HANiFDOSTLAR.NET

 

Kuran Müslümanı
 

(Şahıs odaklı din anlayışından Allah odaklı din anlayışına...)

Ana Sayfa Hanif Mumin  Iste Kuran Kurandaki Din  Kur'an Yolu  Meal Dinle Sohbet Odasi Hanifler E- Kitaplik Kütüb-i Sitte ?  ingilizce Site Kuran islami Aliaksoy Org  Hasanakcay Net Tebyin-ül Kur'an Önerdiğimiz Siteler Bize Ulasin

 

- Konulara Göre Fihrist

- Saçma Hadisler

- Hadislerin-Sünnetin İncelemesi

- Haniflikle İlgili Sorular Cevaplar

- Misakın Elçisi Kim?

- Kuranda Namaz/Salat

- Onaylayan Nebi

- Kuranda Namaz/Salat

- Enbiya 104

- Kuranda Yeminler

- Adem Hakkında Sorular

- Ganimetleri Resulün Eline Nasıl Vereceğiz?

- Allahın ındinde YIL ve DOLUNAYLAR

- Abese ve Tevella

- Hadisçilerce Tahrif Edilen Ayetler

- Mübarek Yer, Mübarek Vakit

- Arkadaş Peygamber

- Kuranın İndirilişinden Günümüze Gelişi

- Bir Türban Sorusu

- Kuran ve Bize Öğretilenlerin Farkı

- Namazın Kılınışı

- Hadislere Göre Namaz

- Kuranda Salat Namaz mıdır?

- Kuran Yetmez Diyen Uydurukçular

- Bizler Hanif Dostlarız

- Sahih Hadis mi İstersiniz?

- Hakkı Yılmaz'ın Tebyin Çalışması

- Kur'anı Anlamada Metodoloji

- Tarikatçıların Çarpıttığı Birkaç Ayet

- Nasıl Kur'an Okuyalım?

- Kur'anı Kerim Nedir?

- Kur'anda Oruç

- Allah'sız Bir Din ve Allah'sız Bir Kur'an İnancı

- Kuransız Bir İslam Anlayışı ve Müşrikleşme

- Meal Çalışmasına Davet

- Allah Şahit Olarak Kafi Değil mi?

- Doğru Hadisleri Ne Yapacağız?

- Kur'andaki Muhammed ve Peygamberlerin Misyonu

- Mahrem, Avret, Ziynet

- Nur Suresi Çeviri-Yorum

- Cilbab

- Resule İtaat Ne Demektir?

- Hadis Kalburcuları ve Kalburları

- Kur'anı Kerim'in İndiriliş Gayesi

- Kur'anda Amellere Karşı Cahili Yaklaşım

- İslamdışı İnanışlara Kur'andan Örnekler

- Biri Şu Haram Üretim Tesislerini Kapatsın

- Tasavvufta İslam Var mı?

- İslamda Delil Sorunu

- Kurban Kesmek

- İlahi Hitabın Serüveni

- Ecel Nedir?

- Şirk, İşrak, Müşrik, Müşareke, Müşterik

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Peygamberlere Karşı Rabbani Yaklaşımlar

- Salat-ı Tefriciye yada Zikri Çarpıtmaya Bir Örnek

- Mucize Nedir?

- Ayrılıkların Nedenleri

- Sıfır Hata veya Kur'an

- Haniflik Nedir?

- Rabıta İle Şeyhlere Tapanlar

- Hadis Zindanının Mezhepçi Mahkumları

- İslam Dininin Öğrenilmesinde Kaynak Sorunu

- Fasık ve Münafıkların Genel Tanımlaması

- Hadisler, Hıristiyanlık ve Selman Rüştü

- Kur'anı kerim'in İndiriliş Gayesi

- Müstekbirlere Karşı Cahili Yaklaşım

- Halis-Hanif İslam

- Kur'anda Şefaat

- Fuhuş Tellalı Tefsirciler

- Hayızlıyken Neden Namaz Kılınmasın?

- Cebrail, Vahiy, Melek

- Dindarlıkta Müşrikleşme Temayülü

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Yaratılış, Adem, Havva

- Kur'an Yerel mi, Evrensel mi?

- Reform Dinde mi, Dindarlıkta mı?

- Ne Mutlu Tağutu Olmayanlara

- Peygambere Saygı(?)

- Hadislere Kanıt Diye Gösterilen Ayetler

- Allah Nazara Karışmadı mı?

- Kur'anı Kerimle Amel Etmek Mümkün mü?

- Kur'anda İnkar Edenlerin Vasıfları

- Müminlerin Vasıfları

- Allah'ın Vasıfları

- Kur'anın Vasıfları

- Dine Karşı Cahili Yaklaşımlar

- Kur'an Merkezli Din

- İrin Küpü Patladı; Mevlana

- Hurafe ve Bidatlar

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Hz. İsa'nın Ölümü

- Allah'ın Mesajının Adı: Kelamullah

- Allah'ın Resule Uyarıları

- Kur'ana Göre Tenkit ve Eleştiri Nasıl Olmalı?

