Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.
Yunus Suresi 105
Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.
Enam Suresi 79
İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.
Ali İmran Suresi 67
Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.
Nahl Suresi 123
De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.
Ali İmran Suresi 95
Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.
SORU:
Hocam sizin Kur’an mealinizi okurken gözüme bir şey takıldı. Bizleri
aydınlatırsanız memnun oluruz. Bakara 230: “Erkek yine boşarsa, artık
bundan sonra kadın, başka bir kocaya varmadan kendisine helâl olmaz.”
Bakara 232:
“Kadınları boşadığınız zaman bekleme sürelerini bitirdiler mi, kendi
aralarında güzelce anlaştıkları takdirde, (eski) kocalarıyla
evlenmelerine engel olmayın.”
Sevgili hocam, Bakara 230 ile
Bakara 232 âyetin arasındaki fark nedir? Karı koca 3 ay sonra tamamen
ayrıldıktan sonra yeniden birleşmek istedikleri zaman Bakara 230
ayetini mi, yoksa bakara 232 ayetini mi dikkate alsınlar? (Ali)
Okurum
Elif Hanım da kocasının, kendisini üç talak ile boşadığını, aradan iki
yıl geçtikten sonra tekrar kendisiyle nikâh kıyıp evlenmek istediğini,
ancak bir hocanın, “Kadın başka biriyle evlenmedikçe o boşayana helâl
olmaz” dediğini belirtiyor ve “Acaba hocanın dediği doğru mu? Yoksa
geri bana dönebilir mi?” diye soruyor.
CEVAP: Kardeşim
âyetleri dikkatle okursanız üçüncü boşamadan sonra kadın başka biriyle
evlenmeden eski kocasına helâl olmaz diyen 230’ncu âyetin amacı, kadını
özgürlüğe kavuşturmaktır. Bu âyetlerin ruhunu anlayabilmek için
Kur’ân’ın inmeğe başladığı sırada toplumda kadın aleyhindeki uygulamayı
iyi bilmek gerekir. Araplar karılarını boşar, iddet (zorunlu bekleme
süresi) sonunda tekrar ona döner, yine boşar, yine iddet sonunda
dönerler. Böylece yıllarca kadını sürüncemede bırakırlardı. Ne onu
serbest bırakırlardı, ne de ona kocalık yaparlardı. Amaçları kadına
işkence etmek, onu baskı altında tutmaktı. İşte Kur’ân, kadını,
erkeklerin bu kötü niyetinden kurtarmak için erkeğe ancak iki boşamadan
sonra dönme hakkı verdi. Üçüncü boşamadan sonra kadına özgürlük tanıdı.
Ama üçüncü boşamadan sonra kadın kendi isteğiyle yine eski kocasıyla
birleşmek istediği takdirde 232’nci âyet kadının velilerine, yani
ailesine onun bu isteğine engel olmamalarını emretmektedir. Çünkü bu
durumda kadın, kocasının baskısıyla değil, kendi rızasıyla onunla
beraber yaşamak istemektedir. Muvaktat kocaya “emanet teke” diyen Hz.
Ömer, böyle bir uygulamaya gideni şiddetle cezalandıracağını
söylemiştir. Kadın gönülden razı olur, erkek de yeni evleniyormuş gibi
karısına yeni mehr ödeyip nikâh kıyarsa onunla tekrar birleşebilir.
Önemli olan, kadının, hür iradesiyle hareket etmesidir.
__________________ O halde yüzünü, Allah'ı bir tanıyarak dine, Allah'ın insanları üzerine yaratmış olduğu fıtratına doğrult. Allah'ın yaratışında değişiklik bulunmaz. Dosdoğru din budur. Fakat insanların çoğu bilmezler.
süleyman hocanın bu soruya olan cevabına bayıldım...
allah kendisinden razı olsun...
__________________ O halde yüzünü, Allah'ı bir tanıyarak dine, Allah'ın insanları üzerine yaratmış olduğu fıtratına doğrult. Allah'ın yaratışında değişiklik bulunmaz. Dosdoğru din budur. Fakat insanların çoğu bilmezler.
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme Sizin yetkiniz yok forumda konu silme Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme Sizin yetkiniz yok forumda anket açma Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma