HANiFDOSTLAR.NET

 

Kuran Müslümanı
 

(Şahıs odaklı din anlayışından Allah odaklı din anlayışına...)

Ana Sayfa Hanif Mumin  Iste Kuran Kurandaki Din  Kur'an Yolu  Meal Dinle Sohbet Odasi Hanifler E- Kitaplik Kütüb-i Sitte ?  ingilizce Site Kuran islami Aliaksoy Org  Hasanakcay Net Tebyin-ül Kur'an Önerdiğimiz Siteler Bize Ulasin

 

- Konulara Göre Fihrist

- Saçma Hadisler

- Hadislerin-Sünnetin İncelemesi

- Haniflikle İlgili Sorular Cevaplar

- Misakın Elçisi Kim?

- Kuranda Namaz/Salat

- Onaylayan Nebi

- Kuranda Namaz/Salat

- Enbiya 104

- Kuranda Yeminler

- Adem Hakkında Sorular

- Ganimetleri Resulün Eline Nasıl Vereceğiz?

- Allahın ındinde YIL ve DOLUNAYLAR

- Abese ve Tevella

- Hadisçilerce Tahrif Edilen Ayetler

- Mübarek Yer, Mübarek Vakit

- Arkadaş Peygamber

- Kuranın İndirilişinden Günümüze Gelişi

- Bir Türban Sorusu

- Kuran ve Bize Öğretilenlerin Farkı

- Namazın Kılınışı

- Hadislere Göre Namaz

- Kuranda Salat Namaz mıdır?

- Kuran Yetmez Diyen Uydurukçular

- Bizler Hanif Dostlarız

- Sahih Hadis mi İstersiniz?

- Hakkı Yılmaz'ın Tebyin Çalışması

- Kur'anı Anlamada Metodoloji

- Tarikatçıların Çarpıttığı Birkaç Ayet

- Nasıl Kur'an Okuyalım?

- Kur'anı Kerim Nedir?

- Kur'anda Oruç

- Allah'sız Bir Din ve Allah'sız Bir Kur'an İnancı

- Kuransız Bir İslam Anlayışı ve Müşrikleşme

- Meal Çalışmasına Davet

- Allah Şahit Olarak Kafi Değil mi?

- Doğru Hadisleri Ne Yapacağız?

- Kur'andaki Muhammed ve Peygamberlerin Misyonu

- Mahrem, Avret, Ziynet

- Nur Suresi Çeviri-Yorum

- Cilbab

- Resule İtaat Ne Demektir?

- Hadis Kalburcuları ve Kalburları

- Kur'anı Kerim'in İndiriliş Gayesi

- Kur'anda Amellere Karşı Cahili Yaklaşım

- İslamdışı İnanışlara Kur'andan Örnekler

- Biri Şu Haram Üretim Tesislerini Kapatsın

- Tasavvufta İslam Var mı?

- İslamda Delil Sorunu

- Kurban Kesmek

- İlahi Hitabın Serüveni

- Ecel Nedir?

- Şirk, İşrak, Müşrik, Müşareke, Müşterik

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Peygamberlere Karşı Rabbani Yaklaşımlar

- Salat-ı Tefriciye yada Zikri Çarpıtmaya Bir Örnek

- Mucize Nedir?

- Ayrılıkların Nedenleri

- Sıfır Hata veya Kur'an

- Haniflik Nedir?

- Rabıta İle Şeyhlere Tapanlar

- Hadis Zindanının Mezhepçi Mahkumları

- İslam Dininin Öğrenilmesinde Kaynak Sorunu

- Fasık ve Münafıkların Genel Tanımlaması

- Hadisler, Hıristiyanlık ve Selman Rüştü

- Kur'anı kerim'in İndiriliş Gayesi

- Müstekbirlere Karşı Cahili Yaklaşım

- Halis-Hanif İslam

- Kur'anda Şefaat

- Fuhuş Tellalı Tefsirciler

- Hayızlıyken Neden Namaz Kılınmasın?

- Cebrail, Vahiy, Melek

- Dindarlıkta Müşrikleşme Temayülü

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Yaratılış, Adem, Havva

- Kur'an Yerel mi, Evrensel mi?

- Reform Dinde mi, Dindarlıkta mı?

- Ne Mutlu Tağutu Olmayanlara

- Peygambere Saygı(?)

- Hadislere Kanıt Diye Gösterilen Ayetler

- Allah Nazara Karışmadı mı?

- Kur'anı Kerimle Amel Etmek Mümkün mü?

- Kur'anda İnkar Edenlerin Vasıfları

- Müminlerin Vasıfları

- Allah'ın Vasıfları

- Kur'anın Vasıfları

- Dine Karşı Cahili Yaklaşımlar

- Kur'an Merkezli Din

- İrin Küpü Patladı; Mevlana

- Hurafe ve Bidatlar

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Hz. İsa'nın Ölümü

- Allah'ın Mesajının Adı: Kelamullah

- Allah'ın Resule Uyarıları

- Kur'ana Göre Tenkit ve Eleştiri Nasıl Olmalı?

- Kur'anda Sevgi

- Sofuların Devlet Desteğiyle Desteklenmesi

- Hans Von Aiberg Aldatmacası

- Kabir Azabı Safsatası

- Kur'an Kıssalarının Önemi; Masal Değiller

- Kur'anda Toplumsal Sünnetler

- Tefsirde İsrailiyyat

- Kardeş Evliliği Olmadan Çoğalma

- Hans Von Aiberg Tutuklandı

- Kur'anda Tevbe Kavramı

- Yaşar Nuri Öztürk'ün Yorumuyla Namaz

- Karadelikler; Bir Büyük Yemin

- Mezhepçilerin Ümmi Açmazı

- Kabe Nedir? Mekkede midir, Kudüste mi?

- Kur'anda Ruh Kavramı

- Kur'anda Nefs Kavramı

- Amin Kavramı ve Putperestlik

- Diyanet İşleri Başkanlığının Sitemize Cevabına Cevaplar

- Resul ve Nebi -1

- Resul ve Nebi -2

- Sapık Bir Fırka: Hansçılar

- Cihad mı, Çapulculuk mu?

- Kur'an Deyip Namazı Yok Sayanlar

- Cennete Sadece Müslümanlar mı Girecek?

- Kur'anda El Kesme Cezası var mı?

- Nazar veya Göz Değmesi Var mı?

- Şehadet Getir, Münafık(?) Ol

- Kur'anda Eleştiri Metodu

- Hacc Mekkede mi, Bekkede mi?

- İslami Tebliğde Kur'an Metodu

- Saptırılan Kavram: Mekruh

- Kur'anda Cuma Namazı var mı?

- Of Be Kader, Allah mı Suçlu Yoksa Biz mi?

- Kader Açısından Cebir ve İhtiyar

- Baban Peygamber Olsa Ne Yazar

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Vahdet-i Vücud, Şirkin Alası

- Tasavvufi Bilginin Kaynağı Vahiy mi?

- İslam'da Resullük Son Bulmuştur

- Teveffi Kelimesi ve Arap Dili

- Tasavvuf Üzerine Düşünceler

- Nefis Mertebelerinin İç Yüzü

- Allah Rızası Anonim Şirketi; Tarikatlar

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -1

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -2

- Nakşi Şeyhi Allah'ın Avukatı mı?

- Kur'anda "ve+la" Öbeği

- Putlar ve Tapanlar

- Son Peygamberimizin Okuma Yazması

- Mesih ve çarpıtılan Bir Ayet

- Hac İzlenimleri

- "Üzerinde 19 var" da Son Nokta

- Secde Emri

- Kur'andaki Hac

- Aracıların Gaybı Bildiği İnancı

- Tarikatçı - Müşrik Karşılaştırması

- Gazali'nin Kadına Bakışı

- Kur'anda Kadına Verilen Önem

- Başörtüsü Allah'ın Emri Değil

- Başörtüsü Takmak Kur'anda Var mı?

- Kur'anda Kadın Dövmek Var mı?

- Cariye, Köle; Utanmaz Mealciler

- Kadına Yönelik Şiddet

- Sünnet Edilen Kızın Öyküsü

- Erkekçe ve Kadınca Meal Konusu, Nebe 33. Ayet

- Harem - Selamlık Kimin Emri?

- Zina, Evlilik ve Örtünme Adabı

- Cariyeleri Aç, Hür Kadınları Kapat (!)

- Çok Eşliliği Yasaklayan Ayetler

- Kur'ana Göre Evlilik Hukuku

- 2 Kadın = 1 Erkek, Uydurma mı?

- Danimarkalı mı Sapık, Buhari mi?

- Ebu Hanife, Cariyenin Avreti

- Nisa 25, Hür Kadın ve Fahişe İfadesi

- Maymunların Hadisi ve Recm Vahşeti

- Hz. Muhammed'in Tebliği

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Angarya Haline Getirilen İbadet

- Buhari'nin Hadislerini Buhari Yazmamıştır

- Hadis ve Sünnet Gerçeği

- Uydurma Hadisler, İslamın Kara Boyası

- Hadisler Dinin kaynağı Olamaz

- Uydurmaların Sınırı Yok; Şeytan Geyiği

- Beşeri Hükümler Neden Kutsal Oluyor?

- Hadis - Kur'an Çelişkisi

- Kur'anda/Dinde Olanlar ve Olmayanlar

- Cehennem'den Çıkış Yok

- Kur'anda Tağut

- Ebu Hureyre Gerçekte Kimdir?

- Hadis - Mantık Çelişkileri

- Kurban ve Kurban Bayramı Nereden Geliyor?

- Hadislere Göre Kur'an Eksiktir

- Bildiri: İslam Anlayışında Reform

- Arapça mı, Arap Saçı mı?

- Koca mı Üstün, Allah mı?

- Esbab-ı Nüzül Komedi Hadisleri

- İşte Geleneğin Dini

- Ulul Emir İle Kim Kastediliyor?

- Kul Hakkı

- Yezidi Bir Gelenek: Aşure Tatlısı

- Hz. İbrahim'den Asrımıza Dersler

- Taklitçiliğin Boyutları

- Seb-ul Mesani Nedir?

- Kelle Sayılarak Gerçek Bulmak

- Kıyamet - Mahşer Günü ve Sonrası

- Kur'anda Namaz Vakitleri

- Kur'anda Cuma Konusu

- Salih Olmak Yetmez

- Hudeybiye Anlaşması Uydurma mı?

- Kitap Yüklü Eşekler

- Kur'andaki Hac

- Hz. Nuh'un Oğlu Kimdi? İftira mı?

- Ruhun Ağırlığına Başka Bakış

- Hz. İbrahim Yalancı Değildi

- İncil'de Kadına Bakış

- Şirkin Büyüğü Küçüğü Olur mu?

- Kur'andaki Abdest ve Hijyen

- Din de Bir Araçtır

- Kur'an Okumanın Zararları

- Kur'anda Dua Ayetleri

- Kur'anda Tarih Kavramı ve Bilinci

- Şekilsel Secde Kur'anda Yok mu?

- Salat ve salatı İkame

- Kur'andaki Emr Kavramı Üzerine

- Dindar İnsanlar Şirk Koşar

- Alak Suresinin İlk Beş Ayeti

- Men Arefe'nin Çözümü

- Kur'andaki Av Yasağı

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Din Büyüklerini Tanrılaştırma

- Allah'a ve Muhammed'e Değil

- Kur'andaki Örnek Tevekkül

- Şekilsel Rüku Kur'anda Yok mu?

- Hz. İbrahim Kuşları Kesti mi?

- Ehli Sünnet Dininin Anayasası

- İnsan Allah'ın Halifesi mi?

- Kur'an Üzerinde Düşünmek

- Şirkin Kuyusuna Düşenlere Uyarılar

- Kur'an Ölülere Okunmak İçin mi İndirildi?

