HANiFDOSTLAR.NET

 

Kuran Müslümanı
 

(Şahıs odaklı din anlayışından Allah odaklı din anlayışına...)

Ana Sayfa Hanif Mumin  Iste Kuran Kurandaki Din  Kur'an Yolu  Meal Dinle Sohbet Odasi Hanifler E- Kitaplik Kütüb-i Sitte ?  ingilizce Site Kuran islami Aliaksoy Org  Hasanakcay Net Tebyin-ül Kur'an Önerdiğimiz Siteler Bize Ulasin

 

- Konulara Göre Fihrist

- Saçma Hadisler

- Hadislerin-Sünnetin İncelemesi

- Haniflikle İlgili Sorular Cevaplar

- Misakın Elçisi Kim?

- Kuranda Namaz/Salat

- Onaylayan Nebi

- Kuranda Namaz/Salat

- Enbiya 104

- Kuranda Yeminler

- Adem Hakkında Sorular

- Ganimetleri Resulün Eline Nasıl Vereceğiz?

- Allahın ındinde YIL ve DOLUNAYLAR

- Abese ve Tevella

- Hadisçilerce Tahrif Edilen Ayetler

- Mübarek Yer, Mübarek Vakit

- Arkadaş Peygamber

- Kuranın İndirilişinden Günümüze Gelişi

- Bir Türban Sorusu

- Kuran ve Bize Öğretilenlerin Farkı

- Namazın Kılınışı

- Hadislere Göre Namaz

- Kuranda Salat Namaz mıdır?

- Kuran Yetmez Diyen Uydurukçular

- Bizler Hanif Dostlarız

- Sahih Hadis mi İstersiniz?

- Hakkı Yılmaz'ın Tebyin Çalışması

- Kur'anı Anlamada Metodoloji

- Tarikatçıların Çarpıttığı Birkaç Ayet

- Nasıl Kur'an Okuyalım?

- Kur'anı Kerim Nedir?

- Kur'anda Oruç

- Allah'sız Bir Din ve Allah'sız Bir Kur'an İnancı

- Kuransız Bir İslam Anlayışı ve Müşrikleşme

- Meal Çalışmasına Davet

- Allah Şahit Olarak Kafi Değil mi?

- Doğru Hadisleri Ne Yapacağız?

- Kur'andaki Muhammed ve Peygamberlerin Misyonu

- Mahrem, Avret, Ziynet

- Nur Suresi Çeviri-Yorum

- Cilbab

- Resule İtaat Ne Demektir?

- Hadis Kalburcuları ve Kalburları

- Kur'anı Kerim'in İndiriliş Gayesi

- Kur'anda Amellere Karşı Cahili Yaklaşım

- İslamdışı İnanışlara Kur'andan Örnekler

- Biri Şu Haram Üretim Tesislerini Kapatsın

- Tasavvufta İslam Var mı?

- İslamda Delil Sorunu

- Kurban Kesmek

- İlahi Hitabın Serüveni

- Ecel Nedir?

- Şirk, İşrak, Müşrik, Müşareke, Müşterik

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Peygamberlere Karşı Rabbani Yaklaşımlar

- Salat-ı Tefriciye yada Zikri Çarpıtmaya Bir Örnek

- Mucize Nedir?

- Ayrılıkların Nedenleri

- Sıfır Hata veya Kur'an

- Haniflik Nedir?

- Rabıta İle Şeyhlere Tapanlar

- Hadis Zindanının Mezhepçi Mahkumları

- İslam Dininin Öğrenilmesinde Kaynak Sorunu

- Fasık ve Münafıkların Genel Tanımlaması

- Hadisler, Hıristiyanlık ve Selman Rüştü

- Kur'anı kerim'in İndiriliş Gayesi

- Müstekbirlere Karşı Cahili Yaklaşım

- Halis-Hanif İslam

- Kur'anda Şefaat

- Fuhuş Tellalı Tefsirciler

- Hayızlıyken Neden Namaz Kılınmasın?

- Cebrail, Vahiy, Melek

- Dindarlıkta Müşrikleşme Temayülü

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Yaratılış, Adem, Havva

- Kur'an Yerel mi, Evrensel mi?

- Reform Dinde mi, Dindarlıkta mı?

- Ne Mutlu Tağutu Olmayanlara

- Peygambere Saygı(?)

- Hadislere Kanıt Diye Gösterilen Ayetler

- Allah Nazara Karışmadı mı?

- Kur'anı Kerimle Amel Etmek Mümkün mü?

- Kur'anda İnkar Edenlerin Vasıfları

- Müminlerin Vasıfları

- Allah'ın Vasıfları

- Kur'anın Vasıfları

- Dine Karşı Cahili Yaklaşımlar

- Kur'an Merkezli Din

- İrin Küpü Patladı; Mevlana

- Hurafe ve Bidatlar

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Hz. İsa'nın Ölümü

- Allah'ın Mesajının Adı: Kelamullah

- Allah'ın Resule Uyarıları

- Kur'ana Göre Tenkit ve Eleştiri Nasıl Olmalı?

- Kur'anda Sevgi

- Sofuların Devlet Desteğiyle Desteklenmesi

- Hans Von Aiberg Aldatmacası

- Kabir Azabı Safsatası

- Kur'an Kıssalarının Önemi; Masal Değiller

- Kur'anda Toplumsal Sünnetler

- Tefsirde İsrailiyyat

- Kardeş Evliliği Olmadan Çoğalma

- Hans Von Aiberg Tutuklandı

- Kur'anda Tevbe Kavramı

- Yaşar Nuri Öztürk'ün Yorumuyla Namaz

- Karadelikler; Bir Büyük Yemin

- Mezhepçilerin Ümmi Açmazı

- Kabe Nedir? Mekkede midir, Kudüste mi?

- Kur'anda Ruh Kavramı

- Kur'anda Nefs Kavramı

- Amin Kavramı ve Putperestlik

- Diyanet İşleri Başkanlığının Sitemize Cevabına Cevaplar

- Resul ve Nebi -1

- Resul ve Nebi -2

- Sapık Bir Fırka: Hansçılar

- Cihad mı, Çapulculuk mu?

- Kur'an Deyip Namazı Yok Sayanlar

- Cennete Sadece Müslümanlar mı Girecek?

- Kur'anda El Kesme Cezası var mı?

- Nazar veya Göz Değmesi Var mı?

- Şehadet Getir, Münafık(?) Ol

- Kur'anda Eleştiri Metodu

- Hacc Mekkede mi, Bekkede mi?

- İslami Tebliğde Kur'an Metodu

- Saptırılan Kavram: Mekruh

- Kur'anda Cuma Namazı var mı?

- Of Be Kader, Allah mı Suçlu Yoksa Biz mi?

- Kader Açısından Cebir ve İhtiyar

- Baban Peygamber Olsa Ne Yazar

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Vahdet-i Vücud, Şirkin Alası

- Tasavvufi Bilginin Kaynağı Vahiy mi?

- İslam'da Resullük Son Bulmuştur

- Teveffi Kelimesi ve Arap Dili

- Tasavvuf Üzerine Düşünceler

- Nefis Mertebelerinin İç Yüzü

- Allah Rızası Anonim Şirketi; Tarikatlar

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -1

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -2

- Nakşi Şeyhi Allah'ın Avukatı mı?

- Kur'anda "ve+la" Öbeği

- Putlar ve Tapanlar

- Son Peygamberimizin Okuma Yazması

- Mesih ve çarpıtılan Bir Ayet

- Hac İzlenimleri

- "Üzerinde 19 var" da Son Nokta

- Secde Emri

- Kur'andaki Hac

- Aracıların Gaybı Bildiği İnancı

- Tarikatçı - Müşrik Karşılaştırması

- Gazali'nin Kadına Bakışı

- Kur'anda Kadına Verilen Önem

- Başörtüsü Allah'ın Emri Değil

- Başörtüsü Takmak Kur'anda Var mı?

- Kur'anda Kadın Dövmek Var mı?

- Cariye, Köle; Utanmaz Mealciler

- Kadına Yönelik Şiddet

- Sünnet Edilen Kızın Öyküsü

- Erkekçe ve Kadınca Meal Konusu, Nebe 33. Ayet

- Harem - Selamlık Kimin Emri?

- Zina, Evlilik ve Örtünme Adabı

- Cariyeleri Aç, Hür Kadınları Kapat (!)

- Çok Eşliliği Yasaklayan Ayetler

- Kur'ana Göre Evlilik Hukuku

- 2 Kadın = 1 Erkek, Uydurma mı?

- Danimarkalı mı Sapık, Buhari mi?

- Ebu Hanife, Cariyenin Avreti

- Nisa 25, Hür Kadın ve Fahişe İfadesi

- Maymunların Hadisi ve Recm Vahşeti

- Hz. Muhammed'in Tebliği

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Angarya Haline Getirilen İbadet

- Buhari'nin Hadislerini Buhari Yazmamıştır

- Hadis ve Sünnet Gerçeği

- Uydurma Hadisler, İslamın Kara Boyası

- Hadisler Dinin kaynağı Olamaz

- Uydurmaların Sınırı Yok; Şeytan Geyiği

- Beşeri Hükümler Neden Kutsal Oluyor?

- Hadis - Kur'an Çelişkisi

- Kur'anda/Dinde Olanlar ve Olmayanlar

- Cehennem'den Çıkış Yok

- Kur'anda Tağut

- Ebu Hureyre Gerçekte Kimdir?

- Hadis - Mantık Çelişkileri

- Kurban ve Kurban Bayramı Nereden Geliyor?

- Hadislere Göre Kur'an Eksiktir

- Bildiri: İslam Anlayışında Reform

- Arapça mı, Arap Saçı mı?

- Koca mı Üstün, Allah mı?

- Esbab-ı Nüzül Komedi Hadisleri

- İşte Geleneğin Dini

- Ulul Emir İle Kim Kastediliyor?

- Kul Hakkı

- Yezidi Bir Gelenek: Aşure Tatlısı

- Hz. İbrahim'den Asrımıza Dersler

- Taklitçiliğin Boyutları

- Seb-ul Mesani Nedir?

- Kelle Sayılarak Gerçek Bulmak

- Kıyamet - Mahşer Günü ve Sonrası

- Kur'anda Namaz Vakitleri

- Kur'anda Cuma Konusu

- Salih Olmak Yetmez

- Hudeybiye Anlaşması Uydurma mı?

- Kitap Yüklü Eşekler

- Kur'andaki Hac

- Hz. Nuh'un Oğlu Kimdi? İftira mı?

- Ruhun Ağırlığına Başka Bakış

- Hz. İbrahim Yalancı Değildi

- İncil'de Kadına Bakış

- Şirkin Büyüğü Küçüğü Olur mu?

- Kur'andaki Abdest ve Hijyen

- Din de Bir Araçtır

- Kur'an Okumanın Zararları

- Kur'anda Dua Ayetleri

- Kur'anda Tarih Kavramı ve Bilinci

- Şekilsel Secde Kur'anda Yok mu?

- Salat ve salatı İkame

- Kur'andaki Emr Kavramı Üzerine

- Dindar İnsanlar Şirk Koşar

- Alak Suresinin İlk Beş Ayeti

- Men Arefe'nin Çözümü

- Kur'andaki Av Yasağı

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Din Büyüklerini Tanrılaştırma

- Allah'a ve Muhammed'e Değil

- Kur'andaki Örnek Tevekkül

- Şekilsel Rüku Kur'anda Yok mu?

