Mircan Uzman Uye
Katılma Tarihi: 25 agustos 2005 Yer: Turkiye Gönderilenler: 1277
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Selam,
www.sahteresul.com dan alıntılandırdığım bu makaleyi İskendere tabi
olan arkadaşlar lütfen tekrar tekrar okusunlar.Umulur ki yanlıştan
dönülür.
AHÝR ZAMAN
MEHDÝ (!) VE ÝSA (!)sý: AHMED
KADYANÝ
AHMED HULUSÝ
21 Aralýk 1971
Ahmedbaki.com dan yorum yapýlmaksýzýn alýnmýþtýr
Dünya üzerinde, anlattýklarýmýza en büyük örnek
durumunda olan ve CÝN`lerden birisine baðlý olarak yaþamýþ bulunan
Ahmed Kadyani, bizzat kaleme aldýðý hayat hikâyesine göre, Hindistan`ýn
Kadyan kasabasýnda doðmuþtur...
Kendi anlattýðýna göre, keþif(!) yoluyla ailesinin
aslen Semerkand`lý olduðunu öðrenmiþtir... Yaratýlýþ olarak kendi
kendine kalmaya yönelik ve hassas bir yapýya sahip kiþidir.
Sýk sýk yalnýz bir köþeye çekilip benliðini tanýma
çalýþmalarý
yapmaktadýr...
Ýþte bu günlerden birinde aniden gizliden bir ses
iþtir... Bu sesi sadece o duyabilmektedir... Kendisinden baþkasý o
sýrada yanýnda olsa bile, bu sesi duyamamaktadýr...
Ýþte bu ses, babasýnýn o gün akþam ezanýndan sonra
öleceðini, bildirir...
Ahmed
Kadyani
bunu iþitince çok korkar ve çok üzülür...
Bu üzüntü ve korku sýrasýnda ses tekrar gelir:
-"ALLAH" kuluna yetmez mi?..
Ve gerçekten o gün akþamüstü babasý vefat eder...
Ahmed
Kadyani
hikâyesini anlatmaya þöyle devam etmektedir:
-"O sesi, ondan sonra çok duydum... O ses, bana pek
çok þey öðretti!.. O ses beni dünyaya tanýttý, meþhur yaptý!.. Fakir ve
ihtiyaç sahibiyken, beni hayýra harcamak üzere servete boðdu!.."
Ahmed
Kadyani`nin
bazý özelliklerinden bahsettikten sonra, CÝNlerden birisinin onu
kendisine nasýl baðladýðýný; bazý yanlýþ inançlara
yönelttiðini de, bunlar sanki hakikatmýþçasýna, bizzat kendi aðzýndan
nakletmeye çalýþacaðýz.
Kadyani`nin
kulaðýna gelen ses hakkýndaki görüþleri þöyle idi:
"Kulaðýma deðen sözlerin rahmânî olduðundan asla þüphe
etmiyorum... Çünkü, þeytan benimle alay etse, içimdeki fenalýklar dile
gelse, mutlaka farkederdim...
Bazan o sözleri uzaktan iþtiyordum, bazan da o sözler
bizzat benim aðzýmdan çýkýyor; fakat söyleyen ben olmuyorum...
O kadar ki, bazan hiç bilmediðim lisanlarda bile
konuþuyorum...
Alelâde bir ruhun veya ruhlarýn bana hulûl ettiðine
(içime girdiðine) inanmýyorum...
Bu iþ pek
baþka bir iþ!.. Fakat ne sûretle baþka?.. Baþkalýðýný seziyorum ya!..
Bu kadarý bana ve bana baðlý olanlara yeterli!..
Evet þimdi de CÝN`in sonunda iðfal ederek
saptýrdýðý Ahmed Kadyani`nin yaptýðý iþi görelim..
Sonunda birgün ortaya çýkýyor ve þöyle diyor:
"Lâ ilâhe ill"ALLAH", Muhammed Rasûlullah!.. Ben
peygamberlerin en sonu ve en büyüðü olan Muhammed`in kalbini dolduran þevki
ile Mesih ibni Meryem`im...
Muhammed`den baþka Peygamber gelmeyecek yalnýz bir kiþi onun hilatý
fâhiresine
(onun
iftihar edilecek mertebesine) bürünecektir...iþte ben, O`yum!..
Kadyanlý Ahmed, efendisi Muhammed`in hatemünnebi`liðine (son nebi)
halel gelmeden NEBÝ OLMUÞ, TANRISINDAN mukaddes bir GÖREV ALMIÞTIR!.."(!?)...
Birinci dünya savaþýndan sonra ölen, asýl ismiyle
Kadyan`lý Mirza Gülam Ahmed`den "keramet" diye
nitelendirilen bir çok hâller de ortaya çýkmýþtýr...
Binlerce kiþinin, gördükleri rüyalarla kendisine
baðlanmalarý; yanýnda kýrk gün kalan kimselerin semâvi(!) iþaret alarak
bütün inkârlarýndan sýyrýlmalarý; kötürümleri birkaç el temasýyla, hastalarý
birkaç sözle iyi etmesi onun en çok görünen ve "kerâmet" diye
nitelendirilen hallerinden bazýlarý olmaktadýr. Hatta
kendisiyle tartýþmaya giren birkaç kiþinin sonunda ölmesi,
kendisinin þöhretinin büsbütün yayýlmasýna sebep olmuþtur...
Kendisinin MEHDÝ olduðunu iddia eden; ve MEHDÝ ile
âhir zamanda yeryüzüne inecek olan ÝSA`nýn ayný þahýs olduðunu söyleyen; ve
sonuç olarak, iþte kendisinin "bu" kimse olduðunu sanan Mirza Gülam
Ahmed Kadyani, kaba görüþle her ne kadar Ýslâmiyeti yaymýþ ve geniþletmeye
çalýþmýþ ve bunda bir ölçüde de baþarýlý olmuþsa da; mesele inceden inceye
araþtýrýldýðý zaman görülür ki, ortada, CÝN`lerin önce bir kiþiyi, sonra
onun aracýlýðýyla binlerce kiþiyi kendilerine baðýmlý kýlmalarý; ve bu iþ
için de ÝSLÂMÝYETÝ KOZ olarak kullanmalarý durumu mevcuttur...
Bu gibi kimseler genellikle kendilerini zamanýn en
yüksek kiþisi olarak görürler... Hattâ dikkatle incelendiðinde, son Nebi Hz
Muhammed Aleyhisselâm’dan sonra gelmiþ, en yüksek kiþi olduklarýný
iddia ettikleri dahi tesbit edilir...
Ýslâm
topluluðuna baðlý olanlarýn bir kýsmýna göre, kýyâmetin kopmasýndan yüz veya
ikiyüz yýl önce yeryüzünde görülecek ve dünyaya Ýslâmiyetin
yayýlmasýna sebep olacak; bir çok olaðanüstü güçlere sahip bulunacak bir
dinî liderin lâkabýdýr "MEHDÝ"!..
CÝNler,
aldatýp kendilerine baðýmlý kýlarak büyüttükleri pek çok kiþiye kendisinin
beklenen "MEHDÝ" olduðunu ilham etmiþ; ve onlarýn bu saný ile
yaþayýp; çevrelerini de kandýrmalarýný saðlamýþlardýr...
Ýþte konumuzla bu yönden ilgisi dolayýsýyla "MEHDÝ
ve MEHDÝ`lik hakkýnda" kýsaca bilgi vermeyi gerekli görüyorum...
Çeþitli yerlerde ve tarihlerde bazen
ortaya çýkýp, bazen de gizlice çevrelerine "MEHDÝ" olduðunu empoze
eden
pek
çok kiþi yaþamýþtýr ve hâlen de yaþamaktadýr.. Bunlar çevrelerindeki
insanlarýn bu konulardaki bilgilerinin son derece zayýf olmasýndan da
istifade ile, insanlarý rahatlýkla kandýrabilmektedir.Öte yandan bu
kiþilerin büyük bir kýsmý da zaten farkýnda olmadan CÝNLERÝN HÜKMÜ
ALTINDA olan kiþilerdendir. Ve CÝNlerin oyununa gelerek kendilerini
"MEHDÝ" sanmaktadýrlar. Çünkü ya gördükleri CÝN kaynaklý rüyalar,
ya da aldýklarý çeþitli CÝNNÝ ilhamlar onlara kendilerini "MEHDÝ"
sandýrmaktadýr.
