Yazanlarda |
|
mirror Katilimci Uye
Katılma Tarihi: 13 mart 2007 Gönderilenler: 92
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Selam Dostlar
Aşağıdaki konuyu sizlerınde görüşlerine açmak istedim:
http://www.pesh*tta.org
aramıce -ingılızce cevırı sözluğu
سبت=sbt= belirli bir zaman dilimini belirli bir alanda geçirmek, kışlamak, kış uykusu, hibernasyon hibernate (VI), overwinter, spend the winter in a specified place, spend the specific time space in a specified place for a specific aim
arapçadaki bu kelime özü itibariyle belirli bir zaman diliminde belirli bir yerde belirli bir amaç için konaklamak amacını güdüyor. Bu kelime tüm hayvanlar için kullanılabilegelen bir kelime.
Akdenizi araştırdığımızda muhtemel bölgelerde yani nil deltasında, ürdün çevresinde yaşayan balık striped mullet cinsinden yani nil kefali ya da bu civarın kefal balığı ya da bu bölgeye mahsus farklı bir balık olabilir. Bu balık belirli dönemlerde büyük sürüler halinde yumurtalamak için akın yapıyor. Taze sularda bu işlem gerçekleşiyor. Yumurtalarını bırakan balıklar belirli bir süre hibrnation sürecine muhtap kalıyor. Bu süreçte balıklar çok savunmasız kalıyorlar. Akdeniz'de balık sürülerinin yavrulama ve yumurtlama dönemlerini araştırmak gerekiyor. Ulaşılan sonuç şudur ki; bu toplum gidiyor sebebi doğal bir sürecin gerçekleşmesi olan bir dönemde yapmamaları gereken bir hareketi yapıyorlar. Bu deniz kıyısında bir halk olduğuna göre büyük ihtimalle balıkların yumurtlama döneminde balıkları avlıyorlar. Bu ne iğrenç bir fiildir.
Kesebtüm Kuranda ürunde artış,çoğalma,üreme gıbı anlamlar için kullanılır.Yevm kelımesi gun dışında zaman bıldırır.Sebt zamanı,üreme zamanıdır,bu evrensel ve ilahi yasak ulkemızdede denızlerde uygulanır,balıklar rahatça urer ve buyurler,çogalırlar,yavru ıken ag atılıp avlanmazlar.Bu yasağa uymak,doğaya ve bizi rızıklandıran Allah'a,nimetlerine saygının gereğidir.
Muhammed Esed 2:267 Siz ey imana ermiş olanlar! Kazandığınız güzel şeylerden ve topraktan sizin için bitirdiğimiz (ürünler)den başkaları için harcayın; ama harcamak için, size verildiğinde küçümser şekilde bakışlarınızı çevirmeden kabul etmeyeceğiniz bayağı şeyleri seçmeyin. Ve bilin ki Allah kendine yeterlidir, her zaman övgüye layık olandır.
Transliterasyon 2:267 Ya eyyühellezıne amenu enfiku min tayyibati ma kesebtüm ve mimma ahracna leküm minel ard ve la teyemmemül habıse minhü tünfikune ve lestüm bi ahızıhi illa en tüğmidu fıh va'lemu ennellahe ğaniyyün hamıd
Muhammed Esed 2:134 Şimdi o toplumlar geçip gittiler; onların kazandıkları kendilerine yazılacak, sizin kazandıklarınız ise size; ve siz, onların yaptıklarından ötürü yargılanacak değilsiniz.
Transliterasyon 2:134 Tilke ümmetün kad halet leha ma kesebet ve leküm ma kesebtüm ve la tüs'elune amma kanu ya'melun
Bu bılgıler ışığında olması gereken muhtemel çevırı :
7:163 Onlara deniz kenarındaki topluluktan sor. Hani sebt(üreme) zamanı çalışma yasağını çiğniyorlardı.Sebt(üreme) zamanı avlandıkları gün balıkları onlara akın akın geliyordu; ancak dışındaki zamanlarda onlara balık gelmiyordu.Yoldan çıktıkları için onları böyle sınıyorduk.
