HANiFDOSTLAR.NET

 

Kuran Müslümanı
 

(Şahıs odaklı din anlayışından Allah odaklı din anlayışına...)

Ana Sayfa Hanif Mumin  Iste Kuran Kurandaki Din  Kur'an Yolu  Meal Dinle Sohbet Odasi Hanifler E- Kitaplik Kütüb-i Sitte ?  ingilizce Site Kuran islami Aliaksoy Org  Hasanakcay Net Tebyin-ül Kur'an Önerdiğimiz Siteler Bize Ulasin

 

- Konulara Göre Fihrist

- Saçma Hadisler

- Hadislerin-Sünnetin İncelemesi

- Haniflikle İlgili Sorular Cevaplar

- Misakın Elçisi Kim?

- Kuranda Namaz/Salat

- Onaylayan Nebi

- Kuranda Namaz/Salat

- Enbiya 104

- Kuranda Yeminler

- Adem Hakkında Sorular

- Ganimetleri Resulün Eline Nasıl Vereceğiz?

- Allahın ındinde YIL ve DOLUNAYLAR

- Abese ve Tevella

- Hadisçilerce Tahrif Edilen Ayetler

- Mübarek Yer, Mübarek Vakit

- Arkadaş Peygamber

- Kuranın İndirilişinden Günümüze Gelişi

- Bir Türban Sorusu

- Kuran ve Bize Öğretilenlerin Farkı

- Namazın Kılınışı

- Hadislere Göre Namaz

- Kuranda Salat Namaz mıdır?

- Kuran Yetmez Diyen Uydurukçular

- Bizler Hanif Dostlarız

- Sahih Hadis mi İstersiniz?

- Hakkı Yılmaz'ın Tebyin Çalışması

- Kur'anı Anlamada Metodoloji

- Tarikatçıların Çarpıttığı Birkaç Ayet

- Nasıl Kur'an Okuyalım?

- Kur'anı Kerim Nedir?

- Kur'anda Oruç

- Allah'sız Bir Din ve Allah'sız Bir Kur'an İnancı

- Kuransız Bir İslam Anlayışı ve Müşrikleşme

- Meal Çalışmasına Davet

- Allah Şahit Olarak Kafi Değil mi?

- Doğru Hadisleri Ne Yapacağız?

- Kur'andaki Muhammed ve Peygamberlerin Misyonu

- Mahrem, Avret, Ziynet

- Nur Suresi Çeviri-Yorum

- Cilbab

- Resule İtaat Ne Demektir?

- Hadis Kalburcuları ve Kalburları

- Kur'anı Kerim'in İndiriliş Gayesi

- Kur'anda Amellere Karşı Cahili Yaklaşım

- İslamdışı İnanışlara Kur'andan Örnekler

- Biri Şu Haram Üretim Tesislerini Kapatsın

- Tasavvufta İslam Var mı?

- İslamda Delil Sorunu

- Kurban Kesmek

- İlahi Hitabın Serüveni

- Ecel Nedir?

- Şirk, İşrak, Müşrik, Müşareke, Müşterik

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Peygamberlere Karşı Rabbani Yaklaşımlar

- Salat-ı Tefriciye yada Zikri Çarpıtmaya Bir Örnek

- Mucize Nedir?

- Ayrılıkların Nedenleri

- Sıfır Hata veya Kur'an

- Haniflik Nedir?

- Rabıta İle Şeyhlere Tapanlar

- Hadis Zindanının Mezhepçi Mahkumları

- İslam Dininin Öğrenilmesinde Kaynak Sorunu

- Fasık ve Münafıkların Genel Tanımlaması

- Hadisler, Hıristiyanlık ve Selman Rüştü

- Kur'anı kerim'in İndiriliş Gayesi

- Müstekbirlere Karşı Cahili Yaklaşım

- Halis-Hanif İslam

- Kur'anda Şefaat

- Fuhuş Tellalı Tefsirciler

- Hayızlıyken Neden Namaz Kılınmasın?

- Cebrail, Vahiy, Melek

- Dindarlıkta Müşrikleşme Temayülü

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Yaratılış, Adem, Havva

- Kur'an Yerel mi, Evrensel mi?

- Reform Dinde mi, Dindarlıkta mı?

- Ne Mutlu Tağutu Olmayanlara

- Peygambere Saygı(?)

- Hadislere Kanıt Diye Gösterilen Ayetler

- Allah Nazara Karışmadı mı?

- Kur'anı Kerimle Amel Etmek Mümkün mü?

- Kur'anda İnkar Edenlerin Vasıfları

- Müminlerin Vasıfları

- Allah'ın Vasıfları

- Kur'anın Vasıfları

- Dine Karşı Cahili Yaklaşımlar

- Kur'an Merkezli Din

- İrin Küpü Patladı; Mevlana

- Hurafe ve Bidatlar

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Hz. İsa'nın Ölümü

- Allah'ın Mesajının Adı: Kelamullah

- Allah'ın Resule Uyarıları

- Kur'ana Göre Tenkit ve Eleştiri Nasıl Olmalı?