Geliþi müslümanlarca her an beklenen "MEHDÝ"nin
kesin geliþ tarihine dair hiç bir delil yoktur ve "DÝVAN" ehli hariç,
evliyaullah dahi bu konuda bilgisizdir..Ýslâmî takvimle zamanýn 1400
yýlýný onyedi geçeye yaklaþmasý, konuyu günümüzde daha da konuþulur hâle
getirmiþ; ve bu yüzden çeþitli yerlerde kendini "MEHDÝ" sanan
kimseler bir hayli türemiþtir!.
Günümüzde, esef vericidir ki, ilimsiz pek
çok kiþi, kendini sýrf CÝNlerin aldatýcý ilhamlarý yüzünden boþ hayâllere
kaptýrarak, "MEHDÝ" sanmakta ve çevrelerini de yanlýþ yollara sürükleyerek
topluca CÝNLERÝN EÐLENCESÝ olmaktadýrlar.
"MEHDÝ"LER(!) NÝÇÝN ÇOÐALDI?
Günümüzde "MEHDÝ"lerin sayýsýnda bir hayli büyük artýþ
gözlenmektedir. Neredeyse her þehirde bir kaç tane "MEHDÝ" olduðu hayâliyle
çevresini kandýrmakta olanlar vardýr; ve üzücüdür ki, bu saf bilgisiz
insanlar kendilerini o kiþilerin CÝNlerine kaptýrmýþlardýr bir kere!.. Artýk
tesirden kurtulmalarý çok zordur!..Bunlarýn kimisi basýn aracýlýðýyla iyice
þiþirilerek patlatýlmak isteniyor; kimisi de sessiz sedâsýz, elde kýlýç
kýyâm(!) edeceði günün hayâliyle yaþýyor!..
Neredeyse, kendisine her selâm vereni derviþi sayarak,
kendisini onbinlerin "ÞEYHÝ" kabul eden süper "MEHDÝ"lerin böylesine
çoðalmasýnýn en önde gelen sebebinin, farkýnda olmadan hükmü altýna girmiþ
olduklarý CÝNler olduðunu daha önceki sayfalarda izah etmiþtik..
Þimdi de iþin ikinci yanýndan sözedelim...
Eðer televizyonda bir yayýn arýyorsanýz, þöyle bir
durumla karþýlaþýrsýnýz:
Önce, o aradýðýnýz yayýnýn parazitli, çarpýk-çurpuk,
görüntüsü net olmayan dalgalarý ekranýnýzý kaplar!.. Sonra seçilemeyen
dalgalarý ekranýnýzý kaplar!.. Sonra, biraz daha yayýna yaklaþýrsýnýz,
çarpýklýklar kaybolur ve karlý bozuk görüntüler ekranda yer alýr... Ve
nihâyet biraz ötede net orijinal yayýnýn görüntüsü ile karþý karþýya
kalýrsýnýz!..
Daha önce de anlattýðýmýz gibi, dünyada oluþan, tüm
olup bitenler çeþitli kozmik dalgalarýn etkisiyle, aþama aþama meydana
gelir... Sýfýrdan baþlar en yükseðe kadar çýkar, zirveyi bulur; tekrar iniþe
geçer ve sýfýr olur!.. Sistemin kesin ve þaþmaz düzenidir bu!..
Her þey dünyada belirli sikluslar hâlinde oluþur;
belirli devirlerde belirli akýmlar ve eðilimler günümüz tâbiriyle "MODA"
olur!...
Bize belki 20 yýldýr, çeþitli çevrelerden o yýl "MEHDÝ"nin
çýkacaðý söylenirken cevabýmýz hep "Hayýr" oldu!. Ve de ilahi lütuftur ki
mahcup olmadýk!...
Öyle iken, niçin günümüzde daha "Âmentü"nün
getirdiklerini ve sonuçlarýný idrâk edemeyen; hayâlî
tanrý ve din anlayýþý içinde olan kiþiler kendilerini "MEHDÝ"
zannediyorlardý!..
Bu durumun iki ana sebebi vardý:
Birincisi, farkýnda olmadan CÝNlerin hükmü altýna
girerek ihtiyatsýz bir þekilde olaya kendilerini kaptýrmalarý ve bu konuda
ilmi olmayan kiþileri de böylece peþlerinden sürüklemeleri...
Ýkincisi de, orijinalinden önce gelmeye baþlayan
parazitli yan dalgalar!..
"MEHDÝ"lik anlamýný ve duygusunu taþýyan yan dalgalar
dünya üzerine ulaþmaya baþlamýþtýr...
