kıldan İnce, Kılıçtan Keskin mi?

- Kur'anda Zalimler

- Bütün Mehdileri Çöpe Atıyoruz

- Kur'ana Göre Ramazan Ayı ve Haram Aylar

- Tasavvufçuların İlahı; Varlık ve Yokluk

- Tasavvufçuların Küçük Putları

- Sünnet Etmek yaratılışı Değiştirmedir

- Son Peygamberimizin Mektupları

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Mescid-i Aksa Nerede?

- Büyük Kandırmaca: Hadis

- Kur'an Neden Arapça Olarak İndirilmiştir?

- Kimin dini? Kimin Kitabı? Kimin Meali?

- Evliya Kelimesinin geçtiği Ayetler

- Şimdiye Kadar Yaşanan İslam

- Ayın Yarılması Diye Bir Mucize Yoktur

- Kabe Dikili Taş Değil mi?


Up | Down | Top | Bottom
 
Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.

Yunus Suresi 105

Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.

Enam Suresi 79

İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.

Ali İmran Suresi 67

Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.

Nahl Suresi 123

De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.

Ali İmran Suresi 95

Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.

Hacc Suresi 31


Up | Down | Top | Bottom

HABERLER

 

 








 

 

  Hanif Islam

 

Genel Tartışma
 Hanif Dostlar Ana Sayfa -> Genel Tartışma
Konu Konu: Kuran ne işe yarar ? Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazanlarda
Gönderi << Önceki Konu | Sonraki Konu >>
aliaksoy
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 05 subat 2007
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 989
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı aliaksoy

Selam;

Malik Bin Nebi kardeşim, daha önce ismi forumdan silindiği için aldığı yeni kullanıcı adı ile başlık açamadığından aşağıdaki yazısını yayınlamamı rica etti.

Esenlik dileklerimle...



Kur’an ne işe yarar ?

 

Bu sözü duyduğumuz anda genelde  gözlerimizin çevrildiği ilk yer kur’an ama olması gereken yer burası mı? bu sözle, bu soru ile gözlerimizin çevrildiği ilk yer kur’an’sa emin olun kur’an hiçbir işe yaramaz, ki zaten bunun örnekleri ile doldu değil mi etrafımız bütün gözler kur’an’da, tartışıp dururuz  tek mi çift mi, tek kaynak mı, çift kaynak mı, temel kaynak mı Fadime kaynak mı, öğretiler, kavramlar, kuramlar bulunur, hangi kelime hangi surede kaç yerde geçer bilinir, ama bir türlü bir işe yaramaz bunlar gene burnumuza kadar pisliğin içindeyizdir neden çünkü gözlerimiz olması gereken yerde değil, örümcek gibi sallamışısz ağımızı kur’an’a ucu nereye gider önemli değil, zira atış yerimiz ile attığımız yer aynı yer kur’an. Varış yeriniz kalkış yerinizden belli değil midir eğer yanlış bir yerden yanlış dolmuş hattına bindiyseniz yapmanız gereken inmek ve başa dönmektir ki oda nefsinizdir sözlerin eylemlerin anlamların kalkış yerine, biz ipin bir ucunu kur’an’a öte ucunu gene kur’an’a bağlarsak orada hapsolur dururuz.

Kur’an sadece bir araçsa ve araçlar sahiplerine göre bir işe yarıyorsa o zaman bakmamız gereken yer, gözümüzü dikmemiz gereken yer araçtan önce muhattap, ve meselenin içine insan gibi bir muhattap girdi mi kur’an her bir  işe yarar, mayo ve bikini ile denize girmeye fetva vermeye de yarar, çarşaf girmeye de yarar, tc’nin meclislerinde yer almaya da yarar, tc kimliğini yırtıp vatadandaşlıktan çıkmaya da yarar, işte o zaman bir dönemeçle daha karşılaşıyoruz,

Araç  kendi arkadaşının anlamına göre amaçlandırılır, bıçak ne işe yarar, kimin kullandığına bağlı, adam öldürmeye de yarar kafa kesmeye de yarar, ekmek kesmeye de yarar, sorumlu kim _? karşımıza iki şey çıktı birincisi ne olursa olsun hangi araç olursa olsun onu muhatabı kullananı bir işe yaratır  ikincisi araç kullanıcısız hiçbir işe yaramaz kullanan açısından.

Nelerimiz ve onlara karşı olan nasıllarımız, mesele burada bitiyor, elimde bir ne var yani bir şey, ve o şeyin ne işe yarayacağı ona karşı olan nasıllığımla belirir, kur’an hangi nasıllarla ne işe yarar, kur’an’ı hangi nasıllar ile ne işe yaratırız, kendimize duragan bir elbise kur’an’a durağan bir kitap muamelesi yaparsak varacağımız yer durduğumuz yerden ötesi olamaz durgunluğun kokuşmuşluğu ile etrafımıza tebliğ ederiz nede olsa bizden insanlara bir şeyler gidiyor ama bu giden olanın gideni yani durgunluğun kokuşmuşluğu, etrafımızda olanlar da ne kötü bir koku dediğinde sığınağımız burnun yanlış kokluyor olur olmasıdır , kendimiz durağan kur’an hareketli olursa bulunacağımız yer karmaşadan ötesi olamaz ki  hareketle durağan bir muahttabiyetin neticesi  teslimiyet değildir durağanlık bu  şekili ile bir nevi hareketliliktir lakin bu  dönüşüm iradeye dayalı eylemlerin hareketi değildir sadece taşıyıcılıktır  taklit etmektir hakikatine sahip olmadan yol almaktır taşıdıklarınız doğrular ama sahib olduğunuz verilerin hakikatleri değil  ve bu halin ömrü tek bir neden sorusu mesafesidir emek harcamadan sahiplendiklerimiz emek vererek tasdik etmek soru sorarak tasdik etmeyenlerin karşısında yok olmaya mahkumdur ama yok olacak olan taşıyıcılardır hakikatlar değil, kendimiz hareketli kur’an’da hareketli bir halde olursa işte o zaman tilavet eden kur’an ile ikra eden talebe aynı yönde mesai harcar.talak suresinde tilavet eden bir elçinin indirildiğinden bahseder o elçi kimlere tilavet eder ikra edenlere tilavet eder, gerçek ve yansıyan bütünleşir biri ötekine hazır öteki berikine yardımcıdır,  araçlar kolaylıktır ekmek bıçakla daha kolay kesilir, araçlar ikramdır, rahmettir, aç bir insan ve bıçak peki ya ortada ekmek yoksa ne olur? Durum  ve araç ortam ve amaç. Ekmeksiz bir açın elindeki bir bıçak ne ise hayatsız bir muhatabın elinde de kur’an o işe yarar, ya biler durur, ya kendi gırtlağını keser ya da bir başkasının.