- Ayda Okunan Kur'an Masalı

- Hz. İbrahim, Safa ve Merve Masal mı?

- "Haç"er-ul Esved (!)

- Mevlana Sahte Bir Peygamber Değil mi?

- Tasavvufun Tanrısı İki Zıttır

- Kur'andaki Tasavvuf: Teveccüh

- Önce Batıl ve Hurafe İle Savaşalım

- Resuller Haram Kılamaz mı?

- Elçi Muhammed ile İnsan Muhammed'in Farkı

- Tarikatlarda Aracılar Rezaleti

- Nur Suresi 31. Ayet Nasıl Çarpıtılıyor?

- Sırat Kıldan İnce, Kılıçtan Keskin mi?

- Kur'anda Zalimler

- Bütün Mehdileri Çöpe Atıyoruz

- Kur'ana Göre Ramazan Ayı ve Haram Aylar

- Tasavvufçuların İlahı; Varlık ve Yokluk

- Tasavvufçuların Küçük Putları

- Sünnet Etmek yaratılışı Değiştirmedir

- Son Peygamberimizin Mektupları

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Mescid-i Aksa Nerede?

- Büyük Kandırmaca: Hadis

- Kur'an Neden Arapça Olarak İndirilmiştir?

- Kimin dini? Kimin Kitabı? Kimin Meali?

- Evliya Kelimesinin geçtiği Ayetler

- Şimdiye Kadar Yaşanan İslam

- Ayın Yarılması Diye Bir Mucize Yoktur

- Kabe Dikili Taş Değil mi?


Up | Down | Top | Bottom
 
Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.

Yunus Suresi 105

Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.

Enam Suresi 79

İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.

Ali İmran Suresi 67

Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.

Nahl Suresi 123

De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.

Ali İmran Suresi 95

Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.

Hacc Suresi 31


Up | Down | Top | Bottom

HABERLER

 

 








 

 

  Hanif Islam

 

Kur'an'da Dinde Olanlar/Olmayanlar
 Hanif Dostlar Ana Sayfa -> Kur'an'da Dinde Olanlar/Olmayanlar
Konu Konu: cilbab Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazanlarda
Gönderi << Önceki Konu | Sonraki Konu >>
ABCDF
Ozel Grup
Ozel Grup


Katılma Tarihi: 11 agustos 2006
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 412
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı ABCDF

Yukarıdaki tanımlar bana cilbabın sadece cinsel tacizi önleme amaçlı değil, her alanda yapılan tacizi önleme amaçlı olduğunu farkettirdi. 

Taciz:            Tedirgin etme, rahatsız etme(TDK)
Taciz etmek:  sıkıntı vermek, rahatsız etmek.

bugünkü karşılaştığımız duruma bakalım:

Sadece bayanlar değil, inanan erkeklerde çeşitli alanlarda tacizle karşılaşabilir.

Hepimiz farklı alanlarda çalışıyoruz, gündelik yaşamımızı çeşitli sosyal grupların içinde geçiriyoruz. Şu durumda cilbabla tanınma ve incitinmeme olayı çok zor. Farzedelim ki ben şu anda çalıştığım yerde sıkıntı içerisindeyim, işten çıkmam için bana duygusal, psikolojik baskı yapılıyor, çaktırmadan tabii, bu işler farkettirilmeden olur, Üzülürsün ama neden üzüldüğünü bile anlamazsın. yeni adıyla "mobbing" uyguluyorlar.

bir işyerinde yıldırma/bıktırma saldırılarına uğrayan bir kişi/bayan, bugün kendini kime nasıl tanıtacak? kendi kendine mücadele etmek yönünde de zayıfsa bu kişiye kim sahip çıkacak?

cevap: sadece Allah inancına sahip olmasa da, çevremizdeki duyarlı insanlar... iyilik yapanlar, yardım edenler, insanı önemseyenler...

tacizler çeşit çeşit...

sözün özü: Günümüzde tacize uğramamak için kendimizi tanıtabileceğimiz kişiler yok. her türlü taciz bu ülkede yaşayan herkesin başına gelebilir. Herkes kendi ayakları üzerinde durmasını, tacize müsaade etmemeyi, kendi öğrenecek. Başka yolu yok gibi...

selam ile



__________________
Artık kim tağutu tanımayıp Allah'a inanırsa, o, sapasağlam bir kulpa yapışmıştır; bunun kopması yoktur.
Yukarı dön Göster ABCDF's Profil Diğer Mesajlarını Ara: ABCDF
 
Hasan Akcay
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 11 ekim 2005
Gönderilenler: 767
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Hasan Akcay

Herkes sakin sakin, uygarca görüşünü açıklamış. Ne güzel. Kendi adıma ben yararlandım; teşekkür ederim. Ama bazı noktalarda farklı düşünüyorum. Açıklamaya çalışayım.

 

*

 

Birinci soru: ...bir insan alımlı olduğu için karşı cinsi tahrik eder diye tesettüre girmeliyse her biri en azından Hz Yûsuf kadar alımlı olan erkekler tesettüre neden girmiyor?

 

Yasemin kardeşimizin cevabı: Sen kaç kadın tanıdın tahrik olduğu erkeğe eziyet edebilecek güçte?

 

Sevgili Yasemin, önemli olan benim öyle kaç kadın tanıdığım değil, Yüce Allah’ın ne dediği.

 

Bu cevap kabul edilemez çünkü Yûsuf sûresinde "Kişizadenin karısı Yûsuf’a cinsel tacizde bulundu," diyen Yüce Allah’ı yalancı çıkarıyor.

 

Hayır! Allah yalan söylemez.

 

Kadınlar erkeklerin alımlı görüntüsünden o kadar etkilenir ki erkeklere cinsel tacizde bulunurlar, tıpkı kişizadenin karısı gibi. Ve kendilerinden geçip meyve yerine ellerini doğrarlar. Allah’ın söylediği bu.

 

Yüce Allah doğru söyler – sadakallahu’l azîm.

