muvahhit Ayrıldı
Katılma Tarihi: 24 haziran 2006 Yer: Turkiye Gönderilenler: 669
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
3.baskı...mecburen...affola...
tasavvuf islamda yoktur,ruhbanlık emredilmemiştir,
nefs tezkiyesi bunu anlarım,kendini daha fazla emir ve
yasaklara şartlandırırsın bu yasak değil,yasak olan bunu islamdan
saymandır,
tasavvuf yahudi,hristiyan budist,hindu gibi inanış içinde bulunan milletlerin islama bulaştırdığı,islam dışılıktır,
sözde islam lehine oryantalistlerin yazmış oldukları da, tasavvufu desteklemekten öte şiddetle islamın özü tasavvuftur ayağıyla yola çıkmaktadırlar,işin en azından burasında uyanmak lazım.
tasavvuf,belli bir anlam yükü taşıyan,belirli bir içeriği olan salt
ve yalın bir kavram olarak ele alınmamalıdır,tutarlı bir belirlemede
bulunabilmek için,kesinlikle bu ad yada kavramı olay,olgu ve oluşum
bazlarınada ayrı ayrı irdlemek gerekir,olay olarak tasavvuf;bir
görüngü,bir görüntü bir görünüştür,bilindiği gibi görünüşler,olaya
bakan kimselerin yorumlarıyla bağımlıdır,görünüş,olayla ilgilenen
kimsede ki değer yargılarına ve yerleşik sanılara,kanılara göre
biçimlenir,
islam aleminde hemen herkez,büyük çoğunluk çocukluk yıllarından
itibaren şeriat-tarikat-hakikat vurgusunu işite işite
yetişir,tasavvufun günü birlik dinden,şeriatten daha ileri düzeyde bir
dindarlık olduğunu kabule, bilinç altları şartlandırılmaktadır.
buna yol açan,veli menkibeleri türbe ziyaretleri rüyalar,kimi
psikolojik anlatımlar,şunlar ve bunlarla kurulmuş,geliştirilmiş ve
beslene duran bir iklim....
daha üst bir katmanda görünmek isteyenlerin,tasavvufi hikmetten söz
etmeleri, ehli tarik kimselerin düz düslümanlar karşısındaki
tafraları,eksik ve yanlışlarının bilincinde olan müslümanların bu
eziklik içinde yakalayamadığı ''tamamiyet''in özlemiyle acaba tarikat
mı? diye düşünmürken diğerlerinin tafrası karşısınd ''ben kim tarikat
kim?türü 2. bir ezikliğe yuvarlanmaları,özellikle de binlerce-kimbilir
belki de onbinlerce yıllık bir birikimin desteğinde insan psikolojisi
ve etkileme yöntemlerini iyi bilen dai/çağırıcı kimlikli
propagandistlerin çabaları da anılan ''iklim''e katılınca,düz
müslümanın gözünde,tarikat ve dolayısıyla tasavvuf çok
önemli,erişilemez,dil uzatılamaz,imrenilmesi gereken,en azından saygı
duyulacak bir kurum konumuna gelmektedir,işte tasavvuf bir olay
olarak,bir görüngü olarak budur;dinine daha iyi sarılma yöntemi..ustaca
sergilenen bir tablonun görüntüsü,
olgu olarak tasavvuf ise,kesinlikle,bu görülenden yada sanılandan
çok daha farklıdır,islamı daha iyi yaşayabilmek,kötülüklerden uzak
kalabilmek,Allah rızasına çok daha fazla yaklaşabilmek gibi
amaçlarla,zahid ve muttaki kimlikler edinmek üzere şu yada bu tarikatta
bulunanlardan hiçbirine herhangi bir inancı isnat etmeksizin ve
hiçbirinin dinsel duyarlılığıbna gölge düşürmeksizin ve hiç kimsenin
inanç ve ibadetleri konusunda yargıda bulunmaksızın hemen belirtelim ki
tasavvuf adına, islam tasavvufu da deniliyor olsa,Allahı tevhit
biçiminden,kurana bakış tarzına,peygambere iman konusundan ahiret
anlayışına varıncaya dek her bakımdan ve her alanda her yönüyle hz
muhammedin getirdiği islamdan daha başka bir islamdır ve bu başkalık
varlığa yönelik bakıştan bilgiye ilişkin değerlendirmeye dek her alanda
gözlemlenmekte hatta ibadet anlayışına kadar uzanmaktadır,olgu olarak
tasavvuf yani tasavvufun gerçeği,özü ''has oda''dakiklerin taşıdığı
iman, ketumiyet sebebiyle ve anlatılsada anlamaya takat getiremezler
gibisinden bahanelerle gizlenen temel inançlarla biçimlenen sistem bu
kendi deyimleriyle açıklandığında taşlanmalarını gerektirecek ilke ve
düşünceler,bunlara olan iman ve gerçekte insanlığın ortak mirası
üzerine peygamber varisi yazılmış bayrağı ellerinde sallayıp
durmalarına karşın velayeti nübüvvetten üstün sayıcı bir anlayışla
velayet sahibi olduklarını öne süren bu kimseler evet gerçekte
peygamber varisi değilde insanlığın ortak mirasının varisleri.Olgu
olarak tasavvuf ,işte böyle.
oluşum olarak tasavvufa gelince,tasavvuf bağlılarınca ilk sufiler
olarak tanıtılan müslümanların hayırlıları gerçekte ve gerçek bir süreç
bağlamında bir oluşum zincirinin ilk halkaları olmadıkları halde böyle
gösterilip,tüm müslümanların imrendiği ve öykündüğü kimlijkler olarak
tasavvuf propagandacılığı bağlamında birer ökse,tasavvufu savunma ve
aklandırma doğrultusunda ise;sığınak olarak işlevlendirilen bir konumda
değerlendirilmişlerdir,oysa bu hayırlı kimseler yönelik bu tutyumları
gerçek anlamda işten ve sadık bir izleyicilik değil ,strateji ve taktik
gereği baş vurulan bir sahiplenmedir,nitekim ,sufilerin yaptıkları ilk
iş bu izlerince gittiklerini öne sürdükleri kimselerin davranış ve
biçimlerini çarpıtarak benimsemek ve anlatmak olmuştur,günü birlik
yaşamda uyguladıkları kuran ve sünnete dayalı ölçüler sufiler eliyke
yorumlanarak,farklı içerikli bir yapıya oturtulmuştur,bu tasavvufun
oluşumu doğğrultusunda ki,birinci aşamadır ve bu aşamadaki yorumlarda
ki kurani kavramlar çift bir anlamlı bir görünüşe
büründürülmüştür,kuranda yada hadislerde geçiyor olmasından ötürü hiç
kimsenin karşı çıkmayacağı tersine dört elle sarılacağı kelimeler bu
yanıyla,ökse gibi kullanılmış ve yakalananlara da aynı kelimeyle
yüklenmiş daha yeni anlamlar aşılanarak,insanlar birer ikişer dönüşüme
uğratılmıştır,bir ağaca bir başkasından getirilen çubuğun aşılanması
gibi,gövde aynı olsada işte ağaç aşılanan çubuğa göre meyve verecektir
ve nitekim islam gövdesine yorumlar ve yorumlamalarla yapılan aşı
sonunda o gövdeden insanlığın ortak mirasının meyveleri fışkırmaya
başlamıştır,bu meyveler kesinlikle islamın değildir ve oluşum olara
tasavvuf bağlamında ilk başkalaşım bu noktada böyle başlamıştır,bu
olayı biz islamın diğer inançları tavsiye ederek özümlemesi diye
alamayız ,bu yöndeki düşünceleri doğru sayamayız,çünkü gövde islamın
olsada meyva onun değil,muhammed ümmeti muhammedi olmayan meyvelerden
gıda almaya başlamıştır,bu tutum izince gitmek değil belki kendi
verimlerini,bir başkasının açmış olduğu kanaldan yararlanarak diğer
insanlara ulaştırma eylemidir ve bu durumda izleyicilikten ve çok
kullanıcılık söz konusu edilebilir,oluşum olarak tasavbvufun oluşma
oluşma sürecinin ilk basamağında ki yorumlamanın hemen ardında
kavramlaştırma diye adlandırılması mümkün bir aşamaya
girilmiştir,aradaki fark şuradadır ki,ilkinde islamın günübirlik yaşama
ilişkin ölçüleri yorumlarlaiyeni anlamlara kaydırılıp,beyinler bu
doğrultuıda koşullandırılmışken 2.aşamada bu koşullandırılmış
beyinler,artık kabule hazır bulundukları,kimi yeni kavramların kapısına
iletilmişlerdir.
''İNSANIN YÜCELİĞİ VE GUENONİYEN BATINİLİK...ZÜBEYİR YETİK
__________________ Herkes kendi ameliyle Allah’ın huzuruna gider
|