 

Kur’an hayat içerisinde araçlardan bir araç, isanın dediği gibi şabat insanlar içindir insanlar şabat için değildir, bizlerin de unutmaması gereken iş kur’an’ın bizler için olduğudur.

Hayatı İslami sohbet,İslami hareket,İslami cemaat, İslami kitap, diye bölen laik anlatış kur’an’ı parçalara ayırmış , İslamsız hareket İslamsız cemaat,İslamsız kitap sahipleri kimler,dini kitap dini olmayan kitap dünyevi iş uhrevi iş her işimizi bölmüşüz,hayatı durdurmaktır hayatı bölmelere ayırmak, iş hayatı aile hayatı, aşk hayatı, din hayatı oysa tek bir hayatımız var o da nefes aldığımız an, tasnif etmek kolaylaştırmaktır bölmek durdurmak ve bunaltmaktır kaostur,  bölmek parçalamak tasnif etmek değildir, düzene sokmak değildir, durağanlaştırmak donuklaştırmaktır, burada karşımıza bazı temel sorunlar çıkıyor, ve bu sefer de kur’an’ın muhatabı başlıklar altında karmaşalara sürükleniyor, dil açısından, sosyal açıdan, manevi açıdan derken, kur’an sıradanlaşıyor muhatap alışkanlıklara bürünüyor,

her bir kelimenin hangi kök ile hangi harekelendirme ile hangi anlama geldiği üzerinde uzun uğraşılar mesailer harcanıyor

Birileri tercümeler eksiktir derse aslında şunu söylüyordur,kur’a eksiktir.zira Allah kur’anda 20 küsür elçinin sözünü, ve insanların ve hayvanların sözlerini karıncanın sözünü ibrahimin sözünü, göklerin dillerini, tercüme ediyor, ellerimiz şahitlik edecek gök hangi lisanda konuştu, ellermizden dil mi çıkıp konuşacak, tüm bunlar hallerdir, Rabb farklı dillerin farklı sözlerini muhammed’in kalbine ilka ediyor, şimdi bu adamların hepsi Arapça mı konuşuyordu, yani farklı dillerde olan insanların sözleri Arapçaya tercüme ediliyor, ve elçinin dilinde söz oluyor, ve ne gariptir ki ne Muhammed ne de vahyin muhataplarının dil ile ilgili bir sorunları yok, bu Arapça Muhammed ile başlamadı, Fransız bir elçinin sözü Arapçaya çevirildiği zaman durum ne ise arap bir elçinin sözü Türkçeye çevirildiği zamanda durum odur, ama çeviren Allah, tercüme eden Allah derseniz, tercüme işinde velev ki Allah yapsın sınırları dilin sınırlarıdır, dil insanlardan çıkar, hayatta karşılıkları vardır, iletişimde sözler durumların sembolleri olan kelimelerin sözlü hali veya yazılı hali, şekilsel mimikler duyguların ifadeleri,  aynı dil ailesine mensup olmak  anlaşmanın sağlanması anlamına gelmez, anlaşmada aslolan ortaklıktır, hedefe, duyguya, ki bunun içinde paylaşmak esastır, paylaştıkça ortak yanlarınız artar ki artık öyle bir noktaya gelirsiniz ki, kelimeler dahi sizler için gerekmeye bilir, eminim çoğunuzun bu şekilde bir yakın dostu vardır, susması ile ne demek istediğini, off demesi ile neye off demek istediğini anlayacağınız, işte Rabbimizle kurduğumuz ilişkide de yine aynı iletişimin temelleri esastır, onunla yazılı veya sözlü kurduğumuz ilişki indirilen manasında kitaplar, bir diğeri de yeryüzü evren çevremiz manasında mimikleri evet yeryüzü Allah’ın mimikleridir ki bu da kitaptır.msnde acı gülümseme ibaresinin olmadığına üzülümüşümdür, karşı tarafa acı gülümseme similisini yollayamıyorsunuz, sadece tebessüm eden bir simili görüyor, peki karşıdaki kişi bunun acı gülümseme mi tatlı gülümseme mi olduğunu nasıl anlayabilir ? Allah indirilenler manasında kitaplarla simili işaretini  göndermiştir eğersiz Rabbin mimiklerini biliyorsanız o gülümsemenin acı mı tatlı mı olduğunu anlarsınız, çünkü insan yetilerin hayat durumların toplamıdır, vahye dokunmak ise kağıtlar üzerinden değil arınmak üzerinden olan bir eylemdir.

Daha önce söylediğim gibi evladına ağıt yakan bir türk ananın feryadını türkçe bilen bir kokoş deil, kürtçe konuşan bağrı yanık bir ana anlar, kur’anda örneklendirmelere bakalım, isbatlara bakalım, her biri hayatın içerisinden, su iner toprak hayat bulur, güneş doğudan doğar düzen görünür, gemi suda yüzer azamet görülür, kur’an’a bakmak için kendisinden çevirdiğimiz gözümüzü Allah tekrar kendisine çeviriyor, hayat.

Sürecin neresinde olduğumuzun bir önemi yok önemli olan hayat üzerinden Rabbimizle kurduğumuz ilişkide ki tavırlarımız kur’an ile hiç muhatap olmamış bile olabiliriz ama karşımıza çıkanlara nasıllarımız bizlerin dinidir, veri olan bilgiden önce bilinç,veriyi bilgi edecek bilinçtir,aksi halde bilgi hamallığı yaparız ve dönemlere ayırırız kur’an ile kendimizi, sürecin neresinde olduğumuz değil nelere karşı nasıl olduğumuzdur önemli olan, kur’an’ın tek bir suresine vakıf değiliz download etmemiştir Rabbimiz bize belki, ama burada yapmamız gereken tıklamak ve kilitlemek değildir pcyi, sabretmek ve içinde olduğumuz döneme doğru tavır ile karşılamaktır.harddiskimiz yeterli olduğu zaman onun kaldırabileceği baytlık dosyaları yani güncelleştirmeleri Rabbimiz otomatik yükleyecektir,

kelimeler hayatla beraber vardır, hayatta karşılığını görmediğiniz kelimelerin anlamaları sizde sadece veri olarak kalır ve bu veriler taa ki gerçekleri ile benzeşinceye kadar yük olarak zihninizde durur, veri gerçeğe uyduğu zaman bilgidir, kelimeler durumları bilindikçe anlamlıdır, ki buna kelimelerin dini de diye bilirsiniz, Allah ile kelimeler ve mimikler üzerinden kurulan ilişkide paylaşmak emek vermek tanımak esastır.kelimeler tanımlamalar ise hayatı tanımladığımız  ölçüdedir  kelimelere anlam vermek durumlara isim vermek.ne gariptir ki İnfak kelimesi hangi kökten gelir hangi sözlüklerde kaç anlamı vardır, hangi surelerde hangi şekillerde geçer, toplam kaç yerde vardır, tüm bunları bilmek ama infak etmemek kelime anlamına ulaşmak mıdır? İnfak kelimesini telaffuz dahi edememek ama cep harçlığı ile yolda kalmış birine bilet parası vermek, kelime anlamına ulaşamamak mıdır?