Kezâ "MESÝH"iyet dalgalarý da öyle!..
Bu sebeple önümüzdeki yýllarda çeþitli þekillerde
kendilerini "MEHDÝ" ve "ÝSA" olarak kabul edip çevresindekilere yol
göstermek isteyen daha bir çok insan türeyecektir!..
CÝNLERÝN, DEÐÝÞÝK NAMLARLA ÝNSANI YÖNLENDÝRMELERÝ
(Ýslâmî yoldan)
Bu tip aldatmalar genelde bir kiþinin uyutulmasý (transa geçirilmesi)
sonunda o CÝNnin;
-Ben Mevlana`nýn ruhuyum!!!..
-Ben .......... babayým!!!..
Þeklinde kendisini tanýtarak orada bulunan kiþilerle baðlantýya geçmesi
sonunda; veya kalemle yazý yazarken kalemin kendi kendine yazmaya baþlamasý
ve böylece o CÝNnin kendisini;
-Ben filanca kiþiyim!!!..
Diye tanýtmaya baþlamasýyla;
Veya, gene CÝNnin filanca evliyadan olan kiþÝnin þekline bürünerek o
kiþinin gözüne görünmesiyle gerçekleþmektedir...
Bunlardan baþka, tesadüf etmediðimiz þekillerde de olmasý mümkündür...
Bizim bugüne kadar tesbitini yaptýklarýmýz, bu sahada daha fazla yukarýda
anlattýðýmýz üç þekildedir...
Meselâ gelen þahýs;
-"Ben Mevlâna`yým!." der...
Sonra da orada bulunanlara tabiri uygunsa okkalý bir selam verir... Ve
sonra da aðýr bir lisanla konuþmaya baþlar...
Gerçekten, incelendiði zaman görülür ki, o uyutulan kiþinin kapasitesi
dýþýnda bir konuþma þekli ve bilgiler ortaya çýkmaktadýr...
Ýþte bu durumda, CÝNlerin varlýðýný akla bile getirmeyen o kiþiler otomatik
olarak, kendilerine hitâbedenin "MEVLÂNA", veya "........Baba" olduðuna
inanýrlar...
Bilhassa günümüz insanlarýnýn dini konulardan, ruh, CÝN gibi varlýklar
hakkýndaki bilgilerden uzak olmasý yanýsýra; üstelik buna bir de insanýn
yapýsýndaki gizliye olan ilginin çekiciliði eklenirse, bu konuþan varlýða
inanmanýn ne kadar kolay olduðu ortaya çýkar...
Düþünün ki, karþýnýzdaki bir kiþi uyutuluyor ve sonra da konuþmaya
baþlýyor, karþýnýzdaki yakýndan tanýdýðýnýz kiþi ile uzak yakýn hiç ilgisi
olmadýk þekilde!... Üstelik bir de sizin geçmiþte yaptýðýnýz birtakým
iþlerden, veya o gün oraya gelmeden yaptýðýnýz ve sadece sizin bildiðiniz
þeylerden bahsediyorsa!...
Ýþte böylece, yavaþ yavaþ o uyutulan kimsenin aðzýndan konuþmaya baþlayan
ve filanca velinin ruhu olduðunu bildiren CÝNÝN etrafýna birçok insan
toplanmaya baþlar...
Bu durum sonunda, o kiþinin çevresine toplananlarýn yapýlarý incelendiði
zaman, hemen hepsinde ortak bir özellik
görülür;
Pek çoðu son derece iyi niyetli, samimi dine
saygýlý, dinin bir çok þartlarýný yerine getirememekten üzüntülü, bir
kurtuluþ yolu arayan; ancak bütün bunlara karþýlýk, dini bilgileri son
derece zayýf kiþilerdir bunlar...
Ýþte böylece ben filanca babayým, veya "MEVLÂNA"nýn ruhuyum diye kendini
onlara tanýtan CÝN, bunlarýn ortak yönlerini istismar etmiþ; sonunda büyük
bir kalabalýðý çevresine toplamýþ olur...
Bu arada yavaþ yavaþ çevresine toplananlarýn rüyalarýna girer; onlarýn bazý
gizli hallerini onlarý üzmeyecek þekilde açýklar; ve böylece onlarýn bu
ortak yönlerini istismar ederek onlarý iyice kendisine baðlar...