 

*

 

İkinci soru: Taciz suçunu işleyenler kim? Erkekler. Ceza olarak tesettür zindanına atılanlar kim? Kadınlar...

Yargıçların Yargıcı onaylar mı bunu? "Benim kadın için kadın, erkek için erkek diyen (2:178) Kuran’ımı niye inkar ettiniz?" demez mi?

Yasemin’in buna cevabı: Eğer erkekler için böyle bir emir olsaydı onuda sorgulardık şüphen olmasın.

Galiba soru anlaşılmamış. Soru her hangi bir emrin var ya da yok olmasıyla ilgili değil.

Soru şu:

Niçin taciz suçunu işleyen erkeklere hak ettikleri ceza verimek suretiyle kadınları taciz etmekten uzak durmaları öğretilmiyor da kadınlar tesettür hapsine tıkılıyor.

Suçu işleyenler erkek, cezaya çarpılanlar kadın. Yargıçların Yargıcı onaylar mı bunu? "Benim kadın için kadın, erkek için erkek (2:178) diyen Kuran’ımı niye inkar ettiniz?" demez mi?

*

Cariyelere cilbabı yasaklamak suretiyle cinsel tacize uğramalarına Yüce Allah’ın onay verdiği iddiasına yasemin’in tepkisi:

Cariyelerin taciz edilmesine onay mı veriyor alemlerin ve o cariyelerin de Rabbi olan Allah. Bu ne saçma bir iddia.

Yasemin’e katılıyorum. Giriş yazımda bunu açıklamıştım:

Düzeltilmesi gereken başka bir iddia da cariyelerle ilgili. Cariyelerin gûya cilbab giymesi yasakmış. Şu rivayetlere bakın:

Halife Ömer tesettüre bürünen cariyelere "Siz hürler gibi mi görünmek istiyorsunuz?!" diye ç
ıkışıp dayak atardı (İbnu'l-'Arabî, Ahkâmu'l -Kur'an: 3/1575)


Cariyelerin cilbab giymesi yasaktı çünkü hür kadınlar gibi görünmemeleri gerekiyordu. (Ibn Kesîr, Tafsîr: 3/519)

Bu rivayetlerde cariye diye geçen ifadenin Kuran'daki karşılığı "ma meleket eyman..."dır. Bakın, Hz Peygamberin hanımları da edinmiş onları: 33:55'te ma meleket eyman ühünne deniyor. Yani Hz Peygamber'in ailesinde de varlar. Aileden onlar, Hz Peygamberin kızları... Siz şimdi ihtimal verir misiniz ki Allah'ın Elçisi, o ahlak anıtı, kızlarına tanınma cilbabını yasak edecek te haytaların cinsel tacizde bulunmasına çanak tutacak?

Hz Peygamber'e çirkin bir iftiradır bu.

Neden iftira ediyorlar? Çünkü asl
ında bir tanınma aracı olan cilbabı tesettür yani örtünüp saklanma aracı diye çarpıtmak zorundalar. Tesettür pisliğini Allah'ın dinine başka türlü sıvaştıramazlar ki.

*

Yazı çok uzadı; savana ve ABCDF kardeşlerimizin şu görüşlerini ayrı bir yazıda ele alabilir miyim:

58. ayette inananların kadınlarına cilbab giyerek kendilerini bu tacizi yapanlara müslümanım diye tanıtmalarını söylüyor. (savana)

Eğer siz cilbabı günümüzde giyilmesi farz ve tacizi önleyen bir giysi olarak anlarsanız cilbabı giymeyen incitilebilir ya da tacize uğrayabilir anlamı çıkar.. (savana)

 

Günümüzde tacize uğramamak için kendimizi tanıtabileceğimiz kişiler yok. her türlü taciz bu ülkede yaşayan herkesin başına gelebilir. Herkes kendi ayakları üzerinde durmasını, tacize müsaade etmemeyi, kendi öğrenecek. Başka yolu yok gibi... (ABCDF)

 

Sevgi ile, Hasan Akçay
Yukarı dön Göster Hasan Akcay's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Hasan Akcay
 
Alperen
Admin Group
Admin Group
Simge

Katılma Tarihi: 09 nisan 2005
Gönderilenler: 2974
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Alperen

Hasan Akcay Yazdı:

Düzeltilmesi gereken başka bir iddia da cariyelerle ilgili. Cariyelerin gûya cilbab giymesi yasakmış

 


Sevgili Hasan AKÇAY'ın söylediklerine ek olarak;


En muteber ilmihal kitaplarından birisi olan Ömer Nasuhi BİLMEN'in Büyük İslam İlmihalinde bakın neler yazıyor:



23- Cariyeler (köle olan kadınlar) için avret yeri, erkekler gibi, göbekleri altından dizleri altına kadar olan kısımla karın ve sırtlarıdır. Hür kadınların şeref ve durumları bakımından örtmek zorunda bulundukları organları daha çoktur. Köleler ise, hürriyet şerefinden yoksun ve efendilerinin hizmeti ile meşgul oldukları için, bunlara daha fazla genişlik gösterilmiştir.

Namaz Kitabı - Setri Avret Bölümü

Bu insanlar müslüman dahi olsalar böyle. Öyleyse tesettür neyin simgesi?



__________________
Yunus 105. Şu da emredildi: "Yüzünü dine bir hanîf olarak çevir. Sakın müşriklerden olma!"
Yukarı dön Göster Alperen's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Alperen
 
Hasan Akcay
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 11 ekim 2005
Gönderilenler: 767
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Hasan Akcay

58. ayette inananların kadınlarına cilbab giyerek kendilerini bu tacizi yapanlara müslümanım diye tanıtmalarını söylüyor. (savana)

Tabii, bu sizin görüşünüz. Yalnızca görüş diye sunduğunuz sürece her görüş gibi saygıyı hak eder. Ama aslolan, "Allah ne diyorsa o"dur. 