Yakın tarihe baktığımzda gördüğümüz kur’an’ın meallerine yönlendirmedir, Arapça tilavetten insanların anlama erişemedikleri ama kendi konuştukları dil ile bu kitabın okunması gerektiği idi, zamanın araçlarına göre karşı bir söylem olarak makul bir söylem gibi görünse de bu gün herkes kur’an’ın Türkçe çevirilerinin okunmasını tembihlerken, ne oluyor da değişen bir şey yok, Arapçanın tilaveti oluyor da Türkçenin tilaveti olmuyor mu, karşıda duran sembollerin sözlüksel anlamları, dilbilimsel yaklaşımları anladığı dil midir, musa harunu isterken neydi derdi dil ailesinden kayanaklanan sorunlar mı yoksa sarayın musanın halkın dil bilimsel dilini bilmemesi mi, Türkçe okuyan ama tilavet edenlerin sebepleri farklı dil ailesi mi, hayatta karşılığını bilmediğiniz durumların sembolik ifadeleri olan kelimeleri bilmeniz neyi değiştirir ki, ruh üflenir esma öğretilir, tanımlamalarınız üflenen ruh ile beraber olunca anlama ulaşırsınız, ruhsuz esma denemelerinin neticesi değil mi bu yaşanılan durum,

Sonuçlar hedefler değildir, sebepler asıllardır, sonuçların kabul görmesi sebeplerine bağlıdır, var olan sonuçları yaşamak için ortam yaratmak vahyi ve hayatı dondurmaktır, ama muhatap olunan hayata doğru tavırları takınmak doğru sebepleri harekete geçirmektir, eylemlerin anlamlarını bilmeden çıkılan yollarda bir ayette geçen örtü için kimlik denilir ve ömürler harcanır  ama sözlere sadakat  ayetleri  ile ilgili dakkalar bile harcanmaz, bu hangi mantığın yansımasıdır sizce, teslimiyet parçalara teslimiyet midir, sözlerine sadık kalırlar ayetini gündem dahi etmemek ama örtü eylemlerine ömürler vermek.ortada bir durum var ya herkesin yaptığını yapmak ya da herkesin yaptığına karşı tavır takınmak, görüklerini yaşamaya çalışmak ama yaşadıklarını görmemek.

 Elçilerin sonuçlarını yaratmak, ve bu sonuçlarla doğru asıllara sahip olduğuna kanaat getirmek zannetmek,

Elçiler yalnızdı, ama  biz yalnız kalmak için uğraşmayalım,

Elçiler horlandı ama biz horlanmak için uğraşmayalım,

Elçilere küfredildi  ama biz kendimize küfrettirmek için uğraşmayalım,

Eğer biz bu sonuçları yaşıyorsak bu bizlerin doğruluğunun delili değildir, aslolan dayanaklardır, kutuplar oluşturup sonuçlara girmek kolaydır, ama kendiliğinden varlıksal kimlik sahibi olmak, duruşunu karşısındakine göre değil içindekine göre belirlemek olması gerektir, karşıtlıkla var olmadan var olarak karşı olan bir kimlik sahibi olmak.

Bu örneği hep anlatmışımdır bir önce kelime ve anlam ilişkisine değinmiştik kelime ve anlam ilişkisini eylem ile bütünleştirebildiğim güzel bir örnektir bu, babamla başımdan geçen bir olay, ki bu olaya sebep olan ibrahim’le babasının arasında geçen sonucu sebep edinmemdi, ey babacığım diye seslenen İbrahim gibi seslenmeliydim babama ve seslendim ey babacığım babamdan gelen cevap ne yalakalık yapıyorsunuzdur, ama ben babamın mimiklerini kelimelerini ve paylaştıklarımızı bilerek bir eylem içerisinde adamım dediğimde babamın gülen gözlerini görüyordum eylemsiz anlamlar anlamsız eylemler, hikmet ile ve özgünlükle aşılır ve her bir bireyin kendi nüzulu kendi sıralaması vardır, eylem ve anlam öncelikleri,,

Kur’an’ın elçisi muhammed’in yaşadığı ve ona indiği sıra ile bizde olmaması benim Rabbime olan imanımın artması demektir, aksi halde adaletinden şüphe edebilirdim, zira bir dağın iki yamacında yetişen aynı türden iki ağacın ihtiyacı ve verimliliği bile aynı olmazken farklı zamanların farklı coğrafyaların halklarının ihtiyaçları ve verimlilikleri yani eylemleri nasıl aynı sırayı takip edebilir ki, ağaçların bu farklılıklarına coğrafyada bakı diyorlar yani güneşe karşı olan tutumu, ağaçların güneşe karşı olan konumuna bakı derken, insanların Allah’a doğrulara karşı olan duruşu da odur, dağın güneş görmeyen yanındaki ağaç zayıf ve cılızdır, nerede durduğumuza dikkat edelim, köklerimizi doğru yere salalım,

Eylem noktasından duyguya geçerken adrenalin denilen illete değinmezsek olmaz, heycan modern zamanların insanlara yeni hediyesi kamikaze, bungi jumping, jet ski, kur’an araştırmaları ve tartışmaları, adrenalin sorumluluk duygusunu sıfırlar zevk ve heycan duygusunu tavan yaptırır, farklı olduğu kadar çekici, alaycı olduğu kadar mutmain, ezdiği kadar zevkli olur insan, ve artık öyle bir hal alır ki insan muhatabın inanmaması için dua yani umarak eylem işlemeye çalışır, çünkü bildiği elçilern hemen hepsi reddedildi, ve bildiği elçilern hemen hepsi farklı idi sebepleri elçilerin sebepleri olmadığı için elçilerin sonlarından başka bir son anlamsızlık eylemsizlik ve heycansızlık halidir, ki bu da tek eğlencesi kadın programı olan bir kadının, tek sosyal faliyeti futbol maçı olan bir memurun, vaz geçemediği aktivitelerdir, hafta sonu halı saha maçları yerini hafta sonu kur’an sohbetlerine bırakır, masalara çıkartılıp oynatılan dansözlerin yerini kürsülerde, pc başlarında, farklılık arayan, heycanlandıkça deşarj olan insanlar kitlesi doldurmaya başlamıştır,

Bizler ne yaparsak yapalım işin içinde insan varsa cetvelle ve kerrat cetveli ile kurallar ve tavırlar ve tepkiler konulamıyor, din baştan sona bireyindir, bireyselliğindir ama bireyciliğin değildir, ister m.kemalin devletinde ister muhammed’in devletinde olun, siz tek başınıza yaşar yazılır, hesaplanır sorumlu kılınır ve karşılığını görürsünüz, eylemleriniz anlamlarınız seçemedikleriniz üzerinden ise o zaman seçtikleriniz yoktur,  siz yoksunuzdur,  bir insana anlatırken onun her haline karşı vermeniz gereken tavır dayanaklarınız sizin varlığınızı veya yokluğunuzu belirler, ateş yakar, insanda kimyasallar gibi tepkimelerle eylemler gördükçe kimyasal olur ki bu da insan için yokluktur, kimliğini muhataplarının karşıtlığı ile belirlemek, eylemlerini hormonlarının seviyesine göre seçmek, ateşle kağıt yakmak gibidir, Allah bizlere doğuda ve batı da olmayan nur örneğini verirken eylemlerimizin sağın solun dürtmesi veya sağa sola sürtünerek değil öz benliğimizle temellendirmemizi öğütlemiyor mu?