- Kur'anda Sevgi

- Sofuların Devlet Desteğiyle Desteklenmesi

- Hans Von Aiberg Aldatmacası

- Kabir Azabı Safsatası

- Kur'an Kıssalarının Önemi; Masal Değiller

- Kur'anda Toplumsal Sünnetler

- Tefsirde İsrailiyyat

- Kardeş Evliliği Olmadan Çoğalma

- Hans Von Aiberg Tutuklandı

- Kur'anda Tevbe Kavramı

- Yaşar Nuri Öztürk'ün Yorumuyla Namaz

- Karadelikler; Bir Büyük Yemin

- Mezhepçilerin Ümmi Açmazı

- Kabe Nedir? Mekkede midir, Kudüste mi?

- Kur'anda Ruh Kavramı

- Kur'anda Nefs Kavramı

- Amin Kavramı ve Putperestlik

- Diyanet İşleri Başkanlığının Sitemize Cevabına Cevaplar

- Resul ve Nebi -1

- Resul ve Nebi -2

- Sapık Bir Fırka: Hansçılar

- Cihad mı, Çapulculuk mu?

- Kur'an Deyip Namazı Yok Sayanlar

- Cennete Sadece Müslümanlar mı Girecek?

- Kur'anda El Kesme Cezası var mı?

- Nazar veya Göz Değmesi Var mı?

- Şehadet Getir, Münafık(?) Ol

- Kur'anda Eleştiri Metodu

- Hacc Mekkede mi, Bekkede mi?

- İslami Tebliğde Kur'an Metodu

- Saptırılan Kavram: Mekruh

- Kur'anda Cuma Namazı var mı?

- Of Be Kader, Allah mı Suçlu Yoksa Biz mi?

- Kader Açısından Cebir ve İhtiyar

- Baban Peygamber Olsa Ne Yazar

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Vahdet-i Vücud, Şirkin Alası

- Tasavvufi Bilginin Kaynağı Vahiy mi?

- İslam'da Resullük Son Bulmuştur

- Teveffi Kelimesi ve Arap Dili

- Tasavvuf Üzerine Düşünceler

- Nefis Mertebelerinin İç Yüzü

- Allah Rızası Anonim Şirketi; Tarikatlar

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -1

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -2

- Nakşi Şeyhi Allah'ın Avukatı mı?

- Kur'anda "ve+la" Öbeği

- Putlar ve Tapanlar

- Son Peygamberimizin Okuma Yazması

- Mesih ve çarpıtılan Bir Ayet

- Hac İzlenimleri

- "Üzerinde 19 var" da Son Nokta

- Secde Emri

- Kur'andaki Hac

- Aracıların Gaybı Bildiği İnancı

- Tarikatçı - Müşrik Karşılaştırması

- Gazali'nin Kadına Bakışı

- Kur'anda Kadına Verilen Önem

- Başörtüsü Allah'ın Emri Değil

- Başörtüsü Takmak Kur'anda Var mı?

- Kur'anda Kadın Dövmek Var mı?

- Cariye, Köle; Utanmaz Mealciler

- Kadına Yönelik Şiddet

- Sünnet Edilen Kızın Öyküsü

- Erkekçe ve Kadınca Meal Konusu, Nebe 33. Ayet

- Harem - Selamlık Kimin Emri?

- Zina, Evlilik ve Örtünme Adabı

- Cariyeleri Aç, Hür Kadınları Kapat (!)

- Çok Eşliliği Yasaklayan Ayetler

- Kur'ana Göre Evlilik Hukuku

- 2 Kadın = 1 Erkek, Uydurma mı?

- Danimarkalı mı Sapık, Buhari mi?

- Ebu Hanife, Cariyenin Avreti

- Nisa 25, Hür Kadın ve Fahişe İfadesi

- Maymunların Hadisi ve Recm Vahşeti

- Hz. Muhammed'in Tebliği

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Angarya Haline Getirilen İbadet

- Buhari'nin Hadislerini Buhari Yazmamıştır

- Hadis ve Sünnet Gerçeği

- Uydurma Hadisler, İslamın Kara Boyası

- Hadisler Dinin kaynağı Olamaz

- Uydurmaların Sınırı Yok; Şeytan Geyiği

- Beşeri Hükümler Neden Kutsal Oluyor?

- Hadis - Kur'an Çelişkisi

- Kur'anda/Dinde Olanlar ve Olmayanlar

- Cehennem'den Çıkış Yok

- Kur'anda Tağut

- Ebu Hureyre Gerçekte Kimdir?

- Hadis - Mantık Çelişkileri

- Kurban ve Kurban Bayramı Nereden Geliyor?

- Hadislere Göre Kur'an Eksiktir

- Bildiri: İslam Anlayışında Reform

- Arapça mı, Arap Saçı mı?

- Koca mı Üstün, Allah mı?

- Esbab-ı Nüzül Komedi Hadisleri

- İşte Geleneğin Dini

- Ulul Emir İle Kim Kastediliyor?

- Kul Hakkı

- Yezidi Bir Gelenek: Aşure Tatlısı

- Hz. İbrahim'den Asrımıza Dersler

- Taklitçiliğin Boyutları

- Seb-ul Mesani Nedir?

- Kelle Sayılarak Gerçek Bulmak

- Kıyamet - Mahşer Günü ve Sonrası

- Kur'anda Namaz Vakitleri

- Kur'anda Cuma Konusu

- Salih Olmak Yetmez

- Hudeybiye Anlaşması Uydurma mı?

- Kitap Yüklü Eşekler

- Kur'andaki Hac

- Hz. Nuh'un Oğlu Kimdi? İftira mı?

- Ruhun Ağırlığına Başka Bakış

- Hz. İbrahim Yalancı Değildi

- İncil'de Kadına Bakış

- Şirkin Büyüğü Küçüğü Olur mu?

- Kur'andaki Abdest ve Hijyen

- Din de Bir Araçtır

- Kur'an Okumanın Zararları

- Kur'anda Dua Ayetleri

- Kur'anda Tarih Kavramı ve Bilinci

- Şekilsel Secde Kur'anda Yok mu?

- Salat ve salatı İkame

- Kur'andaki Emr Kavramı Üzerine

- Dindar İnsanlar Şirk Koşar

- Alak Suresinin İlk Beş Ayeti

- Men Arefe'nin Çözümü

- Kur'andaki Av Yasağı

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Din Büyüklerini Tanrılaştırma

- Allah'a ve Muhammed'e Değil

- Kur'andaki Örnek Tevekkül

- Şekilsel Rüku Kur'anda Yok mu?

- Hz. İbrahim Kuşları Kesti mi?

- Ehli Sünnet Dininin Anayasası

- İnsan Allah'ın Halifesi mi?

- Kur'an Üzerinde Düşünmek

- Şirkin Kuyusuna Düşenlere Uyarılar

- Kur'an Ölülere Okunmak İçin mi İndirildi?

- Ayda Okunan Kur'an Masalı

- Hz. İbrahim, Safa ve Merve Masal mı?

- "Haç"er-ul Esved (!)

- Mevlana Sahte Bir Peygamber Değil mi?

- Tasavvufun Tanrısı İki Zıttır

- Kur'andaki Tasavvuf: Teveccüh

- Önce Batıl ve Hurafe İle Savaşalım

- Resuller Haram Kılamaz mı?

- Elçi Muhammed ile İnsan Muhammed'in Farkı

- Tarikatlarda Aracılar Rezaleti

- Nur Suresi 31. Ayet Nasıl Çarpıtılıyor?

- Sırat Kıldan İnce, Kılıçtan Keskin mi?

- Kur'anda Zalimler

- Bütün Mehdileri Çöpe Atıyoruz

- Kur'ana Göre Ramazan Ayı ve Haram Aylar

- Tasavvufçuların İlahı; Varlık ve Yokluk

- Tasavvufçuların Küçük Putları

- Sünnet Etmek yaratılışı Değiştirmedir

- Son Peygamberimizin Mektupları

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Mescid-i Aksa Nerede?

- Büyük Kandırmaca: Hadis

- Kur'an Neden Arapça Olarak İndirilmiştir?

- Kimin dini? Kimin Kitabı? Kimin Meali?

- Evliya Kelimesinin geçtiği Ayetler

- Şimdiye Kadar Yaşanan İslam

- Ayın Yarılması Diye Bir Mucize Yoktur

- Kabe Dikili Taş Değil mi?


Up | Down | Top | Bottom
 
Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.

Yunus Suresi 105

Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.

Enam Suresi 79

İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.

Ali İmran Suresi 67

Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.

Nahl Suresi 123

De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.

Ali İmran Suresi 95

Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.

Hacc Suresi 31


Up | Down | Top | Bottom

HABERLER

 

 








 

 

  Hanif Islam

 

Genel Tartışma
 Hanif Dostlar Ana Sayfa -> Genel Tartışma
Konu Konu: KUR’ANIN ÜMMİ SÖZÜYLE ANLATMAK İSTEDİĞİ ? Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazanlarda
Gönderi << Önceki Konu | Sonraki Konu >>
halukgta
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 25 eylul 2006
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 425
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı halukgta

 

Kur’an da geçen ümmi kelimesinin anlamını ayetleri birlikte düşünerek anlamaya çalışalım. Çünkü bu konuda İslam âlemi açıkça ikiye bölünmüş durumda. Bir kısmı ümmi sözünden peygamberimizin okuma yazma bilmeyen bir insan olduğunu, bir diğeri ise ümmi sözünden ehlikitap olmayan, o günün değişmiş yozlaşmış dinlerin hiç birisine tabi olmayan anlamının anlaşılması gerektiğini savunmaktadırlar. Bizde kur’an ayetlerinden yararlanarak, onu bir bütün olarak düşünüp, ümmi kelimesini Rabbim ne anlamda kullandığını anlamaya çalışalım. Sözlüğe baktığımızda ümmi kelimesinin anlamı olarak şunlar yazıyor.

