Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.
Yunus Suresi 105
Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.
Enam Suresi 79
İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.
Ali İmran Suresi 67
Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.
Nahl Suresi 123
De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.
Ali İmran Suresi 95
Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.
Katılma Tarihi: 24 haziran 2006 Yer: Turkiye Gönderilenler: 8
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
Selam,
ateş bize sayılı günden başka dokunmaz.Bu ancak onların kuruntularıdır''
ayet gayet açık ve net izaha dahi gerek bırakmamış,bizlerde isteriz ki herkes kurtulabilsin ancak ne mümkün ki,
yanlış yorumlarla insanları cennete sokabileceğini umanlar yanılgı içindeler,arkalarından cennete gidiş vizesini,kuranda ayetleri bırakın hadis adı altında uydurmalara dayandıranlarda yanılgı içersindeler,
öğüt alanın öğüt alabileceği bir süre verilmiş daha bunun ötesinde yol aramak fravunun son anında yol aramasına benziyor.
__________________ düşmanlarından nefret etme yargılarını etkiler.
Katılma Tarihi: 16 haziran 2006 Gönderilenler: 751
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
selam
Bana öyle geliyorki, algıda zaafa düşüyoruz bazen.
Cennet hakedilen bişi değil. Allahın sözü ve hediyesi
Yarattığı muhteşem varlığa.
Cehennem Bu muhteşem varlığa haksızlığın
karşılığı. Ve hak ediliyor. Geriye dönüp
düzeltilemediği için.
Cennete girmek isteyene bir şey diyemem.
ama cehennemden çıkmak isteyenin çiğnediği
hukukla başı dertte olduğu kesin. Allahla değil.
insanlarla. Başka bir deyişle allahın rahmet sıfatıyla
bir sorun yok. ama adil sıfatıyla problem.
Bu durumda cehennemden çıkmayı düşünenin cari
hesabını bu dünyada düzeltmesi gerekiyor.
Bilançonun en azından 0 vermesi gerekiyor.
Cennet hakedilen bişi değil. Allahın sözü ve hediyesi Yarattığı muhteşem varlığa.
Cehennem Bu muhteşem varlığa haksızlığın karşılığı. Ve hak ediliyor. Geriye dönüp düzeltilemediği için.
Selam İman,
Bu konuda benzer düşünüyoruz bende cennetin hakedilen/hakedilebilecek bir yer olmadığını düşünüyorum.Kişinin yaptıklarını cenneti kazanmasına yeterli değildir velevki ne yaparsa yapsın.
Diğer bir değişle matematiksel formüller cennete girme konusunda işlevini kaybeder.Örneğin hayatı boyunca namaz kılmış birinin cennete gireceği katilik taşımaz.Günahın ve sevabın büyüklüğü Rab'bimizin ölçüsünde önemlidir.Bu anlamda bir günahın kılınan bütün namazlardan daha kötü olup olmadığını kestiremeyiz.Yine de Allahtan ümidi kesmek Allah'a karşı yapılan ciddi bir suçtur.En basitinde Allah'ın kendisini affetmeyeceğini söyleyen biri Onun Ğafurur Rahim ismini inkar etmiş sayılacaktır.
Ümitsizlik karamsarlık asla asla asla yok ne günah işlenirse nasıl yaşanırsa yaşansın ama katilik derecesinde ümitte olmamalı,çok ince bir çizgi bu aslında.
Belkide birileri söylediklerime "iyide Allah Kur'anda mizandan bahsediyor tartıdan bahsediyor" diyecektir.Bu konuda itirazım yok tek itirazım hangi günahın hangi sevabı götürebileceği konusunda elimizde/bilinen bir ölçü yok ve yine bir günahın bile yapılan bütün sevaplardan daha ağır gelmeyeceğinin garantisi yok.Bu noktada yine herzaman söylediğim olgu önem taşıyor "samimiyet,samimiyet,samimiyet"
Katılma Tarihi: 16 haziran 2006 Gönderilenler: 751
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
selam
Sevabı sebeb için duayla, günahı yaratılan olayda
kalbinin durduğu noktayla kazanıyorsun. Başına ne
gelirse gelsin şükretmekle, hatanı farkettiysen
düzeltmek için yeni sebepler istemek yani yine dua
etmekle yine sevap kazanıyorsun.
Nefsin uğruna yapacağın tercih, meydane gelen
olayın yaratılmışlar üstündeki etkisinin vebalini
yükler. mizan kurulur bilanço çıkar. zerre kadar
sevabın heba edilmez.
İsterse kainat yıkılsın durduğun yer allahın emirleri
doğrultusundaysa ne gam, allah için kainatın ne
değeri olacakki. seni ona zarar vermekle yada yarar
getirmekle sorumlu tutsun.
allah son nefeste kendisine imanla alsın canımızı
tüm duamız budur.