- Kur'anda Sevgi

- Sofuların Devlet Desteğiyle Desteklenmesi

- Hans Von Aiberg Aldatmacası

- Kabir Azabı Safsatası

- Kur'an Kıssalarının Önemi; Masal Değiller

- Kur'anda Toplumsal Sünnetler

- Tefsirde İsrailiyyat

- Kardeş Evliliği Olmadan Çoğalma

- Hans Von Aiberg Tutuklandı

- Kur'anda Tevbe Kavramı

- Yaşar Nuri Öztürk'ün Yorumuyla Namaz

- Karadelikler; Bir Büyük Yemin

- Mezhepçilerin Ümmi Açmazı

- Kabe Nedir? Mekkede midir, Kudüste mi?

- Kur'anda Ruh Kavramı

- Kur'anda Nefs Kavramı

- Amin Kavramı ve Putperestlik

- Diyanet İşleri Başkanlığının Sitemize Cevabına Cevaplar

- Resul ve Nebi -1

- Resul ve Nebi -2

- Sapık Bir Fırka: Hansçılar

- Cihad mı, Çapulculuk mu?

- Kur'an Deyip Namazı Yok Sayanlar

- Cennete Sadece Müslümanlar mı Girecek?

- Kur'anda El Kesme Cezası var mı?

- Nazar veya Göz Değmesi Var mı?

- Şehadet Getir, Münafık(?) Ol

- Kur'anda Eleştiri Metodu

- Hacc Mekkede mi, Bekkede mi?

- İslami Tebliğde Kur'an Metodu

- Saptırılan Kavram: Mekruh

- Kur'anda Cuma Namazı var mı?

- Of Be Kader, Allah mı Suçlu Yoksa Biz mi?

- Kader Açısından Cebir ve İhtiyar

- Baban Peygamber Olsa Ne Yazar

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Vahdet-i Vücud, Şirkin Alası

- Tasavvufi Bilginin Kaynağı Vahiy mi?

- İslam'da Resullük Son Bulmuştur

- Teveffi Kelimesi ve Arap Dili

- Tasavvuf Üzerine Düşünceler

- Nefis Mertebelerinin İç Yüzü

- Allah Rızası Anonim Şirketi; Tarikatlar

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -1

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -2

- Nakşi Şeyhi Allah'ın Avukatı mı?

- Kur'anda "ve+la" Öbeği

- Putlar ve Tapanlar

- Son Peygamberimizin Okuma Yazması

- Mesih ve çarpıtılan Bir Ayet

- Hac İzlenimleri

- "Üzerinde 19 var" da Son Nokta

- Secde Emri

- Kur'andaki Hac

- Aracıların Gaybı Bildiği İnancı

- Tarikatçı - Müşrik Karşılaştırması

- Gazali'nin Kadına Bakışı

- Kur'anda Kadına Verilen Önem

- Başörtüsü Allah'ın Emri Değil

- Başörtüsü Takmak Kur'anda Var mı?

- Kur'anda Kadın Dövmek Var mı?

- Cariye, Köle; Utanmaz Mealciler

- Kadına Yönelik Şiddet

- Sünnet Edilen Kızın Öyküsü

- Erkekçe ve Kadınca Meal Konusu, Nebe 33. Ayet

- Harem - Selamlık Kimin Emri?

- Zina, Evlilik ve Örtünme Adabı

- Cariyeleri Aç, Hür Kadınları Kapat (!)

- Çok Eşliliği Yasaklayan Ayetler

- Kur'ana Göre Evlilik Hukuku

- 2 Kadın = 1 Erkek, Uydurma mı?

- Danimarkalı mı Sapık, Buhari mi?

- Ebu Hanife, Cariyenin Avreti

- Nisa 25, Hür Kadın ve Fahişe İfadesi

- Maymunların Hadisi ve Recm Vahşeti

- Hz. Muhammed'in Tebliği

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Angarya Haline Getirilen İbadet

- Buhari'nin Hadislerini Buhari Yazmamıştır

- Hadis ve Sünnet Gerçeği

- Uydurma Hadisler, İslamın Kara Boyası

- Hadisler Dinin kaynağı Olamaz

- Uydurmaların Sınırı Yok; Şeytan Geyiği

- Beşeri Hükümler Neden Kutsal Oluyor?

- Hadis - Kur'an Çelişkisi

- Kur'anda/Dinde Olanlar ve Olmayanlar

- Cehennem'den Çıkış Yok

- Kur'anda Tağut

- Ebu Hureyre Gerçekte Kimdir?

- Hadis - Mantık Çelişkileri

- Kurban ve Kurban Bayramı Nereden Geliyor?

- Hadislere Göre Kur'an Eksiktir

- Bildiri: İslam Anlayışında Reform

- Arapça mı, Arap Saçı mı?

- Koca mı Üstün, Allah mı?

- Esbab-ı Nüzül Komedi Hadisleri

- İşte Geleneğin Dini

- Ulul Emir İle Kim Kastediliyor?

- Kul Hakkı

- Yezidi Bir Gelenek: Aşure Tatlısı

- Hz. İbrahim'den Asrımıza Dersler

- Taklitçiliğin Boyutları

- Seb-ul Mesani Nedir?