Eylemsiz anlamlardan ve anlamsız eylemlerden kurtulduktan sonra duygusuz eylemlerin, anlamsız eylemler olduğu gerçeğini göz ardı etmeden, devam edelim inş. Aslında anlamın ki dolayısıyla eylemin en yardımcılarından biri duygudur ki bu  yürüdüğünüz yolu beşeri olmaktan çıkartıp dayanaklarınızı ideolojik olmaktan çıkartıp kimlikli hale getirir, tavırlarımız dinlerimiz dayanaklarımız da ilahlarımızdır, sen ancak Rahmandan içleri korkarak titreyenleri uyarabilirsin, onlar ki Allah anıldığında tüyleri ürperenlerdir, çok kolay aslında herhangi bir kitabı anlamayı kendinize misyon edinin ve ne pahasına olursa olsun onu uygulamak isteyin, karl marksın das kapitali ile muhammedin kur’an’ı. Bu kitabı okuduğumuzda sadece zihnimizde veriler ağzımızda sözler ve ellerimizde işler görüp sol yanımızda bir rüku olmuyorsa sözlerimizin işlerimizin zihnimizin secde edip etmediğini tartışmak gerekir, onlar ki bir hakikat karşısında gözleri yaşaranlardır, hakikatler rakip düşüncenin düşüncesini alaşağı etmek ve yerini daha sağlamlaştırmak için, hakikatler kendini çelişkisiz kılmamak için bakın doğru kılmak demiyorum çelişkisiz kılmamak, arada güzel bir nüans var, siz kendinizi çelişkisiz kılmamak istiyorsanız bu dünyanın en kolay işidir zaten sınırları siz çiziyorsunuz demektir, ama siz kendinizi doğru kılmak istiyorsanız mutlaka çelişkileriniz sorularınız sorunlarınız olacaktır, sorun ettiğiniz ölçüde soru soracak samimiyetiniz ölçüde doğru sorulara ulaşacaksınızdır, ki doğru sonuçlar doğru sebeplerle doğru sebepler doğru sorularla vardır, 

 

Kur’an bizler için hayat içerisinde muhatap olduğumuz bir araçtır, araçlarda nasıllarınızla anlam kazanır kur’an size bir anlam vermez siz kur’an’a anlam verirsiniz, göz yaşı ne demek bilmiyorsanız karşınızda ağlayan adama acaba bu ne diye anlamak gibi feci bir işe kalkışırsınız ki bu gün bizlerle kur’an’ın karşılıklı ilişkisi de böyledir, hayatta en çok kullandığınız aracınız ve nedeniniz nedir ve en yaygın nasılınız:internet rahatlamak delicesine, telefon çene çalmak umursamazca, para gereksinimleri karşılamak kayıtsızca, gülücük kendini kandırmak çatlarcasına, kendim mecburiyet gaflet içerisinde, kur’an adrenalin hevesle, kur’an mecburiyet kafamı patlatırcasına, kur’an materyal bulmak tilkice, kur’an doğrulatmak körcesine, Bıçak ekmek kesmek acele ile, bıçak adam öldürmek öfke ile, yazdığı için sevilmez sevildiği için yazılır, yazdığı için ağlanmaz ağlandığı için yazılır, eylemlerinizi anlamlarınızı yazdığı için yapabilirsiniz ama duygularınızı asla, eylemleri ve anlamları taklit edebilirsiniz ama duyguları edemezsiniz, duyguda sadakat yapmur sonrası topraktan çıkan koku gibidir, duyguda riya bu kokuyu bu havayı solutmaz size, sözlernizi söylersiniz kendinizi kandırırsınız, eylemleri yapar kendinizi kandırırsınız ama duyguda riya ile ancak karşıdakini kandırırsınız o da zorlayarak tüylerinizi ürpertebilirseniz, paylaşmayı ve adanmayı getirecektir aşk yanmak sevgi ise adanmaktır, paylaşmaktır, en yakın dostunuzun size ilk açtığı özel, en yakın dostunuzun size ilk açtığı plan, ilk tanıştığınız zaman veya ilk sorduğunuz zaman mı, bunu ancak sarhoşlar yapar, Rahman ise sarhoş değildir, bu kur’an özeldir, Rabbin mimikleri çok daha özeldir, merakınızdan sorarsanız merakınız belki gider açlığınızdan sorarsanız sabredersiniz, açlığınız gider, Rabbimizle kelimelerin dinleri ve O’nun mimikleri ile bir iletişim için emek, samimiyet, sadakat, çaba, gereklidir, ki demiyor mu O’na temiz olanlardan başkası dokunmaz, arınmışlardan başkası dokunmaz, temizlenmek kirlenmenin farkına varmakla başlar, kirli olduğunu bilmekle başlar, hani belediye arabalarında yazar siz hiç şahit oldunuz mu bilmiyorum, şöyledir ifade en iyi temizlik kirletmemektir,  ve temizlenmek böyle devam eder, kirler yüktür fazlalıktır sadeleşirsiniz doğallaşırsınız doğal olmakla devam eder, yazdığı için değil olduğu için, ve iman bir doğrunu üzerindeki noktalar değil doğru oluşturmak için konan noktalardır ki son noktada ansızın gelecek olandır,

 

Evet hangisi,??????? Hangileri??? Neden??? Nasıl????

 

Bence kur’an ne işe yarar sorusundan önce biz nasıl ne işe yararız? Siz bir işe yaramıyorsanız kur’an da hiçbir işe yaramaz siz bir çok işe yarıyorsanız kur’an da bir işe yarar gösterir, yansıtır, görmek hatırlamak demektir, ayna size burnunuzun üzerindeki sivilceyi gösterir, hatırlatır ve muhattabiyetinizle imtihanınız başlar sorumluluğunuz başlar, muhatap olduklarınıza şahit şahit olduklarınıza sadık sadık olduklarınıza sahip olursanız, gördüğünüzde bir şeyler aramazsınız görünende bir şeyler ararsınız, gördüğünüz sizsinizdir aynada gördüğünüzü gözlerinizle görürsünüz, ama görünende sizsinizdir yani gerçek sizsiniz kendinizi gözlerinizle görebilir misiniz ki, isterseniz bir deneyin gözlerinizle burnunuzun ucunu bile görebiliyor musunuz, her nefis kendine bir basirettir, vicdan, gerçek olan insanların sizlere yansıması zikir, var olanı yansıtıyor, eğer sizde yoksa karşıda var olan siz karşıya sadece gözlerinizle bakıyorsanız gördüğünüzü gerçeğiniz zannedersiniz oysa o sadece bir hayal olur, ama görmeyi her türlü araç ile yapıyorsanız siz de olanları da görürsünüz karşıda yansıyıp ta siz de olmayanları da bilirsiniz, çerçeveli bir ayna koysam karşınıza siz kendinize basiret olmamışken tepenizde duran özel bir çerçeve mi var zannedersiniz, işte hatırlamayanlara hatırlatmalar bu hayali yaşatır, karşıda yansıya olması gerekendir siz de bulunan ise olandır.  Nüzul ortam hazırlığıdır, hüküm gerekçesidir, ayetlerin nüzullarını el fenir ile karanlık tünellerde tarihi serüvenlerde aramaya ne hacet, hatırlamak ortamı hazırlamaktır, hatırlayanlar hatırlatmalara sadık kalabilir, sadık kalmak hükümlerin inzaline sebebiyet vermektir, ikisini birleştirin sebe-i nüzul, hem ortam hem de gerekçeler, kimlere hangi ayetler iner, nelere ve nerede neler iner, kimler ve hangi durumlar hangi hatırlatılanlardan ibretler alır, mesela sizce her istediğini yanında bulan bir adama inen o gün onlara  canlarının çektiği vardır ayeti hangi ibretlere sebep olur, İbrahim doğru düğmelere doğru vuruşları yaptı ve haccı, beyti hak etti, nüzul için gerekçeleri ve ortamı hazırdı,peki hangi  dönemler hangi gerekçeler ve hangi ortam sahipleriyiz ki, sonuçları amaç edinerek kendimize işin içinden çıkmak, anlamak gibi kelimeler ve cümleler seçiyoruz, insan kerrat cetveli değlidir, 1.sınıf 2.sınıf yoktur, bizlerin sadece etkiler konusunda bir yetkinliği ve hakimiyeti vardır, tepkiler konusunda ne bir hakimiyetimiz ne de bir yetkinliğimiz vardır. Bizlere düşen muhatap olduklarımıza karşı olması gereken tavırları sergilemektir ki bu vahyin dilinde vasat ümmettir,

 

Biz ne işe yararız, yaradığımız bir iş var mı yoksa sadece sürükleniyor muyuz, hırsızlık etmeyin emri olmasa hırsızlığın anasını ağlatacak insanlar sizce bu emre boyun eğmişler midir,

Müslümanlar işte onlar hidayeti arayanlardır,

 

Bizlerin yaradığı iş bu olmaz ise kur’an bize sadece yük olur, kur’anda Müslüman kelimesini iki anlamda görüyoruz toplumsal sınıflardan herhangi biri ve bir de Rabblerine eyvallah diyen insanlar, iman edenlerden sabilerden Nasranilerden Yahudilerden kim şunu şunu yaparsa şunu şunu görecektir, herkesin kendine bir tanım seçtiği ve tanımların kemikleştiği dönemde toplumsal gurupların isimler ile övündüğü dönemde ödülün ve rızanın eylemler ile olacağını anlatmıyor mu bize bu ayet, hepiniz aynı durumdasınız zira hepiniz bir tanımı miras aldınız onları hak etmediniz, ne sizin kuruntularınız ne de ehli kitabın kuruntuları ile siz dediği de Allah’ın siz diye hitap edegeldiği insanlar, bir de ben Müslümanların ilki olmakla emrolundum, ben Rabbime teslim oldum, isimlerimiz hak edişlerimiz olmalı, vaz geçtiğimiz ölçüde hak edeceğiz inşallah. Göze aldığımız ölçüde açılacak,

Kur’an hala inmeye devam ediyor bu kitabın ellerimizde Mushaflarda ve okuyup durduğumuz levh-i mahfuzda yazılı olması, onun hareketli ve süregelen halini ortadan kaldırmıyor, pişti misali eşleştirmeye devam ediyor lakin kartlar açık solitare misali kartlar karşımızda yapmamız gereken ilk gördüğümüz kağıda uygun kağıdı piştilemek deil, biz kart bir sinek papazı iken karşımızda gördüğümüz ilk kupa kızına pişti demeyelim hele bakalım karşımızda bir sinek papazı var mı, nüzul budur, hayata dair dönen kartlar sizin elinizde hangi kart varsa emin olun oyunda hileniz yoksa ve samimi bir şekilde piştilenmek istiyorsanız Allah sizi piştileyecektir,  benliğimize şahit olup elimizde olanı en doğru şekilde kullanırsak sinek papazımızla oyun kazanabiliriz, ve bu oyunu kesitlerle indirlenlerle hatırlatanlarla oynadığımızdan emin olun, kartları dağıtan da kartları atanda Allah, o kartlarını açık oynar, siz de açın, ama sabredin vale kızını sinek papazınızla piştilemek için papazınıza ağda yaptırıp etek giydirmeyin, o kartı en doğru yerde kullanın, sabır ve salat ile hedefe yönelik planlı ve uygun eylemi işlersek yani dua edersek, Allah bize piştiyi nasip eder, hak ederiz vaz geçişlerimiz sabredişlerimiz bize vasatlığı yani ideal olanı doğuracaktır.bakıyoruz karşımızda bir İbrahim aslanlar gibi elimizde hanig kağıt var küçcük bir pisik, kükremeye gerek yok sabredin aslanla kedinizi piştiliceğinizi zannedip miyaw sesinizi kükreme sesine benzetmeyin, zira islamın sınıfları yoktur, kediykende  aslankende hakkını vermekle emrolunuyoruz hak ettiklerimizin hakkını vermek, kağıtlar birikir alakalı alakasız ama en son en üste konan bir vale tüm kağıtları toplar, aslan sesini çıakrtıp İbrahim gibi beytiniz yok diye üzülmeyin kağıtları atıp kaçmayın, İbrahim de kedi idi bir dönem oğlu ile dua ediyrodu Rabbine bize ibadet yöntem ve ilkelerini göster diye, siz yeterki kendizini bilin haddinizi bilin, aksi halde kediyken  aslan gibi çakalların arasına dalarsanız çakallar sizi aslan gibi değil kedi gibi karşılar yani paralar, ondan sonra da faturayı kartları dağıtana kesersiniz ki bu da kendini ilahlaştırmaktan başka nedir ki, bu kur’an çoklukların tekliği, zıtlıkların tekliği, sebul mesanidir, farklı farklı, bir birine zıt gibi görünen ibretler sizi zafere götürecek eylemler için birikiyor sizin derdiniz yığma olmasın elinizdeki kartın hakkını verin değil mi ki  iman edenler mahzun olmaz, zira onlar tevekküllerini tesbih ile yapar,   

5 Sonra şöyle dedi: "Sizlerden birinin bir arkadaşı olur da gece yarısı ona gidip, 'Arkadaş, bana üç ekmek ödünç ver. Bir arkadaşım yoldan geldi, önüne koyacak bir şeyim yok' derse, öbürü içerden, 'Beni rahatsız etme! Kapı kilitli, çocuklarım da yanımda yatıyor. Kalkıp sana bir şey veremem' der mi hiç?

8 Size şunu söyleyeyim, arkadaşlık gereği kalkıp ona istediğini vermese bile, adamın yüzsüzlüğünden ötürü kalkar, ihtiyacı neyse ona verir.

9 "Ben size şunu söyleyeyim: Dileyin, size verilecek; arayın, bulacaksınız; kapıyı çalın, size açılacaktır.

10 Çünkü her dileyen alır, arayan bulur, kapı çalana açılır.

11 "Aranızda hangi baba, ekmek isteyen oğluna taş verir? Ya da balık isterse balık yerine yılan verir?

12 Ya da yumurta isterse ona akrep verir?

13 Sizler kötü yürekli olduğunuz halde çocuklarınıza güzel armağanlar vermeyi biliyorsanız, gökteki Baba'nın, kendisinden dileyenlere Kutsal Ruh'u vereceği çok daha kesin değil mi?"

 

Allah, size (hükümlerini) açıklamak, size, sizden öncekilerin yollarını göstermek ve tövbelerinizi kabul etmek istiyor. Allah, hakkıyla bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir.

 

Allah cehd edenlere yollarını açmıyacak mı, Allah kimlere katından bir Furkan indirir, kapı çalanlara açılır, kapı çalan yoksa bir işe yaramaz kapı tekmeleyenlere açılmaz, kapı kendini sıvazlayanlara açılmaz, çalanlara çalanlara açılır.

 

Rabb herkese hak ettiğini verecektir, Allah’ın dilemesi kurallara bağlıdır, Allah hudaya tabi olmayı dileyenleri hudaya iletmeyi diler, dileyen için diler,

Abim güreş yapıyordu bu konuda da baya başarılı idi yalnız çok idman yapar çok fedekarlık gösterirdi, hiç unutmam, şu damarlar, lastikler vardır genelde filimlerde görmüşsünüzdür, eroin felan kullananlar kollarını sıktırmak için kullanıyor, işte o lastiklerden uzunca iki örgü yapardı birini bir omzuna birini diğer omzuna geçirir uçlarını da duvara bağlardı, ve o lastik omuzlarındayken ileri doğru giderdi gidebildiği yere kadar tabi bir noktadan sonra iki seçenek kalırdı ya lastik kopardı ya da lastik abimi geri çekerdi,bu ayet bana iki noktayı gösteriyor birincisi insanların hayata ve Rabblerine olan tutumu, Allah gibi bir duvara öz benliğimizi aklederek yani bağlayarak, tevekkül ederek yani   dayanaklı hale  getirererek hayatın içerisinden ve sizlere yansıtılanlar yani zikirler  ile beraber hareket ederesek bu bize güç katacaktır, duvardan güç alın o sağlamlığı sizin hayrınıza görün sırtınızı duvara dayanın tevekkülümüz Allah’a ellerimizde seçimlerimiz üç adım ileri beş adım ileri iki adım geri çektikçe çekiyoruz lastikleri her adım bir imtihan, duvar ve birey arasında kalan alan imtihan alanı hak ediş alanı sıktığınız her nefes ile bir diş ileri bir adım ileri bunu hak ediyorsunuz, kaynağı Rabbiniz olan bir uç hayat ve yeryüzü, diğer uç indirilenler ve bunların size yansımaları toplamı hayat, sağlamlığı Rabbinize dayalı iradeniz, siz ve duvar arasındaki mesafe ve sizin kimliğiniz o lastiği nasıl çektiğiniz, lastik sizi ileri itmez o yüzden siz hareketli olacaksınız aynı işe yaramayan adamlara kur’an’ın bir işe yaramadığı gibi lastiği gücünüzden fazla  çekmeye çalıştınız  mı o siz geri çeker o yüzden hangi hedef için ne kadar adım atmanız gerektiğini bilerek çekmelisiniz o lastiği, siz hareketlisiniz kitap hareketli, işte hikmet kitabın dinamizmi oluyor,lastikleriniz tesbihleriniz, nefesleriniz tefekkürünüz, teriniz duanız , bu işin genel adı salatınız, ve bunun sonucunda tutuğunuz form ve artan kondisyonunuzda zekatınızdır.  

Bu örneği farklı bir şekilde düşünürsek, kitap ana kitabın muhkemi kur’an kitabın mukemi,hikmet kur’an’ın muhkemi , ve hayat   hayat işte daha muhkem bir kitap mı var,  bu örneği kur’an’ın muhkem ve müteşabihleri içinde düşüne biliriz lastikler müteşabih olsun abim kur’an talebesi duvar da muhkemler abim ve duvar arasındaki yer de ibret ve anlam olsun, eylem olsun,  siz duvarı yıkamazsınız zira iple bağlısınız ama ipi kopartabilirsiniz zira hırsla çekiyorsunuz ama adabıyla usturubu ile ritim tutturarak çekin duvara bağlı omuzlarınıza bağlı olanı içinizdeki haşyet sizi duvara teslim edecektir o lastik sizi yerinizden çıkartmaz ki siz o lastikle yarışmıyor kendinizle mücadele ediyorsunuz çok mu zorladınız lastik sizi biraz tartar baktınız tartıyor mu az daha ritim verirsiniz az daha ayar verirsiniz lastiğe olmadı örgü sayılarını arttırırsınız, kur’an’da herhangi bir meselede muhkemlere bağlı kalkma kaydı ile ipleri koparmamak kaydı ile lastikleri çekebildiğiniz kadar çekin, son noktamız lastiğin çekilebileceği son noktadır sizin çekebileceğiniz son nokta değildir,

 dedik ya Müslümanlar işte onlar hidayeti arayanlardır, 

Ama hepsinden önce ne yapmak istiyoruz neden yapmak istiyoruz sorularına cevap bulmalı, karar almalı, sebepleriniz size nasıllarınızı doğuracaktır. Bir işe yaramak araçları işlerine yarar hale getirecektir, siz bir işe yarıyorsanız kur’an sizin işinize yarar, siz bir işe yaramıyorsanız siz şeytanın işine yararsınız. Ya soranların ya da tasdik edenlerin ilki olmalı, hazırsak tasdik ederiz değilsek sorarak hazır hale geliriz,

 

1 Ne mutlu o insana ki, kötülerin öğüdüyle yürümez, Günahkârların yolunda durmaz, Alaycıların arasında oturmaz.

2 Ancak zevkini RAB'bin Yasası'ndan alır Ve gece gündüz onun üzerinde derin derin düşünür.

3 Böylesi akarsu kıyılarına dikilmiş ağaca benzer, Meyvesini mevsiminde verir, Yaprağı hiç solmaz. Yaptığı her işi başarır.