- Hz. İbrahim Kuşları Kesti mi?

- Ehli Sünnet Dininin Anayasası

- İnsan Allah'ın Halifesi mi?

- Kur'an Üzerinde Düşünmek

- Şirkin Kuyusuna Düşenlere Uyarılar

- Kur'an Ölülere Okunmak İçin mi İndirildi?

- Ayda Okunan Kur'an Masalı

- Hz. İbrahim, Safa ve Merve Masal mı?

- "Haç"er-ul Esved (!)

- Mevlana Sahte Bir Peygamber Değil mi?

- Tasavvufun Tanrısı İki Zıttır

- Kur'andaki Tasavvuf: Teveccüh

- Önce Batıl ve Hurafe İle Savaşalım

- Resuller Haram Kılamaz mı?

- Elçi Muhammed ile İnsan Muhammed'in Farkı

- Tarikatlarda Aracılar Rezaleti

- Nur Suresi 31. Ayet Nasıl Çarpıtılıyor?

- Sırat Kıldan İnce, Kılıçtan Keskin mi?

- Kur'anda Zalimler

- Bütün Mehdileri Çöpe Atıyoruz

- Kur'ana Göre Ramazan Ayı ve Haram Aylar

- Tasavvufçuların İlahı; Varlık ve Yokluk

- Tasavvufçuların Küçük Putları

- Sünnet Etmek yaratılışı Değiştirmedir

- Son Peygamberimizin Mektupları

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Mescid-i Aksa Nerede?

- Büyük Kandırmaca: Hadis

- Kur'an Neden Arapça Olarak İndirilmiştir?

- Kimin dini? Kimin Kitabı? Kimin Meali?

- Evliya Kelimesinin geçtiği Ayetler

- Şimdiye Kadar Yaşanan İslam

- Ayın Yarılması Diye Bir Mucize Yoktur

- Kabe Dikili Taş Değil mi?


Up | Down | Top | Bottom
 
Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.

Yunus Suresi 105

Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.

Enam Suresi 79

İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.

Ali İmran Suresi 67

Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.

Nahl Suresi 123

De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.

Ali İmran Suresi 95

Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.

Hacc Suresi 31


Up | Down | Top | Bottom

HABERLER

 

 








 

 

  Hanif Islam

 

Genel Tartışma
 Hanif Dostlar Ana Sayfa -> Genel Tartışma
Konu Konu: NÜZUL SEBEBİ VE KUR’ANIN DEVREDIŞI KALIŞI Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazanlarda
Gönderi << Önceki Konu | Sonraki Konu >>
halukgta
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 25 eylul 2006
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 425
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı halukgta

Değerli arkadaşlarım günümüzde söylenilen ve inanılan bir inanç var ki, ne yazık ki buna inandığımızda kur’anın birçok ayeti neredeyse devre dışı kalmakta ve anlatılan anlamların dışına çıkartılmaktadır, buda ayetlerin nüzul sebebini bilmeden ayetin ne söylediği anlaşılmaz düşüncesi, fikri neden olmuştur.

 

Şimdi lütfen rabbin kur’anda onlarca ayetini hatırlayalım ve bunun üzerinde düşünelim, rabbim ben her şeyden nice örnekler verdim ve sizlere apaçık ayetlerimi anlattım diyordu. Kur’anın ipine sarılan bana ulaşır diye de birçok ayetinde bizleri kur’ana yönlendiriyordu. Elçisini hatırlayın bizlere kur’anı tebliğ etmesi gerektiği konusunda uyarıyor, bunu yapmadığı takdirde görevini yapmamış sayarım diyordu. Şimdi düşünelim birileri karşımıza çıkıyor ve diyor ki, Kuranın ayetlerinin nüzul yani iniş sebeplerini bilmediğimiz takdirde, ayetler ne anlatıyor bilemeyiz. Hani Rabbim anlaşılır gönderdim diyordu? Acaba neden Kuranda ayetlerinin iniş sebepleri konusunda bir açıklama yapmamışta, bizleri ilgilendiren kısımlarını aktarmıştır bunu hiç düşündük mü? Yoksa HÂŞÂ Rabbim ayetlerin daha iyi anlaşılması konusunda bir eksiklik mi varda birileri bunu tamamlama çabasına girmiş? (Rabbim bu sözlerimden dolayı affet) Bakın eğer ayetlerin anlaşılması için nüzul sebebini bilmemiz lazım dersek, koskoca bir silahı kafamıza dayamış oluruz bunu unutmayalım. Buna inanırsak isteyen istediği sebebi söyler ve bizleri kendi doğrultusunda yönlendirir, bizlerde gerçek anlatılmak istenenden uzakta iman etmiş, ancak kendimizi kandırmış oluruz.

 

  Şimdi konumuz ile ilgili olan bakara suresi 189. ayeti değişik meallerde yazalım ve anlamaya çalışalım. Acaba iniş sebebini açıkladıkları konuyla bizlerin okuduğunda anladıkları arasında ne farklar var kendimiz değerlendirelim.

 

 

Diyanet vakfı meali: Sana, hilâl şeklinde yeni doğan ayları sorarlar. De ki: Onlar, insanlar ve özellikle hac için vakit ölçüleridir. İyi davranış, asla evlere arkalarından gelip girmeniz değildir. Lâkin iyi davranış, korunan (ve ölçülü giden) kimsenin davranışıdır. Evlere kapılarından girin, Allah'tan korkun, umulur ki kurtuluşa erersiniz.

 

 

 

 

Muhammet Esed meali: 189. SANA ayın evrelerini soruyorlar. De ki: “Onlar, haccın ve insanların [öteki faaliyetlerinin] vaktini gösterir.”Öte yandan erdemlilik, [zannedildiği gibi] evlere arkalarından girmeniz değildir; ama gerçek erdem sahibi, Allah'a karşı sorumluluk bilinci duyandır. O halde evlere kapılarından girin ve Allah'a karşı sorumluluğunuzun bilincinde olun ki gerçek mutluluğa erişebilesiniz.

 

Muhammet Esed in bahsedilen konuda açıklaması. ( Yani, gerçek erdemlilik, imanî meselelere “arka kapıdan” yaklaşmak, yani yalnızca çeşitli dinî vecîbelerin ifası için konulmuş şekil ve sürelere uymaktan ibaret değildir. Bu şekil ve süre sınırlamaları, kendi başlarına ne kadar önemli de olsalar, her eyleme onun ruhsal “giriş Kapısı”ndan, yani Allah'a karşı sorumluluk bilinci duyarak yaklaşılmadıkça, gerçek hedeflerine ulaşmış olamazlar. Bâb (“kapı”) kelimesi, mecazî olarak “bir şeye nüfûz etmenin, yahut ona ulaşmanın yolları”nı gösterdiğinden “bir eve (ön) kapısından girme” mecazı, klasik Arapçada çoğunlukla bir probleme doğru yaklaşımı anlatmak için kullanılır (Râzî).

 
Yukarıda sizlere iki değişik meallerden ayeti yazdım. Bu ayetleri okuduğumuzda Sayın Muhammet Esed in açıklamasını okumasak bile, yapılması gereken şeyin yanlış yapıldığı, yani girilmesi gereken yerden girmemenin, bizleri yanlış işler yapmamıza örnek bir mecaz anlatımla anlatıldığı belli oluyor ayette. Allah a karşı sorumluluk bilinci olan, takva sahibi olan insan yaptığı işi doğru yapar, işe doğru yönde başlar diyor. Şimdide Sayın Muhammet Esed in mealinde arka kapıdan sözüyle anlaşılması gereken mecazi anlatımı hatırlayın lütfen.

 

(her eyleme onun ruhsal “giriş Kapısı”ndan, yani Allah'a karşı sorumluluk bilinci duyarak yaklaşılmadıkça, gerçek hedeflerine ulaşmış olamazlar.)

 

 Bakın ne kadar güzel, her okuyanda buna yakın anlıyor zaten.

 

  Bizlere kur’an ayetlerini anlayabilmemiz için, nüzul sebebini bilmemiz lazım diyenler, bakın bizleri nasıl yanlışa yönlendiriyor ve ayetten bizlerin nasılda nasiplenmemizi engelliyorlar şimdide ona bakalım bu konuda nüzul sebebi olarak bakın neler anlatılıyor.

 

(Ayetin iniş sebebi bilinmeden evlere arkalarından girmenin ne demek olduğu bazı insanlar için anlaşılmaz görünebilir, hatta bunun mecazi bir deyim olduğu düşünebilir.

Oysa bu ayet, Kureyş dışındaki Ensar ve diğer Arap kabilelerin ihramdayken evlere kapılarından girmeyi günah saymaları, bu yüzden de evlere arkalarından açtıkları deliklerden girip çıkmaları, böyle yapmayanları da ayıplamaları üzerine nazil olmuştur.)

 

  Yukarıdaki düşünceyi ve sözleri destekleyen hiçbir delil yoktur kur’anda. Ayrıca ayeti okuyan hiç kimse bunu anlaması ya da Rabbin bunu kastettiğini söylemesi de mümkün değildir. Bunu kabul ettiğimizde Kuranın anlaşılır ve açık deliller olduğunu söyleyen tüm ayetlere de ters düşer. İşin ilginci buna inanırsak ayetin bugün hiçbir hükmü kalmamış demek anlamına gelir. Hâlbuki rabbim ayetleri tüm zamana uygun anlaşılacak ve ibret olacak bir şekilde bizlere gönderdiğini söylüyor, elbette çok özel peygamberimize ve eşlerine inen ayetler hariç. Onlarda bile düşünüldüğünde bizler için büyük dersler vardır.

 

  Sizlere bir örnek vermek istiyorum, bir arkadaşımızla tartışırken ona şu ayeti örnek göstermiştim ve bana bakın bahsettiğimiz konuda nasıl bir cevap verdi?

 

Ankebut   51. Karşılarında okunup duran bir kitabı sana indirmiş olmamız onlara yetmiyor mu? Bunda, inanan bir toplum için elbette ki bir rahmet ve bir öğüt vardır.

 

 Ben bu ayeti ona hatırlatıp, bakın rabbim o günkü kuranı yeterli görmeyen ve eski geleneklerinden kopamayan topluma ne diyor ve ikaz ediyor demiştim.

 

 (. Karşılarında okunup duran bir kitabı sana indirmiş olmamız onlara yetmiyor mu?)

 

Bunu hatırlattığımda verdiği cevap aslında çok düşündürücüydü. Bana şunu söyledi; Siz bu ayetin nüzul sebebini biliyor musunuz? Bu ayet o günkü topluma inmiştir. Bunun sebebini bilmeden günümüze uygulayamazsınız. İşte NÜZUL silahının tam kalbimizden nasıl vurduğunun açık delilidir. Bunu söylediğiniz zaman bu ayetin günümüzde hükmü artık yoktur demektir. Hani bir ayeti kabul etmediğimizde gerçek iman etmiş sayılmayız diyorduk ne oldu? Bugün Kur’anın hükümlerini yeterli görmeyip hala atalarından gelen ama Kur’anın hiç bahsetmediği hükümlere iman edenlere hitap etmiyor mu sizce bu sözler? Hani Kuran tüm cihana ve zamana hitap ediyordu ne oldu? Demek ki işimize gelmediğinde NÜZUL silahı çok işe yarıyormuş. Bu konuda devre dışı bırakılan o kadar çok ayet var ki, hangi birisini anlatayım bilmiyorum. Bu konu ile ilgili bir yazıdan bazı alıntılar nakletmek istiyorum konunun daha iyi anlaşılması için.

 

 

(En son bid’at mezheplerden birisi olan “ modernizm”in temsilcilerinin, Kur’an’ın “tarihsel” bir kitap olduğunu, yani ihtiva ettiği hükümlerin 7. yüzyıla ait olduğunu, bugün için geçerliliğinin bulunmadığını söylemesi, en başta sakat bir “Allah inancı” taşıdıklarını gösterir. (Bu inanç günümüzde birçok tarikat ve itikadi fırkanın içine sızmış ve kısmen kabul görmektedir.)  Tarihselcilik görüşünü benimseyen modernistler, Kur’an ayetlerinin sadece indikleri dönemin meseleleriyle ilgilendiğini, dolayısıyla bugüne hitap etmediğini söylerler. Mesela Tebbet Suresi hakkında şunları duyarsınız tarihselcilerden: “Bu surede Ebu Leheb ve karısı anlatılıyor. Oysa bugün ne Ebu Leheb var, ne de onun “odun hamalı” karısı. Öyleyse Ebu Leheb’in ve karısının hayatta olduğu dönem için anlamlı olan bu sure, bugün bize hitap etmiyor demektir…”

 

Şu halde herhangi bir olay ( sebeb -i nüzul) üzerine vahyin inmesi hadisesini şu şekilde izah etmek gerekiyor:

Allah Telâ’nın, meydana geleceğini ezelden beri bildiği bir olay, günü-saati geldiğinde vuku buluyor, olayı yaşayan kişi Efendimiz s.a.v.’e gelerek başından geçen hadisenin hükmünü soruyor ve bunun üzerine, ezelî kelamın o olaya taalluk eden kısmı bir ayet olarak indiriliyor.

 

Levh-i Mahfuz’un mahiyeti

Peki vahyi indiren Cebrail a.s. onu nereden alarak Efendimiz s.a.v.’e getiriyordu? Kur’an’da şöyle buyurulur :

“Hayır, (sana vahyedilen ) o (kitap), kadri pek büyük bir Kur’an’dır . Ki Levh-i Mahfuz’dadır .” ( Bürûc , 21-22 )

“… ki bu, hakikaten çok değerli bir Kur’an’dır ; korunmuş bir Kitap’ta Levh-i Mahfuz’da) dır .” (Vâkıa, 77-78 )

“Doğrusu biz onu Arapça olarak okunacak bir Kur’an kıldık ki, akıl erdiresiniz. Şüphesiz o, katımızda bulunan Ana Kitap’tadır. Şanı yücedir, hikmetle doludur.” ( Zuhruf , 4)

 

Bu ayetler, Kur’an ayetlerinin Levh -i Mahfuz’da bulunduğunu ifade etmektedir. Öyleyse şunu anlıyoruz ki, Cebrail a.s , Rasul -i Ekrem s.a.v Efendimiz’e getirdiği Kur’an ayetlerini, Levh -i Mahfuz’dan almaktadır. Ve yine şunu anlıyoruz ki, Kur’an ayetleri, peyderpey nazil olurken, hatta nüzul sürecinden çok daha önceleri Levh -i Mahfuz’da bir bütün olarak mevcuttu.

Öyleyse belli bir nüzul sebebi üzerine inen ayetlerin, o nüzul sebebi meydana gelmeden önce de aynen var olduğunu söylemek durumundayız.

 

Zamanın başından sonuna kadar ve mekânın her boyutunda olmuş ve olacak her şeyin bilgisine sahip olan Yüce Allah’ın, insanlığa gönderdiği son vahyin 21. yüzyıl insanı hakkında “geçerliliğini yitirmiş” olduğunu ileri sürmek mümkün değildir. Böyle bir şey söyleyebilmek için, Allah Tealâ’nın ilminin -hâşâ- sınırlı olduğuna inanmak gerekir ki, böyle bir düşünce sahibinin dinden çıkmasına sebep olur.

 

Bir de, dünyadaki, hatta sadece dünyadaki değil, evrenin herhangi bir yerindeki herhangi bir olayın, henüz meydana gelmeden önce Levh -i Mahfuz’da kayıtlı bulunduğu gerçeğini hesaba kattığımızda, yukarıdaki düşüncenin en başta Kur’an’a aykırı olduğu daha iyi anlaşılmış olacaktır.

 

Bir diğer ifadeyle, belli bir nüzul sebebi üzerine indirilen ayet de, onun inişine sebep kılınan olayın meydana geleceğine dair bilgi de ezelden beri Levh -i Mahfuz’da kayıtlı olduğundan, doğru olan şöyle düşünmektir:

 

Zaman bizi bağlar, Cenab-ı Hakk’ı değil.

Herhangi bir olayı, meydana geldiği tarihle bağlantılı düşünmek insana mahsus bir tavırdır. Çünkü bizler, zamandan ve mekândan bağımsız düşünemiyoruz. Oysa Allah Tealâ için dün de, bugün de yarın da birdir. Zaman O’nun yarattığı bir şeydir; O’nun ilmini ihata edemez, kuşatamaz, etkileyemez. Bizler sadece geçmişe ve bugüne ait şeylerin malumatına (hatta onların da cüz’i bir kısmına) sahip iken, Allah Tealâ bütün zamanların ve bütün mekânların, hatta zaman ve mekân ötesinin ( gaybın ) bilgisine sahiptir.

Dolayısıyla bizim, “tarihin belli bir dönemine ait” olarak gördüğümüz şeyler ile bugüne ait gördüğümüz şeyler, aslında bizim sınırlı değerlendirmemize göre böyledir. Allah Tealâ nezdinde ise bunlar arasında hiçbir fark yoktur.

 

Mukaddes Kitabımızın tamamının veya bir kısım hükümlerinin artık geçerliliğini yitirdiği iddiasını bir de bu en temel akaid bilgisine göre değerlendirmek gerekir. Açıkça görülüyor ki, bu tarz iddia sahiplerinin asıl sorunu Allah tasavvuruyla alakalıdır. )

 

 Yukarıda bilgilerin Semerkant dergisinden alıntı olduğu yazılıydı belirtmek isterim. Gerçektende Rabbim gönderdiği ayetlerin nüzul sebeplerini bizlere açıklama gereği duymamış ise, bunu sanki bir eksiklik gibi görüp, beşerin rivayetleri ile anlamaya çalışmak, bizleri ayetin özünden anlatılmak istenen manadan uzaklaştıracaktır. Şöyle bir araştırın, birçok ayet için neredeyse o kadar çok şeyler söyleniyor ki, okuduğunuzda ayetin konusuyla ilgili olmadığını göreceksiniz.

 

 

  Son olarak şunu söylemek ve hatırlatmak isterim. Rabbim Kur’anda ayetlerin Nüzul sebebini açıklamamışsa bunun çok önemli bir sebebi olduğunu unutmamalıyız. Kuran ayetleri ve açıklamaları yalnız indiği devre değil, Tüm cihana ve zamana hitap edecek şekilde indirilmiştir, öyle kelimeler ve sözcükler kullanılmış tır ki, her çağ kendisine hitap edecek bir mana çıkarabilmiştir. Eğer Rabbim ayetleri indirme sebeplerini açıklasaydı hepimiz bugün birçoğumuzun yaptığı gibi, ayetleri devre dışı bırakır, artık hükmü kalkmıştır der ve ne söylerdik bir düşünelim lütfen. Sanırım çoğumuz şunu söylerdik, bu ayet bu olay ve o devirin insanlarına indirilmiş artık bu devirde böyle konular yok, o zaman bizi bağlamaz. İşte gelecekten habersiz bağnazca buna benzer kim bilir neler söylerdik. Evet, aynen bunu yapardık eminim. Şimdide bundan farkı yok, yine yanlış inançlarını dine sokmak için başka yollar bulunmuş ve adeta bizlerin düşünme yeteneğimizi elimizden almışlar.

 

 Rabbin hiç bahsetmediği nüzul nedenini bilmek lazım diyerek, toplumun kafasında kur’an ile ilgili şüpheler yaratılmış kafalar bulandırılmıştır. Amaç toplumu kur’andan uzaklaştırmak, ektikleri zehirleri topluma daha rahat enjekte etmekti, ne yazık ki bunda başarılıda oldular. Günümüzde birçok ayetin hükmünün olmadığını ve birçok ayetinde zamanla nesh edildiğini (hükmünün kalktığını) söyleyerek, Rabbin ayetlerinden toplumu uzaklaştırmışlardır.

 

 Herkes kendisinden sorumludur ve hesabı kendisi verecektir. Bu yazdıklarım benim düşüncelerim ve kurandan anladıklarımdır yalnız beni bağlar. Sizlere düşen kuranı anlayarak bol bol okuyup rabbin ne söylediğini anlamaya çalışmak olmalıdır. Bende bir beşerim her zaman hata yapabilirim, onun içindir ki bizlere anlatılan, öğretilen bilgileri mutlaka her Müslüman kur’ana müracaat edilip anlayıp, düşünüp ondan sonra kabul etmelidir. Yaratanda bu yolu bizlere tavsiye ediyor, okuyun, düşünün ve akledin. Rabbim yardımcımız olsun. SAYGILARIMLA Haluk GÜMÜŞTABAK

 

 

 

 

Yukarı dön Göster halukgta's Profil Diğer Mesajlarını Ara: halukgta
 
Abdullah Tikici
Katilimci Uye
Katilimci Uye


Katılma Tarihi: 28 aralik 2009
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 16
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Abdullah Tikici

kuran'a yapılan su'i kastlardan biride sebeb'i nüzuldur.sebeb'i nüzulün standardı olmadığı gibi,kitabı da yoktur.örneğin:"leheb" suresi için onlarca sebeb'i nüzul rivayetleri vardır. bunlardan bir kaç tanesini şuraya alabiliriz. 

Bu surenin nüzul sebebi ile ilgili rivayetler:
1- a- Ahmed b. el-Hasan el-Hîrî, Hacib b. Ahmed'den, o Muhammed b. Hammad'dan, o Ebû Muaviye el-A'meş'ten, o Amr b. Mürre'den, o Said b. Cübeyr'den, o da İbn Abbas'tan rivâyeten şöyle dedi:
"Rasulullah (s.a.v.) bir gün Safa Tepesi'ne çıktı ve:
"Ey Sabahçılar, Koşun ey Kureyş topluluğu!" diye nida etti. Bunun üzerine Kureyş toplandı ve:
"Ne istiyorsun? Ne haberin var?" dediler. O da:
"Ben size sabaha akşama düşman baskısına uğrayacağınızı haber verecek olsam beni tasdik eder misiniz?" diye sordu. Onlar:
"Evet" dediler. Rasulullah (s.a.v.) buyurdu ki:
"(Öyleyse iyi dinleyin) Ben sizi önünüzdeki şid­detli azabdan sakındıran birisiyim." Bunun üzerine Ebû Leheb:
"Seni helak olasıca, Bizi bunun için mi topladın?" dedi. Allah Teala da bu sûreyi indirdi.
Buhari bu hadisi Muhammed b. Selam'dan, o da Ebû Muaviye'den rivayet et­miştir.
b- Said b. Muhammed el-Adl, Ebû Ali b. Ebî Bekr el-Fakih'ten, o Ali b. Abdillah  Mübeşşir el-Vasıtî'den, o Ebu'l-Eş'as Ahmed b. el-Miıkdam'dan, o Yezid b. Zürey'den, o Kelbî'den, o Ebû Salih'ten, o da İbn Abbas'tan rivayet ederek şöyle dedi:
"Rasulullah (s.a.v.) ayağa kalktı ve şöyle dedi:
"Ey Ğalib Oğullan, Ey Mürre Oğulları, Ey Kilâb Oğulları, Ey Kusayy Oğullan, Ey Abd-i Menaf Oğulları! Ben, siz "La ilahe illallah" demedikçe size Allah'tan gelecek bir zararı ne önleyebilirim, ne de dünyadan bir nasib sağlayabilirim." Bunun üzerine Ebû Leheb:
"Helak olasıca. Bizi bunun için mi bu­raya topladın?" dedi. Allah Teaîa da bu sûreyi indirdi.
c- Ebû İshak el-Mukrî, Abdullah b. Hamid'den, o Mekkî b. Abdan'dan, o Abdullah  Haşim'den, o Abdullah b. Numeyr'den, o A'meş'ten, o Abdullah b. Mürre'den. o Said b. Cübeyr'den, o da İbn Abbas'tan bize şunu dediğini haber verdi:
"En yakın akrabalarını uyar" âyeti inince Rasulullah (s.a.v.) Safa Tepesi'ne geldi ve onun üzerine çıktı. Sonra şöyle nida etti:
"Ya Sabahçılar, ey Kureyş topluluğu!" Bunun üzerine insanlar toplandı. Daveti duyanlardan bazısı geliyor, bazısı da yerine adam gönderiyordu. Rasulullah (s.a.v.) buyurdu ki:
"EyAbdu'l-Muttalib Oğulları, Ey Fihr Oğulları, Ey Luey Oğulları! Eğer ben size şu dağın eteğinden atlıların çıkacağını ve onların size 'zarar vereceklerini haber versem beni tasdik eder misiniz?" Onlar da:
"Evet" dediler. Rasulullah (s.a.v.):
"Öyleyse ben, sizi önünüzdeki şiddetli azabdan sa­kındıran birisiyim" buyurdu. Bunun üzerine Ebû Leheb:
"Helak olasıca. Bizi davetin bu­nun için miydi?" dedi. Allah Teala da bu sûreyi indirdi.
d- İbn Abbâs'tan rivayette o şöyle anlatıyor:
"Sen en yakın hısımlarını inzâr et." (Şuarâ, 26/214) âyet-i kerimesi nazil olunca Hz. Peygamber (sa), Safa tepesine çıktı ve
"Ey Fihr oğulları, ey Adiyy oğulları!" diye Kureyş batınlarına seslenmeye başladı. Gelip etrafında toplandılar. Hattâ bizzat gelemiyenler de ne oluyor diye bakması için bir elçisini gönderdi. Böylece Ebu Leheb ve Kureyş hep gelip toplandılar. Hz. Peygamber (sa):
"Ne dersiniz; şimdi ben size şu vadinin arkasında atlılar size baskın yapmak istiyorlar diye haber versem beni tasdik eder misiniz?" diye sordu.
"Biz, senden doğruluktan başka bir şey görmedik. (Biz, ancak senin doğruluğunu tecrübe ettik)." dediler.
"Ben, sizi çok şiddetli bir azabın önünden uyarıcıyım." (Sebe: 34/46) buyurdular. Ebu Leheb:
"Diğer günlerde (gelecekte) kökü kuruyasıca! bizi bunun için mi topladın?" dedi de bunun üzerine
"Ebu Leheb'in eli kurusun. Onun malı da, kazandığı da ona bir fayda vermedi..." Sûresi nazil oldu.
e- Bu olayı Müslim de Ebu Hüreyre'den rivayetle tahric etmiş olup ayrıntılarda küçük bir takım farklar vardır. Bu rivayet şöyledir:
"Ve yakın akrabalarını uyar." (Şuarâ, 26/214) âyet-i kerimesi nazil oldu­ğunda Rasûlullah (sa) Kureyş'i çağırdı. Onların avamı, havâssı gelip toplan­dılar. Onlara seslendi:
"Ey Ka'b ibn Luay oğulları nefislerinizi ateşten kurtarın. Ey Mürre ibn Ka'b oğulları nefislerinizi ateşten kurtarın. Ey Abdi Şems oğulları kendinizi ateşten kurtarın, ey Abdi Menâf oğullan kendinizi ateşten kur­tarın. Ey Hâşim oğulları nefislerinizi ateşten kurtarın, ey Abdü'l-Muttalib oğul­ları kendinizi ateşten kurtarın. Ey Fâtıma (bint Muhammed) kendini ateşten kur­tar. Allan katında ben sizin için hiçbir şeye malik değilim. Şu kadar var ki sizinle aramda bir akrabalık var ve ben bu akrabalığın hakkını veririm."
f- Hadisin Neseî'deki rivayetlerinde de küçük farklar bulunmakta. Şöyle ki: Ebu Hüreyre'den rivayette o şöyle anlatıyor:
"Ve yakın akrabalarını uyar." âyet-i kerimesi nazil olduğunda Rasûlullah (sa) kalktı ve:
"Ey Kureyş topluluğu, ne­fsnizi Allah'tan satın alın; ben, Allah katında size bir fayda sağlıyamam. Ey Abdi Menâf oğullan, nefsinizi Allah'tan satm alın. Ben, Allah katında size hiçbir fayda veremem. Ey Abbâs ibn Abdül-Muttalib, benim Allah katında sana hiçbir faydam dokunmaz. Ey Allah'ın elçisinin halası Safıyye, benim Allah ka­tında sana hiçbir faydam dokunmaz. Ey Fâtıma, benden ne istersen iste ama Allah katında sana hiçbir faydam dokunmaz." buyurdu.
g- Hadisin bu rivayetlerinde Mesed Sûresi'nin nüzulüne sebep olan Ebu Leheb'in: "Soyu kesilesice bizi bunun için mi topladın." dediği zikredilmemek­le birlikte aynı hadisin İbn Abbâs'tan gelen rivayetinde Mesed Sûresinin de bu hadise üzerine nüzulü tasrih olunmuştur.
h- Hz. Peygamber (sa)'in amcalarından birisi olan Ebu Leheb'in esas adı Abdü'1-Uzzâ ibn Abdü'l-Muttalib, künyesi de Ebu Utbe'dir.
i- Bu hadise, İbn Abbâs'tan rivayete göre bi’setten üç sene sonra meydana gelmiştir ve Sûrenin inişi de o zaman olmuştur.
2- Bir rivayete göre de Hz. Peygamber (sa) amcalarını toplayıp onlara bir tabakta yemek ikram etmiş.
"Bu kadarcık yemek kime yetecek? Yalnız başına birimiz bir koyunu yer" diye sunulan yemeği hakir görmüşler. Ama hepsi yeyip karnını doyurmasına rağmen yemekten az bir şey eksilmiş. Yemekten sonra:
"Bizi niçin topladın?" demişler de Hz. Peygamber (sa) onları İslâm'a davet et­miş ve Ebu Leheb de söylediği o sözü işte o zaman söylemiş ve bu Sûre nazil olmuş.
3- İbn Zeyd der ki: Ebu Leheb, Hz. Peygamber (sa)'e:
"Ey Muhammed, müslüman olduğum takdirde bana ne verilecek?" diye sormuştu. Hz. Peygamber (sa):
"Müslümanlara ne verilmişse sana da o verilecek." buyurdu. Ebu Leheb:
"Benim onlara bir üstünlüğüm olmıyacak mı?" diye sordu. Hz. Peygamber:
"Ne istiyorsun?" dedi. de Ebu Leheb:
"Bu dine yazıklar olsun ki ben ve şunlar (o dinde) eşit oluyoruz." dedi ve işte bunun üzerine Allah Tealâ bu Sûreyi inzal buyurdu.
4- Hemedân’dan kendisine Yezid İbni Zeyd denen birinden îbnu İshâk, ondan İsrâîl tarikından İbnu Cerîr anlattı. O kimse:
-Ebu Leheb'in karısı, Nebî Aleyhisselâm'in yoluna diken koyardı. Leheb Suresi indirildi, dedi.
5- Ikrime'den bunun benzerini İbnu Münzir anlattı.
6- Târik el-Muhâribî'nin şöyle dediği rivayet olunur:
Ben, Zu'1-Mecâz panayırında iken, genç bir delikanlıyla karşılaştım.
"Ey İnsanlar! Lâilâhe illallah deyin, kurtulun" diyordu. Bir de baktım ki, arkasından bir adam onu taşlıyor, bacaklarını ve topukların kanatıyordu. Adam da şöyle diyordu:
"Ey İnsanlar! Muhakkak bu yalancıdır, inanmayın" Ben,
"Kim bu?" diye sor­dum. Dediler ki:
"Bu Muhammed'dir, peygamber olduğunu iddia ediyor. Şu da amcası Ebû Leheb'tir. Onun yalancı olduğunu iddia ediyor."bu olaydan dolayı nazıl oldu.

 

muhterem haluk kardeş! bu konuyu açmanızdan dolayı size teşekkürlerimi sunar Allah'a emanet olun.

not: diğer su'i kastlar:1-abdest

                                    2-tilavetıyle sevap stok etmek

                                    3-para mükabilinde okuyup sevabını havale etmek

                                    4-tefsirler

                                    5-fiziği kütsiyet 

bunların tümü, kuranın anlaşılmasına birer engeldir;kuranı kerimi ilhad etmektir.

Yukarı dön Göster Abdullah Tikici's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Abdullah Tikici
 
mustacanta
Ayrıldı
Ayrıldı
Simge

Katılma Tarihi: 18 aralik 2009
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 198
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı mustacanta

Kuranın anlaşılmasında sebebi nuzul örnekleri inanan ve düşünen insanları kurandan uzaklaştırıp onları hadis,rivayet ve zan ilmine yönlendirmekte, insanların bir ayeti anlamak için günlerce emek vermesi, sonucunda da neye inanacağı şaşırarak kendisine bir imam seçerek ona biat etmesiyle sonuçlanmakta..
Oysa iş o kadar basitki..o da Kuranın ipine sarılmak.. Kuran dışındaki oluşumlara ayırdığımız vakitleri kuranı anlamaya ayırmış olsaydık şimdi işimiz daha kolay olurdu..
bu engelleri ve engellemeleri kaldırmak için çalışanların rabbim yardımcıları olsun.
Selam ile..
Yukarı dön Göster mustacanta's Profil Diğer Mesajlarını Ara: mustacanta
 

Eğer Bu Konuya Cevap Yazmak İstiyorsanız İlk Önce giriş
Eğer Kayıtlı Bir Kullanıcı Değilseniz İlk Önce Kayıt Olmalısınız

  Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazıcı Sürümü Yazıcı Sürümü

Forum Atla
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme
Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme
Sizin yetkiniz yok forumda konu silme
Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme
Sizin yetkiniz yok forumda anket açma
Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma

Powered by Web Wiz Forums version 7.92
Copyright ©2001-2004 Web Wiz Guide
hanif islam

Real-Time Stats and Visitor Reports Sitemizin Gunluk, Haftalik, aylik Ziyaretci  Detaylari Real-Time Stats and Visitor Reports

     Sayfam.de  

blog stats