- Kelle Sayılarak Gerçek Bulmak

- Kıyamet - Mahşer Günü ve Sonrası

- Kur'anda Namaz Vakitleri

- Kur'anda Cuma Konusu

- Salih Olmak Yetmez

- Hudeybiye Anlaşması Uydurma mı?

- Kitap Yüklü Eşekler

- Kur'andaki Hac

- Hz. Nuh'un Oğlu Kimdi? İftira mı?

- Ruhun Ağırlığına Başka Bakış

- Hz. İbrahim Yalancı Değildi

- İncil'de Kadına Bakış

- Şirkin Büyüğü Küçüğü Olur mu?

- Kur'andaki Abdest ve Hijyen

- Din de Bir Araçtır

- Kur'an Okumanın Zararları

- Kur'anda Dua Ayetleri

- Kur'anda Tarih Kavramı ve Bilinci

- Şekilsel Secde Kur'anda Yok mu?

- Salat ve salatı İkame

- Kur'andaki Emr Kavramı Üzerine

- Dindar İnsanlar Şirk Koşar

- Alak Suresinin İlk Beş Ayeti

- Men Arefe'nin Çözümü

- Kur'andaki Av Yasağı

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Din Büyüklerini Tanrılaştırma

- Allah'a ve Muhammed'e Değil

- Kur'andaki Örnek Tevekkül

- Şekilsel Rüku Kur'anda Yok mu?

- Hz. İbrahim Kuşları Kesti mi?

- Ehli Sünnet Dininin Anayasası

- İnsan Allah'ın Halifesi mi?

- Kur'an Üzerinde Düşünmek

- Şirkin Kuyusuna Düşenlere Uyarılar

- Kur'an Ölülere Okunmak İçin mi İndirildi?

- Ayda Okunan Kur'an Masalı

- Hz. İbrahim, Safa ve Merve Masal mı?

- "Haç"er-ul Esved (!)

- Mevlana Sahte Bir Peygamber Değil mi?

- Tasavvufun Tanrısı İki Zıttır

- Kur'andaki Tasavvuf: Teveccüh

- Önce Batıl ve Hurafe İle Savaşalım

- Resuller Haram Kılamaz mı?

- Elçi Muhammed ile İnsan Muhammed'in Farkı

- Tarikatlarda Aracılar Rezaleti

- Nur Suresi 31. Ayet Nasıl Çarpıtılıyor?

- Sırat Kıldan İnce, Kılıçtan Keskin mi?

- Kur'anda Zalimler

- Bütün Mehdileri Çöpe Atıyoruz

- Kur'ana Göre Ramazan Ayı ve Haram Aylar

- Tasavvufçuların İlahı; Varlık ve Yokluk

- Tasavvufçuların Küçük Putları

- Sünnet Etmek yaratılışı Değiştirmedir

- Son Peygamberimizin Mektupları

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Mescid-i Aksa Nerede?

- Büyük Kandırmaca: Hadis

- Kur'an Neden Arapça Olarak İndirilmiştir?

- Kimin dini? Kimin Kitabı? Kimin Meali?

- Evliya Kelimesinin geçtiği Ayetler

- Şimdiye Kadar Yaşanan İslam

- Ayın Yarılması Diye Bir Mucize Yoktur

- Kabe Dikili Taş Değil mi?


Up | Down | Top | Bottom
 
Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.

Yunus Suresi 105

Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.

Enam Suresi 79

İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.

Ali İmran Suresi 67

Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.

Nahl Suresi 123

De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.

Ali İmran Suresi 95

Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.

Hacc Suresi 31


Up | Down | Top | Bottom

HABERLER

 

 








 

 

  Hanif Islam

 

Genel Tartışma
 Hanif Dostlar Ana Sayfa -> Genel Tartışma
Konu Konu: KEHF SURESİNDE(Kİ) SIRLI KISSALARDAN Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazanlarda
Gönderi << Önceki Konu | Sonraki Konu >>
çözümleyici
Yeni Uye
Yeni Uye


Katılma Tarihi: 28 ekim 2008
Gönderilenler: 7
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı çözümleyici

Hz. Musa ve Yuşa b. Nun’un Seyahati

Yuşa b. Nun, bir nebidir.Tefsirlerde Hz. Musa’dan sonra Amelikalılara karşı yapılan savaşları onun komuta ettiği söylenmektedir. Gerçi biz, bizzat Kur’ân’ın naklettiği üzere Calut’u Hz. Davud’un öldürdüğünü biliyoruz ve bu kesindir.[7> Ancak Hz. Yuşa’ın (aley­his­selâm) kendi döneminde nasıl bir unvanla o savaşlara iştirak ettiğini bilmiyoruz.

Hz. Musa, bir münacatında kendisinden daha bilgili bir insan olup olmadığını Cenâb-ı Hakk’a sorar. Gayesi tefahur değil, sadece o kişiden istifade etmektir. (Meseleyi bu şekilde değerlendirmek, nebiye karşı saygılı davranma hususunda bana daha muvafık geliyor.) Cenâb-ı Hak, Hz. Musa’ya, böyle bir kişi olduğunu ve onu görmek için de “Mecmaü’l-Bahreyn”e kadar gitmesini vahyeder. Hz. Musa da emre icabet ederek yanına fetâsını alır ve yola koyulur. Bu genç, tefsircilerin ittifakıyla Yuşa b. Nun’dur. Yolda büyük bir kayanın yanına varırlar. Orada bir müddet istirahat edilir. Bu arada zembillerindeki ölü balık birden canlanır ve denize dalıverir; derken gözden kaybolur.

Demek ki, bulundukları o yerde mânevî ve ayrı bir atmosferin mevcudiyeti söz konusuydu. Orada Cenâb-ı Hak, apaçık Hayy ismiyle mütecellî idi. Aslında makam-ı Hızıriyet, bütünüyle canlılıktır. Aynı durum Hz. Cibril’de de vardır. Onun için kendisinin ve atının bastığı her yerin yeşerdiği ve geçtiği yolların yemyeşil olduğu kanaati çok yaygındır. Tabiî ki bunlar, harikulâde ve tabiatüstü hâdiselerdir. İhtimal işte o atmosfer içine girince, Hayy isminin fevkalâde tecellîsiyle balık birden canlanır ve suya dalıverir.

Âyette bahsi geçen “sahr-kaya” nerededir? Bu kaya hangi kayadır? Hakkında kesin bilgi yoktur. Zaten böyle de olmalıdır. Zira meçhuliyet bütün bu vak’aların umumî karakteridir. Bazılarının bu kayayı Hz. Davud’un altına girip ibadet ettiği Mescid-i Aksa’da bulunan bir kaya olarak nakletmeleri ise kesin değildir. Bizce, bilinmeyen bir kaya olması umumî mânâya daha uygun düşmektedir.

Hz. Musa ile Yuşa b. Nun (aleyhimesselâm) bir müddet yürürler. Kendilerinde bir yorgunluk ve açlık hissettiklerinde Hz. Musa’nın teklifiyle yemek yemeye karar verirler. O esnada Hz. Yuşa unuttuğu bir meseleyi hatırlayıverir; balığın canlanıp denize atlayıp gittiğini. Daha sonra oranın bir buluşma yeri olduğunu anlayıp geriye dönerler. Hızır’ı (aleyhisselâm) orada duruyor görürler. Kur’ân, onu, kendisine “Ledün ilmi” verilen bir kul olarak anlatır.[8>

Hz. Musa, durumunu ona açar ve kendisine tâbi olmak istediğini söyler. Ancak Hızır (aleyhisselâm), Hz. Musa’nın kendisiyle yolculuk yapmaya tahammül edemeyeceğini hatırlatır. Efendimiz’den şerefsüdur olan hadislerde bu hâdise ile alâkalı tafsilat şöyledir: Hz. Musa’ya hitaben Hızır şöyle der: “Allah sana bir ilim vermiştir. Onu ben bilemem. Bana verdiği ilmi de sen bilemezsin.” Sonra da denize gagasını daldırıp çıkaran bir kuşu gösterir ve şöyle der: “Yâ Musa! Senin ve benim bildiklerim, Cenâb-ı Hakk’ın ilmine nisbeten, şu kuşun gagasına bulaşan su ile koca okyanusun nispeti gibidir.”

Yolculuk sırasında Hz. Hızır gemiyi arızalı hâle getirir, bir çocuğu öldürür ve kendilerine yemek vermeyen insanların bulunduğu yerdeki bir duvarı da düzeltir. Bunlar işin zâhirine göre hep hatadır, bu itibarla da her defasında Hz. Musa’nın itirazı olur. Ancak ayrılacakları sıradadır ki, Hızır, bu vak’aların iç yüzünü anlatır:

Gemi salih insanlara aittir. Hâlbuki zalim bir kral, gördüğü sağlam ve dayanıklı gemilere el koymaktadır. Onu kusurlu kılmakla, gasbolmaktan kurtarmıştır. Öldürülen çocuk şakidir. Anası, babası ise salih insanlardır. Eğer o yaşasaydı ana ve babasını da baştan çıkaracaktı. İşin ledünniyatında onu öldüren Hızır’dır (aleyhisselâm). Ancak zâhire göre o, yine kendi tuğyanı içinde bir hâdiseyle ölmüştür. Duvar yıkılsaydı, o hane sahibinin yetim kalan çocuklarına ait bir hazine ortaya çıkacak ve bu hazine yağmalanacaktı. Onlar büyüyünceye kadar duvar yıkılmayacak bir hâl alınca çocuklara ait bu hazine korunmuş olur.

Bu yolculuk, her zaman ve devirde yapılması gereken bir yolculuktur. İnanan insanlar sadece zâhirî ilimlerle yetinmemeli, kalb ve ruh dünyalarını işlettirerek ledün ilmine vâkıf olmaya da çalışmalıdırlar. İşte Hz. Musa, yanındaki gençle bu yola sülûk etmiş ve bütün gençliğe bu dersi vermiştir.

Yolculuk, bir mânâya göre çile ve seyr u sülûkun ********dir. Bu uzun yolculukta her makamın kendine göre şartları vardır ve bunlar ancak erbabınca bilinmektedir. Sahabeden sonra tâbiîn döneminde bu iş hakkıyla yapılmış ve her türlü ilmi elde etme cehdiyle insanlar uzak mesafelere yolculuk yapmış ve at koşturmuşlardır. Aynı hedefe varmak isteyenler, günümüzde de aynı şekilde davranmak zorundadırlar. Demek ki, bu hâdiseden hisse alma kıyamete kadar devam edecek ve her ilim insanı bu hâdiseden kendi seviyesine göre bir mânâ anlayacaktır.

Gemi de ayrı bir semboldür. Her devrin zalim ve cebbar insanlarınca gasbedilmek istenen sefineler, kırık dökük ve mukassi gösterilmekle kurtarılabileceğine bu hâdiseyle işarette bulunulmuştur. Tabiî ki burada sefineyi ben de mecazî mânâda kullanmış oldum. Zira bu prensip bütün devirlerde kullanılabilecek bir usûldür ve hükmü kıyamete kadar bâkidir.

Ayrıca bu üç hâdisenin müşterek olarak anlattığı şöyle bir nükte daha vardır: Mantık ve rasyonalizm, kalbe ve ruha teslim olmak zorundadır. Burada masum gibi görünen çocuk öldürülüyor, yıkılması gereken duvar tamir ediliyor ve teşekkür edilmesi gereken yerde iyi insanların gemisi deliniyor. Böylece anlıyoruz ki, akıl, ledünden açılmış bir pencere karşısında her zaman yeterli olmayabiliyor. Onun için esas olan, dinin ruhuna teslim olmaktır. İnsan, dünya ve mâfîhâdan tecerrüt edip tam soyunmadıkça ledünnî hakikatleri alabilme melekesini de elde edemez. Onun için, kalben dünyadan uzaklaşıp, ukbâya yaklaştırıcı bir seyre ihtiyaç vardır.

İki denizin birleşmesi (Mecmaü’l-Bahreyn) ise, tefsirlerde ismi geçen birçok denizin birbiriyle birleştiği yerlerden ziyade, her ikisi de bir sahanın denizi durumunda olan ve birisi zâhir ilminin diğeri de bâtın ilminin denizi sayılan Hz. Musa ile Hz. Hızır’ın bir araya gelmesidir ki, mecaz olarak iki denizin birleşmesi olarak tabir edilmiştir. Bu da işarî bir yorum.

Hz. Musa ve Yuşa b. Nun’da ise tamamen lâhût âlemine bir teveccüh ve im’an-ı nazar söz konusudur. Orada insan, nâsûtîliğini bırakır, lâhûtî bir hüviyet alır ve derinleştikçe derinleşir. Bu aynı zamanda bir büyük davayı omuzlamaya ehil hâle gelmek demektir ki, cihanın fethi bu tekevvünü takip eder.. ve Zülkarneyn olmak için de evvelâ böyle bir terbiyeden geçmek lâzımdır.

Ciddî bir tecerrüt, uzlet ve halveti olmamış, iradî veya gayri iradî böyle bir çile devrini doldurmamış insanların “vâsıl” olmaları elbette mümkün değildir. İşte bu merhale, bir çeşit katedilmelidir ki, Hızır’la buluşma yoluna girilebilsin. Zülkarneyn olabilmek için de bu ikinci merhaleden geçmek gerekir. Dünden bugüne bunu iradesiyle yapanlar yapmış, bazıları da iradesi dışında bu yola sevk edilmiştir. Düşünün ki Asrın Çilekeşi, seksen küsur senelik hayatında dünya zevki namına bir şey tatma imkânı bulamamıştır.

Evet, o ömrünü ya harp meydanlarında ya esaret zindanlarında ya memleket mahkemelerinde ya hapishanelerde ya da sürgünde geçirmiştir. Bu da onun için gayri iradî bir Ashab‑ı Kehf hâline gelme ve ardından gidenlere de bu mevzuda tam bir örnektir. Allah’a ulaşma istikametinde yürünen yolun muktezası budur. Ateşten hendeklerin içine girmeden, su yerine zehir içmeden, birkaç defa cendereden geçmeden, Yunus’un ifadesini az değiştirerek söyleyeyim, “Sen vâsıl olamazsın.”

Gönüller sultanlığına açılan kapı buradan başlamaktadır. Söğüt’te kurt hâlinde beklemek, kanatlanmak, kelebek olmak, daha sonra dört bir yana pervaz edip kanat çırpmak ve “Kostantiniye elbet fetholunacaktır. Onu fetheden asker ne güzel askerdir. Ve onu fetheden kumandan ne güzel kumandandır!” hakikatini temsil edebilecek kıvama gelmek için birkaç asır beklemek, Cenâb-ı Hakk’ın değişmeyen kanunudur ve bu, bütün Müslümanlar için geçerlidir.

[Eser:Zihin Harmanı,Müelifi:M.Fethullah Gülen>

Yukarı dön Göster çözümleyici's Profil Diğer Mesajlarını Ara: çözümleyici
 
efrayim58
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 13 subat 2007
Gönderilenler: 1098
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı efrayim58

 

      Efrayim

      Sevgili kardeşim

      YUŞA'nın peygamber olduğunu nereden çıkarıyorsun...

      Tevratta geçen bu isim, kitabımızda geçmiyor,

      Tevratta geçen okadar çok peygmber varki hangisine inanacağız

       Hepsine inanacağız derseniz, Kuran-ı kerim'in inmesinin ne anlamı var.

        Benim bildiğim kadarıyla, hem incil, hem tevrat, hem de zebur Kitabımıza girmiştir yani kitabımızda yazdığı kadar biz incilin tevratın ve zeburun içindekilerine inanacağız yoksa her yazılana değil.

        Bu durumda, YUŞA bizim kitabımızda yok. Bulduğun bilgiler yahudi bilgileridir. Başka açıklaması mümkün gözükmüyor.

        Sevgi ile 

Sevgi ile

Yukarı dön Göster efrayim58's Profil Diğer Mesajlarını Ara: efrayim58
 
bembeyaz
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 31 temmuz 2007
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 736
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı bembeyaz

selamlar,

"çözümleyici yazdı:

Hızır’ı (aleyhisselâm) orada duruyor görürler. Kur’ân, onu, kendisine “Ledün ilmi” verilen bir kul olarak anlatır."

işte hikaye burada... maalesef...

kuran aslı "hızır" diye birisinden bahsetmez... "ledün ilmi" diye uydurmalara inanmamak gerekir...

"min ledünna" demek "katımızdan" demektir..

"katımızdan bir takım bilgiler veridiğimiz kullarımızdan bir kul".. yani ana yazılımdan bazı bilgelerin kendisine verildiği bir melek... demektir... (tabi bana göre... :):))

özetle;

hızır diye açıklanmaya çalışılan bir insan değildir... Allah'ın kullarından bir kul olan insan suretindeki cebrail (as) dır..

bütün peygamberelre rehberlik ettiği gibi, musa (as) da rehberlik etmiş... kendisine verilen bir takım bilgileri uygularak ona göstermiş ve kaderin işleyişi hakkında hz. musa'yı bilgilendirmiştir...

bu konu üzerinde yoğunlaşılmasını tavsiye ederim... ama yahudi kaynaklı bilgileri bir tarafa iterek....

selametle....



__________________
Rabbim! ilmimi ve anlayisimi artir!

www.ahmeteminseyhan.blogcu.com/

selam ve dua ile...
Yukarı dön Göster bembeyaz's Profil Diğer Mesajlarını Ara: bembeyaz Ziyaret bembeyaz's Ana Sayfa
 
çözümleyici
Yeni Uye
Yeni Uye


Katılma Tarihi: 28 ekim 2008
Gönderilenler: 7
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı çözümleyici

efrayim Yazdı:
YUŞA'nın peygamber olduğunu nereden çıkarıyorsun...

      Tevratta geçen bu isim, kitabımızda geçmiyor,

      Tevratta geçen okadar çok peygmber varki hangisine inanacağız

       Hepsine inanacağız derseniz, Kuran-ı kerim'in inmesinin ne anlamı var.

        Benim bildiğim kadarıyla, hem incil, hem tevrat, hem de zebur Kitabımıza girmiştir yani kitabımızda yazdığı kadar biz incilin tevratın ve zeburun içindekilerine inanacağız yoksa her yazılana değil.

        Bu durumda, YUŞA bizim kitabımızda yok. Bulduğun bilgiler yahudi bilgileridir. Başka açıklaması mümkün gözükmüyor.

Selam

Gönderilen bütün Peygamberlerin(A.s) isimleri Kur'an'da anlatılanlar ile sınırlı değildir.Allah(azze ve celle) bu peygamberlerden bir kısmını Hz.Muhammed(S.A.S)'e bildirmiştir.Peygamberimize bildirilmeyen diğer Peygamberlerin bilgisi Allah'ü Alem belki diğer Resullere bildirilmiştir.Her kavme mutlaka bir peygamber gönderildiğine göre daha bilemediğimiz binlerce Peygamber vardır.

Nisa 164 :- Daha önce kıssalarını sana anlattığımız peygamberler gönderdik. Anlatmadığımız (nice) peygamberler de gönderdik. Allah Mûsa ile de doğrudan konuştu

Tevrat,Zebur ve İncil gibi kitapların bilgilerine inanma zorunluluğumuz elbette yok;ama bu,o kitaplarda anlatılan her bilgilerin yanlış olduğu anlamına gelmez(mi?).

En'am 20:KKendilerine kitap verdiklerimiz onu (Peygamberi) kendi öz oğullarını tanıdıkları gibi tanırlar.Kendilerini ziyana sokanlar var ya, işte onlar inanmazlar.

Demek o ki Tevrat ve incilde Peygamberimiz ve ashabının misalleri hakkında bu kitaplarda meydana gelen onca tahrife rağmen tanıtıcı bilgiler vardır.(Bakınız: Bakara sûresi, âyet, 146 ve Fetih Suresi 29 ayet)

Hatta Hz.Musa(A.S)'dan sonra gelen ve kendisine kitap verilmeyen Dalyan(A.S)'ın Peygamber olduğu söyleniyor.Ne dersiniz.

Selam ve Dua İle

 

Yukarı dön Göster çözümleyici's Profil Diğer Mesajlarını Ara: çözümleyici
 
efrayim58
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 13 subat 2007
Gönderilenler: 1098
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı efrayim58

     Efrayim

     Sevgili çözümleyici...

     Allah'ın Kuran-ı Kerim'de bize bildirmediği ama peygamberimize bildirdiği peygamberleri sayarmısınız?

     Demek o ki Tevrat ve incilde Peygamberimiz ve ashabının misalleri hakkında bu kitaplarda meydana gelen onca tahrife rağmen tanıtıcı bilgiler vardır. Demişsiniz

     Biz de diyoruzki; doğru bilgileri Kuran-ı Kerim bünyesine almıştır.Bunun haricindeki tüm bilgiler, tahrif edilen tevrat'tır. Habil Kabil, Havva, Efrayim, Amin, Sela, Vaiz ve sizin Yuşa'da var.Müslümanların da bildiği bu terimleri kitabımızda bulamazsınız.Tevrat'ta hepsi var.

     Daha da tehlikelisi, Allah'ın bize bildirmeyip tevrattan öğrendiğimiz bilgileri, Peygamberimizin hadisleri deyip, daha da günaha giriyoruz farkında değiliz.

     Şu kesin, Allah'ın bildirmediğini Peygamberiz bildirmez. Allah affetsin.

       Sevgi ile,

Yukarı dön Göster efrayim58's Profil Diğer Mesajlarını Ara: efrayim58
 
bembeyaz
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 31 temmuz 2007
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 736
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı bembeyaz

Allah'ın bildirmediğini peygamber elbette bildiremez.. ancak..

Peygamber, Allah'ın bildirdiklerine bakarak oradan hüküm çıkartır...

sahih sünnetini gösterir.... örnek olur.... ona ittiba ve itaat kaçınılmaz olur....

ve müslümanların da bu hükümlere uymaları gerekir... zira bu konuda da  ayetler var...

tevratta değiştirilmemiş, tahrife uğramamış ayetlere elbette bakılır ve onlardan da faydalanılır...

bu kadar şekilci olmak yanlıştır...

mesela; hz. adem'in eşinin adının "havva" olmasının kime ne zararı var anlamadım.. :):)

veya hz. adem in iki oğlunun adlarının "habil ve kabil" olmasının ne zararı var.... ?????

hayret.. şekilci ve lafızcı olmak ne kötü..

işin özünü ve ruhunu kavramak dururken.....

selametle....

Yönetici Notu: Adem ile ilgili konular ayrı bir başlığa taşınmıştır. Link: http://hanifdostlar.net/forum_posts.asp?TID=5360

 



__________________
Rabbim! ilmimi ve anlayisimi artir!

www.ahmeteminseyhan.blogcu.com/

selam ve dua ile...
Yukarı dön Göster bembeyaz's Profil Diğer Mesajlarını Ara: bembeyaz Ziyaret bembeyaz's Ana Sayfa
 
Düşünür572
Groupie
Groupie


Katılma Tarihi: 06 nisan 2009
Gönderilenler: 82
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Düşünür572

    Slm.Peki tevrat tahrif edilmişse kurandaki bu ayette ne demeli 5/43 der ki:İçinde Allah'ın hükmü bulunan Tevrat yanlarında olduğu halde nasıl seni hakem kılıyorlar da sonra, bunun arkasından yüz çevirip gidiyorlar? Onlar inanmış kimseler değildir.Kuran inerken tevrattaki hükümlerin doğru olduğunu ima ediyor.İncil içinse 5/47 der ki:İncil'e inananlar, Allah'ın onda indirdiği (hükümler) ile hükmetsinler. Kim Allah'ın indirdiği ile hükmetmezse işte onlar fasıklardır.Eğer incilde bozuksa Allahın onda indirdiği hükümlerle kuran döneminde nasıl hükmedecekler peki.Yani tevrat ve incilde doğruluk payı olduğu buradan çıkıyor.Öle bu kitaplar bozuk diye bunları kenara atamayız tam tersine kuranla çelişmediği sürece bunları örnek alabiliriz.Çünkü kuran bu kitabları doğrulayıcı ve tastikleyici olarak inmiştir.Elbette tevratta ve incilde bozukluklar vardır ama bunlar çok büyük bozukluklar değildir veya zaten kurana ters düşer.Çünkü tevrattın orjineli yoktur yunancadan 2. elden tercümedir ve incil ise o dönem adamlarının algılayışına göre yazılmış olduğundan üslüpta biraz değişiklik olabilir ama bu onun bozuk olduğu anlamına gelmez.En iyi örnek incilde isa kendisinden sonra bir peygamber geleceğini söylüyor(Yuhanna16/5-16).Ayrıca kuranla çelişen yanlarıda var tabiki.SELAMLAR...
Yukarı dön Göster Düşünür572's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Düşünür572
 
muratmatrak
Uzman Uye
Uzman Uye
Simge

Katılma Tarihi: 22 mart 2009
Yer: United Kingdom
Gönderilenler: 132
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı muratmatrak

5/43 der ki:İçinde Allah'ın hükmü bulunan Tevrat yanlarında olduğu halde nasıl seni hakem kılıyorlar da sonra, bunun arkasından yüz çevirip gidiyorlar? Onlar inanmış kimseler değildir.

Tevrat incil hepsi Kur'anin icindedir. Dusunun Kur'an son kitap tevrat ve incil zaten Kur'anin icindedir,yani Tevrat yanlarinda oldugu halde yani Kur'andan bahs etmekte ki onlar hala ellerindeki insanlarin yazdigi  tevrata inanmaktalar su anki yahudilerin yaptigi gibi onlara desen ki gercek Tevrat Kur'anin icinde onlar yinede Kendi insanlarin yazdigi Kitaba/sahteTevrata inanirlar

5/47 der ki:İncil'e inananlar, Allah'ın onda indirdiği (hükümler) ile hükmetsinler. Kim Allah'ın indirdiği ile hükmetmezse işte onlar fasıklardır

Burda incile inanlar demekte onlarin Allah'in indirdigi hukumler/Kur'andaki hukumler ile hukmetsinler ama onlar diger aciklamada belirtildigi gibi yine kendi ellerinde insanlar tarafindan yazilmis o sahte incille hukum verirler ki o yuzden Kur'ana dondurulmeleri icin.

Ayni olay biz muslumanlarin cogunda gerceklesmekte yani bizimde hadis kitaplarimizi muslumanlarin elleri ile yazdigi incilleri tevratlari Ama Esas incil,tevrat bunlarin Butunu Kur'anin kendisidir zaten yani o yahudilerin ve hiristiyanlarin ellerindeki tevrat ve incil denen kitaplar kesinlile deil onlar insanlarin yazdigi kitaplar bizlerin hadis kitaplari gibi

Selametle

 

Yukarı dön Göster muratmatrak's Profil Diğer Mesajlarını Ara: muratmatrak
 
Guests
Guest Group
Guest Group


Katılma Tarihi: 01 ekim 2003
Gönderilenler: -259
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Guests

5/66: "Şayet onlar Tevrat'ı, İncil'i ve/yani kendilerine indirilene(i) uysalardı/uygulasalardı yerden ve gökten rızıklanırlardı..."

Arkadaşlar, nerede Tevrat, İncil vs geçiyorsa kasıt Allah'ın geçmişte onlara indirdiği vahilerdir. Yahudiler Allah'ın Resulü'ne maksatlı olarak gelip bir konuda hükümünü soruyorlar. Onlar bu sordukları konuda, Allah'ın verdiği gerçek hükmü bildikleri halde art niyyetli olarak sormaktadırlar. 5/43'te de "İçinde Allah'ın hükmü bulunan Tevrat yanlarında olduğu halde nasıl seni hakem kılıyorlar da sonra, bunun arkasından yüz çevirip gidiyorlar? Onlar inanmış kimseler değildir." derken, Tevrat'taki Allah'ın hükmü, yani Allah'ın kendilerine indirdiği hükmünü bildikleri halde ne diye gelip sana soruyorlar, sonra da inanmayıp, Allah'ın bu Tevratta da aynı olan o bildikleri hükmü hiçe sayıp dönüp gidiyorlar? Çünkü onlar inanmış değiller de ondan.

Demem o ki, yanlarıdaki Tevrat ve ve İncil'den , Allah'ın indirdikleridir, ellerinde mevcut yazılı kitapları değildir. 

Yukarı dön Göster Guests's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Guests
 
asım
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 14 agustos 2008
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 1700
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı asım

tevratta incilde kuranda hak ile hükmetmeyi  yani adaleti sağlamayı emreder...

asında tevrata inananlar yanlarındaki tevratla incile inananlar yanlarındaki incille hükmetsinler demek adaletle hükmetsinler haksızlık etmesinler demektir...

kim allahın indirdiğiyle hümetmezse kafirdir zalimdir fasıktır demekte aynı anlamda...

allah adaleti emreder...

allahın indirdiğiyle hükmetmek demek adaleti sağlayın haksızca hukuksuzca işler yapmayın demektir...


kim haksızlığa devam eder adaletten uzaklaşırsa yani allahın indirdiğinden uzaklaşırsa o zalimdir kafirdir fasıktır...




__________________
O halde yüzünü, Allah'ı bir tanıyarak dine, Allah'ın insanları üzerine yaratmış olduğu fıtratına doğrult. Allah'ın yaratışında değişiklik bulunmaz. Dosdoğru din budur. Fakat insanların çoğu bilmezler.
Yukarı dön Göster asım's Profil Diğer Mesajlarını Ara: asım
 

Sayfa Sonraki >>
  Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazıcı Sürümü Yazıcı Sürümü

Forum Atla
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme
Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme
Sizin yetkiniz yok forumda konu silme
Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme
Sizin yetkiniz yok forumda anket açma
Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma

Powered by Web Wiz Forums version 7.92
Copyright ©2001-2004 Web Wiz Guide
hanif islam

Real-Time Stats and Visitor Reports Sitemizin Gunluk, Haftalik, aylik Ziyaretci  Detaylari Real-Time Stats and Visitor Reports

     Sayfam.de  

blog stats