4 Kötüler böyle değil, Rüzgarın savurduğu saman çöpüne benzerler.

5 Bu yüzden yargılanınca aklanamaz, Doğrular topluluğunda yer bulamaz günahkârlar.

6 Çünkü RAB doğruların yolunu gözetir, Kötülerin yolu ise ölüme götürür.

Mezmur,

Aynı gün İsa evden çıktı, gidip göl kıyısında oturdu.
2 Çevresinde büyük bir kalabalık toplandı. Bu yüzden İsa tekneye binip oturdu. Bütün kalabalık kıyıda duruyordu.
3 İsa onlara benzetmelerle birçok şey anlattı. "Bakın" dedi, "Ekincinin biri tohum ekmeye çıktı.
4 Ektiği tohumlardan kimi yol kenarına düştü. Kuşlar gelip bunları yedi.
5 Kimi, toprağı az, kayalık yerlere düştü; toprak derin olmadığından hemen filizlendi.
6 Ne var ki, güneş doğunca kavruldular, kök salamadıkları için kuruyup gittiler.
7 Kimi, dikenler arasına düştü. Dikenler büyüdü, filizleri boğdu.
8 Kimi ise iyi toprağa düştü. Bazısı yüz, bazısı altmış, bazısı da otuz kat ürün verdi.
9 Kulağı olan işitsin!"
10 Öğrencileri gelip İsa'ya, "Halka neden benzetmelerle konuşuyorsun?" diye sordular.
11 İsa şöyle yanıtladı: "Göklerin Egemenliği'nin sırlarını bilme ayrıcalığı size verildi, ama onlara verilmedi.
12 Çünkü kimde varsa, ona daha çok verilecek, bolluğa kavuşturulacak. Ama kimde yoksa, elindeki de alınacak.
13 Onlara benzetmelerle konuşmamın nedeni budur. Çünkü, 'Gördükleri halde görmezler, Duydukları halde duymaz ve anlamazlar.'
14 "Böylece Yeşaya'nın peygamberlik sözü onlar için gerçekleşmiş oldu: 'Duyacak duyacak, ama hiç anlamayacaksınız, Bakacak bakacak, ama hiç görmeyeceksiniz!
15 Çünkü bu halkın yüreği duygusuzlaştı, Kulakları ağırlaştı. Gözlerini kapadılar. Öyle ki, gözleri görmesin, Kulakları duymasın, yürekleri anlamasın Ve bana dönmesinler. Dönselerdi, onları iyileştirirdim.'
16 "Ama ne mutlu size ki, gözleriniz görüyor, kulaklarınız işitiyor!
Şimdi ekinciyle ilgili benzetmeyi siz dinleyin.
19 Kim göksel egemenlikle ilgili sözü işitir de anlamazsa, kötü olan gelir, onun yüreğine ekileni söker götürür. Yol kenarına ekilen tohum işte budur.
20 Kayalık yerlere ekilen ise işittiği sözü hemen sevinçle kabul eden, ama kök salamadığı için ancak bir süre dayanan kişidir. Böyle biri Tanrı sözünden ötürü sıkıntı ya da zulme uğrayınca hemen sendeleyip düşer.
21
22 Dikenler arasında ekilen de şudur: Sözü işitir, ama dünyasal kaygılar ve zenginliğin aldatıcılığı sözü boğar ve ürün vermesini engeller.
23 İyi toprağa ekilen tohum ise, sözü işitip anlayan birine benzer. Böylesi elbette ürün verir, kimi yüz, kimi altmış, kimi de otuz kat."
Matta 13 1/16 18/23

 

Kur’an okuduğunda, seninle ahirete inanmayanların arasına gizli bir perde çekeriz.

 

Allah'ın güzel sözü neye benzettiğini görmüyor musun? O, onu yerin derinliklerine kök salmış ve dalları göğe tırmanan yararlı bir ağaca benzetiyor.

 

 

Bir sonrasında düşünülecek ise şair ve saat misali, saate bakıyorum leylaya beş var saate bakıyorum leylayı beş geçiyor.Artık saat zamanı değil leylayı gösteriyor her randevuya geç kalıyoruz.

 

Hayat ellerimizde olanlarla vardır, dinimiz nasıllarımız ilahımız dayanaklarımızdır, mutlu olmak emirle olmaz, aynı emre binaen Müslüman olunamayacağı gibi, Müslüman ol dedik ve onlar Müslüman oldu, bu kelime iki farklı boyutu ile kullanılıyor bir dinlerden bir din olan bir de bu ismi hak edenler, ismi hak edenler hayata kağıtlarla mürekkeplerle bakmazlar, okuyup durduklarını gördüklerinde tasdik ederler, ismi kullananlar ise kağıtlarla sınırlar çizer mürekkeplerle anlam kazanmaya çalışırlar bırakın tasdik etmeyi, red bile edemezler eğer  kağıtta yazmıyorsa,

 

 

Ya soranların ya tasdik edenlerin ilki tasdik etmek için sormak sahip çıkmak için tasdik etmek, öğüt almak için akıl sahibi olmak yetmez ancak temiz akıl sahipleri öğüt, alır öğüt almak için benlik sahibi olmak yetmez sorumluluk sahibi olanlar öğüt alır, ancak Rahmandan korkanlara uyarı fayda verir, vahiy bir inceleme alanı değildir, ya tasdik edersiniz vahyi ya da yok sayarsınız,  kur’an ile olan mesafemiz sol yanımızla özümü arasındaki mesafeden ötesi değil.

 

Allah dilerse meryemi de oğlu isayı da saltı da zekatı da kuranı da tevratı da hadisi de sünneti de siler atar geriye ne kalır

 

işte o da kendimiz.

 

 

 

Taassup sahibi olan her adam müşrik, tassub sahibi olmayan her adam Müslüman, yerleşik her din şirk dinidir.

 

İman edenler Yahudiler Nasraniler sabiler, kurancılar, selefler, nurcular, particiler, hepiniz aynısınız

 

Aranızdan kim adam olursa kurtuluş onadır.

 

Adem kıssası dört tavır.

 

Allah Allahlığını yapar kafir olan iblise bile secde et der,

 

İblis iblisliğini yapar secde etmez.

 

Melekler melekliklerini yapar kodlarına uygun işi hizmete girmeyi yapar.

 

Sıra adem de

 

Bakalım adem adamlığını yapacak mı?

 

 

 

Selam ederim

__________________
"(Onu size indirdik ki) <Kitap, yalnız bizden önceki iki topluluğa indirildi, biz ise onların okumasından habersizdik (o Kitâpları okuyamıyor, dillerini anlayamıyorduk)> demeyesiniz."(En'am,156)
Yukarı dön Göster aliaksoy's Profil Diğer Mesajlarını Ara: aliaksoy Ziyaret aliaksoy's Ana Sayfa
 
asım
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 14 agustos 2008
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 1700
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı asım

güzel...rabbim size daha açık daha anlaşılır yazmayı bizede daha iyi anlamayı nasip etsin...
hepimize de adam olmayı nasip etsin...


__________________
O halde yüzünü, Allah'ı bir tanıyarak dine, Allah'ın insanları üzerine yaratmış olduğu fıtratına doğrult. Allah'ın yaratışında değişiklik bulunmaz. Dosdoğru din budur. Fakat insanların çoğu bilmezler.
Yukarı dön Göster asım's Profil Diğer Mesajlarını Ara: asım
 
malik bin nebi
Uzman Uye
Uzman Uye
Simge

Katılma Tarihi: 24 kasim 2008
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 439
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı malik bin nebi

AMİN
Yukarı dön Göster malik bin nebi's Profil Diğer Mesajlarını Ara: malik bin nebi
 
HAKgelenek
Uzman Uye
Uzman Uye
Simge

Katılma Tarihi: 05 ocak 2007
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 611
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı HAKgelenek

kuran ne işe yarar?

ilginç ve güzel başlık



__________________
Nahl.6:Bir güzellik de vardır onlarda sizin için: Sabah saldığınız sırada, akşam topladığınız sırada. Ve lekum fîhâ cemâlun hîne turîhûne ve hîne tesrehûn
Yukarı dön Göster HAKgelenek's Profil Diğer Mesajlarını Ara: HAKgelenek
 
malik bin nebi
Uzman Uye
Uzman Uye
Simge

Katılma Tarihi: 24 kasim 2008
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 439
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı malik bin nebi

:)

 

şimdi bu yazıya karşılık elçisiz kuran ne işe yara diye söyleseydin derdim ki,

yaw bilader bu konu ile ilgili farklı bir yerdede bir iki bir şey garalamıştık neden hala aynı türküyü çığırıyon anlamadım,

biz bir bok değilsek bırak elçiyi kur'an'ı Allah'ı görsen o bile bir işe yaramaz.

sen bir halta yarıyor musun yaramıyor musun mesele burda,

esma ile doğdun semadan zikir aldın, sen zaten bunlarla doğdun bu tanımlamaları yapabilecek kapasitedesin tanımlananlar dan verilenler yani semadan indirilenler, unutulanların hatırlatılması,

 

numa bizi diskoya götür der gibi elçi bizi cennete götür sloganlarını bırakalımda işimize bakalım, eğer yaradığımız bir iş varsa.

haa ayrıca talak suresinde kur'an'ın elçiliğinden bahseder.

selam ederim

amma

ilginç ve güzel bir başlık dediğin için derim ki,

 

umarım bir halta yaramışızdır

 

 

Yukarı dön Göster malik bin nebi's Profil Diğer Mesajlarını Ara: malik bin nebi
 
Guests
Guest Group
Guest Group


Katılma Tarihi: 01 ekim 2003
Gönderilenler: -259
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Guests

Sanırım Hakgelenek,Allah-Resul-Muminler-Huda denkleminin 'olmazsa olmazlığını' vurgulamak istiyor.

Selamlar..Uluyol

Yukarı dön Göster Guests's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Guests
 
malik bin nebi
Uzman Uye
Uzman Uye
Simge

Katılma Tarihi: 24 kasim 2008
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 439
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı malik bin nebi

selam

Allah resul olmadan da huda eder ve insanlara salat edeceklerini, arına düşeceklerini içine yükler

bilinen manada  resul olayı sonradan çıkan bir olay, adem ve eşi şutlandı cennetten sonra dendiki size elçilerim gelecek,

igigiler isyan etmeseydi annunnakiler onlara ceale etme işleminde yer almıcaktı :) gibi br şey 

insanlar tek ümmetti sonra ihtilafa düştüler elçiler geldi,

insanlar elçisiz bir ümmet oldu yani adem ve eşi cennette ihtiyaç olmayan hal neye ihtiyaç yok, cennet nedir ihtiyacın olmadığı an ve mekan, neden cennet hatırlatılmasına ihtiyaç yok neden zira unutulmadı ki,

elçiler aracılığı ile konuşma konuşma türünden sadece bir tanesidir,

Rabb benimle direk de konuşur perde arkasından da konuşur elçi ile de konuşur,

ben doğduğumda benlen direk konuştu yükledi içime,

sonra yetiştim perde arkasından konuştu, aldım vahyi yeryüzünden aydan geceden,

 

sonra muhammed elçi aracılığı ile konuştu,

Allah hudanı içine yüklemiş zaten üstadım, ki zaten indirilen manadaki zikirlerin elçileri de hatırlatıcılar değiller mi neyi hatırlatıyorlar, içine verileni,

ki resul mutlak bir beşer olacak değil ya Allah beşerlerden de meleklerden de elçiler seçiyor,

 

selam ederim

Yukarı dön Göster malik bin nebi's Profil Diğer Mesajlarını Ara: malik bin nebi
 
feridun_45
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 17 mart 2008
Gönderilenler: 166
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı feridun_45

selam..

 

asım kardeşimin duasına aynen katılıyorum..

rabbim diline ve eline anlaşılmayı nasip etsin:)

 

selametle kal

Yukarı dön Göster feridun_45's Profil Diğer Mesajlarını Ara: feridun_45
 
hasanoktem
Admin Group
Admin Group


Katılma Tarihi: 10 eylul 2006
Gönderilenler: 2837
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı hasanoktem

 

KUR'AN'I KERİM'İN İNDİRİLİŞ GAYESİ



__________________
Andolsun, size öyle bir kitap indirdik ki sizin bütün şeref ve şanınız ondadır. Hâlâ aklınızı kullanmayacak mısınız? ENBİYA 10
Yukarı dön Göster hasanoktem's Profil Diğer Mesajlarını Ara: hasanoktem
 

Eğer Bu Konuya Cevap Yazmak İstiyorsanız İlk Önce giriş
Eğer Kayıtlı Bir Kullanıcı Değilseniz İlk Önce Kayıt Olmalısınız

  Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazıcı Sürümü Yazıcı Sürümü

Forum Atla
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme
Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme
Sizin yetkiniz yok forumda konu silme
Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme
Sizin yetkiniz yok forumda anket açma
Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma

Powered by Web Wiz Forums version 7.92
Copyright ©2001-2004 Web Wiz Guide
hanif islam

Real-Time Stats and Visitor Reports Sitemizin Gunluk, Haftalik, aylik Ziyaretci  Detaylari Real-Time Stats and Visitor Reports

     Sayfam.de  

blog stats