(Anasından doğduğu gibi kalmış ve tahsil görmemiş, mektep ve medresede okumamış kimse. Ümmi yalnız okuyup yazmak bilmeyendir. Cahil ise, okuyup yazmak bilse de, bir şey bilmeyen kimsedir, her ümmi cahil değildir. )

Acaba kur’an da geçen ümmi kelimesinden bunlarımı anlamalıyız, çünkü Allah peygamberimizi ümmi peygamber olarak niteliyor. Okuma yazma bilmeyen bir insanımı elçi olarak gönderdi dersiniz Allah, yoksa günümüzde sözlük anlamında geçen anasından doğduğu gibi sözcüğünden yola çıkarak doğruluk, dürüstlük adına bozulmamış, aklın ve mantığın gerçeklerini arayan, çevresindeki din adına yanlışları, bozulmuşluğu gördüğünden sözde ehli kitap ehlinden uzak duran bir insan olarak mı anlamalıyız, gelin birlikte ayetlerden anlamaya çalışalım Allahın izniyle.

Bakara 78: Onlardan bir kısmı ümmidir. Kitabı bilmezler; (bildikleri) bir sürü asılsız şeylerden başkası değildir ve yalnızca zannederler.

Bu ayete baktığımızda ümmi insanlardan bahsederken kitabı bilmezler diyor. Buradan okuma yazma bilmez anlamını çıkarmak yanlış olur. Çünkü ehlikitap toplumunda da okuma yazma bilmeyen zaten çoğunluktaydı. Peki, kitaptan kasıt ne olabilir? Rabbin peygamberler aracılığıyla gönderdiği kitaplar olmalı ki, ümmi olanların bunlardan uzak ve bunlara tabi olmadığını söylüyor. Hem kitaptan habersiz onunla ilgilenmez hem de bilmeden bir sürü asılsız şeylerin ardına giderler diyor, ümmilerden bahsederken. Elbette her ehli kitap içinde bir sürü yalana, yanlışa, hurafeye uyan ve ardı sıra giden olduğu gibi olmayanda vardı, ümmiler içindede Rabbin doğrularını arayan örnek insanların olacağını unutmadan konuya bakmalı ve öyle yaklaşmalıyız. O devri düşünelim, Yahudi ve Hıristiyan inancı vardı ehli kitap olarak. Eğer Rabbim ehli kitap inancı bozulmasaydı, kitabı kendi elleriyle yazıp kendilerince bir din yaratmamış olsaydılar, neden Allah yeni bir peygamber yeni bir kitap gönderme gereği duysun? Bu ayetten de anlaşıldığı gibi kur’an ümmi sözcüğünü okuma yazma bilmeyen anlamında kullanmıyor. Devrin bozulmuş dinlerine tabi olmayan fakat onlarında birçoğunun, kendilerince uydurdukları temel dayanakları olmayan, asılsız inançların peşinde koşan bir toplum olduğunu söylüyor. Şimdide aşağıdaki ayete bakalım.

Aliimran 75: Ehl-i kitaptan öylesi vardır ki, ona yüklerle mal emanet bıraksan, onu sana noksansız iade eder. Fakat onlardan öylesi de vardır ki, ona bir dinar emanet bıraksan, tepesine dikilip durmazsan onu sana iade etmez. Bu da onların, "Ümmîlere karşı yaptıklarımızdan dolayı bize vebal yoktur" demelerindendir. Allah adına bile bile yalan söylüyorlar.

Yukarıdaki ayeti anlamaya çalışalım. Kendilerine kitap tebliğ edilmiş ve ona iman eden kitap ehli insanların bir kısmının doğru ve dürüst güvenilir olduğundan, bir kısmının da asla güvensiz olduğunu söylüyor ve bu kişiler borçlarında sadık olmamalarının nedeni olarak ta, kendilerince uydurdukları bir sebepten, ümmilere karşı yaptığımız yanlışlardan, haksızlıklardan sorumlu değiliz diyorlar. Peki, bu durumda ümmi kişilerin özelliği nedir ki bunlara karşı yapılacaklar için sorumluluktan kaçmaya çalışıyorlar? Demek ki bu insanlar Ehli kitap halkı değil, yani kendi inançlarına ters düşen bir toplum olmalı ki onlara kötülük yapmayı bile mubah görebilenler var. Onların inandıklarına iman etmiyorlar ki, böyle bir kızgınlık var onlara karşı.  Ya onlara bu kitaplar tanıtılmamış, uzak bırakılmış, ya da o günün yalan ve yanlışlarla yaşanan bozulmuş ehlikitap inancına tabi değiller. Çünkü ümmi kelimesine bizler okuma yazma bilmeyen toplum dersek, neden bazı ehli kitap halkı ümmilere karşı yapılacak haksızlıklardan sorumlu değiliz desin? Kendi inancı içinde okuma yazma bilmeyeni kandırmayı aldatmayı neden normal karşılasın. Cahillik aldatılmayı gerektiren bir durum değil ki. Bu sözlerden yola çıkarak ümmilik, ehli kitap halkından olmayan bir toplum olduğu anlaşılıyor. Geçmişten gelen tarihi bilgilerden aldığımız bilgilerde Yahudilerin Arap toplumuna ÜMMİ topluluk olarak hitap ettikleri söylenir. Buda kendilerince Allah katından inen bir kitaba tabi olmayan toplum anlamındadır. Peki, buradan ümmiliği Allah a iman etmeyen kâfir insanlar anlamında mı anlamalıyız. Bana göre asla böyle anlamamız mümkün değil. Çünkü lütfen düşünün kur’anın indirildiği dönemi. Ehli kitaba inananlar Yahudi ve Hıristiyanların geneli zaten Rabbin indirdiği kitap yerine, din ile hiçbir alakası kalmamış hurafelerin hüküm sürdüğü bir inanç içindeler. Allah tan başka şefaatçiler yaratıp dini yolundan çıkarmışlar. Sadece isimleri kalmış Ehli kitap toplumu diye. Aklı başında hiç kimsenin ardı sıra gitmeyeceği bir din oluşmuş adeta. Ayete dikkat edin ehli kitap tan olan bazı düzenbaz insanlar ümmi adıyla anılan topluma karşı hilekâr olabileceklerini savundukları halde, Allah bunların yapılmasının doğru olmadığını hatta Allah adına yalan söylüyorlar diyor, çünkü zaten bozulan bir dinden uzak yaşayan ve Rabbin indirdiği yeni dine, kitaba daha kolay tabi olabilecek bir toplumdan bahsediliyor olabilir. Şimdide aşağıdaki ayeti anlamaya çalışalım.

Aliimran 20: Eğer seninle tartışmaya girerlerse de ki: "Bana uyanlarla birlikte ben kendimi Allah'a teslim ettim." Ehl-i kitaba ve ümmîlere de: "Siz de Allah'a teslim oldunuz mu?" de. Eğer teslim oldularsa doğru yolu buldular demektir. Yok, eğer yüz çevirdilerse sana düşen, yalnızca duyurmaktır. Allah kullarını çok iyi görmektedir.

Ayetin başında Allah elçisiyle tartışmaya girmek isteyenlere bakın ne söylemesini istiyor Allah. Bana uyanlarla birlikte ben kendimi Allah a teslim ettim. Ehlikitap yani daha önce gelen kitaplara iman ettiğini söyleyenlere ve ümmilere de sizde Allah a teslim olun de diyor. Dikkat ederseniz burada iki insan toplumu var. Birisi daha önceki dinlere tabi olduğunu söyleyenler, diğeri de bunlara tabi olmayanlar toplumu var ki, onları ayrı bir sınıfta zikrediyor. Burada düşünelim acaba ümmi toplum cahil okuryazar olmayan bir toplum olabilir mi? Her ihtimali düşünelim ki en doğruya ulaşalım. Önce şunu araştıralım, neden ehli kitaba tabi olmamış olan bir toplum var. Buna birçok cevap vermek mümkün, ama benim kanımca yüzlerce yıldır ehli kitap toplumunun dinlerini Allah yolundan saptırıp, kendilerince hurafelere dayalı bir din yaratmış olmalılar ki, bunun farkında olan bazı insanlar onlara tabi olmaktansa uzak olmak evladır düşüncesiyle ve kendince yalan yanlış bir inanç yaratmış olmaları mümkün görünüyor. Çünkü ümmilerden bahsederken kitabı bilmezler bir sürü asılsız şeylere inanırlar diyordu Allah. Yaratan dikkat ederseniz hem ehlikitap hem de ümmi topluma bu dini, kitabı tebliğ ediyor ve ona uyulmasını istiyor. Eğer ümmiler okuryazar olmasa onlara tebliğ etmenin başka bir yolu izah edilirdi. Cahil insanla cahil olmayan bir topluma tebliğ aynı olmasa gerek. Şöyle düşünelim ümmi sözcüğüne okuryazar olmayan toplum dersek, Ehli kitap arasında da o günün çoğunluğu okuryazar değildi, onları nasıl bir konuma oturtmalıyız o zaman? Bakın ümmi kelimesine okuryazar olmayan anlamı verdiğimizde diğer ayetlerle bütünlük sağlamıyor, yani kur’an ayetleri ümmi sözünün cahil okuryazar olmayan insanlar anlamını onaylamıyor. Demek ki ümmiliğin okuryazarlıkla bir ilgisi yok demektir bu durumda. Aslında bana göre Müslümanlığı seçmekte hiç zorlanmayan, direnmeyen toplumun ümmi toplum olduğunu düşünüyorum. Diğer ehli kitap toplumu inandıkları dinden ve kendilerince koydukları kurallardan, geleneklerinden, menfaatleri gereği koyduğu ve bunlar Allah katındandır dedikleri inançlardan kolayca vazgeçmeleri mümkün olmayacaktır. Çünkü akılları, kafaları yanlış inançlarla o kadar dolu ki, doğrulara fazla yer kalmamış diyebiliriz. Bunun örneklerini de zaten kur’andan görüyoruz. Bunun benzerini de günümüzde çok açık görmekteyiz. Rabbin apaçık ayetleri dururken, hala kur’ana uymayan atalarından öğrendiklerinden vazgeçemeyen, sözlerin peşinde koşan o kadar büyük bir topluluk var ki. Peygamberimizin devrini hatırlayınız, Rahman elçisine ne diyordu isra suresi 74. ayetinde? (; Eğer biz seni sağlamlaştırmamış olsaydık, yemin olsun, onlara birazcık meylediverecektin.) demek ki ehli kitap, eski inançlarından vazgeçmemek için elinden geleni yapıyor ve peygamberimize direniyormuş. Fakat hiçbir dine tabi olmayan ümmi toplumun aklın, mantığın ön plana çıktığı bir dini, özellikle peygamberinin de kendileri gibi ümmi olmasından dolayıdır ki, ilk önce onların iman ettikleri daha akla yatkın görünüyor. Bozulmuş sapmış, kitaptan uzaklaşmış Ehli kitap toplumun inanmamakta ısrar etmesinin bir nedeni de, sanırım Allah resulünün kendi içlerinden değil de, ümmi bir toplumdan gelmesi etkili olmuştur. Bakın bu düşüncemi şu ayetle açıklamak isterim.

Ankebut 48: Sen bundan önce herhangi bir kitap okumuyordun; onu sağ elinle de yazmıyorsun. Eğer öyle olsaydı batıla saplananlar mutlaka kuşku duyacaklardı.

Yukarıda örnek verdiğimiz ayetlerde ümmi kelimesiyle Ehli kitap olmayan onlara tabi olup onları okumayan insanlar olduğunu söylemiştim. Bakın aynı sözleri ve anlamı çıkarabileceğimiz şekilde Rabbim elçisine sesleniyor. Sen peygamber olmadan önce o devrin hiçbir ehli kitabına tabi değildin, ellerindeki kitapları da okumuyordun, o kitaplarla ilgili yazılar yazan birisi olarak ta tanınmıyordun çevrende. Eğer öyle bir insan olsaydın sana indirdiğimiz kitabı sen daha önceki kitaplardan faydalanıp yazdın diye şüphe duyacaklardı senden diyor Rabbim. Çünkü buradaki ümmi sözünden sen okuryazar değildin dersek, insanların kuşkulanacağı inanmayacağı daha büyük bir neden, sebep oluşturmuş olmuyor muyuz dersiniz? Sizce okuması yazması olmayan cahil bir insanı gönderir mi Allah topluma lider olsun diye? Eğer böyle göndermiş olsaydı bunu da söylerdi. Peygamberimizin hayatını düşünün ticaretle uğraşan, çevresinde güvenilen, sevilen onca ticari işler yapıp mal alan ve satan bir insan nasıl okuryazar olmaz, bu size mantıklı geliyor mu? Kendimize bile yakıştıramadığınız okuryazar olmamayı, cahilliği nasıl olurda peygamberimize yakıştırıyoruz anlamakta güçlük çekiyorum doğrusu. Sayın Muhammet Esed Ankebut 48. ayeti mealinde bakın ne kadar açık ve düşüncemi doğrular bir şekilde yazmış.

(çünkü [ey Muhammed,] sen bu [vahyin gelmesi]nden önce herhangi bir ilahî kelâmı okumuş ya da onu kendi ellerinle yazmış değildin.)

 Bu ayeti lütfen çok iyi düşünelim ve kur’an bütünlüğünde Rabbin ne söylemek ne anlatmak istediğini anlamaya çalışalım. Allah eğer bu ayetinde elçisine sen okuma yazma bilmeyen biriydin demek istemiş olsaydı böylemi söylerdi? Günümüzde bu ayet gösterilip Allah ın en son elçisinin okuma yazma bilmeyen biri insan olduğu söylenmesi kur’ana uyuyor mu yorum sizlerin. Ayetten ben bunları anladım Rabbim yanıltmasın. Demek ki Rabbim özellikle ümmi bir elçi seçmiş, Rabbim bunun la bizlere neleri anlatmak istiyor, bunu çok iyi düşünmeli ve anlamaya çalışmalıyız.

Şimdide günümüzde bazı düşüncenin kabul ettiği gibi ümmi okuryazar olmayan, fikrinden yola çıkalım ve düşünelim. Peygamberimiz okuryazar değildi diyelim. Bu ayetin sonunda ne söylüyor Rabbim? Eğer böyle olsaydı batıla sapanlar kuşku duyacaktı. Peki, okuması yazması bile olmayan bir insan için daha çok kuşku uyanmaz mı sizce insanlarda? Cahil okuma yazması bile olmayan bir insanın sözüne mi kulak verirsiniz ardı sıra gidersiniz, yoksa bozulmuş dinlere tabi olmayan onların ardı sıra gitmeyen, kendisini anasından doğduğu gibi tertemiz yetiştiren, koruyan, kollayan ama bilgisi ile, çevresinde güvenilir bir insanın mı sözlerine inanırsınız?

Peygamberimiz İslam dininin lideriydi. Liderin özelliğini düşünün lütfen. Sizce okuma yazması olmayan bir insanı Rahman lider olarak gönderir miydi bu dini yaymak, tebliğ etmek için kullarına? Kur’an her şeyden nice örnekleri verdim der bizlere. Kur’anın hiçbir yerinde elçisinin okuma, yazma bilmediğini ona okuma yazmayı biz öğrettik demez. Yalnız ona kur’anı ve hikmeti biz indirdik der. Kur’an ile birlikte ilmi verdik ki onu topluma iyice anlatsın, açıklasın ikna etsin der. Kur’anı okuma yazması olmayan birisine neden indirsin Allah? Okuma yazması olmayan bir insana ilim vermeden önce, ona okuma yazma öğretilmesi gerekmez mi? Rabbim her şeyden nice örnekleri değişik ifadelerle verdim diyorsa, gönderdiği elçisi eğer okuma yazma bilmeyen bir insan olsaydı, bunun birçok örneğini de bizlere iletirdi ki toplum bunu açıkça bilsin ve ona göre iman etsin, tüm kuşkular ortadan kalksın. Allahın adıyla oku derken nasıl olurda bu konuda aksi bir bilgi olmadığı halde, bizler peygamberimiz okuma yazma bilmezdi diyebiliriz? Bana mantıklı gelmiyor kur’anın bütünlüğüne de uymuyor doğrusu. Çünkü peygamberimiz okuma bilmiyor idiyse, Rabbim bunun bir mucizeyle ona okumayı biz öğrettik diye bildirmesi gerekmez mi? Kur’an buna benzer birçok mucizevî açıklamalarla doludur. Eğer böyle olsaydı bununda açıklamasını rabbim mutlaka yapardı bizlere. Bakın şimdi hatırlatacağım ayette Allah özellikle elçisi için ümmi bir peygamber olduğunu açıksa nasıl belirtiyor.

Araf 158: De ki: 'Ey insanlar, ben Allah'ın hepinize gönderdiği bir elçisi (peygamberi) yim. Göklerin ve yerin mülkü yalnız o’nundur. O'ndan başka ilah yoktur, O diriltir ve öldürür. Öyleyse Allah'a ve ümmi peygamber olan elçisine iman edin. O da Allah'a ve O'nun sözlerine inanmaktadır. Ona iman edin ki hidayete ermiş olursunuz.

Buradan da anlaşılıyor ki Allah özellikle elçisi için, ümmi kelimesini üstüne basa basa söylüyor. Peki, neden yapıyor olabilir bunu? Daha önce Ehlikitaba iman eden birisinden değil de, ehli kitapla ilgili olmayan bir elçi gönderiyor. İşte burada sanırım çok düşünmemiz gereken bir konu var, bununla bizlere bir mesaj vermek istiyor Rabbim. Peygamberimiz dönemini hatırlayınız toplumun elinde hem, Tevrat hem de İncil var. Peki, toplum ne durumda dersiniz? Hurafelerle ve dinde birçok sapkınlıklara yönelmiş Rabbin emretmediği onca şeyler, din diye önlerine serilmiş ve işin en kötüsü bunlar Allah katındandır denilerek Rabbin istemediği bambaşka bir din yaratılmış. Kız çocuklarını diri diri toprağa gömen bir inanç yaratılarak, ehli kitap sözcüğünün yalnız adı kalmış. İnsanlar o derece kötü bir inanç içindeki, Allah bu durumdan kullarını kurtarmak için son bir şans veriyor. Kendi inançlarına sahip çıkmayan onu hurafelerle bozan toplumun içinden elçi görevlendirmek yerine, Rabbim bir ümmi peygamber göndererek bizlere çok önemli bir mesaj veriyor. Allah Benim için önemli olan, hurafelere iman ederek, dinden olduğunu söylediği halde din dışından bilgilere iman edip, benim gönderdiğim kitabımdan sapan bir insan olmaktansa, benim kitabımdan habersiz doğru, dürüst, barışsever, Allah ın doğru yolunu arama çabasını gösteren, çevresinde saygın örnek bir insan olmak, daha önemlidir diyor bizlere. Ama bizler bunun farkında bile değiliz. Neden değiliz diyorum biliyor musunuz? Bizler kur’andan habersiz ben Müslüman’ım diyen herkez cennete gidecek diyerek, ne yazık ki kendimizi temize çıkarıyor, diğer dinlere mensup olanlarında hükmünü kendimiz verip, cehennem ehli yapıveriyoruz. Yaptığımız onca kötülükleri bir çırpı da nefsimizce siliveriyoruz. Ama dikkat edin Yüce Rabbim dinden sapmış, hurafelere iman eden bir ehli kitap arasından elçi göndermek yerine, din ile ilgili olmayan hatta ehli kitap olmayan ama çevresinde sevilen, doğruluğuyla tanınmış, sözüne güvenilen bir ümmi insanı seçip elçi olarak görev veriyor. Bunun üzerinde çokkkk ama çok düşünmeliyiz. Artık kendimizi temize çıkarmak yerine, temiz bir insan olmanın yolunu aramalıyız. Oda apaçık kur’anı anlayarak onun rehberliğinden istifade ederek olacaktır. Kur’an apaçık söyler ama düşünmeyen, aklını kullanmayan asla anlayamaz. Aklını kullanmakta yetmez, önemli olan anladığını uygulamak ve topluma örnek bir insan olmaktır amaç. İşte peygamberimiz ümmi bir insan olarak, elçilik görevini alıncaya kadar, Rabbin verdiği zekâ ve akılla hayatını örnek bir insan olarak doğru yaşamayı başaran, nadir insanlardan olduğu anlaşılıyor. Allah elçisi peygamber olduktan sonra diğer iman etmeyen ehli kitap toplumunu dahi, ellerindeki müracaat etmeyi bıraktıkları, kendi elerliyle yazdıklarına iman edenlere, Rabbin gönderdiği kitaplara yönlendirmeye çalışmış ve bu hareketiyle de örnek olmuş bir peygamberdir. Biraz düşündüğümüzde bu hareketinden de çok şeyler çıkarmamız gerekiyor. Peygamberimiz her zaman ellerini gökyüzüne açarak dua eden, rabbin doğru yolunu aradığı özlemini Rahmana ileten çok özel bir insan olduğunu kur’andan anlıyoruz. Bizler elimizde korunmuş apaçık bir rehber olduğu halde bunu yapamıyorsak, demek ki dinimizi, imanımızı yaşarken akla, mantığa zerre kadar yer vermiyoruz demektir. Allah ayetini gönderir ve bizlerin düşünmesini akıl yürütmemizi emreder. Fakat bizler ne yazık ki düşünmeyi, aklı bir kenara bıraktığımız için, içinde bulunduğumuz yanlışların farkında bile değiliz. Buradan çıkaracağımız çok dersler var.

Bizler kur’anda geçen ümmi sözünden Rabbin verdiği gerçek anlamı, manayı anlamak sanırım pek işimize gelmemiş. Peygamberimizi ehli kitap dışında görmek de hoşumuza gitmemiş ki, onu okuma yazma bilmeyen cahil bir insan konumuna sokmak daha çok işimize gelmiş. Böyle yaparak o güzel şanı yüce peygamberimize nasıl büyük bir saygısızlık yaptığımızın hala farkında değiliz. Biz bu tür yanlışları hep yapmışız ne yazık ki, günümüzde de farkında olmadan yapıyoruz. Rabbin anlatmak istediklerinin dışında, kelimelere başka anlamlar verip dine, kitaba uymak, Rabbin ne söylediğini anlamak yerine, kitabı kendimize uydurmak hep işimize gelmiş. Hem atalarımızdan gelen inançları yaşatmışız böylelikle, hem de kur’ana uyduğumuzu söyler olmuşuz. Artık İslam âlemi olarak kendimize gelmemizin zamanı geldi ve geçiyor. Rabbim yardımcımız olsun ve gönül gözümüzü kur’an nuruyla nurlandırsın ki, gerçekleri apaçık görebilelim.

Aşağıdaki ayetin üzerinde lütfen çok iyi düşünelim, acaba Rabbim ne demek istiyor olabilir bu sözlerle.

 

Şura 52: İşte böylece sana da emrimizle Kur'an'ı vahyettik. Sen, kitap nedir, iman nedir bilmezdin…..

Ben kur’an bütünlüğünde peygamberimizin ümmi oluşunu ve bu sözden Rabbim ne demek istiyor bunları anladım. Sizlerde bu sözlerimi kur’ana müracaat ederek, aklın ve mantığın süzgecinden geçirip anlamaya çalışınız. Ben kendi söylediklerimden, inandıklarımdan sorumluyum sizlerde kendinizden sorumlusunuz bunu unutmayınız. Aklı devrede tutmayan bir Müslüman ın yanılma payı her zaman yüksektir. Rabbin tebliğini anlayarak bizzat kendisinden alalım ve bize öğretilenleri Rabbin sözleriyle karşılaştıralım, bakın o zaman gerçek doğruyu, güneşi, aydınlığı nasıl göreceğiz. Peygamberimiz okuma yazma bilmeyen cahil birisi değil, toplum içinde tüm liderlik vasıfları ile donatılmış örnek bir insan, örnek bir lider olduğunu da unutmayalım. Rabbim yanıltmasın ben kur’andan bunları anladım. Yanılıyorsam ne olur beni affet RABBİM. SAYGILARIMLA Haluk GÜMÜŞTABAK

Yukarı dön Göster halukgta's Profil Diğer Mesajlarını Ara: halukgta
 

Eğer Bu Konuya Cevap Yazmak İstiyorsanız İlk Önce giriş
Eğer Kayıtlı Bir Kullanıcı Değilseniz İlk Önce Kayıt Olmalısınız

  Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazıcı Sürümü Yazıcı Sürümü

Forum Atla
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme
Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme
Sizin yetkiniz yok forumda konu silme
Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme
Sizin yetkiniz yok forumda anket açma
Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma

Powered by Web Wiz Forums version 7.92
Copyright ©2001-2004 Web Wiz Guide
hanif islam

Real-Time Stats and Visitor Reports Sitemizin Gunluk, Haftalik, aylik Ziyaretci  Detaylari Real-Time Stats and Visitor Reports

     Sayfam.de  

blog stats