40- Şüphesiz ayetlerimizi yalanlayanlar ve onlara karşı büyüklenenler, onlar için göğün kapıları açılmaz ve halat (ya da deve) iğnenin deliğinden geçinceye kadar cennete girmezler. Biz suçlu-günahkarları işte böyle cezalandırırız.
41- Onlar için cehennemden yataklar ve üstlerine örtüler vardır. Biz zulme sapanları işte böyle cezalandırırız.
42- İman edenler ve salih amellerde bulunanlar -ki Biz hiç kimseye güç yetireceğinden fazlasını yüklemeyiz- onlar da cennetin ashabı (halkı)dırlar. Onda sonsuz olarak kalacaklardır.
"ayetlerimizi yalanlayanlar ve onlara karşı büyüklenenler" asla giremeyecekse.. Demekki bir kısım kişiler için halat (ya da deve) iğnenin deliğinden geçebilecek.. Yoksa böyle bir tabir olmazdı. Sınıflama yapılmazdı. 42.Ayetin sonu gibi "Onda sonsuz olarak kalacaklardır." denir ve bağlanırdı. hesap gününde kötülükleri daha fazla çıkacak kişiler içerisinde de mutlaka "İman edenler ve salih amellerde bulunanlar" olabilecektir. Aksi düşünce "Zerre kadar hayır işleyen onu görür, zerre kadar şer işleyen onu görür" tespitine terstir.
cennet ve cehennemde ebedi kalış hakkında bu kadar kesin konuşmak bence yanlış hud 106 107 ve 108 de bu konuda açık kapı bırakılmıştır.Rabbimiz dilerse cennetteki birini cehenneme chennemdeki birini cennete koyar
106 .Bahtsızlığa düşenler ateş içindedir. Çok ıstıraplı bir soluyuş ve hıçkırışları vardır orada
107.
Rabbinin dilemesi hariç, gökler ve yer durdukça onlar orada hep kalacaklardır. Rabbin, dilediğini öyle bir yerine getirir ki!...
108.
Mutluluğa erdirilenlere gelince, onlar cennettedirler. Rabbinin dilemesi hariç, gökler ve yer durdukça onlar, hep orada kalacaklardır. Kesintisiz bir lütuf olarak...
arkadaşlar sevgili savana'nın yazısı ve örnek verdiği ayetler aşağıdaki ayetle örtüşüyor olabilir mi?
Yani günahı fazla olanlar, önce cennete girip yaptıkları
iyiliklerin karşılığını alacaklar, daha sonra günahlarının sebebiyle son yurtları
cehennem olacak.
Bunun tersini günahı az olanlar için söyleyebiliriz. Yada Rabbimiz
günahı az olanların yaptıklarını, çirkinliklerini örtecek.
arkadaşlar lütfen beni bu konuda bilgilendirin.şimdiden teşekkür ederim.
__________________ Cinlerden ve insanlardan; insanların kalplerine vesvese veren sinsi vesvesecinin kötülüğünden, insanların Rabbine, insanların Melik’ine, insanların İlah’ına sığınırım.
Katılma Tarihi: 28 haziran 2006 Yer: Turkiye Gönderilenler: 538
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
Selamün Aleyküm! Savana Kardeşim!
savana Yazdı:
cennet ve cehennemde ebedi kalış hakkında bu kadar kesin konuşmak bence yanlış hud 106 107 ve 108 de bu konuda açık kapı bırakılmıştır.Rabbimiz dilerse cennetteki birini cehenneme chennemdeki birini cennete koyar
106 .Bahtsızlığa düşenler ateş içindedir. Çok ıstıraplı bir soluyuş ve hıçkırışları vardır orada
107.
Rabbinin dilemesi hariç, gökler ve yer durdukça onlar orada hep kalacaklardır. Rabbin, dilediğini öyle bir yerine getirir ki!...
108.
Mutluluğa erdirilenlere gelince, onlar cennettedirler. Rabbinin dilemesi hariç, gökler ve yer durdukça onlar, hep orada kalacaklardır. Kesintisiz bir lütuf olarak...
Hud suresindeki belirttiğin ayetlerde geçen "...illa ma şa'e Rabbüke..."
"ancak Rabbinin dilediği müstesna" ifadesi;
Bakara 255 de ki "...ve la yuhıytune bişey'in min ilmihi illa bima şa'e.." ayeti ve benzer ayetler ışığında değerlendirilebilir diye düşünüyorum.
Bu ve benzeri ayetlerde yanılıp hataya düşmememiz için de Kur'an'daki
meşiet kavramını iyi araştırmak gerekir diye düşünüyorum.
“Meşiet” kavramı tüm boyutları ile incelenmediğinde , bu konuda olduğu gibi saptırma ve hidayet konusunda yanılmalar olmakta ve “dalâlet ve hidayetin herhangi bir esasa ve kurala bağlı olmadığı, Allah`ın rastgele birilerini saptırdığı birilerini de hidayete erdirdiği” ileri sürülebilmektedir. Oysa, Allah`ın durup dururken bir kimseyi saptıracağını iddia etmek, “zulüm”ü Allah`a yakıştırmak olur ki, böyle bir şey Allah hakkında düşünülemez bile.
Örneğin:
Fatır; 8:
"… Ama Allah, dilediğini saptırır, dilediğini de doğru yola iletir. …"
Benzer ayetler: En`âm; 39, İbrahim; 4, Nahl; 93, Müddessir; 31
Nur; 46:
"Hiç kuşkusuz biz açık açık ayetler indirdik. Allah, gerçekten de dilediğini doğru yola iletir."
Bu ayetlerde Allah`ın kudret sıfatı öne çıkarılarak her şeye güç yetiren Allah`ın, dilediğini saptırdığı, dilediğini de doğru yola ilettiği ifade edilmiştir. Ancak dikkat edilirse bu ayetler bir “rastgelelik” değil bir seçim, yani “Meşiet/ İrade” ifade ederler.
Hud suresindeki ve diğer surelerde sıkça rastladığımız "ancakAllah'ın dilediği müstesna" ayeti ve benzerleri meşiet ifade ederler diye düşünmekteyim
Cennette de cehennemde de kalıcılık ebedidir.
Bakara suresi âyet 39:
"Küfre sapıp âyetlerimizi yalanlayalar ise, ateş ehlidirler, onlar orada (ebedi olarak) kalıcıdırlar."
Al-i Imran suresi âyet 116:
"İnkar eden kimselerin malları ve çocukları, Allah`tan yana, onlara bir fayda vermeyecektir. İşte onlar ateş ehlidirler, onlar orada (ebedi olarak) kalıcıdırlar."
Bakara suresi âyet 161, 162:
"İnkar edip de o halde ölenler var ya, işte, Allah`ın, meleklerin, insanların hepsinin lâneti onlaradır. Onlar lanette (ebedi olarak) kalıcıdırlar. Onlardan azab hafifletilmez ve onlara bakılmayacaktır da"
Tevbe suresi âyet 68:
"Allah, münafık erkek ve kadınlara ve inkarcılara, ebedi kalacakları cehennem ateşini va`detmiştir. O, onlara yeter. Allah onlara lânet etmiştir! Ve onlara kalıcı bir azab vardır."
Zümer suresi âyet 71, 72:
"İnkar edenler, bölük bölük cehenneme doğru sürülür. Nihâyet oraya vardıklarında kapıları açılır; bekçileri onlara: "Size içinizden Rabbinizin âyetlerini okuyan ve bugüne kavuşacağınızı ihtar eden peygamberler gelmedi mi" derler. Onlar: "Evet geldi, lakin azab sözü inkarcılara hak olmuştur" derler. Onlara: "Ebedi olarak) kalacağınız cehennemin kapılarından girin; böbürlenenlerin durağı ne kötüdür!" denir."
Mümin suresi âyet 69-76:
"Allah`ın âyetleri üzerinde tartışanları görmez misin? Nasıl da döndürülüyorlar? Kitabı ve peygamberlerimize gönderdiklerimizi yalanlayanlar elbette bileceklerdir. Boyunlarında halkalar ve zincirler olarak kaynar suya sürülür, sonra ateşte yakılırlar. Sonra onlara: "Allah`ı bırakıp da koştuğunuz ortaklar nerededir?" denir. Onlar: "Bizden uzaklaştılar; hayır; biz zaten önceleri hiç bir şeye kulluk etmiyorduk" derler. İşte Allah inkarcıları böyle saptırır. Onlara: "İşte bu, yeryüzünde haksız yere şımarmanız ve böbürlenmenizden ötürüdür. (Ebedi olarak) kalacağınız cehenneme kapılarından girin" denir. Büyüklenenlerin durağı ne de kötüdür!"
Cinn suresi âyet 23:
"Benim yaptığım yalnız, Allah katından olanı, O`nun gönderdiklerini tebliğdir. Allah`a ve peygamberine kim karşı gelirse ona, içinde ebedî/sonsuz ve temelli kalınacak cehennem ateşi vardır."
Nisa suresi âyet 93:
"Kim bir mü`mini kasten öldürürse cezası, içinde (Ebedi olarak) kalmak üzere cehennemdir. Ve Allah ona gazap etmiş, lânetlemiş ve onun için büyük azap hazırlamıştır."
Nisa suresi âyet 14:
"Kim Allah`a ve Peygamberine baş kaldırır ve yasalarını aşarsa, onu, içinde (ebedi olarak) kalmak üzere cehenneme sokar. Ve alçaltıcı azap onun içindir."
Furkan suresi âyet 68, 69:
"Onlar, Allah`ın yanında başka ilah tutup ona yalvarmazlar. Allah`ın haram kıldığı cana haksız yere kıymazlar. Ve zina etmezler. Kim bunları yaparsa, cezasını bulur. Kıyamet günü azabı kat kat olur, orada, alçaltılarak ebedi olarak kalır."
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme Sizin yetkiniz yok forumda konu silme Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme Sizin yetkiniz yok forumda anket açma Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma