Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
bilgi.ve.hikmet Yazdı:
e şimdi safsatacı dediniz maymun ettiniz. niçin? görüşünüzü kabul etmedim diye. |
|
|
Hayır! Yanıldınız!
Bu başlık altındaki ilk mesajınıza lütfen dönünüz ve oradan hareketle siz farkında olmasanız bile sahip olduğunuz söylemin kimlerin jargonu ile benzeştiğini araştırınız. Bulacağınız ipuçları beni anlamınıza inşaALLAH yardımcı olacak..
Bilgi ve Hikmet Yazdı:
Üstüne bir de "ticaretten vazgeçerek Allah'a yönelme Zikretme" temeli apaçık olan Cumua Suresindeki anlamı da çarpıttınız. |
|
|
Bakın; aynı jargonu kullanmaya devam etmişsiniz!
Şimdi efendim, bazı meseleleri gece gündüz tartışabilirsiniz.. Buna hiçbir itirazım olmaz... Niteliği itibarıyla o tartışmanın sonunun gelmeyeceği baştan bellidir... Bâzen, farklı görüşlerin bir anafor oluşturduğu konu dînî de olabilir... Ancak, biz din deyince İslâm'dan ve kitap deyince Kurân'dan bahsediyorsak; peşinen şunu biliyor olmamız lâzım! Kurân'a bağlı araştırmalarda bir konu üzerinde birbiriyle çelişecek kadar farklı görüşlerin varlığı, görüş sahiplerinin yetersizliğini temsil eder... (Yâni, en azından o konuda yetersiz kalmayı temsil eder..) Oysa, ilâhi murâd ve ilâhi kelam her yönüyle yeterlidir...
Dolayısıyla, Kurânî bir incelemede belli bir konu hakkında oluşan ihtilaf topyekûn görüşlerin yanlış olmasından mı kaynaklanıyor diye sorarız.. Bunu inceleriz... İlâve olarak, bu görüşlerden hiç olmazsa birinin İlâhî murada tekabül ettiği/etmiş olabileceği ihtimalini dikkate alırız.. Peki, bunu nasıl yaparız? Elbette, görüş sahiplerinin ortaya koydukları delilleri değerlendirerek... Ancak, bırakınız görüş ortaya koymayı; bir görüşün delillerini bile ilmî düzeyde değerlendirebilecek yeterlilikten yoksun isek ne olur?! İşte, o zaman sizinle bizim aramızdaki gibi diyalog oluşur...
Şimdi efendim, ben size soruyorum! Bu başlık altındaki 4. sayfada bulunan mesajımı okudunuz mu?
http://63.231.71.139/forum_posts.asp?TID=1183&PN=1&T PN=4
Peki, 6. sayfadaki mesajımı okudunuz mu?
http://63.231.71.139/forum_posts.asp?TID=1183&PN=1&T PN=6
Ya 7,8 ve 13. sayfalardaki mesajlarımı..??
http://63.231.71.139/forum_posts.asp?TID=1183&PN=1&T PN=7
http://63.231.71.139/forum_posts.asp?TID=1183&PN=1&T PN=8 (ÖNEMLİ)
http://63.231.71.139/forum_posts.asp?TID=1183&PN=1&T PN=13 (ÖNEMLİ)
Ya okumadınız ya da okudunuz da ortaya dökülen açık delilleri değerlendirimedeniz gibi geliyor bana..?
Sonuç olarak, delilleri lâyıkıyla değerlendiremeyenler için ekstra bir çalışma yaptık ve 4 bölüm hâlinde "Sebt" kavramı üzerinden "Cumua"nın durumunu ortaya koyduk...
http://63.231.71.139/forum_posts.asp?TID=1183&PN=1&T PN=16
Peki, bu dört bölümlük incelemeyi çok dikkatli okuduğunuzdan ve meramımıza vâkıf olduğunuzdan emin misiniz?
Ben, emin değilim! Bu yüzden vaziyeti çok net olarak ifâde etmek istiyorum! Olan şudur!
Ortada, Cuma Namazı için haftanın istediğimiz gününü belirleyebileceğimiz yönünde fuzulî bir iddia vardı.. Semâzen rumuzlu bir kimse bu iddiayı çok yönlü ispatlarla -geri dönüşümü olmayacak şekilde- çöpe attı.. Bu fuzuli iddiayı tamamen çürüttü.. Bu dosyayı kapattı.. (Eee! Bütün dosyalarımız ilânihâye açık kalacaksa bu dinin hak din olduğuna kim inanır?) Bu mesele bitti! The end!
Hayır, bitmedi diyenlerdenseniz; size daha fazla ne söyleyebilirim ki...? Bundan daha fazlası elbette Bakara:65!
Bilgi ve Hikmet Yazdı:
Yazdığım Yatıp Kalkma kavramlarını ise sizin içinizdeki Bilgi.Hikmet'e ve önyargınıza göre çarpıttınız. Çünkü ben de Vakitle farz salatlarda Ruku ve Secde eden bir Mü'minim. Siz ise belaltı çalışıyorsunuz. Son noktada ise siz de benim görüşümü kabul etmediniz. ben size safsatacı demedim maymun etmedim. |
|
|
Bu sözünüz bizi bağlar! Dolayısıyla, kullandığınız jargona bağlı olarak verdiğim tepkide kendimi tamamen haklı görmekle beraber yine de özür dilerim... Ancak, bu özür nezâket özürüdür; kabahat özürü değil! "Toplantı Günü"nde bunca delile rağmen ısrar ediyorsanız; kabahat işliyorsunuz demektir.. Umarız sizin de özür dileyeceğiniz ve "Semazen aslında yerden göğe kadar haklıymış" diyeceğiniz günler gelecektir... :)
Bilgi ve Hikmet Yazdı:
Zaten hakaret ettikten sonra görüşü kabul edip etmemeye ne hacet. Kalsın boşverin. Zaten anlamış değilim bu görüşüne karşı çıkılanların salyalarla saldırmasını. Herhalde sizler Melekler canınızı alırken Müslüman olarak gitmeyi değil, Bilgi.Hikmetleri mat ederek gitmeyi arzuluyorsunuz. Ya da Hesap gününde size ayrı bir muameleyle mat etti etmedi çetelesi verileceğine falan mı inanıyorsunuz? Bırak sen düşünceni yaz argümanlarınla savun diğeri de yazsın savunsun doğru çıkar ortaya hakarete ne gerek var? Ego ne büyük dert Yarabbi. |
|
|
Hakaret yok! Bendeniz hakaret etmem! Bunu kabul etmiyorum! Ama hiciv var! İyiki de var! :) Hakaret ile hicivi karıştırmayalım lütfen; delilik ile dehâyı karıştırmamak gerektiği gibi!
Ego, evet büyük dert! Özellikle, Semazen için! Semazen'in egosuyla mücâdelesi bir ömür devam edecek... Ancak, Rabbimizin "oku" emrini "ahkâm kes" şeklinde algılayan ve Kurân meali okumaya başladığının üçüncü günü fetvâ vermeye başlayanlarla ve aslında bilmediklerini bile bilmeyenlerle nasıl başa çıkacağız????
Selametle,
Neyzen_Semazen
|