Daha sonra, zamanýn þartlarý dolayýsýyla bir müceddid gelemiyeceðini, bu
sebeple insanlarýn artýk sadece bu kanallarla uyarýlacaðýný onlara anlatýp;
onlarý bazý þeyler yapmaya sevkeder...
Namaz kýlmalarýný; sadaka vermelerini; Ramazanda
oruç tutmalarýný; iyilik yapmalarýný; kötülüklerden kaçýnmalarýný;
baþkalarýný kendilerinden fazla düþünmelerini telkin ederek, insanlýk
duygularýný harekete geçirerek kendisine baðlar... Bu birinci aþamadýr!...
Ýkinci aþamada ise, esas þeytanlýðýný ortaya koymaða baþlar...iþte bu
aþamada, ancak dini çok iyi bilen kimselerin tesbit edebileceði bir takým
inanç bozukluklarýný onlara empoze etmeye baþlar... Ki esas oyun da iþte
burada baþlar...
Bazýlarýný "Vahdeti Vücûd" görüþüne sokar!... Ancak bu isim altýnda
anlatýlan gerçekte "vahdeti vücûd" anlayýþý olmayýp, "PANTEÝST" görüþtür;
"Vahdeti Vücûd" asla deðildir!... Ki böylelikle onlarý, kendilerinin "ALLAH"
olduðuna inandýrmaya çalýþýr...
Ya da reenkarnasyon, yani yeniden bir bedene girerek dünyaya gelineceðini
ileri sürerek; Mevlâna`nýn bazý tasavvufî sözlerini örnek getirmeye
çalýþýr...
Böylece onlarý yanlýþ itikadlara saptýrmaya baþlar...
Nitekim onlarýn bu durumlarýný yakýndan takip eden dinî bilgilere sahip
olan bir kiþi onlarýn Ýslâm`a uymayan yanlarýný teker teker tesbit
edebilir...
Kalemle aldatma ise, yukarýda anlattýðýmýzdan daha basit bir yoldur...
Bu yolda kiþ kendisiyle temasta olaný kesinlikle görmez...
Kalemi yazý yazar gibi kaðýt üzerinde tutarken, kalem kendiliðinden yazmaya
baþlar...
Önce kendine bir isim takarak meselâ:
-Ben Mevlâna Celâleddin-i Rumi`yim!.. Ey bahtiyar kiþi, ey "ALLAH" yolunun
yolcusu, seni selâmlarým!..
Diye yazdýrýr... Yazan hayretler içinde kalmýþtýr. Ve devam eder...
Artýk kalem kendiliðinden yazmaya alýþmýþtýr!..
Onu yüksek bir kiþi, zamanýn en ileri gelen velilerinden biri olduðunu
söyler ve ona evliya olduðuna dair birçok inandýrýcý deliller vermeye
çalýþýr...
Aklýndan geçen sorularýn cevaplarýný kaðýt üzerinde yazmaya devam eder....
Bu çeþit kiþi önceleri kalemin ne yazacaðýný bilmese de, ileride dikkat
etmeye baþladýðý zaman, yazmadan önce o harfin veya kelimenin hatta daha
sonralarý da bir kaç kelimelik cümlelerin yazmadan önce kafasýna geldiðini
tesbit eder...
Bundan sonra, filanca lakaplý CÝN ona þiirler, kitaplar yazdýrýr; çeþitli
kiþlerin geçmiþteki yaptýklarýný anlatmaya baþlar... Bu arada, onun itmadýný
kazanmak gayesiyle bazý geleceðe ait kehânetlerde bulunur...
Bu konuda bir örnek verelim:
Bundan 1-2 yýl önce Ankara`da bir grubun yaptýðý toplantýlara kendini;
-Beþir-il Kirami isimli melek!!!..
Diye tanýtarak gelen CÝN, geleceðe ait bazý kehanetlerde bulunmuþ ve
özetle;
-yaklaþýk 1974-75 yýllarý civarýnda üçüncü dünya savaþýnýn çýkacaðýný; bu
arada israil`in Araplarý büyük bir yenilgiye uðratarak Türkiye sýnýrlarýna
kadar geniþleyeceðini; Türkiye`nin üçüncü dünya savaþýnda pek az bir kayýpla
kurtulacaðýný, 1980 yýlý civarýnda da MEHDÝ`nin Türkiye`den çýkacaðýný
söylemiþtir; Ki bu iddiaya göre de, "MEHDÝ" diye beklenen kiþi meleðin(!)
aðzýndan konuþtuðu, yaþý 50`yi bulmuþ ve hiç bir özelliði olmayan kiþ
olacaktýr...
Demiþtik ki, CÝNler bir de velilerin þekillerine bürünerek, bir kiþiye
görünüp onu bu görüntüleriyle aldatýp kendilerine baðlarlar...
Gene bu çeþit aldattýklarý kiþiler de, genellikle dinî bilgilerden yaklaþýk
olarak tamamen denecek kadar uzaktýr.
Böyle bir görüntüyle birdenbire karþýlaþan kimse, önce adeta bir þok
geçirir... Sarýklý, cüppeli, yani eski kýyafetli olarak karþýsýnda gördüðü
bu kiþiye inanmamak onun elinde deðildir artýk... Ve inanýr!..
Artýk ne söylerse onu yapmaya baþlar... Ondan duyduðu birçok þeylerle
çevresine bir hayli insan toplar... Ancak onun bu gördüðünü çevredekiler
göremezler... O ne anlatýrsa ona inanmak zorundadýrlar... Fakat bir süre
sonra, o çevresinde toplandýklarý kiþinin gördüðü þahsý, bazýlarý
rüyalarýnda görmeye baþlarlar...
Hattâ o kiþi bazan çevresindekilerden kendisine tamamýyla baðlanmýþ
olanlara bu zâtý (!) gösterebilir de!.. Böylece artýk kendisine son derece
baðlý bir topluluk meydana getirmiþ olurlar...
Bu arada o kiþi, kendisine deðiþik kýyafetlerle görünen ayný CÝNni deðiþik
kiþiler sanarak, kendisinin, baþka evliyalarla bile görüþecek seviyeye
geldiðini zannetmeye baþlar... Bazen de o CÝN yanýna arkadaþlarýný alýp
onlarý çeþitli din büyükleri görünümünde göstererek o zavallý insanlarý
iyice kandýrýp kendine baðlar..
Nitekim bazý kuvvetli CÝNne kapýlmýþ kiþilerin çevresindekilere, ayný anda
bir kaç eski evliyanýn kýyafetine girmiþ CÝNni gösterebildiði; sanki o kadar
büyük bir kiþiymiþ de, eskiden yaþamýþ evliyalar onu ziyarete gelmiþ
havasýný verebildikleri tesbit edilebilir...
Hatta bu konuda öyle durumlar meydana gelmektedir ki, bu kiþi kendisinin
CÝNler tarafýndan aldatýldýðýný bilmediði; ve kendisini CÝNnin yaptýðý fikir
aþýlamalarý sonunda çok büyük bir insan olarak gördüðü için, o anda
çevresindekilere ne kadar büyük evliya olduðunu göstermek gayesiyle bir kaç
evliyanýn huzuruna (!) girmesi için müsaade eder!!!.. Nitekim o anda
bulunulan yerin kapýsý açýlýr ve içeriye eski kýyafetler içinde 2 veya 3
hattâ 4 büyük ve meþhur evliya sûretinde CÝNler içeri girer...
Böyle bir olayýn meydana geliþinde zaten büyük bir heyecana kapýlmýþ olan
orada bulunan kiþiler artýk asla farkedemezler bu gelenlerin CÝN mi, yoksa
hakikaten eskiden yaþamýþ bir veli mi olduklarýný!... Bu olay þoke etmiþtir
onlarý!...
Artýk bu olayý kendilerine gösteren kiþiye, âdeta bir tanrýymýþçasýna
baðlanýrlar...
Ancak, bunlardan hangi biriyle görüþülürse görüþülsün, hepsinin ortak
özellikleri, daha önce de anlattýðýmýz gibi, "CÝNleri inkâr etmek"
olacaktýr..
Þimdi de gelelim, CÝNlerin insanlarý hümanist (insancýl) gayelere sevkeder
þeklinde "spiritizmacýlýk" adý altýnda aldatýp, kendilerine tâbi kýlma
þekline...
CÝNLERÝN, SPÝRÝTÝZMA
MASALIYLA ÝNSANLARI YÖNETMELERÝ
Ýslâmî gayeler ötesinde, bu dine baðlý
olmayanlar ile, Ýslâmiyetle ilgisi nüfus kaðýdýný geçmeyenleri kendi
yönetimlerine almak isteyen CÝNLER, hümanist fikirleri yem olarak
kullanmaktadýrlar...
Bunlar olgun insan, kamil insan olmak
için çeþitli þartlar ileri sürmekte ve insanlarý böylesine mükemmel bir
yaratýk olmaya davet etmektedirler...
Bu þekilde insanlarý çevresine toplayan
CÝNlerin ortaya saçtýklarý bol hümanist (!) yani insacýl fikirler
olmaktadýr...
Bu tip
görüþmeler de, gene özellikle bir kiþinin uyutulmasý, yâni
bir ruhla baðlantýlý olarak transa geçirilmesi þeklinde olmaktadýr...
Bir odaya üç-dört veya beþ- altý-yedi
kiþi toplanýlýr, ýþýklar kýsýlýr ve düþük voltajlý kýrmýzý veya mavi renkli
bir ampul yakýlýr...
Sonra yavaþ yavaþ yapýlan telkinlerle
medyum yapýlý bir kiþinin uyutulmasýna çalýþýlýr...
Bu yapýlan iþlem gerçekte, o kiþinin
tamamýyla uyutularak "Ýnsan"ýn bilincinin "beden" üzerindeki etkisinin
ortadan kalkmasý içindir...
Bundan sonra uyutlan kiþi sözde anlatmaya
baþlar:
-Yavaþ yavaþ yükseliyorum... Bulutlarý
geçiyorum... Karþýmda þunlarý görmeye baþladým...
Ve derken o gördükleriyle konuþmaya
baþlar...
Ve görülenler ardýndan söz alýrlar...
Böylece filancanýn veya falancanýn
RUHUYLA (!) görüþme baþlamýþ olur...
Halbuki bütün bunlar, onlarla temas
hâlinde bulunan CÝN`in oradakileri uyutmak, kandýrmak gayesiyle sahneye
koyduðu bir oyundan baþka hiç bir þey deðildir... Uyuyan kiþi, diðer bir
deyiþle transa geçirilen kiþi oradan bir milim bile öteye gitmemiþtir
uyumasýndan itibaren...
Ortada dönen oyunun içyüzü þudur:
Kiþinin uyumasýndan, yani
"Ýnsan"ýn
bilincinin "beyin" "ve dolayýsýyla "beden" üzerindeki
tasarrufunun kalkmasýndan sonra, o uyutulan kiþinin frekansýna en yakýn
yapýdaki "CÝN", onunla iletiþime geçmiþtir...
Önce bu CÝN bir adaptör, bir radyo görevi
gören o kiþinin beynine sinyaller göndermeye baþlamýþ; ve beyindeki konuþma
merkezine de etki ederek, o kiþinin aðzýndan deðiþik bir þekilde orada
bulunanlara hitaba giriþmiþtir...
Ancak orada bulunan kiþiler,
göremedikleri için CÝNnin þuraya gidiyorum, þununla görüþüyorum þeklinde
uyutulana atfen sözlerini hakikat sanmýþlardýr...
Gerçekte ne gelen vardýr, ne de giden!..
Sadece, ortada uyutulmuþ ve dolayýsýyla
da bilincinin iradî tasarrufu ortadan kalkmýþmýþ bir insan ile; onun
beyninden istifade edip; orada toplananlara hitabedip onlarý kandýran bir
CÝN vardýr...
Artýk bu iþ gerçekleþtikten sonra oyunun
gücü, etkisi, hep CÝNnin kapasitesine baðlýdýr...
Eðer bu CÝN, CÝNlerin ileri
gelenlerinden, zekilerinden birisi ise, orada bulunanlarý rahatlýkla etkisi
altýna alýr; ve hatta onlara istediklerinin hepsini yaptýrabilir...
Çünkü, ortada kendilerine hitâbeden,
onlarýn bazý sýrlarýný açýklayan fakat görünmeyen bir varlýk vardýr!... Buna
inanmamak ise, bu olaya þahid olanlara göre, tek kelimeyle aptallýk veya
budalalýktýr, çünkü konunun içyüzünden haberleri yoktur...
Gerek Türkiye`de ve gerekse dünyanýn çeþitli yerlerinde, insanlarý
hümanist gayeler perdesi arkasýnda aldatýp çevresine toplayan CÝNler; ya
kendilerini ya da o gruplarýn önde gelen isimlerinden birisini,
çevresindekilere bir "modern PEYGAMBER" edâsýyla takdim etmekte;
O`nun her dilediðinin kesinlikle yapýlmasýný istemekte; ve o grubun
Türkiye`nin öncü veya önderleri olacaðýný öne sürmektedirler... Ki bu da
yukarýda verdiðimiz "MEHDÝ "
akîdesinin deðiþik bir þekilde ortaya çýkýþýdýr...
Hattâ, tesbitlerimize göre,
bugün dünya üzerinde bu gruplara katýlmýþ olanlardan öyle kiþiler vardýr ki,
Hasan Sabah`ýn esrarkeþ derviþ(!)leri gibi kendilerine verilen emirlere
gözünü bile kýrpmadan adam öldürecek yapýya girmiþlerdir...
Halbuki bu gruplarý dikkatle
inceleyen; konuþmalarý, verilen bilgileri mantýk süzgecinden geçiren bir
kiþi, çok sayýda çeliþkili ve yanlýþ bilgilere rastlayabilir...
Gerek ilmi ve gerekse gayba ait
konularda sorulan suallerin cevaplarý genellikle palavradýr ve nazarý
dikkate alýnmaktan uzaktýr...
Geleceðe dönük sorulan suallere
ise daima kaypak, muðlak, geniþ zaman ölçülerini içine alan, kesin
rakamlardan çok öte bir durumdadýr...
En büyük adam kandýrma usülleri,
aralarýna katýlanlarýn o günlerde yaptýðý bir takým gizli iþleri ifþa etmek
ve onu bu þekilde teþhir etmektir...
Bu gruplara katýlanlarýn
durumlarý ve bilgileri yakýndan incelenirse, her biri de dini bilgilerden
hele RUH, CÝN hakkýndaki bilgilerden tamamýyla uzaktýr; ve bunlarý inkâr
edici bir yapýya sahiptirler... Ve bu yüzden de göremedikleri bir takým
yaratýklara âdeta kurban olmuþlardýr...
Burada anti parantez ilâve
edelim ki, bu gruplarýn pek çoðunun temasta olduklarý CÝNLER, BU KÝTABIN
YAYINLANMASINDAN SONRA DERHAL BÝRER TEBLÝÐ ÇIKARTARAK, BU KÝTABIN KENDÝ
ÝNANANLARINCA OKUNMASINI YASAKLAMIÞLARDIR!...
Çünkü, bu kitabý okuyanlar, hiç
þüphesiz ki onlarýn içyüzünü görecek; tam deyimiyle onlarýn ne mal(!)
olduðunu anlayacaklardýr...
Nitekim bu gibi gruplara baðlý
olanlardan "ALLAH"a inandýðýný söyleyenlerin bazýlarýnýn yaptýklarý
ibadetler incelendiðinde bu durumlarý çok açýk bir þekilde ortaya çýkar...
Meselâ bunlardan bir kýsmý namaz
(!) kýlarlar... Günde üç veya bir defa!.. Ve de AYAKTA!.. Yani, RÜKÛSUZ
SECDESÝZ!.. Bazýlarý da sadece secde ile!..
Sadaka verirler!!!.. Ve bu
verdikleri sadaka karþýlýðýnda da bütün günahlarý affolunur... Elbette o
kendilerini yöneten büyük RUH(!) tarafýndan!.. Sonra bir yandan günah
iþlerler, suç iþlerler, diðer yandan da sadaka daðýtarak bu günahlarýndan,
suçlarýndan beraat ederler!!!..
Kýsacasý, o grubu yöneten CÝN,
hangi dine yakýnlýk duyuyorsa; veya o gruba gelenler çoðunlukla hangi dine
yakýn veya yatkýn ise, orada genellikle o dine yakýn hükümler geçerlidir ve
o dine yakýn kurallarla hüküm verilir...
Üstelik bu gruplardan öyleleri
de vardýr ki, hastalarý iyi etmek gayesiyle bir kýsým halktan yüzmilyonlarca
para alýrlar... Çeþitli sebeplerden dolayý içlerinde iyi olan bir kaç hasta
varsa da, bunun oraný % 2-3`ü geçmez.
Ve bu yolda binlerle
iyi niyetli, temiz, saf, Hakký ve Hakikatý arayan insan kandýrýlýp,
tavlanmýþ ve saptýrýlmýþ olur...
|