HANiFDOSTLAR.NET

 

Kuran Müslümanı
 

(Şahıs odaklı din anlayışından Allah odaklı din anlayışına...)

Ana Sayfa Hanif Mumin  Iste Kuran Kurandaki Din  Kur'an Yolu  Meal Dinle Sohbet Odasi Hanifler E- Kitaplik Kütüb-i Sitte ?  ingilizce Site Kuran islami Aliaksoy Org  Hasanakcay Net Tebyin-ül Kur'an Önerdiğimiz Siteler Bize Ulasin

 

- Konulara Göre Fihrist

- Saçma Hadisler

- Hadislerin-Sünnetin İncelemesi

- Haniflikle İlgili Sorular Cevaplar

- Misakın Elçisi Kim?

- Kuranda Namaz/Salat

- Onaylayan Nebi

- Kuranda Namaz/Salat

- Enbiya 104

- Kuranda Yeminler

- Adem Hakkında Sorular

- Ganimetleri Resulün Eline Nasıl Vereceğiz?

- Allahın ındinde YIL ve DOLUNAYLAR

- Abese ve Tevella

- Hadisçilerce Tahrif Edilen Ayetler

- Mübarek Yer, Mübarek Vakit

- Arkadaş Peygamber

- Kuranın İndirilişinden Günümüze Gelişi

- Bir Türban Sorusu

- Kuran ve Bize Öğretilenlerin Farkı

- Namazın Kılınışı

- Hadislere Göre Namaz

- Kuranda Salat Namaz mıdır?

- Kuran Yetmez Diyen Uydurukçular

- Bizler Hanif Dostlarız

- Sahih Hadis mi İstersiniz?

- Hakkı Yılmaz'ın Tebyin Çalışması

- Kur'anı Anlamada Metodoloji

- Tarikatçıların Çarpıttığı Birkaç Ayet

- Nasıl Kur'an Okuyalım?

- Kur'anı Kerim Nedir?

- Kur'anda Oruç

- Allah'sız Bir Din ve Allah'sız Bir Kur'an İnancı

- Kuransız Bir İslam Anlayışı ve Müşrikleşme

- Meal Çalışmasına Davet

- Allah Şahit Olarak Kafi Değil mi?

- Doğru Hadisleri Ne Yapacağız?

- Kur'andaki Muhammed ve Peygamberlerin Misyonu

- Mahrem, Avret, Ziynet

- Nur Suresi Çeviri-Yorum

- Cilbab

- Resule İtaat Ne Demektir?

- Hadis Kalburcuları ve Kalburları

- Kur'anı Kerim'in İndiriliş Gayesi

- Kur'anda Amellere Karşı Cahili Yaklaşım

- İslamdışı İnanışlara Kur'andan Örnekler

- Biri Şu Haram Üretim Tesislerini Kapatsın

- Tasavvufta İslam Var mı?

- İslamda Delil Sorunu

- Kurban Kesmek

- İlahi Hitabın Serüveni

- Ecel Nedir?

- Şirk, İşrak, Müşrik, Müşareke, Müşterik

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Peygamberlere Karşı Rabbani Yaklaşımlar

- Salat-ı Tefriciye yada Zikri Çarpıtmaya Bir Örnek

- Mucize Nedir?

- Ayrılıkların Nedenleri

- Sıfır Hata veya Kur'an

- Haniflik Nedir?

- Rabıta İle Şeyhlere Tapanlar

- Hadis Zindanının Mezhepçi Mahkumları

- İslam Dininin Öğrenilmesinde Kaynak Sorunu

- Fasık ve Münafıkların Genel Tanımlaması

- Hadisler, Hıristiyanlık ve Selman Rüştü

- Kur'anı kerim'in İndiriliş Gayesi

- Müstekbirlere Karşı Cahili Yaklaşım

- Halis-Hanif İslam

- Kur'anda Şefaat

- Fuhuş Tellalı Tefsirciler

- Hayızlıyken Neden Namaz Kılınmasın?

- Cebrail, Vahiy, Melek

- Dindarlıkta Müşrikleşme Temayülü

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Yaratılış, Adem, Havva

- Kur'an Yerel mi, Evrensel mi?

- Reform Dinde mi, Dindarlıkta mı?

- Ne Mutlu Tağutu Olmayanlara

- Peygambere Saygı(?)

- Hadislere Kanıt Diye Gösterilen Ayetler

- Allah Nazara Karışmadı mı?

- Kur'anı Kerimle Amel Etmek Mümkün mü?

- Kur'anda İnkar Edenlerin Vasıfları

- Müminlerin Vasıfları

- Allah'ın Vasıfları

- Kur'anın Vasıfları

- Dine Karşı Cahili Yaklaşımlar

- Kur'an Merkezli Din

- İrin Küpü Patladı; Mevlana

- Hurafe ve Bidatlar

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Hz. İsa'nın Ölümü

- Allah'ın Mesajının Adı: Kelamullah

- Allah'ın Resule Uyarıları

- Kur'ana Göre Tenkit ve Eleştiri Nasıl Olmalı?

- Kur'anda Sevgi

- Sofuların Devlet Desteğiyle Desteklenmesi

- Hans Von Aiberg Aldatmacası

- Kabir Azabı Safsatası

- Kur'an Kıssalarının Önemi; Masal Değiller

- Kur'anda Toplumsal Sünnetler

- Tefsirde İsrailiyyat

- Kardeş Evliliği Olmadan Çoğalma

- Hans Von Aiberg Tutuklandı

- Kur'anda Tevbe Kavramı

- Yaşar Nuri Öztürk'ün Yorumuyla Namaz

- Karadelikler; Bir Büyük Yemin

- Mezhepçilerin Ümmi Açmazı

- Kabe Nedir? Mekkede midir, Kudüste mi?

- Kur'anda Ruh Kavramı

- Kur'anda Nefs Kavramı

- Amin Kavramı ve Putperestlik

- Diyanet İşleri Başkanlığının Sitemize Cevabına Cevaplar

- Resul ve Nebi -1

- Resul ve Nebi -2

- Sapık Bir Fırka: Hansçılar

- Cihad mı, Çapulculuk mu?

- Kur'an Deyip Namazı Yok Sayanlar

- Cennete Sadece Müslümanlar mı Girecek?

- Kur'anda El Kesme Cezası var mı?

- Nazar veya Göz Değmesi Var mı?

- Şehadet Getir, Münafık(?) Ol

- Kur'anda Eleştiri Metodu

- Hacc Mekkede mi, Bekkede mi?

- İslami Tebliğde Kur'an Metodu

- Saptırılan Kavram: Mekruh

- Kur'anda Cuma Namazı var mı?

- Of Be Kader, Allah mı Suçlu Yoksa Biz mi?

- Kader Açısından Cebir ve İhtiyar

- Baban Peygamber Olsa Ne Yazar

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Vahdet-i Vücud, Şirkin Alası

- Tasavvufi Bilginin Kaynağı Vahiy mi?

- İslam'da Resullük Son Bulmuştur

- Teveffi Kelimesi ve Arap Dili

- Tasavvuf Üzerine Düşünceler

- Nefis Mertebelerinin İç Yüzü

- Allah Rızası Anonim Şirketi; Tarikatlar

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -1

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -2

- Nakşi Şeyhi Allah'ın Avukatı mı?

- Kur'anda "ve+la" Öbeği

- Putlar ve Tapanlar

- Son Peygamberimizin Okuma Yazması

- Mesih ve çarpıtılan Bir Ayet

- Hac İzlenimleri

- "Üzerinde 19 var" da Son Nokta

- Secde Emri

- Kur'andaki Hac

- Aracıların Gaybı Bildiği İnancı

- Tarikatçı - Müşrik Karşılaştırması

- Gazali'nin Kadına Bakışı

- Kur'anda Kadına Verilen Önem

- Başörtüsü Allah'ın Emri Değil

- Başörtüsü Takmak Kur'anda Var mı?

- Kur'anda Kadın Dövmek Var mı?

- Cariye, Köle; Utanmaz Mealciler

- Kadına Yönelik Şiddet

- Sünnet Edilen Kızın Öyküsü

- Erkekçe ve Kadınca Meal Konusu, Nebe 33. Ayet

- Harem - Selamlık Kimin Emri?

- Zina, Evlilik ve Örtünme Adabı

- Cariyeleri Aç, Hür Kadınları Kapat (!)

- Çok Eşliliği Yasaklayan Ayetler

- Kur'ana Göre Evlilik Hukuku

- 2 Kadın = 1 Erkek, Uydurma mı?

- Danimarkalı mı Sapık, Buhari mi?

- Ebu Hanife, Cariyenin Avreti

- Nisa 25, Hür Kadın ve Fahişe İfadesi

- Maymunların Hadisi ve Recm Vahşeti

- Hz. Muhammed'in Tebliği

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Angarya Haline Getirilen İbadet

- Buhari'nin Hadislerini Buhari Yazmamıştır

- Hadis ve Sünnet Gerçeği

- Uydurma Hadisler, İslamın Kara Boyası

- Hadisler Dinin kaynağı Olamaz

- Uydurmaların Sınırı Yok; Şeytan Geyiği

- Beşeri Hükümler Neden Kutsal Oluyor?

- Hadis - Kur'an Çelişkisi

- Kur'anda/Dinde Olanlar ve Olmayanlar

- Cehennem'den Çıkış Yok

- Kur'anda Tağut

- Ebu Hureyre Gerçekte Kimdir?

- Hadis - Mantık Çelişkileri

- Kurban ve Kurban Bayramı Nereden Geliyor?

- Hadislere Göre Kur'an Eksiktir

- Bildiri: İslam Anlayışında Reform

- Arapça mı, Arap Saçı mı?

- Koca mı Üstün, Allah mı?

- Esbab-ı Nüzül Komedi Hadisleri

- İşte Geleneğin Dini

- Ulul Emir İle Kim Kastediliyor?

- Kul Hakkı

- Yezidi Bir Gelenek: Aşure Tatlısı

- Hz. İbrahim'den Asrımıza Dersler

- Taklitçiliğin Boyutları

- Seb-ul Mesani Nedir?

- Kelle Sayılarak Gerçek Bulmak

- Kıyamet - Mahşer Günü ve Sonrası

- Kur'anda Namaz Vakitleri

- Kur'anda Cuma Konusu

- Salih Olmak Yetmez

- Hudeybiye Anlaşması Uydurma mı?

- Kitap Yüklü Eşekler

- Kur'andaki Hac

- Hz. Nuh'un Oğlu Kimdi? İftira mı?

- Ruhun Ağırlığına Başka Bakış

- Hz. İbrahim Yalancı Değildi

- İncil'de Kadına Bakış

- Şirkin Büyüğü Küçüğü Olur mu?

- Kur'andaki Abdest ve Hijyen

- Din de Bir Araçtır

- Kur'an Okumanın Zararları

- Kur'anda Dua Ayetleri

- Kur'anda Tarih Kavramı ve Bilinci

- Şekilsel Secde Kur'anda Yok mu?

- Salat ve salatı İkame

- Kur'andaki Emr Kavramı Üzerine

- Dindar İnsanlar Şirk Koşar

- Alak Suresinin İlk Beş Ayeti

- Men Arefe'nin Çözümü

- Kur'andaki Av Yasağı

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Din Büyüklerini Tanrılaştırma

- Allah'a ve Muhammed'e Değil

- Kur'andaki Örnek Tevekkül

- Şekilsel Rüku Kur'anda Yok mu?

- Hz. İbrahim Kuşları Kesti mi?

- Ehli Sünnet Dininin Anayasası

- İnsan Allah'ın Halifesi mi?

- Kur'an Üzerinde Düşünmek

- Şirkin Kuyusuna Düşenlere Uyarılar

- Kur'an Ölülere Okunmak İçin mi İndirildi?

- Ayda Okunan Kur'an Masalı

- Hz. İbrahim, Safa ve Merve Masal mı?

- "Haç"er-ul Esved (!)

- Mevlana Sahte Bir Peygamber Değil mi?

- Tasavvufun Tanrısı İki Zıttır

- Kur'andaki Tasavvuf: Teveccüh

- Önce Batıl ve Hurafe İle Savaşalım

- Resuller Haram Kılamaz mı?

- Elçi Muhammed ile İnsan Muhammed'in Farkı

- Tarikatlarda Aracılar Rezaleti

- Nur Suresi 31. Ayet Nasıl Çarpıtılıyor?

- Sırat Kıldan İnce, Kılıçtan Keskin mi?

- Kur'anda Zalimler

- Bütün Mehdileri Çöpe Atıyoruz

- Kur'ana Göre Ramazan Ayı ve Haram Aylar

- Tasavvufçuların İlahı; Varlık ve Yokluk

- Tasavvufçuların Küçük Putları

- Sünnet Etmek yaratılışı Değiştirmedir

- Son Peygamberimizin Mektupları

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Mescid-i Aksa Nerede?

- Büyük Kandırmaca: Hadis

- Kur'an Neden Arapça Olarak İndirilmiştir?

- Kimin dini? Kimin Kitabı? Kimin Meali?

- Evliya Kelimesinin geçtiği Ayetler

- Şimdiye Kadar Yaşanan İslam

- Ayın Yarılması Diye Bir Mucize Yoktur

- Kabe Dikili Taş Değil mi?


Up | Down | Top | Bottom
 
Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.

Yunus Suresi 105

Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.

Enam Suresi 79

İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.

Ali İmran Suresi 67

Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.

Nahl Suresi 123

De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.

Ali İmran Suresi 95

Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.

Hacc Suresi 31


Up | Down | Top | Bottom

HABERLER

 

 








 

 

  Hanif Islam

 

Genel Tartışma
 Hanif Dostlar Ana Sayfa -> Genel Tartışma
Konu Konu: Eşitlik Farz mıdır? (Nahl:71) Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazanlarda
Gönderi << Önceki Konu | Sonraki Konu >>
imsakdemir
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 05 mart 2011
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 133
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı imsakdemir

herkezin kabiliyeti oranında eğitim almaya hakkı olduğu bir düzen. herkeze eşit eğitim demek kabiliyetli için zulüm olabilir.
insanların kendi kabiliyetlerine uygun eğitim almaya da hakkı vardır. kabiliyetli bir kişinin kendi kabiliyeti dışında
çalıştırılması da zulümdür. çalışanla çalışmayanı ayırmamak da zulümdür. bir mevki için zeki, kabiliyetli bir kişi dururken
kabiliyetsiz aptal birini tercih etmekte zulümdür.

insanlar eşit değildir. kimi kiminden bazı özellikler yönünden üstündür. hiçbir kimsenin her yönden üstün olması mümkün değildir.

kadın erkek eşitmidir. değildir. kimi yönden erkek üstündür, kimi yönden kadın üstündür. kadın erkeğin örtüsüdür, erkek kadının
örtüsüdür. bunlar birbirini tamamlayan farklı parçalardır. kadın erkek farklıdır. bu farklılık birinin birine üstün olmasını
gerektirmez. bazı genellemelerin mutlaklık yapılmaması gerekir. çünkü kişisel farklarda unutulmamalıdır. bir kadın, ağırlıklı
olarak erkeklerin yaptığı işi de yapabilir.

herşey birbirini tamamlar. tamamlayan parçaların eşitliğinden bahsetmektense adaletten, uyumdan bahsetmek daha uygun olabilir.

mutlak eşitlik demektense adalet demeyi tercih ederim. bazen eşitlik zulmün ta kendisi olabilir.    

__________________
Yarım doğru yalanın ta kendisidir.
Yukarı dön Göster imsakdemir's Profil Diğer Mesajlarını Ara: imsakdemir Ziyaret imsakdemir's Ana Sayfa
 
Guests
Guest Group
Guest Group


Katılma Tarihi: 01 ekim 2003
Gönderilenler: -259
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Guests


         

''Hülasa; Nahl 71 üzerinden eşitlik farz mıdır? Şeklinde bir sorunun cevabını aramak beyhudedir. Çünkü aşkın olanın  insanlık için var ettiği bu dünyada ki adaletli, hakkaniyete dayalı bir yaşantının modelini bir dönemde belirlediği kriterlere dayalı bir sistemle yaşanılır kıldığını söylemek O’na büyük bir haksızlıktır. Çünkü aşkın olanın kelamı süreklidir sürekli kelam edenin sözünü bir dönemde söyleyip bitirmiş olması sürekli kelamın ve sürekli yaratmanın önün kesmek demektir, Oysa ki Aşkın olanın yaratması ve kelamı süreklidir.Muhammed’in Mekkesi ve sosyo kültürel yapısının ihtiyaç duyduğu kurallar o günün ihtiyaçlarını karşılar niteliktedir. Muhammed’in baktığı pencereden gözlemlediği toplumsal marazlara, sosyal ve ekonomik problemlere çözüm üretme niteliğindedir Nahl71. Kuralları, kriterleri belirlemede insan söz sahibidir. Bugünün yaşam standartları, sosyo ekonomik yapı, istihdam alanlarının varlığı, üretim-istihdam konuları günün ihtiyaçlarına göre şekillenmektedir. Ve insanoğlu da çağın sosyo-ekonomik argümanlarını günün ihtiyaçlarına uygun bir biçimde kullanarak üretim ve verimliliği, iş imkanını istihdamı sağlamaktadır. Özetle eşitlik farz mıdır sorusu insanın yapıp edebilirliği ile, mevcut argümanları toplumsal faydayı gözeterek kullanabilirliğiyle cevaplanabilir.''-KaraMizah-


                Anlayışım kıtlaşmış. Birisinin bunu bana izah etmesi gerekiyor.

                Acaba..''Dün dünde kaldı cancağazım; bu gün bana yeni birşeyler söyle.'' diye Allah'a mesaj mı gönderiliyor. Yoksa  Allah! aramızdan   çık. mı deniliyor.


                Saygılarımla

                Galip Yetkin.




Yukarı dön Göster Guests's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Guests
 
Guests
Guest Group
Guest Group


Katılma Tarihi: 01 ekim 2003
Gönderilenler: -259
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Guests

 Selamlar,
Galip demir:
"Burada mânâ değişikliğine uğratılarak ayet üzerindeki eylem, levt ile, ne yapılmak istenmiştir:
          Sömürüye devam mı?
          Allah yerine geçip dinde kural koyarak Allah'a 'af edersiniz yanlış yapmışım' dedirtmek mi?
          Ayetleri inkâr mı?
          Nimeti inkar mı?
          .................... vs........ vs.re mi?" yazmışsınız. Bu niyet sorgulayıcı sorularınıza kendiniz cevap vereceksiniz.  Ne yapmak istediğimden çok nasıl yorumladığıma bakarak karşı bir yorum yapmanız yeterliydi. Ama niyet etfedecekseniz buna benim verilecek bir cevabım olamaz. canınız sağolsun. teşekkür ederim.
Kıymetli Asım, Fazıl, Kara mizah; Ali Şeriati ve imsak Demir arkadaşlarım. katkılarınız için çok teşekkür ediyorum. Yazdıklarınıza katılıyorum.
Yukarı dön Göster Guests's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Guests
 
hasakcay
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 22 ocak 2008
Gönderilenler: 1236
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı hasakcay

Merhaba.

 

Korkarım açıklamaya çalıştığım EŞİTLİK kavramı gözden kaçırılıyor ya da ben meramımı yeteri kadar açık ve net anlatamadım. Bir daha:

 

İslamın EŞİTLİK kavramı evrensel hukuktaki EŞİTLİK kavramıdır. Yani yasalar herkese eşit uygulanır. Örneğin zengine de yoksula da.

 

Siz zengin ile yoksul arasındaki malî farkı giderebiliyorsanız giderin. Allah razı olsun. Ama malî eşitlik olmazsa olmaz, demeyin.

 

Tıpkı evlenme alanında ailesinden BAĞIMSIZ kadınla bakımı üstlenildiği için ailesine BAĞLI garibe gibi (4:25). Elinizden geliyorsa o ikisinin arasındaki farkı yok edin; Allah razı olsun. Ama o ikisi konum bakımından eşit olmazsa olmaaaz, demeyin. İslamın EŞİTLİK kavramı için konum eşitliği şart değil.

 

Yani siz başaramadınız ve aradaki farkı gideremediniz diye onların yasalar karşısındaki eşitliği ortadan kalkmaz. Ailesinden BAĞIMSIZ kadına da ailesine BAĞLI garibeye de yasalar eşit uygulanır. Örneğin hırsızlık ettilerse ikisine de  aynı ceza verilir.

 

Kadın başkadır, erkek başka; tamam. Örneğin kadın narindir; erkek kaba güce sahip. Elinizden geliyorsa, spor gibi yöntemler kullanarak, aradaki farkı giderin. Ama kadın erkek eşitliği için bu şarttır demeyin. Allah'ın dininde kadın erkek ayrımı yok (Nisâ124): 

 

"İster kadın olsunlar ister erkek, iman edip güzel işler yapanlar cennete girerler. Kimseye haksızlık edilmez."  

 

Bakın, Allah ahrette kendi yasalarının da kadın erkek herkese EŞİT uygulanacağını, kimseye haksızlık edilmeyeceğini söylüyor. Hâlâ "Kadın zayıftır, erkek güçlü; kadın, erkeğe eşit olamaz!" demenin lüzumu var mı?  

 

Kaba kuvvet, sahibini üstün kılsaydı örneğin öküzler insanlardan üstün olurdu.

 

Kısacası, Allah'ın ındinde EŞİTLİK yasalar karşısındaki eşitliktir. Allah’ın hükmüdür; biz asıl onu sağlamalıyız. Örneğin bir takım  hin oğlu hinlere dokunulmalık zırhı giydirmemeliyiz.   

 

"Aman sen de, yasalar karşısında eşitliği sağlayamıyoruz işte. Napalım, o da olmayıversin!" dememeliyiz.

 

Sevgi ile,

Haan Akçay



__________________
hasanakcay.net
allahindini.net
Yukarı dön Göster hasakcay's Profil Diğer Mesajlarını Ara: hasakcay
 
Guests
Guest Group
Guest Group


Katılma Tarihi: 01 ekim 2003
Gönderilenler: -259
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Guests

    
          Sayın Pascalos.

          Nazik cevabi yazınız için ben de size teşekkür ederim.

          Saygı ve hürmetlerimle.
        
          Galip Yetkin.
Yukarı dön Göster Guests's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Guests
 
takva81
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 13 ocak 2010
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 288
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı takva81

selamlar.

    nahl 71 ayetini hep çarpıttılar. hayladağa kapitalizim borazanları onun. hakkında. mal edinmek için. çeşitli bahaneler. sunuyor.

    öyleki tevrat öğretileri ile. dolu islam dini. neyin ne olup ne olmadığını anlayamıyor.allah nah 71 de. bir fakir ve bir zengin kulunun. defterdarlığını yapmmıyor. yada. kulum. sana az diğerine çok verdim. sakın kıskanma. bu nasıl allah. da sonra çıkmış eşitleyicilikden bağsediyor. sen baştan eşitliği bozdun. hayır olay burada çözülüyor. bu ayette meal hatası var.

     bu ayet bu şekilde. meallendirilirse. kapitenin ekmeğine yağ sürmek ten başka hiç bir işe. yaramaz. yazarın biri olayı kapitelizim görüşüne benimsetmesi de. olayın aslında. kapite nin rabbinin elemesinden geçtiğini ayan beyan açıklar. durumda.

        aynı çarpıtmayı. derleyenler. ademin iki oğlu kıssasına. sinsice. yerleşerek. habil ile kabil insan karakterlerini. islama empoze. ettiler. oysa. ademin iki oğlu. kuran okuyanlar. ve eski  yeni ağiti okuyanlar. ademin iki oğlu. aralarında. allaha bir kurban sunmalarıda. kendilerinin.sen değil ben allahın doğru dini içindeyim demesi. ve kıskanan. din taraftarlarının. diğer din taraftarlarını. dünyayı dar etmesi.

      nahl 71 ayeti. ancak salihin devesi. nakakta aallah çözer. naka dişi deve demek. bir yazıldığında. allahın dişi devesi demek. haşa allah deve çobanımı. elbette. değil.  nakakat 5 yaşındaki dişi deveye denir. yavrulamış sütü bol yük taşıyan . tam bir velinimet haline gelmiş. arabın olmazsa olmazıdır. o zaman. allahın dişi devesi. petrolün doğal gazın. kömürün bol . yer madenlerinin. kolayca. elde edildiği. insana verilmiş. bilim ve teknoloji becerisidir. ve deveyi öldürdüler. çaprazlama ayağını kestiler. petrol ile zenginleşenler. sınırları çizilmiş. petrol ülkeleri. kömür ile. doğal gaz ile sınırları çizilmiş. zengileşenler. ham maddeyi  işleme kabiliyetine erişmiş. bilim ve teknolojide. ileri seviyelere ulaşmış. insanlar. az bir dünyalık için. deveyi öldürdüler. ve öldürmeye devam ediyorlar.

     işte nahl 71 ayet bu. allah ey nas kiminize. kömür kiminize. doğal gaz. kiminize. ham maddeyi işlemek için. ilim. bilim. verdim. kayasından (allahın yer arzından) allahın devesi çıkanlar. bunları. olmayanlara vererek eşit hale getirsinler. ve en acısı verselerdi ya. gözü kör. kapite borazancılarına. bu söz.

    selametle.



__________________
ben yanlız kendimi kurana adadım.
Yukarı dön Göster takva81's Profil Diğer Mesajlarını Ara: takva81
 
Guests
Guest Group
Guest Group


Katılma Tarihi: 01 ekim 2003
Gönderilenler: -259
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Guests


          Bir alıntı.
               
          Din,''deyne (ödenmesi gereken borç) kavramından ismini almıştır.Herkesin bir borç ödeme anlayışı vardır ve ''dinler'' bu açıdan insanlık tarihi kadar eski ve çeşitlidir.Kimi sadece hak iddiasındadır, borçtan hiç bahsetmez ve borç ödemeye yanaşmaz.Veya haklarını iddia ve isteminin çok altında bir borç algısı vardır. Kökten batıl, uyduruk dinlerle, semai bir kökeni olmasına rağmen sonradan içleri boşaltılarak Rabb'e ve insanlara karşı borcunu tamamen ve titizlikle ödemeyi ihmal ederek bâtıllaşan dini yorum, anlayış ve uygulamalar vardır.Allah doğruyu doğru olarak bildirmiştir; ama hakikat vahyin içinde  durmasına rağmen, nefsine uyan ve içindeki mülk şehvetini atamayan bir bölük, hak dinin taklidini icat ederek insanları helâk eden dini anlayışları ortaya koymuşlardır.
           Semai demek, iştmek suretiyle hakikate ulaşmanın kastedildiği dindir. İşittiren Allah, vasıta Resul ve Nebi'ler, nebiler vasıtası ile işitenler ise insanlardır.Bunun dışında kalan yöntemlerle edinilen din, hak olmayan pagan dinleridir. Böyle dinlere Allah din demez, kuruntu-heves der. Semai dinin özünü iyi kavrayıp, vahyin amacıyla örtüşen ve borcun kaytarılmadan ödenmesine ise, hak ve doğru din üzere borç ödeme denir.Bunun diğer ismi de İslamdır.
           Doğru din üzerinde olabilmek için, öncelikle vahiy ilmini benimsemek gerkir.İkincisi, bunu doğru algılamak gerekir.Üçüncüsü dosdoğru olmayı içine sindirip doğru uygulamak gerekir.Dördüncüsü ise, Allah'ın bizzat hakkı olanı titizlikle ve tamamen vermek (uluhiyette kıst), yine insana haklarını titizlikle ve tamamen vermek (insanlar arası ilişkilerde kıst) gerekir.
           Hak din İslam ve diğer semai dinlerin orijinal yolu, metodu ve yöntemi anti-liberalisttir. Bu nedenle 'liberal' ifadesini irdeliyelim:
LİBERAL  :1-Kişi özgürlükleri,düşünce özgürlüğü ve siyasal özgürlük yanlısı kimse                 
               2-Ekonomik liberalizmden yana olan bir kimse.

               Zannedilmesin ki 'hak din' ve onun mensupları bireyleşmeye karşı çıkarlar. Hayır, ''bireycilik-bireysellik''  ile ''bireyleşme''  tamamen ayrı şeylerdir.
               ''Bireyleşme'' kavramının oluşumundaki esas içerisinde 'liberalizm' yoktur. Kavramın özünde yatan en önemli şey, köleler gibi düşünmemektir.Bunu Kur'an ilmiyle ifade edersek, köleci eğitimden geçmemek ve siyasi, sosyal, ekonomik ve dini alanda ''Benim çobanımsın, beni güt'' dememektir (Bakara-104). Fikri ve vicdanı hür olmaktır ki buna 'birey olma, bireyleşme, kişilik sahibi olma' denilir. Ama bireyin bireyleşmesi önündeki her engelin kaldırılarak, siyasi, ekonomik ve sosyal hürriyetlerini de bir bütün halinde sağlanmasının yolunun açılmasını özgürlük olarak kabul etmek gerekir.Bunun için de her bireyin fiilen özgür olmasının önünde engel olarak gücü elinde tutan birey,grup ve sınıfların olmaması gerekir.Çünkü nasıl fazlaca bireyleşen ve toplumun mülkte tahakkümünü tek başına elinde tutan Kral bunu bireycilik adına meşru gösteremezse, fazlaca hürleşen ve toplumun diğer fertlerinin sahasını istilâ eden ve onların ekonomik özgürlüklerini kısıtlayıp,sınırlayan bir burjuva, derebeyi vs. de bireyselleşme adına mazur görülemez.Öyle ise yukarıda tanımını verdiğimiz 'ekonomik liberalizm'in (ikinci) anlamına şiddetle itiraz vardır.Semai dinler de burada itiraz ederler.Çünkü bireyleşme özgürlüğü, ferdiyetçilik yolunda genişletilmiş, diğer bireyler aleyhine ekonomik krallar ortaya konmuştur. Nasıl yetkisi halkın sahasına taşan zirvedeki bireyin bireyselleşmesine karşı isek, nasıl kralın makamını muhafaza ederken hürriyet ve demokrasiden bahsetmek mümkün değilse, ekonominin fazlaca bireyselleştirilerek 'ekonominin kralları' durumuna geçmiş özel girişimciler ortada iken herkesin özgür olduğunu söylemek saçmalamaktır.Semai dinlerin özgürlük tanımlarıyla, sofist (ağzı kalabalık) paganların özgürlük tanımları arasında dağlar kadar fark vardır. Pagan kültürler ''özgürlük'' derler ama dikkat edin ''herkese'' demezler ve kim güçlü ise o yaşasın der.Ve kim güçlü ise onlar özgürdür.Ama hak ve içi boşaltılarak 'sosyo ekonomi politiği paganlarınki ile özdeşleşmemiş ''Semai din'' böyle demez; herkese özgürlük der ve bunun yolunu da gösterir. Bunun gerçekleşme yolu ise, elinde sermaye ve üretim araçları bulunanların,herkesin özgürlüğü için en büyük engel olduğunu söyler. Bunun çözümünü de gösterir. İstisnasız herkesin hür olabilmesi için fazlaca hürleşip topluma fark atan ve onları mahrum bırakıp mağdur eden siyasi, sosyal ve ekonomik güç odaklarının toplumun genel seviyesine çekilmesini emreder.(Nahl-71.)
           Bunu yapmayanlara nimete nankörlük  edenler demektedir. Bu da  Leyl Suresi'nde bize gösterilen yoldur. Bu ise itidal-ihtiyaca yeter miktar üzere yaşayan birey ve güçlü kamunun varlığıdır ve semai din buna kolaylık demektedir.Kolaylık olarak tanımlanan ise kollektivizmdir.
           Demek ki paganların liberalizm dedikleri kurum asla hürriyetçi değildir.Güçlüyü daha güçlü kılarak ve bunu mazur ve meşru göstererek, toplumun kahir ekseriyetinin köleleşmesine bireycilik der. Ama doğru ilkeyi Hak Din koymuştur.Hakiki bireyleşmeye varacak doğru yol toplumculuktan geçer.Çünkü istisnasız herkesin siyasi, sosyal, ekonomik güç odakları ortadan kaldırılarak özgürleşmesi sağlanmıştır.Hak Din bireyin özgürleşmesinin karşısında değil aksine herkesin özgürleşmesi için  güç odaklarının toplumculukla ortadan kaldırılmasıyla özgürlüğü herkesin tatmasının mümkün olacağını ortaya koymakla ilimsel ve akli bir yol ortaya koymuştur.
             Hak din gerçek bireyleşmeyi gerçekleştirecek yolu kendi mantığı içinde açıklamıştır.Din kollektivizmi demek, dini küçültmez.Bilakis onun rahmet ve adalet kapısı olduğunu gösterir.Sovyet Rusya'da uygulanan Marks-Engels felsefesiyle de taban tabana zıttır.İslamda katılımcılık ve ıslah vardır;diğeri ise diktatörlüktür.Kaldı ki kollektivizmi insanlığa tanıtan semai din vahiyleridir. Bir müslüman olarak kendi kurumuna sahip çıkmak niye kötü olsun ki. Bunu bilmeyen ukala cahiller ''islamın zekatı var o sosyalizme muhtaç değil'' diye akıldışı bir şeyler mırıldanıp dururlar. Madem ki sosyalizmi red ediyorsun, İslamda Kur'an'ın her yerinde göreceğin ''infak'' diye bir müessese var, onu yerine getir ve toplumda kendi seviyenden aşağıda bir kişi dahi bırakma.Çünkü bunu yapmazsan vatandaşlarını en az kendin kadar sevme şartını yerine getirmediğin için de iman etmemiş sayılırsın. İnfak, kazananların, kazanamayanların veya az kazanıp itidal seviyesinin altında bulunanların,barınma, giyinme, beslenme, eğitim vs. gibi bütün masraflarını üzerlerine almaları ve kendileriyle aynı seviyede bir hayat düzeyi sunmalarının emredilmesi demektir.
           Ahırete insan haklarından (kul hakkından) tamamen temizlenmiş olarak gitmenin en kolay yolu '' işlerin birleştirilmesi ve mülkte iştirak'' sistemidir. Bu sistemi kurmakla Hak Din içine pagan bir kurum alınmıyor. Zaten bu sistemin ilk uygulamaları Manastırlarda, Havralarda,Medine'de, fetihten sonra Mekke'de uygulanmıştır.Görülüyor ki derebeylerinin, aristokratların, ve liberal-kapitalistlerin gizledikleri, sakladıkları, müslümanlara has bir kurumdur. Bu sistemin liberaller ve kapitalistler tarafından bozulmasından korkan Kapadokya halkı yer altı şehri bile kurmuşlardır,mağaralara sığınmışlar,dağ başlarına Sumela gibi manastırlar kurmuşlardır.
                                                         (Bu yazı ADALET ve RAHMET 
                                                              sitesinden derlenmiştir)
          
                Saygılarımla.
                Galip Yetkin.
        
                                                       

Yukarı dön Göster Guests's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Guests
 
asım
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 14 agustos 2008
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 1700
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı asım

çok çalışan tabi ki çok kazanacaktır...

onun kazandığını az çalışanlara verip eşitlenmesini istemek zulmun ta kendisidir...

allah zulmu emretmez...

yoksula çaresize aça vermek başka herkesi eşitlemeye çalışmak başka bir şey...

çaresize vermek iyilik herkesi eşitlemeye çalışmak kötülüktür....

 

 

 



__________________
O halde yüzünü, Allah'ı bir tanıyarak dine, Allah'ın insanları üzerine yaratmış olduğu fıtratına doğrult. Allah'ın yaratışında değişiklik bulunmaz. Dosdoğru din budur. Fakat insanların çoğu bilmezler.
Yukarı dön Göster asım's Profil Diğer Mesajlarını Ara: asım
 
Guests
Guest Group
Guest Group


Katılma Tarihi: 01 ekim 2003
Gönderilenler: -259
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Guests


          Dinin, 'deyne' kökünden üretilmiş bir ifade dolayısı ile dindar kişinin de borcuna sadık kişi olduğu, ve bu mükellefiyetinin de İslama girme ve 'rüşt' ile başladığı mâlumdur. Müslüman bir kişi malvarlığındaki 'haram'ları yani itidal seviyesi üzerindeki varlığını NAHL-71'e göre tasfiye eder.Ve her iman etmiş kişi de bu yönde Bakara-267-279. ayetlere tâbidir.Bu kurallara, yasalara, ayetlere uymaz  ise Allah ve Peygamber'in savaş açtığını Bakara-279. ayet net şekilde açıklar.

          Kur'an 'beleş geçinenlerle' muhtaçları da birbirinden ayırmıştır.Bu yönde yol gösterici Bakara-273. ayettir.

          İnsana farz olan maişettir-iffettir; bu da kavam yani kendisinin ve i'yalinin ihtiyaç miktarıdır (Bakara-219/2).Bunun üzerindeki mülk Allah'ındır, menşeine dolayısı ile topluma-kamuya iadesi gerekir. Bu fazlalık zimmete geçirilirse kişi Maide-38'e tabi olur.

          Arkadaşların kafalarının bu konularda karışık olması normaldir. Çünkü televizyonlarda,kitaplarında, panellerde boy gösteren ''allameler'' İslam'ın sosyo ekonomisini açıklamıyor, milleti oyalıyorlar, veya açıklayamıyorlar, tehlikeli bir konu.

          Hürmetlerimle.
          Galip Yetkin.
Yukarı dön Göster Guests's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Guests
 
asım
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 14 agustos 2008
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 1700
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı asım

mali eşitliği istemek insanlara zulmdür...

insan için ancak çalıştığının karşılığı vardır...

 

 

 



__________________
O halde yüzünü, Allah'ı bir tanıyarak dine, Allah'ın insanları üzerine yaratmış olduğu fıtratına doğrult. Allah'ın yaratışında değişiklik bulunmaz. Dosdoğru din budur. Fakat insanların çoğu bilmezler.
Yukarı dön Göster asım's Profil Diğer Mesajlarını Ara: asım
 

<< Önceki Sayfa Sonraki >>
  Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazıcı Sürümü Yazıcı Sürümü

Forum Atla
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme
Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme
Sizin yetkiniz yok forumda konu silme
Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme
Sizin yetkiniz yok forumda anket açma
Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma

Powered by Web Wiz Forums version 7.92
Copyright ©2001-2004 Web Wiz Guide
hanif islam

Real-Time Stats and Visitor Reports Sitemizin Gunluk, Haftalik, aylik Ziyaretci  Detaylari Real-Time Stats and Visitor Reports

     Sayfam.de  

blog stats