Ves'elhüm anil karyetilletı kanet hadıratel bahr iz ya'dune fis sebti iz te'tıhim hıytanühüm yevme sevtihim şürraav ve yevme la yesbitune la te'tıhim kezalike nebluhüm bima kanu yefsükun
|
Yukarı dön |
|
|
muvahhit Ayrıldı
Katılma Tarihi: 24 haziran 2006 Yer: Turkiye Gönderilenler: 669
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
selam.. sebt günü için söylediklerin ilginç ancak bu şekilde düşünüldüğünde ayet manasını yitiriyor... cumartesileri hiçbir iş yapmadan yan gelip yatmak isteyen yahudiler...bu isteklerine kavuşmuş görünüyor... Allahın bir imtihanını geçemiyorlar...olay bu kadar basit..
__________________ Herkes kendi ameliyle Allah’ın huzuruna gider
|
Yukarı dön |
|
|
Guests Guest Group
Katılma Tarihi: 01 ekim 2003 Gönderilenler: -259
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
MIRROR YAZDI
7:163 Onlara deniz kenarındaki topluluktan sor. Hani sebt(üreme) zamanı çalışma yasağını çiğniyorlardı.Sebt(üreme) zamanı avlandıkları gün balıkları onlara akın akın geliyordu; ancak dışındaki zamanlarda onlara balık gelmiyordu.Yoldan çıktıkları için onları böyle sınıyorduk.
Sevgili Mirror.Bana öre,bu ve bunun benzeri (2/65,4/47,-154,16/124)ayetler,sadece av yasağına değil,Allah"ın koyduğu tüm yasaklara dikkat çekmektedir.Bu yasak,tıpkı yasak ağaç gibi,sembolik bir yasaktır.Konuyla ilgili verdiğim tüm ayetler incelenirse,ayetlerin yahudilere değil,tüm insanlara hitap ettiği anlaşılıyor.Ayrica,ayetin dikkatçektiği SEPT"in cümartesi günü anlamına geldiği de söylenemez.Sebt,in,istirahat etmeyi,dinlenmeyi vurgulayan bir kelime olduğu anlaşılıyor.
"Yoldan çıktıkları için onları böyle sınıyorduk."
Bana göre,ayetin en çok dikkat edilmesi gereken ve en ilginç ifadesi bu.
Ayetin genelinden ve bilhassa bu ifadesinden,yoldan çıkmış insanlarında sınandığı,ancak çok cazip bir menfaatla sınandığı anlaşılıyor.Yani yoldan çıkmış insanların sınavı,çok daha zor oluyor.Allah onların karşısına bir çok cazip haramlar çıkartarak,onları adeta haram işlemeye,dolayesiyle kafir olmaya teşvik ediyor.İnşallah biz,siz bu insanlardan değiliz.Allah,tüm inananları bu tür sınavlardan korusun.
Şimdi,söz konusu insanların kimler olduğunu görelim.
Söz vermeleri için Tur"u üzerlerine kaldırdık ve onlara:"Secde ederek kapıdan girin! dedik.Ve onlara SEBTİ çiğnemeyin dedik.Ve onlardan sağlam söz aldık.
Sözlerini bozmalarından,Allah"ın ayetlerini inkar etmelerinden,haksız yere peygamberleri öldürmelerinden ve"Kalblerimiz kılıflı" demelerinden ötürü.Hayır,inkar ettikleri için,Allah o kalblerin üzerini mühürlemiştir.Artık pek az inanırlar.4/154-155
Şimdi:Ben bu ve benzeri ayetleri Allah"ın izniyle size yorumlayacağım.Ama biliyorum ki,çoklarınız,Naci Çelik gene uçmaya başladı diyeceksiniz.
Segvili arkadaşlar,zannetmeyin ki,bu ayetlerin dikkat çektiği insanlar,bizimle hiç ilgisi olmayan,fi tarihinde yaşamış ve peyamberlerine inanmamış,inanmamakla da kalmamış,peyamberlerini öldürmüş inasanlar.Böyle değil.Bu insanlar bizim aramızda,Allah muhafaza etsin,belki bizde bu insanlardanız.
Söz konusu ayetler,ilk yaşam ve ilk sınavlarında,yani galubela da Allah"a açıkca söz vermelerine rağmen,Allah"ın ayetlerini inkar edip,peyamberlerini öldüren ve bundan dolayı da vaktiyle kalbi mühürlenmiş kişilerdir.İlk yaşam ve ilk sınavlarında,ki 1000 yıllık bir sınavdı o.Değişik bir zaman ve değişik bir mekanda yaşayan söz konusu kişiler,bu zaman ve bu mekanda da bizimle birliktedirler.Çünkü,orada da birlikte idik.Ama inşallah,biz onlar gibi yapmadık ve biz orada da Allah"ın ayetlerine,Allah"ın peyamberlerine iman ettik ki,burada da inanıyoruz.Elhamdülillah,Elhamdülillah.
Arkadaşlar.İnananlar,gerçekten üstündür ve zafer,gerçekten inananlarındır.İnananlara müjdeler olsun!
Size bir soru:Kur"an israil(İbrahim)oğullarının peyamberlerini öldürdüğünü,tekrar tekrar,yani önemle vurguluyor.Acaba,içinizden biri,israil oğullarının veya herhangi bir toplumun,hangi peyamberi öldürdüğünü,bana Kur"an ile söyleyebilir mi?
Arkadaşlar.Vaktiyle,yani ilk yaşamlarında inkar etmiş peygamber düşmanı tescilli kafirleri,Allah bu dünya"ya da göndererek yaşam sürelerini biraz daha uzatıyor.Yani bu tür insanların,çok büyük bir kısmının bu dünyada da inanma şansı yoktur.Bu tesbitimi,aşağıdaki ayetin,teyid ettiğini düşünüyorum.
...Sonra onun ardından bir çok elçileri kavimlerine gönderdik;onlara,belgeler getirdiler,Ancak önceden yalanlamış oldukları şeye bir türlü inanmıyorlardı.İşte haddi aşanların kalplerini böyle mühürleriz.10/74
Selam ile.
|
Yukarı dön |
|
|
mirror Katilimci Uye
Katılma Tarihi: 13 mart 2007 Gönderilenler: 92
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Selam Dostlar
ی وم(yevm) : gün; zaman; an; eon
03:155 İki topluluğun karşılaştığı GÜN (ZAMAN) geri dönüp gidenleriniz var ya, yaptıkları bazı işler yüzünden şeytan onların ayağını kaydırmak istemişti. Andolsun, Allah onları yine de affetti. Allah Gafûr'dur, Halîm'dir.
05:109 Allah, resulleri bir araya getireceği GÜN (ZAMAN) şöyle der: "Size ne cevap verildi?" Şöyle derler: "Hiçbir bilgimiz yok. Gaybları en iyi biçimde bilen sensin, sen!"
06:73 Gökleri ve yeri hak olarak yaratan da O'dur. "Ol!" DEDİĞİ GÜN (ZAMAN), hemen oluverir.
09:03 Bir de Allah ve resulünden insanlara Büyük Hac GÜNÜ (ZAMANI) bir duyuru var...
16:80 ...Hayvan derilerinden size, gerek güç GÜNÜNÜZDE (ZAMANINIZDA) gerek konduğunuz GÜNDE (ZAMANDA) rahatça taşıyacağınız evler yaptı...
50.30 O GÜN (ZAMAN) cehenneme: "Doldun mu?" deriz. O ise: "Daha yok mu?" der.
Allah, bize çoğu ayette (7:54, 10:3, 11:7, 25:59, 32:4,50:38, 57:4) gökleri ve yeri 6 günde yarattığını bildiriyor. Bu 6 gün 41:9-12’de açıklanan 6 periyodik aşamadır.
Yevm kelimesinin belirli bir zamanı işaret ettiğinin kanıtı olarak 9:36 ayetini görebiliriz:
9.36 Gökleri ve yeri yarattığı GÜNDEKİ ( yevme KHalekas semavati vel erda ) yazısına göre, Allah katında ayların sayısı onikidir.
Gördüğünüz gibi 7:54, 10:3, 11:7, 25:59, 32:4, 50:38, 57:4 ayetlerinde 6 gün olan yerin yaratılışı bir gün oluyor. Bu, Kuran’da geçen “yevm” kelimesinin “24 saatlik zaman periyodu” anlamına gelmediğinin açık bir örneğidir.
Akıl işletmeyi emreden,zalım olmayan Allahın ımtıhanları elbette mantıklıdır,ögutlerde ınsanlara fayda vardır.Yahudılık azgınlık demektır,nımete,canlılara saygısızlık ve hayvan haklarını çiğneme olarak,ureme dönemı av yasagını cumartesı gunu tatılı şeklınde yozlaştırmak yahudıler ıçın çocuk oyuncagıdır.Yahudı devşirmesi Ebu hureyre ve benzer zıhnıyet, hadıslerle Tevrat yargılarını dıne sokmuş Kuranda bu yargı ıle meallenmış,böyle gelmiştir 1400 sene...
|
Yukarı dön |
|
|
dost1 Admin Group
Katılma Tarihi: 28 haziran 2006 Yer: Turkiye Gönderilenler: 538
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Selamün Aleyküm! Değerli Mirror Kardeşim!
Âraf 163 ve sebt günü ile ilgili görüşlerim aşağıdadır.
Âraf;163 "Ves'elhüm anilkaryetilletiy kanet hadıratel bahr iz ya'dune fiys sebti iz te'tiyhim hıytanühüm yevme sebtihim şürrean ve yevme la yesbitune la te'tiyhim kezâlike nebluhüm bi ma kânu yefsükun;"
"Ve onlara, o deniz kıyısındaki kentten de sor. O sırada onlar sebtte haddi aşıyorlardı. Sebtlerinin gününde hutları (balıkları / bunalımları) akın akın geliyorlardı, sebt yapmadıkları gün gelmiyorlardı. İşte fasıklık etmeleri sebebiyle Biz onları böyle belâlandırıyoruz. "
Bu ayette İsrailoğullarının, ne olursa olsun her zaman kazanma zihniyetinde oldukları, kazançlarına engel olması sebebiyle ibadet günlerinde bunalıma girdikleri bildirilmektedir. Ancak, ayeti böyle anlamak için, sözcüklerin Kur’an’da hangi anlamda kullanıldığının tahlilini iyi yapmak gerekmektedir.
“Sebt” günü
Halk arasında “cumartesi günü” olarak bilinen “sebt” günü; insanların günlük yaşamları ile ilgili işlerini (dünyevî işler) bir taraf bırakıp bunları hiç düşünmeden, sadece Tanrı’nın sözlerini dinledikleri ve bunları derin derin düşünmeye vakit ayırdıkları, dolayısıyla hem bedenlerini hem de ruhlarını dinlendirdikleri gündür.
Tevrat’ta “Şabat Günü” olarak geçen “sebt” günü hakkında yazılanlar için Çıkış 20. Bölüm; 1–11. cümlelere bakılabilir.
“sebt” yapıldığında gelen “hut”ların balık olmadığı, karamsarlık ve bunalım olduğu Kur'an'daki Yunus Peygamberle ilgili ayetlerin bütününe bakılırsa görülür.
Buna göre ayetteki, “sebt” yapılan günde “hut”ların akın akın geldiğine ve “sebt” yapılmadığında gelmediğine dair ifade; İsrailoğullarının “sebt”e uyduklarında çalışmadıkları için kazanç sağlayamadıkları ve bu yüzden bunalıma girdikleri, “sebt”e uymadıklarında ise çalışıp kazanç sağladıkları için sıkıntıya düşmedikleri anlamına gelmektedir.
“Hut” sözcüğünün bu ayette hakikat anlamıyla kullanılmadığının bir başka göstergesi ise, ayette geçen “hıtanühüm (onların balıkları)” ifadesi ile balıkların kavme izafe edilmesidir. Zira balıklar denize ait olup, kavme ait olmaları söz konusu olamaz.
Bu bilgiler ışığı altında 163. ayetten anlaşılan :
Allah’ın kendilerine “Haftada bir gün sebt yapacaksınız; dünya işleriyle uğraşmayacaksınız, ibadet edeceksiniz.” dediği İsrailoğulları, sebte uydukları zaman iş yapıp para kazanmadıkları için çileden çıkıyorlar, aşırı derecede sıkıntıya, karamsarlığa, bunalıma düşüyorlardı. Yani, sebt günü İsrailoğullarının bunalımları, sıkıntıları artıyordu.
Kusursuluk sadece Allah’a mahsusdur.
Şüphesiz en doğrusunu bilen Allah’tır.
Sevgi,saygı ve muhabbetle.
Allah’a emanet olunuz.
|
Yukarı dön |
|
|
Alperen Admin Group
Katılma Tarihi: 09 nisan 2005 Gönderilenler: 2974
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Bu bilgiler ışığı
altında 163. ayetten anlaşılan :
Allah’ın kendilerine
“Haftada bir gün sebt yapacaksınız; dünya işleriyle uğraşmayacaksınız, ibadet
edeceksiniz.” dediği İsrailoğulları, sebte uydukları zaman iş yapıp para
kazanmadıkları için çileden çıkıyorlar, aşırı derecede sıkıntıya, karamsarlığa,
bunalıma düşüyorlardı. Yani, sebt günü İsrailoğullarının bunalımları,
sıkıntıları artıyordu.
Selamün
Aleyküm Dost1
Açıklamanız
ve yorumunuz farklı ve gayet de mantıklı. İstifade ettim, teşekkürler.
Bu, Cumartesi balık tutma-tutmama konusundan ne hikayeler
üretilmiş. Araf 165 ve 166’yı da işin içine katarak…
Bu
linkten Cübbeli Ahmet bağımlısı olduğum günlerde ondan dinlediğim bir
vaazda anlatılan hikayeyi okuyabilirsiniz. Ve konu hakkındaki kişisel
görüşlerimi.
Kıymetli Dostum, bir süre önce foruma sorduğum
bir soru vardı: İnsanlardan bazıları maymunlara ve domuzlara
dönüştürüldü mü? Sizin
konu hakkındaki yorumlarınızdan istifade etmek isterim.
Muhabbetle, Alperen
__________________ Yunus 105. Şu da emredildi: "Yüzünü dine bir hanîf olarak çevir. Sakın müşriklerden olma!"
|
Yukarı dön |
|
|
Semazen Ayrıldı
Katılma Tarihi: 26 ocak 2006 Gönderilenler: 679
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Alperen Yazdı:
Bu bilgiler ışığı altında 163. ayetten anlaşılan :
Allah’ın kendilerine “Haftada bir gün sebt yapacaksınız; dünya işleriyle uğraşmayacaksınız, ibadet edeceksiniz.” dediği İsrailoğulları, sebte uydukları zaman iş yapıp para kazanmadıkları için çileden çıkıyorlar, aşırı derecede sıkıntıya, karamsarlığa, bunalıma düşüyorlardı. Yani, sebt günü İsrailoğullarının bunalımları, sıkıntıları artıyordu.
Selamün Aleyküm Dost1
Açıklamanız ve yorumunuz farklı ve gayet de mantıklı. İstifade ettim, teşekkürler.
|
|
|
Merhaba,
Dar zamanda, meseleye bir soruyla minik bir katkı sağlayabilir miyim? (Zaman ayırıp söyleyeceklerimi detaylandırmak yerine, sözün özünü bir soruya sığdırmaya mecbur kaldığım için özür dilerim..)
Ortada bir "bunalım" varsa ve bu "Sebt"den kaynaklanıyorsa; "Hût" kelimesinin aslında ve/veya özünde "bunalım" manasına gelebileceğini neye dayanarak söylüyoruz?
Selamlar,
Neyzen_Semazen
|
Yukarı dön |
|
|
mirror Katilimci Uye
Katılma Tarihi: 13 mart 2007 Gönderilenler: 92
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Selam Dost1
Öncelıkle sızde bakış açınızı paylaştığınız için tesekkur ederım,bu yorumu okumuştum ama sorguladığım noktalar sonrası bana yeterınce tatmın edıcı gelmemiştı.Bu yuzden kendı bakış açımıda paylaşmak istedim ve sebt yasagı ureme dönemı av yasağı yada bu balıkçı topluluğa çalışma yasağı olabılır mı sorusunu yönelttım.
Sorgulanması gereken bir kısım noktalar
-Allahın deniz kenarındaki bu sehre haftanın bir gununu ıbadet için ayırın diye emretmesi olasımıdır,ibadetin her gun olması gerekmez mı?
-hut kelımesı balık diye bılınıyor ise bunalım dıye cevırmek için guçlu kanıtlara ıhtıyaç yokmu?Ayetteki anlatım balıklar için daha uygun değil mı?
-hut kelımesı bunalımdır meali için Dost1 tarafından delıl gösterılen Yunusun hıkayesınde Yunus balık tarafından yutulmadımı?Tum meallercılerın bu yorumu değişmeli mi?Aynı şekılde Musa ve bılgın kul kıssasındaki balıkta mı bunalım?Neden hep bahreyn yani deniz bu ayetlerde sık gecmiş?
Muhammed Esed |
18:61 |
Fakat iki (denizin) birleştiği yere vardıklarında balıkları bütünüyle akıllarından çıktı ve denize dalıp gözden kayboldu. |
Transliterasyon |
18:61 |
Felemma beleğa mecmea beynihima nesiya hutehüma fettehaze zebılehu fil bahri seraba |
-Bunalım akın akın gelır mı,Allah ruhlara bunalım verırmı,sunettulahta örnegı var mıdır?
-Baktığım arapça sözluklerde bu anlama rastlayamadım,bu kelıme hangi sözluklerde balık yerıne bunalım olarak gecer?
http://dictionary.sakhr.com/idrisidic_2MM.asp?Lang=T-A&S ub=%e1%cd%e6%ca
-Hamile hayvanların ureme dönemi av yasagı mı daha ılahı bir emirdir yoksa haftanın bır gunu dınlenmek mı?
|
Yukarı dön |
|
|
dost1 Admin Group
Katılma Tarihi: 28 haziran 2006 Yer: Turkiye Gönderilenler: 538
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Selamün Aleyküm! Değerli Kardeşlerim!
Bir önceki yazıdan oluşacak soruları gidermeye yararlı olur düşüncesiyle:
Yunus peygamberin Kur’an dışı hikâyesindeki akıl dışı olayları mucize kabul ederek, Allah’ın kudretinin bunları yapmaya yeteceğini ileri sürmek, bize göre yanlıştır.
Çünkü Yusuf peygamber kıssası gibi kıssaların Kur’an’da yer alma sebebi, Rabbimizin bir güç gösterisi veya muktedir olduğu mucizelerin beyanı değildir.
Ayrıca, bu olaylar bir mucize de değildir. Mucize olabilmesi için olayların; bir peygamber tarafından, getirdiği mesajın doğruluğunu ispat etmek üzere ve herkesin gözleri önünde yapılmış olması gerekir.
Şüphesiz ki Yüce Allah her şeye kadirdir. Fakat buradaki konu Rabbimizin kudreti değil, Yunus peygamber hakkında anlatılanların gerçekten meydana gelip gelmediğidir.
Yani, burada şu soruya cevap aranmalıdır: Acaba, Saffat 143, 144. ayetlerde sözü edilen olay, sözcüklerin hakikat manaları doğrultusunda gerçekten meydana gelmiş midir, yoksa bu sözcükler ayetlerde mecaz anlamda mı kullanılmıştır?
Kur’an’ın anlatım özellikleri ve ayet çeşitleri dikkate alındığında, bazı sözcüklerin mecaz anlamlarda kullanıldığı, dolayısıyla da Yunus peygamber ile ilgili ifadelerin müteşabih olduğu görülmektedir:
1) Kalem suresinin 48. ayetindeki “makzum” sözcüğü aslında; “boğazın tıkanması, sıkıntıdan nefes alamamak” demektir.
Sözcüğün bu anlamı Türkçeye “nefes nefese”, “soluk soluğa”, “havasızlıktan boğulacak hâlde” deyimleriyle çevrilebilir.
Ancak, bu nefes darlığı, içinde bulunulan dertten, sıkıntıdan, ıstıraptan da kaynaklanabilir. Nitekim Yunus peygamberle ilgili diğer ayetler göz önüne alındığında bu nefes darlığının, sözcüğün hakikat anlamına uygun olarak havasızlıktan değil, sıkıntıdan kaynaklandığı görülmektedir.
2) Enbiya suresinin 87. ayetinde Yunus peygamberin “karanlıklar içinde” olduğu bildirilmiştir. Buradaki karanlık da yine sözcüğün hakikat anlamına uygun olan “ışıksızlık” değil, zihinsel bunalımdır. Bunu anlamak için Bakara suresinin 257. ayetine bakmak gerekir:
Bakara; 257: Allah, iman sahiplerinin Veliy’sidir (yol gösteren, yardım eden, koruyan yakınıdır); onları karanlıklardan aydınlığa çıkarır. Küfre sapanlara gelince, onların Yakın Kimseleri tağuttur ki, kendilerini nurdan karanlığa çıkarır. Bunlar cehennem halkıdır. Orada sürekli kalacaklar onlar.
Görüldüğü gibi Yüce Allah karanlıkta kalanları kurtarmak için onlara ışık tutacağını söylememekte, tağut da saptırdıklarını ışıklarını söndürmek suretiyle karanlığa sürüklememektedir.
Dolayısıyla nur; “manevî aydınlık, mutluluk”, karanlık da; “zihinsel karanlık, bunalım” anlamına gelmektedir.
3) Enbiya suresinin 88. ayetinde Rabbimiz, Yunus peygamberi “ğamm”dan kurtardığını bildirmektedir.
“Ğamm” sözcüğü ve türevleri hakikat manasında “bulut” demektir.
Ama sözcük mecazen; “keder, üzüntü, sıkıntı, bunalım, karanlık” anlamlarında da kullanılır.
Nitekim Türkçeye de bu anlamıyla geçmiştir. Dolayısıyla “ğamm” sözcüğü bu ayette, Yunus peygamberin buluttan kurtarıldığını değil, üzüntüden sıkıntıdan kurtarıldığını ifade etmektedir.
4) Saffat suresinin 142. ayetindeki “onu balık yutmuştu” ifadesi, Yunus peygamberle ilgili diğer ayetler göz önüne alındığında; Yunus peygamberin üzüntüye boğulduğu, sıkıntıya düştüğü, bunalıma girdiği anlamına gelmektedir.
Yunus peygamberin dopdolu (yükünü tam tamına almış) gemiye doğru kaçtığı (gittiği) hatırlanacak olursa, geminin dopdolu olması sebebiyle binememesi onu üzmüş, bunalıma düşürmüş olmalıdır.
Çünkü Yunus peygamber, gemiye binmek isteyen birçok yolcu arasında, kimin gemiye bineceğini belirlemek için çekilen kur’ada kaybetmiş, gemiye binip kaçamamış, bu yüzden de üzülmüş, sıkılmış ve bunalmıştır.
Yunus peygamberin -eğer tesbih edenlerden olmasaydı- diriliş gününe kadar balığın karnında kalacak olduğunun bildirilmesi ise, Yunus peygamberin sıkıntısının, bunalımının uzun süreceğinden kinayedir.
Yunus peygamber ile ilgili olan ayetlerdeki “hut” sözcüklerinin “balık” anlamında kullanılmadığı böylece anlaşıldığına göre denilebilir ki, “hut” sözcüğünün Musa peygamber ile ilgili ayetlerinde geçen (Kehf suresinin 61. ve 63. ayetleri) “hut” sözcükleri de, yani Musa peygamberin “hut”u da, Yunus peygamberin “hut”u gibi; balık değil, düşmüş olduğu bunalımdır, karamsarlıktır.
Kaynak: İşte Kur'an (Hakkı Yılmaz)
Kusursuzluk sadece Allah'a mahsusdur.
En doğrusunu bilen Allah'tır.
Sevgi,saygı ve muhabbetle.
Allah'a emanet olunuz.
|
Yukarı dön |
|
|
mohocuc Newbie
Katılma Tarihi: 31 ocak 2007 Gönderilenler: 8
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Dediklerinizi doğru kabul edelim, böyle bir mecazileştirme olsun diyelim. Niye direkt bu adam bunaldı, ümitsizliğe düştü denmiyorda balık-bulut anlamına gelen sözcüklerle bu durum ifade ediliyor. Niye? Niye zorlaştırılıyor bu anlatımlar? Kuran çok zor anlaşılması...
|
Yukarı dön |
|
|
|
|