Allah, "İnananların kadınları kendilerini müslümanım diye tanıtsınlar!"  demiyor; yalnızca "Tanıtsınlar!" diyor -en yu'rafne. Bu önemli çünkü onların içinde inananların Müslüman olmayan kadınları var.

Kuranî kanıt için Nisa 25'e bakınız:

Müminlerin Hristiyan ve Yahudi kadınlarla evlenmesi helal (5:5). Nisa 25'te açıklandığına göre, bağımsız bir mümineyle evlenemiyen bir mümin, "ma meleket eyman üküm"... yani sizin ant içilip sahip çıktığınız bir kadınla evlenecek. Diyelim ki gayrimüslimdir evlendiği o kadın. O eş, İslamı kabul edip dinin koruması altına girince de (iza uhsinne) uygunsuz davranırsa bağımsız müminelere verilen cezanın yarısına çarpılacak.

Kısacası inananların kadınları arasında Müslime olmayanlar var. Onlar da, cilbab giyip inananların kadınları olarak tanınmak suretiyle, tacizden kurtulacaklar.

İşte şimdi "Nasıl bir giysiye bürüneyim ki Müslime olarak tanınayım?" diye soran kardeşlerimiz bunun ayırdında değiller. Sanıyorlar ki cilbab onu giyeni müslime olarak tanıtır. Hayır! Gayrimüslime olarak ta tanıtır. Cilbabın İslam olmakla ilgisi yok.

Cilbab, onu giyenleri inananların kadınları olarak yani devletin sahip çıktığı kadınlar olarak tanıtır.

Sevgi ile, Hasan Akçay

    

 

Yukarı dön Göster Hasan Akcay's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Hasan Akcay
 
Hasan Akcay
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 11 ekim 2005
Gönderilenler: 767
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Hasan Akcay

imla yanlışını giderince doğru ifade: yani sizin ant içip sahip çıktığınız bir kadınla evlenecek. Diyelim ki gayrimüslimdir evlendiği o kadın.

Bu vesileyle şunu söyliyieyim: Nisa 25'te "Hanginiz bağımısz bir mümineyle evlenemiyorsa ant içip sahip çıktığınız genç bir mümineyle evlensin," deniyor -Ve men lem yestati' minküm tavlen enyenkıha'l muhsanati'l müminati fe men ma meleket eyman üküm min feteyat ikümü'l müminat.

Ama bu ayetin Mâide 5 ile birlikte okunması gerekir. O zaman görülür ki müminlerin evlendiği Kitab Ehli gayrimüslimelerin arasında ant içilip sahip çıkılanlar da var. Onlar da inananların kadınlarıdır; onlar da cilbab  giyecek.

Sevgi ile, Hasan Akçay

Yukarı dön Göster Hasan Akcay's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Hasan Akcay
 
Hasan Akcay
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 11 ekim 2005
Gönderilenler: 767
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Hasan Akcay

Alperen Yazdı:
En muteber ilmihal kitaplarından birisi olan Ömer Nasuhi BİLMEN'in Büyük İslam İlmihalinde bakın neler yazıyor:

23- Cariyeler (köle olan kadınlar) için avret yeri, erkekler gibi, göbekleri altından dizleri altına kadar olan kısımla karın ve sırtlarıdır. Hür kadınların şeref ve durumları bakımından örtmek zorunda bulundukları organları daha çoktur. Köleler ise, hürriyet şerefinden yoksun ve efendilerinin hizmeti ile meşgul oldukları için, bunlara daha fazla genişlik gösterilmiştir.

Namaz Kitabı - Setri Avret Bölümü

Bu insanlar müslüman dahi olsalar böyle. Öyleyse tesettür neyin simgesi?

Mevcut tesettür sapıklığının can alıcı noktasına dokunuyor bu soru. Onun için buraya aktardım. İnşallah aklımızı işletmeye teşvik eder bizi.

Sevgi ile, Hasan Akçay

Yukarı dön Göster Hasan Akcay's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Hasan Akcay
 
muta
Katilimci Uye
Katilimci Uye


Katılma Tarihi: 09 kasim 2006
Gönderilenler: 93
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı muta

T.C. BAŞBAKANLIK DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞI

 

Din İşleri Yüksek Kurulu Başkanlığı

Sayı: B.02.1.DİB.0.10/212

KONU: Tesettür

KARAR NO: 6 KARAR

TARİHİ: 3.2.1993

DİN İŞLERİ YÜKSEK KURULU KARARI

 

İslâm dininde kadının kıyafeti ile ilgili olarak zaman zaman sorulan sorular dolayısıyla konu, kurulumuzca ele alınıp incelendi: Nûr Suresi’nin 30. ayetinde, mü’min erkeklerin harama bakmamaları, namus ve iffetlerini korumaları emredildikten sonra 31. ayetinde kadınlarla ilgili olarak meâlen, “Mü’min kadınlara da söyle: Gözlerini (bakmaları haram olan şeylerden) çevirsinler, edep yerlerini korusunlar, -kendiliğinden görünen müstesna- zinetlerini açmasınlar, başörtülerini yakalarının üzerine salsınlar!” buyurulmakta ve ayetin devamında kadınların kendiliğinden görünmeyen zinet yerlerini, kimlerin yanında açabilecekleri belirtilmektedir.

