Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
SELAM HANİF DOSTLAR,
NETPANO adlı siteyi okurken"Ricâl-i Gayb" diye bi şey geçti daha evvelde duymuştum google da tarattım çok ilginç şeyler okudum daha evvelde tarikatçılardan buna benzer şeyler duymuştum...
"Ricâl-i Gayb";
dünyadaki toplumların idaresiyle görevli gizli Allah velileri...
Bu
Evliyaullahın belli rütbeleri vardır. Kendi aralarında mertebeleri vardır...
Zamanın
"Gavs"ı vardır. Bu Gavs`ın iki görevli yardımcısı vardır.
"Kutbul Aktâb" ve "Kutbul İrşad".
Bunlardan
sonra, varlıktaki dört ana yapıda tasarruf eden 4`ler, Dört Kutub,
"Aktâbı Erbaa" vardır.
Ondan sonra,
7`ler vardır.
Ondan sonra
12`ler, 40`lar, 300`ler var ki, bunlar 313
kişidirler, 300`ler diye geçer. Sonra 700`ler, ondan sonra
1200`ler ve ondan sonra da 124.000 kişilik umumi bir görevli
ordusu vardır; ki buna "mânevi yöneticiler" ordusu denilir.
Bu zevâtı da,
dışarıdan kimse tanıyıp bilemez!. Bunlar gizli kişilerdir.. Bunların
görevleri konusuna ileride değineceğim bir miktar...
"Allah`ın
evliyası O`nun örtüsü altındadır. Dışarıdan bakan Onları göremez."
buyrulur.
Bundan amac;
dışarıdan bakınca göze görünmez olmaları değil elbette!. Onların
şekli, tavrı, yaşayışı, görüşü vs. öyle bir haldedir ki; sen onlara baktığın
zaman dışarıdan, bu adam evliyadandır, görevlidir; diye aklından, hayâlinden
geçmez!...
Çünkü;
herkesin kafasında, klasik bir tanrı tasavvuru olduğu gibi; burada da
klasik bir veli hayâli vardır!.
Oysa hiç bir
zaman, bir veli senin tasavvur ettiğin, hayâl ettiğin bir şekilde, yapıda,
özellikte değildir!...
O yüzden bu
görevli olan veliler bilinmez, tanınmaz!.
Bilinmeyip
tanıtılmamasının çok önemli bir gerekçesi de şudur:
Eğer sen,
gerçekten öyle bir kişinin görevli bir kişi olduğunu bilsen ve de ona
gereken saygıyı, itaati göstermesen çok büyük bir vebal altına girersin!...
Çünkü onda tasarruf eden, Cenâb-ı Hak`dır!... Ona olan itirazın Allah`a olan
itirazın gibidir!.
Cenâb-ı Hak,
insanlara rahmet olarak, onları gizlemiştir!. Gizli olup da açıklanmaması
dolayısıyla, velev ki O`na rastlasan, kızsan, küfretsen dahi hiç bir vebâli
yoktur. Yani, normal bir insana yapmışsın gibidir!. Elbette ki bir insana
hakaret edersen, bundan dolayı zararlı çıkarsın, ama olay bu çizgide biter.
Buna karşın
bir veliye, Allah`ın bir velisine isyan edersen veya O`na savaş
açarsan başın büyük belaya girer!.
Hadis-i
Kudside buyuruyor ki Cenâb-ı HAK:
"Benim
Evliyama isyan eden, savaş açan, bana savaş açmış gibidir..."
Böylesine bir
olay!.
Evet, bu
mânevi görevliler, bütün bu oluşta, tasarrufa sahip olan kişilerdir...
Olayı, sakın
"Yukarıda bir tanrı var. O`ndan bilmem kimlere mesaj geliyor da, onlar da
diğerlerine iletiyorlar." şeklinde anlamayalım...
"Allah`ın
Ehadiyet"ni, "İhlâs" sûresini izah ederken;
Yukarıda bir
tanrı yok, dedik!. O, tüm varlığın özünde!.
Cenâb-ı
Hak, varlık üzerindeki tasarrufunu, bu âlemde melekler ve özlerinde olduğu
bu veliler vasıtasıyla tatbik eder!.
Burayı çok
iyi anlamak lazım.
"Allah
böyle diledi, böyle yaptı, böyle tasarruf etti" dediğin zaman,
yukarıdaki bir tanrı oradan buraya yönelik olarak böyle tasarrufta
bulunmuyor!.
O, Veli
dediğin, "Rical-i Gayb" dediğin, gizli, görevli kişilerin; kişiliği
ortadan kalkmış, benlikleri yok olmuştur... Ve onların varlığında
tasarruf eden Hakk`ın tasarrufudur bu!.
Aklı bu olayı
alamayanlar sorar... Hakk`kın direkt olarak gücü yetmiyormu ki, o veliler
yani ricali gayb aracılığıyla tasarruf etsin?... Hakk`kın gücü yetmiyormu
ki melekler aracılığıyla tasarruf etsin!?...
Melekler
aracılığıyla tasarruf eder ve bu Allah için bir noksanlık oluşturmaz da
insanlar aracılığıyla neden tasarruf edemez?...
Evet Allah,
o görevli velilerde tecelli etmek suretiyle bu âlemde, içinde yaşadığımız
bu boyutta tasarruf eder!.
Ancak, burada
anlattığımız olay, Dünya ve güneş sistemi için geçerli olan bir olay!...
Bunun
dışındaki sayısız sistemlerde, sayısız varlıklar var. Ve o sistemlerde öyle
varlıklar var ki, bunlar insanlardan da üstün!. Burayı gözden
kaçırmayalım!...
İnsan, bu
sistem içindeki en mükemmel varlıktır!... Yoksa, sadece, bizim
Samanyolu dediğimiz Galaksimizde 400 milyar yıldız var!. Bunların her
birinde de kendine has hayat sistemleri var!. Onlara, sadece, "Melekler"
deyip geçmiş, detayına girmemişiz...
Dua edelim
ki, Allah bize de nasip etsin o arınmayı; o alemlere geçmeyi, o alemleri
değerlendirebilmeyi kolaylaştırsın!...
İşte bu
görevli olan Zâtlar, gerek bu meleklerden, gerekse cinlerden bir kısmını
görevleri icâbı kullanabilirler.
Bazı işler
vardır, bilfiil kendileri tatbik ederler, yaparlar...
Bazı işler de
vardır ki, onları görevli meleklere veya cinlere yaptırtırlar!.
Bu,
görevli Evliyaullah dediğimiz zevat, her ayın 14`ünü, 15`ine bağlayan
(gökteki ayın) gece toplantı yaparlar.
Buna
"DİVAN" toplantısı denilir...
Toplantılarda, dünyanın gidişatı hakkında, çeşitli ülkelerin durumu
hakkında, tabii âfetler, doğal olaylar hakkında vs. belli kararlar alırlar.
Bu kararların
uygulanması da, o bölgelerin sorumlularına verilir... O bölgelerin
sorumluları da, emirlerindeki melekler veya cinleri kullanarak kararları
yürürlüğe sokarlar... Bunlar, "DİVAN"da alınan kararları uygulayan
görevli veliler "Ricâl-i Gayb" ordusudur...
Diyelim ki...
"DİVAN"da
bir karar alınmıştır yıllar önce; Türkiye ile Yunanistan arasında bir savaş
çıkacaktır!.. Bunun sebebi de Egedeki adaların kıta sahanlığı meselesidir..
Bu savaşın sonucu Yunan için hüsran olacak; Türkiye, Yunanistan`ın sebebiyet
verdiği bu savaş sonunda hem batı trakya`yı hem de adaları harp tazminatı
olarak ele geçirecektir... Ya da, Avrupa şımaracak, Türkiye`yi dışlayacak,
daha sonra da Rusya tarafından perişan edilecek; Amerika Rusya karşısında
acze düşecektir... gibisinden... Yani, meselâ dedik!..
Meselâ, o
bölgenin sorumlusu, tuttu diyelim ki, Peron`u etkiledi... Arjantin`de bir
karar aldı. O kararın neticesinde de bir takım olaylar cereyan etti....
Veyahut da diyelim ki; Amerika`da bir an Reagan`ı etkiledi, o bir anlık
etkilenmeyle, bir karara vardı, imzayı attı. O bir imza, bir karar zaten
bütün olayların temel kaynak noktasıdır.
İşte
"DİVAN"ın 20-30 yıl öncesinden aldığı bir takım kararlar, görevli
veliler tarafından ilgili birimler harekete geçirilmek suretiyle uygulamaya
konur... Olayların o kararlar istikametinde gelişmesi oluşturulur... Ve
nihayet şartlar tam olgunlaştığında olaylar patlak verir!..
Biz dışarıdan
baktığımızda, sanırız ki bir anda bu olaylar patladı!... Oysa o olayların
kökeni çok yıllar öncesine dayanır.. Ve işte bahsettiğimiz "Ricâl-i Gayb"
denen zevâtın, Hakk`ın takdirini tahakkuk ettirmesi olayı da böylece
gerçekleşir!..
Tabii,
bunların dışarıdan anlaşılması mümkün değildir..
Nitekim bir
açıklama da vardır bu konuda... Rasûlullah Aleyhisselâm şöyle
buyurmaktadır:
"Eğer
Allah bir olayı takdir etmişse, o an`da kişinin aklını başından alır, kişi
fiili işler; sonra da o kişinin aklını ona iade eder.
Bu defa o
kişi; "tûh... ben ne yaptım da bu kararı aldım, nasıl oldu da bu fiili
işledim" der, pişman olur. Behemahal Allah`ın takdiri yerine gelir!."
...
Şİmdi, burada
dikkat edin!...
"...Behemahal Allah`ın takdiri yerine gelir!.."
"Allah
takdir etti..." gibi
konularda, olayı, yukarıda ötedeki bir tanrının, buraya müdahalesi
şeklinde sakın düşünmeyin!..
Bu işler,
bu mânevi görevlilerin varlığı ile, Hakk`ın takdirinin ve kudretinin ortaya
çıkması olayıdır!.
Ama, dediğim
gibi, hiç birimiz bilemeyiz yarın neler getirir; mümkün değil!...
Ben burada
bir olayı, bir sistemi, çalışan mekânizmayı, bir düzeni anlatmak sadedinde
izah ediyorum bunları.. siteden aynen kopyaladım aklıma seriler halinde seyrettiğm güzel fantastık film İSKOÇYALI aklıma geldi maceradan maceraya koşuyor bi türlü ölmeyi beceremiyor... paylaşımlarınızı bekliyorum belkı bu konu forumda işlenmiştir sitenin aramasını tarattım herzamanki gibi error falan yazdı herhangi bi bilgiye ulaşamadım... SAYGILARIMLA.
__________________ saygılarımla
Aaydın
|