Yazanlarda |
|
Guests Guest Group
Katılma Tarihi: 01 ekim 2003 Gönderilenler: -259
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Siyah yazılar Sasha'ya, pembe cevaplar bana ait.
Selam sevgili haktansapmaz, Son bolume degin, hepsini anladim aciklamalarinizin. Salt anlayamadigim surasi(belki de ben denklemi yanlis kuruyorum);
Simdi kafiri de yaratan, inanani da yaratan Allah. Savasmayi gerekli kilan da Allah(belirli gerekcelerle) Savasmak insan ustune yazili yani.. Ama bu savaslarda hep kafirler olmus olamaz. Musrik veya inananlarda oldu. Bu cümlenizi anlayamadım. Ancak; Mesela Turkler'in de bir kismi kilictan gecerek islamiyeti kabul etti ve Samanizm'den dondu. Osmanli fethettigi topraklarda kimsenin dinine karismadi.(saptirilmis tahrif edilmis haliyle bile) Bunlar yakin tarih ornekleri.. Oysa baska bir ayet, "zorlama yoktur" Zorlamayiniz, diyor. Bu durumda kafir veya musrigin (Kuran doneminde) oldurulmesi ve bu yolda savasanlarin da odullendirilmesi(bir sekilde), bu bir nevi zorlama olmuyor mu sizce? Tamam onlar kendi elleriyle olumsuzu secmisler bunu anladim.Dolayisiyla saldirmalari da inkar yonunde olacak dogal olarak.. Ama buna ragmen, secimlerinden dolayi oldurulmus olmalari, zorlamaya tekabul etmez mi? Cunku ustumuze savasi yazan Allah. Zira dunyanin her yaninda inanmayan olsa bile, bu inanan kisinin inanma eylemine engel degil ki????(gunumuzde dahi)
Kuran vahyi döneminde inananların kafirlere, müşriklere, Kitap Ehline vs’ye durup dururken, karşı tarafın bir baskısı, saldırısı, aleyhlerine düşmanlarıyla iş birlikleri olmadan, sırf inançlarından dolayı savaş açtıklarını ben şahsen Kuran’da göremiyorum. Yapılan savaşların hemen hepsi, kendilerini yurtlarından, evlerinden, çıkaran, gittikleri Medine’de de rahat bırakmayan Mekkeli müşriklerle yapılmıştır. Medine’deki Ehli Kitap Yahudileriyle barış içinde geçinip dururken Yahudilere, düşmanlarına destek vermedikleri sürece dokunmamışlar. Ne zaman Yahudiler İnananların düşmanı müşriklerin yanında yer aldılar, hainliklerinin karşılığı olarak o zaman üzerlerine yürüdüler. Münafıklar da inananların düşmanı müşrikler ve Yahudilerle iş birliği yapınca inananların hedefi oldular. Kafam bu ayetlerde karisiyor acikcasi.. Cunku Bakara/251'de Allah'in izniyle insanlar saviliyor. Keza Hac/40'da da savilmasaydi Allah adi anilan yerler yerle bir olurdu diyor. O asirdan, bu asira hala Allah inanci var oysa, ta en basinda da vardi (ezel-ebed) ozelligi geregi.. Simdi Hac 40 mesela referans alsak, Allah'in varligi ve ezel-ebed ozelligi mescit, cami, tapinak,havra kilise vs. olusuna mi bagli diyecegiz,idame bakimindan? Bunlar yerle bir olursa Allah'ta (hasa!) yok olur diye mi dusunmemiz gerekiyor? Bu cok anlamsiz bence ve dogru degil.. O zaman mescide gidecek insan da olmassa, Allah varligi cokecek mi?
Şayet Allah İnananların, İnançları nedeniyle kendilerine hayat hakkı tanımayan saldırgan kâfirlerle savaşmalarına izin vermezse yeryüzünde içinde Allah’a gereği gibi inanan, kalbi imanla dolu, mamur bir kalp sahibi kalmayacak. Bu ayetlerden benim anladığım bu. Yoksa camiler, cem evleri, kiliseler, havralar, manastırlar ve diğerleri tarih boyunca hep yapılmış, yaptırılmış, yıkılmış, yıktırılmışlar. Kaldı ki bu mabetleri hep samimi Allah müminleri yapmamış, yapmıyor. Bu mabetleri ekseriyeti kâfir, müşrik, münafık diyebileceğimiz kimseler de yapmış, yapıyor. Allah bu mabetlerin korunması derdine düşmüş olamaz. Bir yeryüzü, hatta bütün evren Allah için bir mescittir. Hic sanmiyorum. Veya meal de mi ceviri hatasi var???? Cunku bana gore sacma olan tarafi, inanan sadece mescit ve havrada kilise de anmaz ki Allah'i ? Her yerde anar. Allah bununla sinirli degil ki???? Doğrusu budur. Diyanet cevirilerine de baktim bu sekilde anlam.. Sizin fikriniz nedir? Benim fikrim yukarda açıkladığım gibi. Ya da ben yanlis mi dusunuyorum? Doğru düşünüyorsunuz.
|
Yukarı dön |
|
|
hasakcay Uzman Uye
Katılma Tarihi: 22 ocak 2008 Gönderilenler: 1236
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Trabzon'da Sümele manastırı
İstanbul-Kadıköy'de Surp Takavor kilisesi
-
İstanbul-Beyoğlu'nda Neve Shalom havrası ve Rum ortadoks kilisesi
Medine'de Mescid-i Nebi
Mescid-i Nebi'nin ilk hali. Mescide bitişik evler peygamber eşlerine ait.
Bu ara Hac 40'daki mealin anlamina kafami yoruyorum sevgili hasakcay.. Dusuncelerinizi paylasirsaniz sevinirim.
Merhaba sasha kardeşim. Bunu NAMAZIM başlıklı bölümde yazdınız ama orası müzakereye kapanmış. Onun için burada ele alıyorum.
Y N Öztürk çevirisi:
Onlar sırf, "Rabbimiz Allah'tır" dedikleri için yurtlarından çıkarıldılar. Eğer Allah'ın, insanların bir kısmını bir kısmıyla defetmesi olmasaydı, içlerinde Allah'ın adı çokça anılan manastırlar, kiliseler, havralar ve mescitler her halde yerle bir edilirdi. Allah, kendisine yardım edene elbette yardım eder. Allah elbette Kavî, Azîz'dir.
Savilma eylemine iliskin, mescit ve havra ile esitlenmis Allah'in varligi gibi bir anlam cikiyor okuyup dusununce..
Allah bir kısım erdemli insana ayette listelenen yalnızca dört ibadet alanına uzanan elleri savdırıyor: (1)manastırlar, (2)kiliseler, (3)havralar, (4)mescidler. Listede örneğin budist tapınakları, alevî cemevleri yok; onlar ilahî koruma altında değil.
Eğer bunu demek istiyorsanız şuna dikkat etmemiz gerekiyor:
Savmak işini bizzat Allah değil insanların bir kısmı yapacak. Ayette bu, açıkça ortaya konmuş: Eğer Allah'ın, insanların bir kısmını bir kısmıyla defetmesi olmasaydı...
İbadet alanlarını yıkmaya uzanan elleri insanların bir kısmı savacak. Ve onlar ibadet alanlarının ayette örneklenen yalnızca dört yerden ibaret olmadığını bilecek.
Kuran'ın üslubu bu. Amaç ötekileştirmek değil listelerdeki elemanların arka arkaya gelmesinden doğan ses güzelliğidir. Bkz 24:31, 24:61, 33:55...
Örneğin, 24:31... Ziynetlerin yalnızca o ayette listelenen kişilere açılabileceği, başkalarına yasak edildiği öne sürülemez.
Bakın, amcalar ve dayılar o listede yok. Ziynetler erkek hizmetçilere açılıp dururken amcalara ve dayılara haram kılınmış olabilir mi?
Hac 40'ta Allah insanların bir kısmını ötekilerden ERDEMLİ sayıyor. Öyleler ki ibadet yerlerini savunurlar yani Allah'ın bu nitelemesini hak ediyorlar. Öteki ibadet alanlarını da savunmaları gerektiğini bilecek yetiye sahipler.
Benim anladığım bu. Listenin ucu açık yani devamı var:
Tibet'te budist manastırı
İstanbul-Kartal'da cemevi (eski)
Kartal cemevinin yeni hali
Ayette vurgulanan inanç ve ibadet özgürlüğüdür. "Manastır, kilise, havra ve mescid"den kasıt odur. İnanç ve ibadet özgürlüğü ibadet alanları sayılarak ayakta tutulabilir; aşağılanarak değil.
Kastedilenin insanın kalbi olduğu ise Abdurrahman hocamızın yorumu. Hocamız özgürdür, İstediği yorumu yapabilir. Ama kendi yorumunun Allah'ın gerçeği olduğunu öne süremez. Aslolan kelimenin lafzî anlamıdır. Dolayısıyla MESCİD mecazen kalb değil, lafzen içinde Allah'a secde edilen "yer"dir.
Sevgi ile
Hasan Akçay
__________________ hasanakcay.net
allahindini.net
|
Yukarı dön |
|
|
sasha Uzman Uye
Katılma Tarihi: 27 kasim 2009 Gönderilenler: 368
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Selam sevgili haktansapmaz ve sevgili hasakcay,
Bu bolumu acmissiniz sevindim ve cevaplariniz icin cok tesekkur ederim.
Ama gene sorularim var, eger sizi daraltmayacaksam..
sevgili hasakcay, bu mesajin icerigini size dair, diger basliga astiginiz mesaja karsilik yazdim.
Ben, isin savilma kismini bir onceki iletilerden, demek istediginizi anladim icerik olarak. Yanisira Allah'in bizzat yapmadigini Bakara/253 de de okudum. O sadece diliyor ama bizzat yapmiyor.
Kaldi
ki diger baslikta, ben saptiran da Allah'tir(Isra/16) dedigimde(ilk
okudugumdan anladigim sekliyle) siz bana, oluslar (yani iyiye veya
kotuye gidis)kisilerin secimidir, Allah zulmetmez demistiniz yanlis
hatirlamiyorsam..
Sevgili haktansapmaz'da yanlis hatirlamiyorsam, ayni yonde gorus bildirmisti.
Ben,
kisisel olarak insanin ozgur iradesi yoktur demiyorum zaten, elbette
vardir, ama bir de bunlarin hepsinin ustunde Allah'in dilemesi sarti
var. Yani ben bundan sunu anliyorum; Ben tam bir teslimiyet icinde inansam da, eger Allah dilemediyse (bana dair) ulasmak istedigime ulasamayacagimdir.
"Allah dilemedikce, siz dileyemessiniz", ayeti sanirim muhkem bir ayet.. Yaniliyorsam siz duzeltiverin lutfen.
Ama
Bakara/253 ve Bakara/255 bu oluslarin Allah'in dilemesi dahilinde
oldugunu soyluyor.(Mutesabih ayetler midir veya Muhkem olanlar midir
emin degilim, sizler daha iyi bilirsiniz )
BAKARA/253 Bu elçilerin bazýlarýna diðerlerinden daha fazla meziyetler bahþettik:
Ýçlerinden kimi ile Allah [bizzat] konuþmuþ, kimini de daha üst
derecelere yükseltmiþtir. (243) Biz, Meryem oðlu Ýsa'ya hakikatin tüm
kanýtlarýný bahþettik ve o'nu kutsal ilham ile (244) destekledik. Ve
eðer Allah dileseydi, o [elçiler]den sonra gelenler, kendilerine
hakikatin bütün kanýtlarý geldikten sonra birbirleriyle çatýþmazlardý;
ancak [vaki olduðu üzere] onlar karþýt görüþlere kapýldýlar ve bazýlarý
imana ererken diðerleri hakikati inkara yöneldi. Buna raðmen Allah
dileseydi, birbirleriyle çatýþmazlardý. (245) Ama Allah dilediðini
yapar.
BAKARA/255 ALLAH -O'ndan baþka ilah yoktur; Her Zaman Diridir, Bütün Varlýklarýn
Kendi Kendine Yeterli Yegane Kaynaðýdýr. Ne uyuklama tutar O'nu, ne de
uyku. Yeryüzünde ve göklerde ne varsa O'nundur. O'nun izni olmaksýzýn
nezdinde þefaat edebilecek olan kimdir? O, insanlarýn gözlerinin önünde
olaný da, onlardan gizli tutulaný da (247) bilir; oysa O dilemedikçe
insanlar O'nun ilminden hiçbir þey edinemez, hiçbir þey kavrayamazlar.
O'nun sonsuz kudreti ve egemenliði (248) gökleri ve yeri kaplar ve
onlarýn korunup desteklenmesi O'na aðýr gelmez. Gerçekten yüce ve büyük
olan yalnýzca O'dur.
Muhammed Esed mealine de baktim(ustteki alintilarda
kendisindendir), kendisi de Allah'in iradesi dahilindedir diyor.
Sanirim bu ayetlerde insanin iradesi gecerli degil. Cunku Allah oyle dilemedi. Sanirim siz Nisa/78'i ve devamini
da orneklemistiniz. Muhammed Esed'de yorumunda ozellikle 79. ayetin
altindaki yorumunda ust ayetle celiskili degildir, yine Allah
iradesidir diyor.
Veya yanlis mi dusunuyorum?
------------------------------------------------------------ ------
Hac 40 ayetindeki ikinci bolum, ibadet yerlerine iliskin, sayilan ve sayilmayanlar(yani sizin resmini ekledikleriniz);
Diyorum
ki; bunlar olmamis da olsaydi(varsayin ki hic olmadilar), kisi eger
Allah'a inanmissa, O'nu anmayi her yerde yapabilirdi. Yani bu
yapilarin(ismi onemli degil) olmasi zaruri degildi. Cunku Allah'i anmak
kurala tabi degil en temel anlamiyla..(yani manastirda anarsin, ama
evinde anamassin veya yururken anamassin vb.)
Dolayisiyla bu
yapilarin ayakta kalmasi icin, insanlarin, bir kisim insanlar
tarafindan savilmasi biraz anlamsiz gibi geliyor bana.. Cunku Allah'i
bu yapilara esitleyemeyiz takdir edersiniz ki..
Ha sunu
dusunebilirim. Allah Nuh zamanindan verdigi vaadi uzerine bir daha
aleni sekilde helak etmeyecegini soylemis zaten.. Bu nedenle
inkarcilarin, dolayisiyla saldirganlarin bir sekilde savilmasini
anlayabilirim. Cunku 39-40'i beraber okursak, savas acanlara karsi savasma iznini veriyor Allah zaten)
Ote yandan anlamsiz gelebilecegini dusundugum gerekce su Kuran'a gore:
Bahsedilen
havra, kilise vb. yerlerde (Kuran'in inis zamanini dusunursek sayet)
zaten tahrif edilen dini ibadet uygulaniyordu sanirim. Ornegin uclu teslis.. Veya Tevrat zaten tahrife ugramisti, gerek bilgi gerek rituel acisindan..
Oysa Allah ayetiyle zaten bunu reddediyor, dogru olmadigini soyluyor, "Uclemeyin"
diye.. Bu durumda Allah onaylamadigi, bu yuzden sapkin addettigimiz
hale gelen ibadet seklini ayakta tutmak icin, ne diye insanlarin bir
kismini bir kismiyla savsin?
Bu tek tanri inancina aykiri degil
midir? Bu sekilde bakarsak, bizim bugun elestirdigimiz teslis'e de olur
vermemiz gerekir, ki asla veremeyiz Kuran ayeti sebebiyle.. Ucleyemeyiz
yani..
O zaman ne peygamberlerin, ne de Kuran'in inisinin bir anlami olur gibime geliyor.
Cunku
Allah baska ayetinde der ki: Biz onlara yaptiklari isleri suslu
gosterdik ama bize donuslerinde bunlari bir bir anlatacagiz onlara..
Onlarin benden baska yakardiklarina sovmeyin, ki onlar da Allah'a
sovmesin der.
Enam/108
Bu
yonden de bakarsak sayet, bu savilmanin anlami nerededir? Cunku en
basit bilgiyle, o donem genelde cok tanrili inanislar mevcuttu. Burada bir celiski yok mu sizce?
__________________ sana iyi görünen bir başkasının kötüsüyse ona "gerçek" değil “düşün” denir. gerçekler değişmez ama düşün değişkendir.
|
Yukarı dön |
|
|
asım Uzman Uye
Katılma Tarihi: 14 agustos 2008 Yer: Turkiye Gönderilenler: 1700
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
haktansapmaz yazdı...
Kuran
vahyi döneminde inananların kafirlere, müşriklere, Kitap Ehline vs’ye
durup dururken, karşı tarafın bir baskısı, saldırısı, aleyhlerine
düşmanlarıyla iş birlikleri olmadan, sırf inançlarından dolayı savaş
açtıklarını ben şahsen Kuran’da göremiyorum. Yapılan savaşların hemen
hepsi, kendilerini yurtlarından, evlerinden, çıkaran, gittikleri
Medine’de de rahat bırakmayan Mekkeli müşriklerle yapılmıştır.
Medine’deki Ehli Kitap Yahudileriyle barış içinde geçinip dururken
Yahudilere, düşmanlarına destek vermedikleri sürece dokunmamışlar. Ne
zaman Yahudiler İnananların düşmanı müşriklerin yanında yer aldılar,
hainliklerinin karşılığı olarak o zaman üzerlerine yürüdüler.
Münafıklar da inananların düşmanı müşrikler ve Yahudilerle iş birliği
yapınca inananların hedefi oldular.
yukarıdaki tesbitinizi çok yerinde ve güzel buldum...
aynen katılıyorum...
ibadet yerleriyle ilgili yorumunuza ise katılmıyorum...
özellikle oları yapanların kötü insanlar olduklarına...
__________________ O halde yüzünü, Allah'ı bir tanıyarak dine, Allah'ın insanları üzerine yaratmış olduğu fıtratına doğrult. Allah'ın yaratışında değişiklik bulunmaz. Dosdoğru din budur. Fakat insanların çoğu bilmezler.
|
Yukarı dön |
|
|
Guests Guest Group
Katılma Tarihi: 01 ekim 2003 Gönderilenler: -259
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Yukarıdaki ayetlerin ilk muhatapları sayılan Mekkeli Müşrikler hangi mabedi/mescidi yıktılar? Her defasında yıkılan Allah'ın kutsal evi Ka'beyi yeniden onlar mamur yapmadılar mı, yok olup kayıplara karışmasına onlar mani olmadılar mı? Onların ne haddine...! Hani müşrikler Allah'ın mescitlerini imar edemezlerdi! (9/17). Hani ancak Allah'a inananlar Allah'ın mescitlerini imar edebilirlerdi! (9/18). Münafıklar da Medine'de içinde kendilerince Allah'ı anmak için bir mescit (dediğiniz gibi bir mescitse) yapmışlardı. İçinde kendilerine namaz kıldırmak üzere Allah'ın Resulünü de davet etmişlerdi (size göre)! Niçin o mescitte namaz kılmasını Allah yasakladı (yıkılmasını emeretti)?
Muhabbetle.
|
Yukarı dön |
|
|
Guests Guest Group
Katılma Tarihi: 01 ekim 2003 Gönderilenler: -259
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Sevgili Sasha kardeşim,
Kuran'ın üslubu bu; Allah bütün fiileri kendi yapıyor!
Lütfen Nisa 135 -152 arası ayetleri okurmusunuz! 142. ayetin üzerinde biraz durunuz! "Münafıklar Allah'ı kandırıyorlar/aldatıyorlar, halbuki Allah onları kandırıyor/aldatıyor; Salatı/Zikr'i izlemeye/dinlemeye gittikleri vakit istemeyerek gidiyorlar, insanlara iki yüzlü görünüyorlar (insanları kandırıyorlar), halbuki Allah'ı andıkları falan yok!"
"Halbuki Allah onları aldatıyor" cümlesi tam da şudur: "Halbuki onlar kendilerini aldatıyorlar."
Muhabbetle.
|
Yukarı dön |
|
|
sasha Uzman Uye
Katılma Tarihi: 27 kasim 2009 Gönderilenler: 368
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
haktansapmaz Yazdı:
Siyah yazýlar Sasha'ya, pembe cevaplar bana ait.
Selam, ben de mavi ile cevap vereyim karismasin sevgili haktansapmaz,
Selam sevgili haktansapmaz, Son bolume degin, hepsini anladim aciklamalarinizin. Salt anlayamadigim surasi(belki de ben denklemi yanlis kuruyorum);
Simdi kafiri de yaratan, inanani da yaratan Allah. Savasmayi gerekli kilan da Allah(belirli gerekcelerle) Savasmak insan ustune yazili yani.. Ama bu savaslarda hep kafirler olmus olamaz. Musrik veya inananlarda oldu. Bu cümlenizi anlayamadým. Yani demek istedigim, tam bir teslimiyet icinde olan veya Allah inancindan bir sekilde haberdar oldugu halde, yanisira O'na baska ilaveler de yapan insanlar da yasamini yitirdi. Kurunun yaninda yas'in yanmasi durumu gibi dusunebilirsiniz dedigimi.. Sonucta 3 net tanimlama var kitapta, kafir(kesinlikle inkar eden), inanan(tam teslimiyet icinde olan) ve musrik(En ustte bir yaratici fikrine sahip oldugu halde, ona ilaveler yapan) Cunku bazi bloglarda (Kuran/hanif dini icerikli) onemli olanin en ustteki Allah inancindan haberdar olunmasi oldugunu okudum, yani yapilan ilaveler fazla goze batmis degil. (bana gore dogru degildir ayri konu)
Bu durumda hepsini yaratan da Allah'sa, tum niyetlerimize ragmen, en ustte Allah'in dilemesi sarti varsa, o halde insanlar ne diye olduler bos yere diye dusunmustum.
Gene belirteyim. "Allah dilemesse siz dileyemessiniz" ayeti muhkem midir yoksa mutesabih midir bilmiyorum. Siz daha iyi bilirsiniz.
Ancak; Mesela Turkler'in de bir kismi kilictan gecerek islamiyeti kabul etti ve Samanizm'den dondu. Osmanli fethettigi topraklarda kimsenin dinine karismadi.(saptirilmis tahrif edilmis haliyle bile) Bunlar yakin tarih ornekleri.. Oysa baska bir ayet, "zorlama yoktur" Zorlamayiniz, diyor. Bu durumda kafir veya musrigin (Kuran doneminde) oldurulmesi ve bu yolda savasanlarin da odullendirilmesi(bir sekilde), bu bir nevi zorlama olmuyor mu sizce? Tamam onlar kendi elleriyle olumsuzu secmisler bunu anladim.Dolayisiyla saldirmalari da inkar yonunde olacak dogal olarak.. Ama buna ragmen, secimlerinden dolayi oldurulmus olmalari, zorlamaya tekabul etmez mi? Cunku ustumuze savasi yazan Allah. Zira dunyanin her yaninda inanmayan olsa bile, bu inanan kisinin inanma eylemine engel degil ki????(gunumuzde dahi)
Kuran vahyi döneminde inananlarýn kafirlere, müþriklere, Kitap Ehline vs’ye durup dururken, karþý tarafýn bir baskýsý, saldýrýsý, aleyhlerine düþmanlarýyla iþ birlikleri olmadan, sýrf inançlarýndan dolayý savaþ açtýklarýný ben þahsen Kuran’da göremiyorum. Yapýlan savaþlarýn hemen hepsi, kendilerini yurtlarýndan, evlerinden, çýkaran, gittikleri Medine’de de rahat býrakmayan Mekkeli müþriklerle yapýlmýþtýr. Medine’deki Ehli Kitap Yahudileriyle barýþ içinde geçinip dururken Yahudilere, düþmanlarýna destek vermedikleri sürece dokunmamýþlar. Ne zaman Yahudiler Ýnananlarýn düþmaný müþriklerin yanýnda yer aldýlar, hainliklerinin karþýlýðý olarak o zaman üzerlerine yürüdüler. Münafýklar da inananlarýn düþmaný müþrikler ve Yahudilerle iþ birliði yapýnca inananlarýn hedefi oldular.
Ancak Kehf 9....18 arasi ayetlere bakarsak , Allah'in yurdundan inanci icin cikarilanlara dair bir ornegi mevcut. Ozellikle "sen onlari uyaniktir sanirsin ama onlar uykudadirlar" kismi cok dikkatimi ceken bir ayrinti.. Bu durumda yurtlarindan inancindan dolayi cikarilanlar icin ayni durum niye hasil olmamistir da savas gerekli kilinmis olabilir sizce? Kaldi ki savas Muhammed'den, oncekiler tarafindan da yapilmistir.
Zira Allah Kehf'deki olayi yapmaya her daim yetkindir. Ama bu durumda da sanirim "Allah'in dilemesi" gercegini goruyoruz.
Kafam bu ayetlerde karisiyor acikcasi.. Cunku Bakara/251'de Allah'in izniyle insanlar saviliyor. Keza Hac/40'da da savilmasaydi Allah adi anilan yerler yerle bir olurdu diyor. O asirdan, bu asira hala Allah inanci var oysa, ta en basinda da vardi (ezel-ebed) ozelligi geregi.. Simdi Hac 40 mesela referans alsak, Allah'in varligi ve ezel-ebed ozelligi mescit, cami, tapinak,havra kilise vs. olusuna mi bagli diyecegiz,idame bakimindan? Bunlar yerle bir olursa Allah'ta (hasa!) yok olur diye mi dusunmemiz gerekiyor? Bu cok anlamsiz bence ve dogru degil.. O zaman mescide gidecek insan da olmassa, Allah varligi cokecek mi?
Þayet Allah Ýnananlarýn, Ýnançlarý nedeniyle kendilerine hayat hakký tanýmayan saldýrgan kâfirlerle savaþmalarýna izin vermezse yeryüzünde içinde Allah’a gereði gibi inanan, kalbi imanla dolu, mamur bir kalp sahibi kalmayacak. Bu ayetlerden benim anladýðým bu. Yoksa camiler, cem evleri, kiliseler, havralar, manastýrlar ve diðerleri tarih boyunca hep yapýlmýþ, yaptýrýlmýþ, yýkýlmýþ, yýktýrýlmýþlar. Kaldý ki bu mabetleri hep samimi Allah müminleri yapmamýþ, yapmýyor. Bu mabetleri ekseriyeti kâfir, müþrik, münafýk diyebileceðimiz kimseler yapmýþ, yapýyor. Allah bu mabetlerin korunmasý derdine düþmüþ olamaz. Bir yeryüzü, hatta bütün evren Allah için bir mescittir.
Allah'in ezel-ebed ozelligi geregi, Adem'den oncekiler de dahil inanmayanlar daima olmustur diye dusunuyorum. O donemden, Kuran donemine degin Allah inanci(tek tanri) varsa, bu kafirlerin varligina ragmendir. Yaniliyor muyum? Ki burada musrikleri katmiyorum bile..
Ama savasin gerekliligi ve sonuclarina bakarsak, inananlarin da oldugu savaslarda, ben ilk bolumde dediginiz gibi inanan kimse kalmayacagindan dolayi fikrine pek yakin degilim. Neden derseniz, gunumuzde dahi inkari secmis insanlarin varligina ragmen Allah inanci asirlardir ayakta.. Savaslar hala devam ediyor, son bulmus degil.. Sadece kilic mizrak , fuze, bomba, silahla yer degistirdi.
Son donemi de incelerseniz Muslumanliga hizli bir gecis oldugu asikar.
Yani gene ayni soruda takiliyorum. Eger Allah'in dilemesi bu yonde ise(kafir olmasini diledi kafir oldu vb.), Kehf'e ragmen, savas suretiyle savilmanin anlami nedir?
Veya yanlis mi dusunuyorum?
Hic sanmiyorum. Veya meal de mi ceviri hatasi var???? Cunku bana gore sacma olan tarafi, inanan sadece mescit ve havrada kilise de anmaz ki Allah'i ? Her yerde anar. Allah bununla sinirli degil ki???? Doðrusu budur. Diyanet cevirilerine de baktim bu sekilde anlam.. Sizin fikriniz nedir? Benim fikrim yukarda açýkladýðým gibi. Ya da ben yanlis mi dusunuyorum? Doðru düþünüyorsunuz. |
|
|
__________________ sana iyi görünen bir başkasının kötüsüyse ona "gerçek" değil “düşün” denir. gerçekler değişmez ama düşün değişkendir.
|
Yukarı dön |
|
|
Guests Guest Group
Katılma Tarihi: 01 ekim 2003 Gönderilenler: -259
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Sevgili Sasha,
"Allah inancı"ndan ne anlıyoruz? Ben şahsen Allah'ın vahyine inanmayı/izlemeyi anlıyorum...
Muhabbetle.
|
Yukarı dön |
|
|
Guests Guest Group
Katılma Tarihi: 01 ekim 2003 Gönderilenler: -259
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Değerli Asım kardeşim,
Sizler, Allah adını o mabetlerde mi çok anıyorsunuz yoksa onların dışında evlerinizde ve sair mekanlarda mı daha çok anıyorsunuz?
Diğer soru şekliyle; Allah adı o mescitlerde mi daha çok anılıyor yoksa sair yerlerde mi daha çok anılıyor?
Muhabbetle.
|
Yukarı dön |
|
|
sasha Uzman Uye
Katılma Tarihi: 27 kasim 2009 Gönderilenler: 368
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
haktansapmaz Yazdı:
Sevgili Sasha,
"Allah inancý"ndan ne anlýyoruz? Ben þahsen Allah'ýn vahyine inanmayý/izlemeyi anlýyorum...
Muhabbetle. |
|
|
Sevgili haktansapmaz,
Ben de Allah inancindan dediginizin aynini anliyorum. Ancak vahiy'in kelimeye dokuldugu noktada, bazi ayetlerin de yanlis veya hatali ceviri kurbani oldugunu burada okudugumdan, emin olmak icin soruyorum.
Dediginizi yapacagim Nisa suresine iliskin ayetleri daha derinlemesine okumaya calisacagim. Cok tesekkur ederim.
__________________ sana iyi görünen bir başkasının kötüsüyse ona "gerçek" değil “düşün” denir. gerçekler değişmez ama düşün değişkendir.
|
Yukarı dön |
|
|
|
|