 

1- HARAMA BAKMAK VE İFFETİ KORUMAK Görüldüğü gibi bu iki ayette hem erkeklerin hem de kadınların harama bakmamaları, edep yerlerini iyice örtülü tutup, iffet ve namuslarını zina, fuhuş ve onlara sebep olabilecek durumlardan korumaları emredilmektedir. Hz. Peygamber (s.a.v) de “...Gözlerin zinası şehvetle bakmaktır...” buyurarak harama bakmayı, göz zinası olarak nitelemiştir. 1- Ancak, gözün harama tesadüfen ilişmesinin kasıtlı bakmak hükmünde olmadığı da hadis-i şeriflerde belirtilmiştir. 2- İslâm alimleri, yukarıda mealleri yazılı ayetlere ve konuyla ilgili hadislere dayanarak, erkeklerin ve kadınların, nikahlı eşleri dışında herhangi bir kimseye şehvetle bakmalarının haram olduğu üzerinde müttefiktirler. Tedavi, şahitlik ve evlenme maksadı gibi, zaruret veya ihtiyaç halindeki bakmalara, fıkıhta belirtilen şartlar ve ölçüler dahilinde müsaade edilmiştir. Fitne tehlikesi ve şehvet korkusu olmamak kaydı ile, gerek erkeklerin ve gerekse kadınların, kendi yakınlarından ve yabancılardan kimselere ve nerelerine bakıp bakmayacaklarına dair hükümler, delilleri ile birlikte fıkıh kitaplarında mevcuttur.3

 

2- ÖRTÜNME Nûr Suresi’nin 31. ayetinde zikredilen bu emirlerden sonra kadınların örtünmesi ile ilgili olarak da, -kendiliğinden görünenler müstesna- zinetlerini, zinet yerlerini açmamaları ve başörtülerini yakalarının üzerine salmaları emredimiştir. Cahiliye devrinde başını örten kadınlar, başörtülerini enselerine bağlar veya arkalarına salıverirlerdi. Allah Teâlâ, bu ayetle, İslâm’dan önceki bu adeti kesinlikle yasaklayarak mü’min kadınların -kendiliğinden görünen hariç- zinetlerini, zinet yerlerini açmamalarını ve başörtülerini; saçlarını, başlarını, kulaklarını, boyun, gerdan ve göğüslerini iyice örtecek şekilde yakalarının üzerine salmalarını emretmiştir. Hz. Âişe (r.a), “Allah ilk muhacir kadınlara rahmet eyleye! Yüce Allah “Mü’min kadınlar başörtülerini yakalarının üzerine salsınlar!” ayetini indirince, onlar eteklerinden bir parça keserek, onunla başlarını örttüler” der”.4 Yine Hz. Aişe (r.a) bir gün ensar kadınlarından sitayişle bahsederken, buna benzer bir ifade ile, başörtüsü emrine nasıl uyduklarını anlatır.5

 

3- ÖRTÜLMESİ GEREKLİ OLMAYAN KISIMLAR Örtülmesi emredilen, zinetten istisna edilen ve mücmel olarak geçen “kendiliğinden görünen” ifadesi; ashabdan Hz. Ali, İbn Abbas, İbn Ömer, Enes, tabiîlerden Said b. Cübeyr, Atâ, Mücâhid, Dahhâk, Mücahid; imamlardan Ebû Hanîfe, Mâlik ve Evzaî (r.a)’nin de dahil olduğu İslâm alimlerinin çoğunluğu tarafından; “Yüz ve bileklere kadar eller” olarak tefsir edilmiştir.6

 

4- ÖRTÜLMESİ GEREKLİ OLAN KISIMLAR Ayetteki “kendiliğinden görünen” mücmel ifadeyi -az da olsa- farklı tefsir eden alimler, kadınların, istisna dışında kalan zinetlerini ve zinet yerleri olan saç, baş, boyun, kulak, gerdan, göğüs, kol ve bacakların örtülmesi olarak anlamışlar ve bunlardan herhangi birini açmalarının caiz olmadığı hükmünde ittifak etmişlerdir.7 Kadınların, bu zinet yerlerini kimlerin yanlarında açabilecekleri ise, ayetin devamında bildirilmektedir. Bu âyet–i kerime nazil olunca, yukarıda rivayet edilen hadislerle de sabit olduğu üzere, ensar ve muhacir kadınların, eteklerinden bir parça keserek, onunla başlarını örtmeye acele etmeleri, Hz. Âişe (r.a)’nın ablası Esmâ (r.a)’nın, ince bir elbise ile Hz. Peygamber (a.s)’ın huzuruna çıktığı zaman, Hz. Peygamber’in “ergenlik çağına gelen bir kadının elleri ve yüzü dışında kalan yerlerini göstermesinin caiz olmadığını” bildirmesi, yine Hz. Peygamber’in, bileklerinin dört parmak yukarısını işaret ederek, “Allah’a ve ahiret gününe iman eden bir kadına, ergenlik çağına gelince yüzü ve şuraya kadar elleri hariç, herhangi bir yerini açması caiz değildir.” buyurması; sözkonusu ayetteki emirlerin vücub için olduğuna, kadınların yukarıda sayılan zinet yerlerini örtmekle yükümlü olduklarına delalet etmektedir.

 

5- ÖRTÜNMENİN GAYESİ Dinimizin emrettiği örtünmeden maksat, kadının zinetini ve zinet yerlerini eşi veya mahremi olmayan erkeklere göstermemesi ve yabancı erkekler tarafından görülmesine meydan vermemesidir. Bu itibarla örtünün; saçın, ten renginin veya zinetlerin görülmesine engel olacak kalınlıkta, vücut hatlarını göstermeyecek nitelikte olması gerekir.8 Bu konuda, yukarıda meali zikredilen hadis-i şerifler dışında, daha pek çok hadis-i şerif bulunmaktadır.9 Ahzâb Suresi’nin 60. ayetinde de “Ey Peygamber! Eşlerine, kızlarına ve mü’minlerin kadınlarına söyle: (Evden çıkarlarken) üstlerine vücutlarını iyice örten dış elbiselerini giysinler! Bu, onların iffetli bilinmelerini ve bundan dolayı incitilmemelerini daha iyi sağlar.” buyurulmaktadır. Bu ayette müslüman hanımların evlerinden çıkarken, üstlerine vücut hatlarını belli etmeyecek bir dış elbise almaları, ev kıyafeti ile sokağa çıkmamaları emredilmektedir. Nûr Suresi’nin 60. ayetinde ise, yaşlanmış kadınların, 31. ayette örtülmesi emredilen zinet ve zinet yerlerini örtmek kaydı ile (manto, pardesü, çarşaf gibi) dış elbiselerini üstlerine almadan dışarı çıkabilecekleri belirtilerek şöyle buyrulmaktadır: “Bir nikâh ümidi beslemeyen, çocuktan kesilmiş yaşlı kadınların, zinetlerini (yabancı erkeklere) göstermeksizin, dış elbiselerini çıkarmalarında, kendilerine bir vebal yoktur. Yine de dış elbiseli olmaları, kendileri için hayırlıdır.”

 

NETİCE: 1. Gerek erkeklerin ve gerekse kadınların gözlerini haramdan korumaları, 2. Kadınların, vücudun el, yüz ve ayakları dışında kalan kısımlarını, aralarında dinen evlilik caiz olan erkekler yanında, vücut hatlarını ve rengini göstermeyecek nitelikte bir elbise (örtü) ile örtmeleri, 3. Başörtülerini, saçlarını, başlarını, boyun ve gerdanlarını iyice örtecek şekilde yakalarının üzerine salmaları, dinimizin; Kitab, sünnet ve İslâm alimlerinin ittifakı ile sabit olan kesin emridir. Müslümanların bu emirlere uymaları dini bir vecîbedir.

 

İslam da örtünme vardır (tesettür) ehli sünnet vel cemaat ittifak

la KUR,AN ve hadislere dayanarak karar vermiştir. Gerisi fikir teatisi zorlama yorumdur burada KUR,AN ayeti Hadis Sünnet ten

örnek vermek konuyu boşuna uzatmaktan başka işe yaramaz.

dolayısı ile islam a (müslüman) tesettürsüzlüğü sokmaya çalışmak çarpıtma dır ayıptır dileyen istediği gibi giyinebilir her kişi özgür iradesi ile karar verir dinde zorlama yok ve kimse kimseye cennete bilet kesmeye hakkı yoktur ama yalan beyanı

tescil olmuş kendinden menkul alim geçinenlere de itibar edilmemesi gerekir saygılar.

 

muta.

Yukarı dön Göster muta's Profil Diğer Mesajlarını Ara: muta
 
savana
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 30 nisan 2006
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 1235
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı savana

selam

 

Diyanetin açıklaması çelişkili ifaedelerle dolu.Başörtülerinizi yakanızın üstüne vurunuz ifadesini anlatırken dönemin kadınlarının başörtü taktıklarını ama başörtüyü enselerine bağladıklarını iddia ediyor peşinden yazdığı hadisle başörtüsü emrini duyan kadınların eteklerinden bez kesip başlarına bağladıklarını anlatıyor.Dönemin kadınları madem halihazırda başörtü giyiyordu eteklerini kesip ne diye başörtüsü yapmışlar ..

"Ayetteki “kendiliğinden görünen” mücmel ifadeyi -az da olsa- farklı tefsir eden alimler, kadınların, istisna dışında kalan zinetlerini ve zinet yerleri olan saç, baş, boyun, kulak, gerdan, göğüs, kol ve bacakların örtülmesi olarak anlamışlar ve bunlardan herhangi birini açmalarının caiz olmadığı hükmünde ittifak etmişlerdir."

Alimler kadının belirli yerlerinin zinet olduğu hakkında görüş birliğine nasıl varmışlar?Hangi ayette yazıyormuş bu?Nur 31de verilen kendiliğinden görünen müstesnayla kasıtın el yüz ve ayaklar olduğu sonucuna nasıl varmışlar?keyifleri öyle istediği içinmi yoksa ellerinde delillerimi var? yüz niye kendiliğinden görünsün peçe takarsın kendiliğinden görünmez el niye görünsün eldiven giyersin görünmez ayağada çorap giyersin görünmez.

Ayette iffetli olmak emri var her mümin kadın bu emre uymak zorundadır.İffetli olmak için O alimlerin kafalarından uydurdukları giyinme tarzını hiçkimse kabul etmek zorunda değil.

Bir kadının iffetli olma kıstaslarını bırakın kadın kendi belirlesin .Birileri kadına çıkıpta senin iffetin ancak bu şartlarda korunur şunları şunları yap diye talimat vermesin.Kadınlarında aklı ve beyni olduğunu artık anlasınlar.binlerce yıldır devam edem kadına baskı ne zaman bitecek? 



__________________
O, yaratıp şekillendiren, âhenk veren ve düzene koyandır
Yukarı dön Göster savana's Profil Diğer Mesajlarını Ara: savana
 
muta
Katilimci Uye
Katilimci Uye


Katılma Tarihi: 09 kasim 2006
Gönderilenler: 93
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı muta

savana Yazdı:

selam

 

Diyanetin açıklaması çelişkili ifaedelerle dolu.Başörtülerinizi yakanızın üstüne vurunuz ifadesini anlatırken dönemin kadınlarının başörtü taktıklarını ama başörtüyü enselerine bağladıklarını iddia ediyor peşinden yazdığı hadisle başörtüsü emrini duyan kadınların eteklerinden bez kesip başlarına bağladıklarını anlatıyor.Dönemin kadınları madem halihazırda başörtü giyiyordu eteklerini kesip ne diye başörtüsü yapmışlar ..

"Ayetteki “kendiliğinden görünen” mücmel ifadeyi -az da olsa- farklı tefsir eden alimler, kadınların, istisna dışında kalan zinetlerini ve zinet yerleri olan saç, baş, boyun, kulak, gerdan, göğüs, kol ve bacakların örtülmesi olarak anlamışlar ve bunlardan herhangi birini açmalarının caiz olmadığı hükmünde ittifak etmişlerdir."

Alimler kadının belirli yerlerinin zinet olduğu hakkında görüş birliğine nasıl varmışlar?Hangi ayette yazıyormuş bu?Nur 31de verilen kendiliğinden görünen müstesnayla kasıtın el yüz ve ayaklar olduğu sonucuna nasıl varmışlar?keyifleri öyle istediği içinmi yoksa ellerinde delillerimi var? yüz niye kendiliğinden görünsün peçe takarsın kendiliğinden görünmez el niye görünsün eldiven giyersin görünmez ayağada çorap giyersin görünmez.

Ayette iffetli olmak emri var her mümin kadın bu emre uymak zorundadır.İffetli olmak için O alimlerin kafalarından uydurdukları giyinme tarzını hiçkimse kabul etmek zorunda değil.

Bir kadının iffetli olma kıstaslarını bırakın kadın kendi belirlesin .Birileri kadına çıkıpta senin iffetin ancak bu şartlarda korunur şunları şunları yap diye talimat vermesin.Kadınlarında aklı ve beyni olduğunu artık anlasınlar.binlerce yıldır devam edem kadına baskı ne zaman bitecek? 

Selam.

dönemin (cahiliye) ile ilk muhacir kadınları  bir tutmak abesle iştigaldir onu geç sebeb aralarında bir kere ekonomik fark var bir

de halihazırda başörtüsü var ama takış şekli değişik hiç bir çelişki yok arkaya bağlayacağına başından aşağıya sarkıtacak.

Yüz niye kendiliğinden görünmüş?el ayak da öyle insan yaşamında yüz, el, ayak kendiliğinden görünür normal yaşamda

sosyal ilişkilerde o güne ve yahut bu güne kadar başka bir şeklimi var kastedilenle ne demek istenilen gayet açık anlamak

istemiyen polemik yapmak isteyen öyle söyler NUR suresi 31. ayeti  kendiliğinden bir kadının neresinin gözükeceği o zamanın

insanları peygember de dahil öyle anlamışlar doğrusu da o şimdi

peçe takarsın ,çorap giyersin,eldiven takarsın tam bir laf canbazlığı  o zaman da arabistanda kadınlar eldivenmi giyiyordu

diye sorarlar. Doğru iffetli olmak her mümin kadın ve erkeğin emir gereği uymak zorunda olduğu kuraldır o alim dediklerine uyma aralarında Peygamber de var 21. yüz yıl sanal aleminden sallamak kolay.

Bir kadının iffetli olup olmadığını bırakalım kendi belirlesin buda

doğru ister görünen kısımlar müstesna isteyen kapansın isteyen

de istediği gibi giyinsin kimseye zorlama baskı olmasın kadına baskı da olmasın kararı onlar versin hür iradeleri ile.

muta.

Yukarı dön Göster muta's Profil Diğer Mesajlarını Ara: muta
 
Hasan Akcay
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 11 ekim 2005
Gönderilenler: 767
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Hasan Akcay

Ahzâb Suresi’nin 60. ayetinde de “Ey Peygamber! Eşlerine, kızlarına ve mü’minlerin kadınlarına söyle: (Evden çıkarlarken) üstlerine vücutlarını iyice örten dış elbiselerini giysinler! Bu, onların iffetli bilinmelerini ve bundan dolayı incitilmemelerini daha iyi sağlar.” buyurulmaktadır. Bu ayette müslüman hanımların evlerinden çıkarken, üstlerine vücut hatlarını belli etmeyecek bir dış elbise almaları, ev kıyafeti ile sokağa çıkmamaları emredilmektedir (DİB, Din İşleri Yüksek Kurulu)

Pes. Allah'ın sözleri ancak bu kadar fütursuzca çarpıtılabilir. Ayetin numarası dahi yanlış.

Bu, onların iffetli olarak bilinmeleri ve bundan dolayı incitilmemelerini sağlar.  Ayetin Arapçasında iffetleri olarak ifadesinin karşılığı yok. Yani Allah'ın sözü değil o; Yüksek Din  Kurulu uydurup Allah'ın sözlerinin içine sokuşturmuş.

Ayetin o bölümünün Arapçası: Zalike ednâ en yu'rafne... EN YU'RAFNE, bilinmeleri için demek. Bakın, Allah'ın sözleri bir bardak içme suyu gibidir. Sağlıklı, temiz. Siz içine bir kaç damla lağım suyu boca edince o su nasıl pislenir, içme suyu olmaktan çıkarsa Allah'ın sözlerinin içine iffetli olarak gibi bir kaç beşer sözü boca ettiğiniz zaman da o ayet pislenir, Allah'ın sözleri olmaktan çıkar.

Yüzyıllardır Müslümanları böyle kandırıyorlar. Allah'ın sözlerinin içine kendi beşerî sözlerini boca edip "İşte ayet bu!" diyorlar. Öyle bir hinlik ki sağlıklı, temiz suyun içine bir kaç damla lağım boca edip "İşte içme suyu bu!" demekten zerrece farkı yok. 

Açıklamada ise pisliğin üzerine tüğ dikmişler: Bu ayette müslüman hanımların evlerinden çıkarken üstlerine vücut hatlarını belli etmiyecek bir dış elbise almaları... Hayır! Müslüman hanımların demiyor Allah; inananların kadınları diyor- nisâi'l müminîn.

Müminlerin Hristiyan ve Yahudi kadınlarla evlenmesi helal olduğuna göre (Mâide 5) bazı inananların eşleri Hristiyan ya da Yahudidir. Ne yapacak o kadınlar; Hristiyan ya da Yahudi kadınlarla evli müminlerin gayrimüslim eşleri yani o nisâi'l müminîn cilbab giymeyecek mi?  

Fesübhanallah. Bir ayet ancak bu kadar çarpıtılır.

Hasan Akçay

Yukarı dön Göster Hasan Akcay's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Hasan Akcay
 

<< Önceki Sayfa 22 Sonraki >>
  Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazıcı Sürümü Yazıcı Sürümü

Forum Atla
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme
Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme
Sizin yetkiniz yok forumda konu silme
Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme
Sizin yetkiniz yok forumda anket açma
Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma

Powered by Web Wiz Forums version 7.92
Copyright ©2001-2004 Web Wiz Guide
hanif islam

Real-Time Stats and Visitor Reports Sitemizin Gunluk, Haftalik, aylik Ziyaretci  Detaylari Real-Time Stats and Visitor Reports

     Sayfam.de  

blog stats