Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.
Yunus Suresi 105
Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.
Enam Suresi 79
İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.
Ali İmran Suresi 67
Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.
Nahl Suresi 123
De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.
Ali İmran Suresi 95
Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.
Yani yorumla meal arasındaki fark yorumu yapan insan ile anlamı vahyeden Allah arasındaki farktır. Kısacası meale karıştırılan yorum Kuran’a ihanettir.
"Allah
Kuran'da ne diyorsa o"na razıysak, İslamı Allah'a özgüleme niyetimizde
samimiysek artık bu ihanete bir son vermemiz gerekiyor.
Tüm medya kuruluslarina sunulmasini isterim dogrusu da bu bence.
Insan hata yapabilir,önemli olan hatalarinda israrli olmamakdir,gercekleri görünce,düsüncesindeyim.
paylasiminiz icin Allah razi olsun insallah,ve ilmimizi artirmasini dilerim.
Katılma Tarihi: 27 haziran 2007 Yer: Turkiye Gönderilenler: 155
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
Hasan Akçay Yazdı:
Merhaba yalnız_kürt.
Y N Öztürke’e göre “evi’t tâbi’ıyne gayri uli’l ırbeyi mine’r ricâl”in Türkçesi: yahut ihtiyaç içinde olmayan erkeklerden kendilerinin hizmetinde bulunanlar.
Doğru çeviri bu. Ama size göre muğlak. Neden? Çünkü içinde yorum yok
Bana göre muğlaktı:Yani ihtiyacın ne olduğunun cevabı ( cinsel ihtiyaç,takıya olan ihtiyaç ) çeviride bulunmuyordu.
Çalışmanı indirdim.İlgili yere şöyle bir göz attım.Daha sonra dikkatli bir şekilde okuyup inceleyeceğim.Kafama takılan bir durum olursa ,sorarım.
Cevap yazdığın için teşekkür ederim.
__________________ Gideni az olan yoldan gidin (İncil)
Yeryüzünde yaşayanların çoğunluğuna uyarsan seni Allah'ın yolundan saptırırlar (Kur-an)
Allah'ın insanlara sunduğu, onca nimetleri kullanmaktan / paylaşmaktan yana yönelmemiz gereken mesele'ler dururken, bütün ülke cümbür cemaat türban konuşmamız, insan'ın akıllı yaratık olarak yapması gereken faliyetler kapsamında olamaz. ömrümüzün sonuna dek sürebileceğini bile düşünmeye başladım.
Hindistan'dan Endonezya, Singapur kıyılarına kadar yağmur iklimi görülen coğrafyalardır. Arabistan iklimi'de yağmur ikliminde olsaydı ve Resul Muhammed tebliğ görevini yağmurlu bir iklim coğrafyasında yapsaydı, herhalde şimdi, çöl örtüsünü tartışmazdık.
“İlahiyat bilginleri niye konuşmuyor?” deniyordu ya; övgü Allaha, biri sonunda konuştu. Diyanet İşleri eski başkanı profesör doktor Süleyman Ateş 17 Şubat 2008 tarihli VATAN gazetesindeki yazısında diyor ki:
Khimâr esas itibariyle örtmek anlamına gelirse de dinsel örftebaş örtüsü anlamını kazanmıştır.
Asırlar önce yazılmış Akhterî adlı Osmanlıca lügatta “khimâr” sözcüğü, “Avretler (kadınların) başına sardığı bez” diye tanımlanmaktadır.
İbn Manzur’un Lisanu’l-Arab’ında da "khimâr"ın baş örtüsü olduğu belirtilmektedir.
Ünlü müfessir Kurtubî de "va’l-yadribne bi-khumurihinne alâ cuyûbihinne: Khimârlarını yaka yırtmaçlarının üstüne koysunlar" (Nur: 31) ayetinin tefsirinde khimâr sözcüğünün, kadınların başına örttükleri örtü olduğunu belirttikten sonra diyor ki: "O zamanda kadınlar baş örtülerinin uçlarını arkaya sarkıtırlardı. Yüce Allah, örtülerinin uçlarını yaka yırtmaçlarının yani göğüslerinin üstüne koymalarını buyurdu.”
İki hususa dikkat eder misiniz:
(1)Koyu harfli Arapça ifadedeki CUYÛB, çoğuldur. Tekili ceyb. Bunun Kuranî anlamı yani doğru anlamı için Neml 12’ye bakınız. Allah orda Mûsa’ya sesleniyor:
edhıl yedeke fî ceybike elini koynuna sok
Mûsa’nın KOYNU, memelerinin olduğu yerdir yani göğsü. İnsan, elini yaka yırtmacından gırtlağına değil göğüs yırtmacından göğsüne sokar. Önce mealdeki bu yanlışı düzeltelim; "Allah ne diyorsa o!" diyelim. Allah’ın sözlerini çarpıtmayalım.
(2)KHİMAR, her ne kadar genel anlamdaörtü ise de Nûr 31 özelindebaş örtüsüdür. Ben de buna inanıyorum. Çünkü göğüs yırtmacına en yakın örtü baş örtüsüdür; masa örtüsü ya da pencere örtüsü değil. Akıl var izin var.
"O halde, Nûr 31'de tesettür var!" iddiasına gelince, bu o çok bilinen bektaşi öyküsündeki Allah’ın "Namaza yaklaşmayın!" dediği iddiasına benzemiyor mu?
Allah "İnanan kadınlar baş örtülerini göğüs yırtmaçlarının üstüne vursunlar; ziynetlerini açmasınlar!" diyor, tamam. Ama devamı var. Ordafakat şu şu şu şu kimselere başka deyip bir istisnalar listesi verilmiş.
Ve o listede örneğin ma meleket eyman uhun var. Yani, Süleyman Ateş, Hayrettin Karaman ve Mevdudi misillu ulemaya göre inanan kadınların "dişi ve erkek köleler"i.
Ve tâbi'ıyne gayri uli'l ırbeti mine'r ricâl var. Yani ihtiyaçsız erkek tâbileri. Örneğin Hayrunnisa Hanımefendinin "ihtiyaçsız erkek korumalar"ı, inanan kadınların "ihtiyaçsız erkek hizmetçiler"i.
Kadının o erkeklere khimarının altındaki hangi ziynetini açması caizdir; göğsünü mü, altın zincirini mi?
Tesettür fesadının can alıcı noktası işte bu. Görelim bakalım Diyanet İşlerinin sayın eski başkanı ilahiyat profesörü doktor Süleyman Ateş nasıl açıklayacak. Allah isterse.
*
Kur’ân’da baş örtüsü var mı (2)
Sayın Ateş’in ikinci ve son bölümde yazdıklarını, virgülüne dokunmadan, alıntılıyorum. Lütfen okuyun. Sonra üç sorum olacak:
Hazreti Ayşe, kadının yüzü ve elleri dışındaki kısmı örtmeleri gerektiğini söylemiş, Hz. Peygamber baldızı Esma’nın ince bir giysi giydiğini görünce, kadının yüzü ve ellerinden başka yerlerini de örtmesi gerektiğini buyurmuştur (Bkz. Kurtubî, Tefsir: 18/229-230). “Bu zamanda ben bunu kullanamıyorum, toplumsal şartlar buna engel” diyebilirsiniz. O mesele sizinle Allah arasında. Ama “baş örtüsü yoktur, Müslüman bilginler hep çarpıttılar” derseniz bu sav büyük cürettir, sırf birilerinin hoşuna gitsin diye söylenmiş bir sözdür. İslâm’ı bilen bir kimsenin hatta bir müsteşrikin (doğu bilimci) dahi bu savı kabul edeceğini sanmam.
1400 yıldan beri Müslüman kadınlar başlarını örterler. Siz Peygamber’in hanımlarının başı açık gezdiklerini mi düşünüyorsunuz? Bundan 50 yıl öncesine kadar analarımız, bacılarımız, kızlarımız hep başı örtülüydü. Bunlar hep yanlış mı yaptılar? Ayrıca Kur’ân kadınların, ziynetlerini yabancı erkeklere göstermemelerini de emrediyor. Saç kadının ziyneti değil mi? Eğer ziynet değilse niçin kadınlar hemen her hafta kuaföre gider, saçlarını türlü biçimlere sokarlar? Şunu bilin ki baş örtüsü Kur’ân’ın emri olduğu gibi İncil’in de Tevrat’ın da emridir. Hiç kimse kendi keyfi için dinin hükümlerini çarpıtmamalı. Baş örtüsü takmayacaksan takma ama inkâr etme. Çünkü inkâr vebaldir, günahtır.
Siz nasıl isterseniz öyle gezersiniz, özgürsünüz. Şunu her zaman belirtiyorum: Müslümanlık elbette sadece baş örtüsünden ibaret değildir. Baş örtüsü de Kur’ân’ın emirlerinden biridir. Ama ondan çok daha vurgulu emirler vardır. Mesela yalan söylememek, doğruluk, gıybet etmemek, kalbi kötü düşüncelerden, kinden nefretten korumak, kimsenin kusurunu araştırmamak, nefsi için istediğini başkası için de istemek gibi... Bunlar hep Kur’ân ve hadisin vurgulu emirleridir. Herhangi bir sebeple başını kapatmadı diye kadın dinden çıkmaz. Ancak “Kur’ân’da böyle bir şey yoktur” demek kanaatime göre büyük yanlıştır. “Var ama ben bunu uygulayamıyorum” derseniz o sizinle Allah arasındadır. Başınızı örtmeseniz de elinizden geldiğince Kur’ân’ın doğruluk, dürüstlük, dedikodudan uzak durma, kalbi kötü düşüncelerden koruma, haksızlıktan uzak durma gibi vurgulu emirlerini uygulamaya çalışın. Bunlar sizin uhrevi kurtuluşunuza yardım eder.
Üç soru:
-Tefsirlerinizde açıkladığınıza göre kadınların, erkek kölelerine ziynetlerini açması caizdir. Mevdudi’nin anlattığına göre de Hz Fatıma, üstü başı açıkken, babası kölesiyle birlikte çıkıp geliverince utanıp paniklemiş. Hz Peygamber, “Zararı yok; yalnızca baban ve kölen var!” demiş. Doğru olabilir mi bu?
-Size göre inanan hanımların kölelerine, ERKEK korumalarına ve hizmetçilerine vücut denen ziynetlerini açması caizdir. Peki, günümüzde ERKEK hizmetçiler ve korumalar istese hanımları onlara vücutlarını açar mı? Örneğin Hayrunnisa Hanımefendi sizin Allah adına verdiğiniz icazete uyup göğsünü, saçını erkek korumalarına açar mı?
-Hocam! Soruyorsunuz: “Saç kadının ziyneti değil mi?” Ah güzel hocam! Bu, öykünün yalnızca “Namaza yaklaşmayın!” kısmı. Lütfen devamını da görün! Evet, saç kadının ziyneti, tıpkı göğsü gibi. O yüzden ikisinin üstünde de khimar var... da sonra? Kadının, ziynetlerini şu şu şu erkeklere açması caizdir. Hiç akletmez misiniz; o iş orda kalır mı?
*
İtiraz: Tesettürün altından hemen vücut mu çıkacak?
ZİYNET ne ise o çıkacak efendim. Örneğin Yüce Allah buyuruyor ki: Elçim! İnanan kadınlara söyle -Kul li'l muminât ...
Açıkta olanların dışındaki "ziynetler"ini açmasınlar La yubdîne "zînet"ehunne illa ma zahare minha
Tesettür yanlılarına göre burada anılan ziynetler nedir? Kadın vücudunun alımlı yerleri. Örneğin saçı, göğsü. Nolur, bari kendi ziynet algılamanıza sahip çıkın. Madem "Ziynet vücuttur," dediniz, vücuttur; örtü değil.
"Tesettürün altından fes çıkar, sütyen çıkar," deyip kargaları güldürmeyin. Size göre madem inanan kadının ziynetleri örneğin saçı ve memeleridir ve madem şu şu şu erkeklere o ziynetlerini açması caizdir saçını, memelerini göstermesi caizdir.
Ziynetlerini açmasınlar fakat erkek kölelerine başka Lâ yubdîne zînet ehunne illa ma meleket eyman uhun
Devam:
ya da ihtiyaçsız erkek tâbilerine başka evi't tâbi'ıyne gayri uli'l ırbeti mine'r ricâl
Bu kadar açık ve net. Tesettür dinine göre, inanan bir kadın vücudunun şehvet uyandırır diye örttüğü yerlerini kölelerine ve hizmetçi misillu ihtiyaçsız erkek tâbilerine açabilir. Caizdir bu.
Ben bu ahlaksız icazeti okurken utanıyorum. Allah'ın dediği bu olamaz. Ahlaksız icazet çıkmaz O'ndan. Tesettürcülerin fesadı bu.
Allah'ın dediği ziynetler takılardır. Örneğin kadının göğüslerini aşıp göbeğine uzanan altın zinciri. Kadın onu teninden uzaklaştırıp blüzünün üstüne takarak kendi yakın çevresinde bulunan kimselere açabilir. Caiz olan bu. Temiz olan bu.
*
"ihtiyaçsız erkek"ten kasıt nedir?
Ayetteki ziynetler her ne ise inanan kadının erkek tâbileri onlara ihtiyaç duymayan kimselerdir. Örneğin Emine Hanımefendi erkek korumalarının kendisine doğum günü armağanı olarak verdiği altın zinciri teninden uzaklaştırıp blüzünün üstüne takmak suretiyle onlara gösterebilir. Erkek korumaların o takıya ihtiyacı yoktur.
Öte yandan ziynetler, tesettür bid’atında öne sürüldüğü gibi, kadın vücudunun şehvet uyandıran yerleri ise o erkekler şehveten ihtiyaçsızdır.
Ama kocaman bir yalan bu. Çünkü ma meleket eyman da tıpkı o erkek hizmetçilerin konumundadır. Cinsel ihtiyaçsızlık onlar için şart koşulmamış; hizmetçiler için neden koşulsun?
Artı, hadislerde de yok o şart. Benim yukarda Süleyman Ateş’e yönelttiğim sorulardan biri bununla ilgiliydi:
Tefsirlerinizde inanan kadınların, erkek kölelerine ziynetlerini açmasının caiz olduğunu belirtiyorsunuz. Mevdudi’nin anlattığına göre de Hz Fatımakölesinden utanınca Hz Peygamber, “Zararı yok; yalnızca baban ve kölen var!” demiş.Doğru olabilir mi bu?
*
Uyarı: Baş örtüsü sorununu çözmek için önemli olan görebilmek, anlayabilmek ve aklı çalıştırmaktır.
Haklısınız. Yani var olan aklımızı çalıştırmıyoruz bile bile. Başörtüsü her halde o yüzden Gordium oldu. Çözüm için Makedonya’lı İskender'i bekliyoruz.
Şu sözde hicab hadisine sığınan tesettür alimine bakın. Kesinlikle akıl sahibidir; hattâ üstün zekalı. Artı, Diyanet İşleri eski başkanı, profesör doktor, ilahiyat bilgini olduğuna göre çok ama çok bilgilidir:
Hz Peygamber, baldızı Esma’yı ince bir giysi içinde ve başı açık görünce, kendi mubarek ellerini ve yüzünü gösterek “İnanan bir kadının şurası, şurası hariç erkeklere vücudunu göstermesi haramdır,” buyurdular. (Kurtubî, Tefsir: 18/229-230)
(1)Allah’ın ak dediğine Elçisinin kara demesini sağlıyor.
Allah: İnanan kadınlar ziynetlerini göstermesinler ama şu şu şu erkeklere başka. (Dikkat: tesettür dinine göre eller ve yüz hariç kadın vücudunun bir sürü kapalıyeri var ki şu şu şu erkeklere açılması caizdir).
Muhammed:Eller ve yüz hariç inanan bir kadının vücudunu erkeklere açması haramdır.
(2)Başörtüsünün Kur’ân’da var olduğunu kanıtlamak için hadis getiriyor, ayet değil.
Bu Diyanet İşleri eski başkanı ilahiyat alimi profesör doktorun aklını çalıştırmaya mı ihtiyacı var, iyi niyetli olmaya mı?
Kur’ân’da baş örtüsü var mı? (1)yok,cünki ayetde"bas"kelimesi gecmiyor apacik!!
Başرُؤُوس, اَرْؤُس
“İlahiyat bilginleri niye konuşmuyor?” deniyordu ya; övgü Allaha, biri sonunda konuştu. Diyanet İşleri eski başkanı profesör doktor Süleyman Ateş 17 Şubat 2008 tarihli VATAN gazetesindeki yazısında diyor ki:
Khimâr esas itibariyle örtmek anlamına gelirse de dinsel örftebaş örtüsü anlamını kazanmıştır.
Asırlar önce yazılmış Akhterî adlı Osmanlıca lügatta “khimâr” sözcüğü, “Avretler (kadınların) başına sardığı bez” diye tanımlanmaktadır.
İbn Manzur’un Lisanu’l-Arab’ında da "khimâr"ın baş örtüsü olduğu belirtilmektedir.
Ünlü müfessir Kurtubî de "va’l-yadribne bi-khumurihinne alâ cuyûbihinne: Khimârlarını yaka yırtmaçlarının üstüne koysunlar" (Nur: 31) ayetinin tefsirinde khimâr sözcüğünün, kadınların başına örttükleri örtü olduğunu belirttikten sonra diyor ki: "O zamanda kadınlar baş örtülerinin uçlarını arkaya sarkıtırlardı. Yüce Allah, örtülerinin uçlarını yaka yırtmaçlarının yani göğüslerinin üstüne koymalarını buyurdu.”
İki hususa dikkat eder misiniz:
(1)Koyu harfli Arapça ifadedeki CUYÛB, çoğuldur. Tekili ceyb. Bunun Kuranî anlamı yani doğru anlamı için Neml 12’ye bakınız. Allah orda Mûsa’ya sesleniyor:
edhıl yedeke fî ceybike elini koynuna sok
Mûsa’nın KOYNU, memelerinin olduğu yerdir yani göğsü. İnsan, elini yaka yırtmacında gırtlağına değil göğüs yırtmacından göğsüne sokar. Önce mealdeki bu yanlışı düzeltelim; "Allah ne diyorsa o!" diyelim. Allah’ın sözlerini çarpıtmayalım.
(2)KHİMAR, her ne kadar genel anlamdaörtü ise de Nûr 31 özelindebaş örtüsüdür. Ben de buna inanıyorum. Çünkü göğüs yırtmacına en yakın örtü baş örtüsüdür; masa örtüsü ya da pencere örtüsü değil. Akıl var izin var.
"O halde, Nûr 31'de tesettür var!" iddiasına gelince, bu o çok bilinen bektaşi öyküsündeki Allah’ın "Namaza yaklaşmayın!" dediği iddiasına benzemiyor mu?
Allah "İnanan kadınlar baş örtülerini göğüs yırtmaçlarının üstüne vursunlar; ziynetlerini açmasınlar!" diyor, tamam. Ama devamı var. Ordafakat şu şu şu şu kimselere başka deyip bir istisnalar listesi veriyor.
Ve o listede örneğin ma meleket eyman uhun var. Yani, Süleyman Ateş, Hayrettin Karaman ve Mevdudi misillu ulemaya göre inanan kadınların "dişi ve erkek köleler"i.
Ve tâbi'ıyne gayri uli'l ırbeti mine'r ricâl var. Yani ihtiyaçsız erkek tâbileri. Örneğin Hayrunnisa Hanımefendinin "ihtiyaçsız erkek korumalar"ı, inanan kadınların "ihtiyaçsız erkek hizmetçiler"i.
Kadının o erkeklere khimarının altındaki hangi ziynetini açması caizdir; göğsünü mü, altın zincirini mi?
Tesettür fesadının can alıcı noktası işte bu. Görelim bakalım Diyanet İşlerinin sayın eski başkanı ilahiyat profesörü doktor Süleyman Ateş nasıl açıklayacak. Allah isterse.
*
Kur’ân’da baş örtüsü var mı (2)
Bakara 196 (Medenî 87) 196 Haccı da umreyi de Allah için tamamlayın. Eğer engellenirseniz, esir veya köle âzatlamak, Kâbe'ye kurbanlık hayvan veya başka bir şey sunmak şeklinde bağışta bulunmanın kolayınıza geleni yeterlidir. Bağış, kendi yerine varıncaya kadar رُءُوسَك 15;مْ başlarınızı tıraş etmeyin. İçinizden hasta olan yahut başından rahatsızlığı bulunan oruç tutarak yahut sadaka vererek veya kurban keserek/Allah'a yakınlık için Kâbe''ye bir şey bağışlayarak fidye yoluna gitsin. Güvene kavuştuğunuzda, hacca kadar umreden yararlanmak isteyen, esir veya köle âzatlamak, Kâbe'ye kurbanlık hayvan veya başka bir şey sunmak türünden kolayına gelen bir bağışta bulunsun! Bunu bulamayan oruç tutsun: Bu, üç günü hacda, yedi günü döndüğünüzde, tam on gündür. Bu, ailesi Mescid-i Haram'da oturmayan kişi içindir. Allah'tan sakının ve bilin ki, Allah'ın azabı çok şiddetlidir. Mâide 6 (Medenî 112) 6 Ey iman sahipleri! Namaza/duaya duracağınız zaman yüzlerinizi ve dirseklere kadar ellerinizi yıkayın; بِرُءُوس 16;كُمْ başlarınızı meshedin ve topuklara kadar ayaklarınızı meshedin/yahut yıkayın. Eğer cünüp iseniz iyice temizlenin! Hasta yahut yolculuk halinde iseniz yahut biriniz tuvaletten gelmişse yahut kadınlara dokunmuş da su bulamamışsanız temiz bir toprakla teyemmüm edin: Yüzlerinizi ve ellerinizi ondan meshedin. Allah size zorluk çıkarmak istemiyor. Ancak sizi temizlemek ve üzerinizdeki nimetini tamamlamak istiyor ki, şükredebilesiniz. İsrâ 51 (Mekkî 50) 51 "İsterseniz gönlünüzde büyüyen herhangi bir yaratık olun." Diyecekler ki: "Peki bizi yeniden kim yaratacak?" De ki: "Sizi ilk kez yaratan kimse, o!" Bunun üzerine رُءُوسَه 15;مْ başlarını sana doğru alaylı bir biçimde sallayarak şöyle konuşacaklar: "Ne zaman o?" De ki: "Çok yakın olabilir!" Hac 19 (Medenî 103) 19 İşte şu iki hasım, Rableri hakkında çekişip durmuşlardır. Sonuçta küfre sapanlar için ateşten giysiler biçilmiştir. رُءُوسِه 16;مُ Başlarının üstünden de kaynar su dökülmektedir. Secde 12 (Mekkî 75) 12 Günahkârları, Rablerinin huzurunda رُءُوسِه 16;مْ başlarını eğmiş olarak şöyle derken bir görsen: "Rabbimiz; gördük, duyduk, geri gönder bizi ki, barışa/hayra yönelik iyi iş yapalım. Artık kesin olarak inanıyoruz." Sâffât 65 (Mekkî 56) 65 Tomurcukları tıpkı şeytanların رُءُوسُ başlarıdır. Fetih 6 (Medenî 111) 6 Ve Allah hakkında kötü sanılar besleyen erkek münafıklarla kadın münafıklara ve erkek putperestlerle kadın putperestlere, o kötülük girdabı رُءُوسَك 15;مْ başlarına dönesilere azap etsin diyedir bu. Allah onlara öfkelenmiş, onları lanetlemiş ve kendilerine cehennem hazırlamıştır. Kötü bir varış yeridir o. Fetih 27 (Medenî 111) 27 Yemin olsun ki Allah, resulüne o rüyayı hak olarak doğru çıkarmıştır. Allah dilerse رُءُوسَك 15;مْ, başlarınızı tıraş etmiş, saçlarınızı kısaltmış olarak güven içinde, korku duymadan Mescid-i Haram'a mutlaka gireceksiniz. Allah, sizin bilmediğinizi bildi de bundan önce size yakın bir fetih nasip etti. Nûr 31 (Medenî 102) 31 Mümin kadınlara da söyle: Bakışlarını yere indirsinler. Cinsel organlarını/ırzlarını korusunlar. Süslerini/zînetlerini, görünen kısımlar müstesna, açmasınlar. Örtülerini(başörtülerini)? بِخُمُرِ göğüs yırtmaçlarının üzerine vursunlar. Süslerini şu kişilerden başkasına göstermesinler: Kocaları yahut babaları yahut kocalarının babaları yahut oğulları yahut kocalarının oğulları yahut kardeşleri yahut erkek kardeşlerinin oğulları yahut kız kardeşlerinin oğulları yahut kendi kadınları yahut ellerinin altında bulunanlar yahut ihtiyaç içinde olmayan erkeklerden kendilerinin hizmetinde bulunanlar yahut kadınların kaygı duyulacak yerlerini henüz anlayacak yaşa gelmemiş çocuklar. Süslerinden, gizlemiş olduklarının bilinmesi için ayaklarını yere vurmasınlar. Ey müminler, Allah'a topluca tövbe edin ki kurtuluşa erebilesiniz! Mâide 91 (Medenî 112) Şeytanخَمْرِ içki ve kumar yoluyla ancak aranıza düşmanlık ve kin sokmak; sizi, Allah'ı anmaktan ve salat/namaz,dan alıkoymak ister. Artık (bunlardan) vazgeçtiniz değil mi?
Sayın Ateş’in ikinci ve son bölümde yazdıklarını, virgülüne dokunmadan, alıntılıyorum. Lütfen okuyun. Sonra üç sorum olacak:
Hazreti Ayşe, kadının yüzü ve elleri dışındaki kısmı örtmeleri gerektiğini söylemiş, Hz. Peygamber baldızı Esma’nın ince bir giysi giydiğini görünce, kadının yüzü ve ellerinden başka yerlerini de örtmesi gerektiğini buyurmuştur (Bkz. Kurtubî, Tefsir: 18/229-230). “Bu zamanda ben bunu kullanamıyorum, toplumsal şartlar buna engel” diyebilirsiniz. O mesele sizinle Allah arasında. Ama “baş örtüsü yoktur, Müslüman bilginler hep çarpıttılar” derseniz bu sav büyük cürettir, sırf birilerinin hoşuna gitsin diye söylenmiş bir sözdür. İslâm’ı bilen bir kimsenin hatta bir müsteşrikin (doğu bilimci) dahi bu savı kabul edeceğini sanmam.
1400 yıldan beri Müslüman kadınlar başlarını örterler. Siz Peygamber’in hanımlarının başı açık gezdiklerini mi düşünüyorsunuz? Bundan 50 yıl öncesine kadar analarımız, bacılarımız, kızlarımız hep başı örtülüydü. Bunlar hep yanlış mı yaptılar? Ayrıca Kur’ân kadınların, ziynetlerini yabancı erkeklere göstermemelerini de emrediyor. Saç kadının ziyneti değil mi? Eğer ziynet değilse niçin kadınlar hemen her hafta kuaföre gider, saçlarını türlü biçimlere sokarlar? Şunu bilin ki baş örtüsü Kur’ân’ın emri olduğu gibi İncil’in de Tevrat’ın da emridir. Hiç kimse kendi keyfi için dinin hükümlerini çarpıtmamalı. Baş örtüsü takmayacaksan takma ama inkâr etme. Çünkü inkâr vebaldir, günahtır.
Siz nasıl isterseniz öyle gezersiniz, özgürsünüz. Şunu her zaman belirtiyorum: Müslümanlık elbette sadece baş örtüsünden ibaret değildir. Baş örtüsü de Kur’ân’ın emirlerinden biridir. Ama ondan çok daha vurgulu emirler vardır. Mesela yalan söylememek, doğruluk, gıybet etmemek, kalbi kötü düşüncelerden, kinden nefretten korumak, kimsenin kusurunu araştırmamak, nefsi için istediğini başkası için de istemek gibi... Bunlar hep Kur’ân ve hadisin vurgulu emirleridir. Herhangi bir sebeple başını kapatmadı diye kadın dinden çıkmaz. Ancak “Kur’ân’da böyle bir şey yoktur” demek kanaatime göre büyük yanlıştır. “Var ama ben bunu uygulayamıyorum” derseniz o sizinle Allah arasındadır. Başınızı örtmeseniz de elinizden geldiğince Kur’ân’ın doğruluk, dürüstlük, dedikodudan uzak durma, kalbi kötü düşüncelerden koruma, haksızlıktan uzak durma gibi vurgulu emirlerini uygulamaya çalışın. Bunlar sizin uhrevi kurtuluşunuza yardım eder.
Üç soru:
-Tefsirlerinizde açıkladığınıza göre kadınların, erkek kölelerine ziynetlerini açması caizdir. Mevdudi’nin anlattığına göre de Hz Fatıma, üstü başı açıkken, babası kölesiyle birlikte çıkıp geliverince utanıp paniklemiş. Hz Peygamber, “Zararı yok; yalnızca baban ve kölen var!” demiş. Doğru olabilir mi bu?
-Size göre inanan hanımların kölelerine, ERKEK korumalarına ve hizmetçilerine vücut denen ziynetlerini açması caizdir. Peki, günümüzde ERKEK hizmetçiler ve korumalar istese hanımları onlara vücutlarını açar mı? Örneğin Hayrunnisa Hanımefendi sizin Allah adına verdiğiniz icazete uyup göğsünü, saçını erkek korumalarına açar mı?
-Hocam! Soruyorsunuz: “Saç kadının ziyneti değil mi?” Ah güzel hocam! Bu, öykünün yalnızca “Namaza yaklaşmayın!” kısmı. Lütfen devamını da görün! Evet, saç kadının ziyneti, tıpkı göğsü gibi. O yüzden ikisinin üstünde de khimar var... da sonra? Kadının, ziynetlerini şu şu şu erkeklere açması caizdir. Hiç akletmez misiniz; o iş orda kalır mı?
*
İtiraz: Tesettürün altından hemen vücut mu çıkacak?
ZİYNET ne ise o çıkacak efendim. Örneğin Yüce Allah buyuruyor ki: Elçim! İnanan kadınlara söyle -Kul li'l muminât ...
Açıkta olanların dışındaki "ziynetler"ini açmasınlar La yubdîne "zînet"ehunne illa ma zahare minha
Tesettür yanlılarına göre burada anılan ziynetler nedir? Kadın vücudunun alımlı yerleri. Örneğin saçı, göğsü. Nolur, bari kendi ziynet algılamanıza sahip çıkın. Madem "Ziynet vücuttur," dediniz, vücuttur; örtü değil.
"İnanan kadınların şu şu şu erkeklere baş örtülerini göstermeleri caizdir," deyip kargaları güldürmeyin. Madem "khimar"ın örttüğü saçlarını, göğüslerini açmaları caizdir saçlarını, göğüslerini göstermeleri caizdir. (Bu saçmalığı dile getirmek zorunda bırakıldığım için özür dilerim.)
Ziynetlerini açmasınlar fakat erkek kölelerine başka Lâ yubdîne zînet ehunne illa ma meleket eyman uhun
Devam:
ya da ihtiyaçsız erkek tâbilerine başka evi't tâbi'ıyne gayri uli'l ırbeti mine'r ricâl
Bu kadar açık ve net. Tesettür dinine göre, inanan bir kadın vücudunun şehvet uyandırır diye örttüğü yerlerini kölelerine ve hizmetçi misillu ihtiyaçsız erkek tâbilerine açabilir. Caizdir bu.
Ben bu ahlaksız icazeti okurken utanıyorum. Allah'ın dediği bu olamaz. Ahlaksız icazet çıkmaz O'ndan. Tesettürcülerin fesadı bu.
Allah'ın dediği ziynetler takılardır. Örneğin kadının göğüslerini aşıp göbeğine uzanan altın zinciri. Kadın onu teninden uzaklaştırıp blüzünün üstüne takarak kendi yakın çevresinde bulunan kimselere açabilir. Caiz olan bu. Temiz olan bu.
*
"ihtiyaçsız erkek"ten kasıt nedir?
Ayetteki ziynetler her ne ise inanan kadının erkek tâbileri onlara ihtiyaç duymayan kimselerdir. Örneğin Emine Hanımefendi erkek korumalarının kendisine doğum günü armağanı olarak verdiği altın zinciri teninden uzaklaştırıp blüzünün üstüne takmak suretiyle onlara gösterebilir. Erkek korumaların o takıya ihtiyacı yoktur.
Öte yandan ziynetler, tesettür bid’atında öne sürüldüğü gibi, kadın vücudunun şehvet uyandıran yerleri ise o erkekler şehveten ihtiyaçsızdır.
Ama kocaman bir yalan bu. Çünkü ma meleket eyman da tıpkı o erkek hizmetçilerin konumundadır. Cinsel ihtiyaçsızlık onlar için şart koşulmamış; hizmetçiler için neden koşulsun?
Artı, hadislerde de yok o şart. Benim yukarda Süleyman Ateş’e yönelttiğim sorulardan biri bununla ilgiliydi:
Tefsirlerinizde inanan kadınların, erkek kölelerine ziynetlerini açmasının caiz olduğunu belirtiyorsunuz. Mevdudi’nin anlattığına göre de Hz Fatımakölesinden utanınca Hz Peygamber, “Zararı yok; yalnızca baban ve kölen var!” demiş.Doğru olabilir mi bu?
*
Uyarı: Baş örtüsü sorununu çözmek için önemli olan görebilmek, anlayabilmek ve aklı çalıştırmaktır.
Haklısınız. Yani var olan aklımızı çalıştırmıyoruz bile bile. Başörtüsü her halde o yüzden Gordium oldu. Çözüm için Makedonya’lı İskender'i bekliyoruz.
Şu sözde hicab hadisine sığınan tesettür alimine bakın. Kesinlikle akıl sahibidir; hattâ üstün zekalı. Artı, Diyanet İşleri eski başkanı, profesör doktor, ilahiyat bilgini olduğuna göre çok ama çok bilgilidir:
Hz Peygamber, baldızı Esma’yı ince bir giysi içinde ve başı açık görünce, kendi mubarek ellerini ve yüzünü gösterek “İnanan bir kadının şurası, şurası hariç erkeklere vücudunu göstermesi haramdır,” buyurdular. (Kurtubî, Tefsir: 18/229-230)
(1)Allah’ın ak dediğine Elçisinin kara demesini sağlıyor.
Allah: İnanan kadınlar ziynetlerini göstermesinler ama şu şu şu erkeklere başka. (Dikkat: tesettür dinine göre eller ve yüz hariç kadın vücudunun bir sürü kapalıyeri var ki şu şu şu erkeklere açılması caizdir).
Muhammed:Eller ve yüz hariç inanan bir kadının vücudunu erkeklere açması haramdır.
(2)Başörtüsünün Kur’ân’da var olduğunu kanıtlamak için hadis getiriyor, ayet değil.
Bu Diyanet İşleri eski başkanı ilahiyat alimi profesör doktorun aklını çalıştırmaya mı ihtiyacı var, iyi niyetli olmaya mı?
Hasan Akçay
Ben ayetleri getirdim,Hasan Kardesim,söyle düsünüyorum, yüzyillardir ayni anlayisi öngörüp de,birden bunun yanlis oldugunun farkina varinca,insanin icduygulari zedeleniyor.belki gururlarina yediremiyorlar, yada bu millet artik hakkimizda ne düsünür,yada artik piyasalarda sayili kisilerden olamayiz,vs,vs düsünceleri insani,Alimi, Prof.leri:bizler yanilmisiz,neden demiyorlar???Kimlerden korkuyorlar? üstelik bizleri kaleye bile almiyorlar,nedense. Bu konuda daha ben yazmayacagim,BITKINLIK geldi. selametle . Hadîd 9 Sizi karanlıklardan aydınlığa çıkarmak için kuluna apaçık ayetler indiren O'dur. Şüphesiz Allah, size karşı çok şefkatli, çok merhametlidir. Hadîd 17 Bilin ki Allah, ölümünden sonra yeryüzünü canlandırıyor. Düşünesiniz diye gerçekten, size ayetleri açıkladık.
hımar:örtü demektir. baş örtüsü olsaydı bu hımarürre's olurdu.yok efendim hımarın anlamı başörtüsüymüş de.neye göre peki?örfe göre.peki kuranda diğer re's(baş)ibareleri niye kullanılmış?bunların hepsi inanmak istenilen şeye uydurma çalışmalarıdır.selamlar
Katılma Tarihi: 17 mart 2008 Yer: Netherlands Gönderilenler: 421
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
Soyle dusunun kardeslerim, ortunmesi emredilen yer neresi ayette ??
Basinizi ortun denilmis mi denilmemis mi ???
Amac, namusunu korumak iffetini korumak degil mi ??
Yani, bir himar'dan sacin bir telini dahi gostermemesiye basortmek farz diyen ve Kurana bukadar bagli olanlar, neden sefaat yalnizca Allah'indir denmesine ragmen, su bu o sefaat edecektir diyebiliyorlar.. dusunmek lazim..
Katılma Tarihi: 20 ekim 2007 Yer: Turkiye Gönderilenler: 262
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
Sevgili Arkadaşlar:
Ayette gördüğümüz üzere örtmemiz istenen yer göğüs aralığıdır, baş değil. Ve Allah şunu demiştir bize bu ayetle. Cazibeni değil insan kimliğini ön plana çıkar....
Hepiniz Rahmana emanet olasınız...
__________________ benim namazım, bütün ibadetlerim, hayatım ve ölümüm bütün alemlerin rabbi olan ALLAH içindir.
Katılma Tarihi: 17 mart 2008 Yer: Netherlands Gönderilenler: 421
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
Cazibeni değil insan kimliğini ön plana çıkar....
Ne guzel yazmissin kardesim.. Insan kendini bildikten sonra, namusunu koruduktan sonra, herzaman Hakk dedikten sonra, daha ne ugrasiyoruz anlamiyorum, sac telleriyle..
Başörtüsü arap olan erkek-kadınlarda zaten vardı.iklim sebebiyle.yoksa o iklimde başaçık dolaşmak erkek ve kadın için rahatsızlıklar yaratırdı.Ayette başörtüsü geçiyor mu geçmiyor mu -arapça bilmediğim için- emin değilim ama geçse bile farziyeti başörtüsü değil örtünen yerdedir.
Amma asıl sorun İslamı kabul eden halkların İslamı kabul ederken gerçekten İslamın akidevi yönünü mü yoksa Arap kültürünü mü kabul etip etmediğindedir.Çünkü dikkat ederseniz dünyanın neresinde bir müslüman görürseniz İslamın asıl ruhundan çok Arap kültürünü İslam sanıp kültürel islamı kabul ettiğini görürsünüz.Sarısaçlı mavi göslü bir isveçli bile müslüman olsa ne yapar.Muhtemelen adını bir arap ismiyle değiştirir-nurettin,abdullah vs- ,sakal bırakır,arabi tonlardan oluşan müzikler dinler,düğün yapsa modern aletleri değil de defi kullanır,cami ya da bina resmi yapsa arab tarzı mimari şekiller kullanır ....İnsanlık bir şeyi geldiği yerin kültürünü almadan edemiyor.Kültürü islamla karıştırıyor.Başörtüsü de bu yönde yanlış anlaşılmış.Araplar müslüman olduğunda zaten başörtülüydüler kadın erkek olarak.Sonradan müslüman olan diğer halklar araplardaki başörtüsünü gördüklerinde onun kültür-iklimsel olamkatan çok İslami bir unsur sayıp uygulamışlardır.Şimdilerde başörtüsünde diretmelerinin sebebi araplar başörtülüydüler müslümandılar üstelik demek ki başörtüsü zorunluluktur diye düşünmeleridir.
Ortaasyadan gelen türkler bile anadoluda kendi kültürel tarzlarına arap tarzını -ahlat kümbetleri işlemeleri- karıştırmadan edemediler.Osmanlı askerleri arap tarzı olan başı sivri demirden kask takmaları arap kültürünü benimsedklerini gösdteriyor.(osmanlının ibrikleri,küçük delikli içeriyi göstermeyen pencere kapıları arap etkisidir)Güneydoğuda hala var olan töre cinayetleri,namus belası arap kültüründen gelmedir.puşu,mardin evlerinin yemen evlerine benzemesi,ibrik,yer minderleri vs vs nerden geldi?Mesopotamyada bunlar İslam askerleri gelmeden önce yoktu.
İslamla arap kültürünü karıştırmayalım arkadaşlar.başörtüsü de bir arap kültürüdür....!!!
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme Sizin yetkiniz yok forumda konu silme Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme Sizin yetkiniz yok forumda anket açma Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma