Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

Mushaftaki “elif“lere güvenilemez:

http://education.guardian.co.uk/higher/story/0,,351455,00.ht ml

Dr Puin diyor ki  zamanla Kuran’ı doğru okumak  giderek zorlaştı. Mantığa uysun diye metinde değişiklikler yapıldı. Örneğin, Miladî 694’ten 714’e kadar Irak’ta valilik etmiş olan  Haccac bin Yusuf  “Kuran’a 1000 (bin)den fazla elif (Arap abecesinin ilk harfi) katmakla övünüyor.”

Oxford Kuran araştırmaları kürüsünün başkanı Profesör Allen Jones da bu görüşte:

“Haccac bin Yusuf mushafı harekelerle değiştirdi; ki bu, Kuran’ın tarihinde bir dönüm noktasıdır.”

_________________________________________

As years went by, the correct reading of the Koran became less clear, he says. People made changes to make sense of the text. Puin gives as example Hajjaj bin Yusuf, governor of Iraq from 694-714 AD, who "was proud of inserting more than 1,000 alifs [first letter of the Arabic alphabet] in the Koranic text".

Professor Allen Jones, lecturer in Koranic Studies at Oxford University, agrees.

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

selam

BIzler biliyor ve inaniyoruzki Allah Sozunde duran ve asla yanilmayan verdigi sozu yerli yerinde tutandir.

Ve bizim inandigimiz Allah yine bize tek kaynak olan kitapda bu kitabi kendinsionin koruyacagini ifade ediyor. Korunmus  bir kitap tahrif edilemez degistirilemez. Ancak bazi art niyetli kisiler ve dinin butunlugunu bozup nifak tohumlari ekmek isteyenler guya bu yuce kitabin tahrif edildigini iddia ederek bu dine zarar vermek isterler.

Korunmus bir kitap asla degismez  ama bazilari gibi ancak yorum yapilarak hukumleri carpitilir.

Selam inancini sirke bulstirmayanlara olsun

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

N K H Kokunden tureyen kelimelrin gectigi Kur'an ayetleri tartismaya yardimci olmasi  ve referans olmasi icin web sayfasi olarak eklenmistir.

KURANDA N K H harf kokunde tureyen kelimlerin gectigi ayetler icin asagidaki linke tiklayabilirsiniz.

N K H (Nikah) Kelimesinin Gectigi Aytler

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

Alper'in varsayıma dayanan sorusu:

"Bilindiği gibi savaşlarda birçok erkek öldürülüyor. Bundan dolayı birçok kadın dul, birçoğu da bekar olarak yaşamına devam etmek zorunda kalıyor. Dul olan kadınların çocukları da varsa durum daha da vahimleşiyor. Bu gibi özel durumlarda çokeşlilik zorunlu gibi duruyor."

Bu gibi özel durumlarda çok karılı evlilik caiz olmaz mı? 

***

Alperen'in varsayımını, "Halepçe'de olduğu gibi, savaş gerisinde birçok kadın öldürülse" diye kurgulayalım ve soruyu bir de ona göre soralım:

"Bilindiği gibi savaş gerisinde birçok kadın öldürülüyor. Bundan dolayı birçok erkek dul, birçoğu da bekar olarak yaşamına devam etmek zorunda kalıyor. Dul kalan erkeklerin çocukları da varsa durum daha da vahimleşiyor. Bu gibi özel durumlarda çok kocalı evlilik zorunlu gibi duruyor."  

Ne dersin; bu gibi özel durumlarda çok karılı evlilik caiz olsun mu?

Sevgiyle, Hasan Akçay

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

Ne dersin; bu gibi özel durumlarda çok kocalı evlilik caiz olsun mu?

Bana göre asla! Çünkü Allah bir konuda hüküm verdikten sonra o konuda Müslümanlara artık söz düşmez ve böyle akıl yürütmek suretiyle ilahî hükme aykırı davranmak caiz olamaz.

Anılan özel durumlarda en iyi çözümü toplum, sünnetullahın gereğini yaparak bulur. Örneğin dul ve bekar kadınlar sayıca aşırı çoğalırsa kadınlar eş bulma yarışına girerler; zengin olup erkekleri mallarıyla etkilemeye çalışırlar; kendilerine daha iyi bakıp çeki düzen vererek güzellikleriyle evli erkeklerin bile dikkatini çekerler. Erkekler boşanıp kendilerine daha çekici gelen o kadınları eş alınca onlar da ana olabilir.

Dul kalan, darda kalan erkekleri çok kocalı zulme ve kadınları çok karılı zulme mahkum etmek asla hoş görülemez.

Sevgiyle, Hasan Akçay

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

Alperen:

Dünyada çok eşliliği yasaklayan Allah nasıl olur da ahirette kişinin kendi eşinin yanısıra 70 tane daha huri(!) bahşeder? Bu o erkeğin dünyadaki karısına zulüm değil de nedir? Hani kadının hakları? Erkeğin yanında o nedir? Kadının ödülü eşini 70 tane hatunla paylaşmak mı?

Bu cenneti hak eden erkeğe (sözde) harem ağası olabilme vaadinin dayanağı nedir? Hem hurileri(!) elde eden adam daha karısına bakar mı?

Hasan kardeşim sen ne dersin bu konuda? Kur’andaki “huri” kavramından sen ne anlıyorsun?

***

Ben bu dünyadaki davranışımdan sorumluyum. Öteki dünyaya gücüm yetmez; hükmüm geçmez.

Ahret, "mutlak gayb"tır. O halde, huriler ve daha başka eşler gibi ahretle ilgili kavramları dile getiren ayetleri sorun etmem. Elbet düşünürüm. Ve düşüncelerimi açıklasam size ilginç gelebilir ama ben kendim ikna olmuş değilim ki "Budur!" diyeyim:

Kitabı sana Allah indirdi. Onun bazı ayetleri muhkemdir, dolayısıyla  Kitabın anasıdır. Ve diğer ayetleri müteşabih. Kalplerinde eğrilik olanlar, kendilerine göre yorumlar yapıp fitne çıkarmak için, müteşabih ayetlerin ardına düşerler. Oysa onların arka planını yalnızca allah bilir. İlimde ilerlemiş olanlarsa, "Kuran'a inandık biz;  onun hepsi Allah'tan," derler... (Âl-i İmran 7)

Sevgiyle, Hasan Akçay

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

Alperen Yazdı:  "Mushafa değil zikre korunma garantisi verilmiştir" denmesi de pek anlamlı gelmiyor bana. Sonuçta 1400 yıllık bir yanlış anlaşılma olduğu iddiasındayız. Acaba inkihu-enkihu gibi daha kaç tane çarpıtma var? On tane, yüz tane??

Yazılımı Hz Peygamber devrindeki gibi harekesiz olan mushaflar var. Örneğin Topkapı Müzesinin kutsal emanetler bölümünde sergilenen ve Hz Osman'a ait olduğu söylenen mushaf.

O mushaflarda Kuran yalnızca ilahî anlamlar olarak değil yazılım olarak ta korunuyor. 

Nisa 3'teki "nkh"nın yanlış harekelenmiş olmasına gelince, onun harekesiz mushaftaki yazılımında hiç bir hata yok. O da korunuyor.

Ayrıca şu var:

Bazı kelimeler doğru harekelenmiş olmasına rağmen yüzyıllardır yanlış algılanıyor. Örneğin Nisa 34'teki vadrib ûhünne. Mevcut meallerin nerdeyse hepsinde o ifade kadınları dövün şeklinde hâlâ duruyor.

Yapılması gerektiği bellidir. Bilmediğimiz şeyin ardına düşmeyi bırakacağız; sorgulayacağız.

Sevgiyle, Hasan AkçaySevgiyle, Hasan Akçay

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

erdalaltin Yazdı: Selam bu ayetteki ellerinizin altındakilerden şunu neden çıkarmıyosunuz. Cariye Köleleriniz.

Nisa 3’teki ma meleket eyman üküm  cariye ve köleleriniz olamaz çünkü cariye ve köleler kula kulluk edenler demek. Oysa Allah’ın dini kula kulluk etmeyi kaldırmıştır; İslamda yalnızca Allah’a kulluk edilir.

Allah'ım!
Biz Sana kulluk ederiz... İyyake na'budü... (Fatiha 5)

Müslümanlar olarak en sık okuduğumuz sûredir Fatiha. Ve onu her okuyuşumuzda "Allahım! Biz Sana kulluk ederiz!" deyip dururken cariye ve kölelerin şahsında kula kulluğu devam ettirirsek haddimizi aşmaz mıyız?

İnsanları kul edinmek İslamın yasakladığı ama Firavun’un hırsla benimsediği bir fesattır:

Firavun ve çevresi Musa ve Harun hakkında şöyle dediler:
bunların halkı bizim kulumuz olup dururken... -ve kavm ühâ lenâ âbidûn... (23:47)

Müslümanlar cariye ve köleler edinmek suretiyle firavunlaşan insanlar mıdır, Allah’ın sona erdirdiği köleliği yasak bilen erdemli insanlar mı?

Ayrıca, Nisa 3’teki ma meleket eyman üküm ant içip edindikleriniz demek. Yani yetkili makamlara "Ant olsun, onların sorumluluğunu üstleniyorum!" deyip ant içerek edinirsiniz onları. Oysa cariye ve köleler ant içilerek değil savaş tutsağı olarak edinilir.

Ve Yüce Allah Müslümanlara savaşta ele geçirdikleri insanları sürekli olarak ellerinde tutmalarını yasaklıyor. Savaş tutsakları çatışma sona erer ermez salıverilmek zorunda:

Düşmanlara siz üstün gelince anlaşma bağını sağlam atın – hattâ izâ eshantümû hüm fesüddû’l vasâk

Sonrası ise ya tazminattır ya da bağışlarsınz –fe imma mennen ba'dü ve imma fidê'en (47:4)

Bu, köleliğin yasak edilip fiilen sona erdirilmesi demek çünkü onlar aslında savaş tutsağı konumundan köle konumuna geçirilen insanlardır. Savaş tutsağı edinilemediğine göre köleliğin kaynağı kurumuştur; artık cariye ve köle edinemezsiniz.

Yasak ayetlerinden önce edinilmiş olan köle ve cariyeler ise en kısa zamanda tasfiye edilmek durumundadır. Bunu emreden tasfiye ayetleri var. Örneğin Nur 32:

Kendi bekarlarınızı ve erdemli köle ve cariylelerinizi evlendirin 

Ve enkihu’l eyâme minküm ve’s salihîne min ibâd iküm ve imâ iküm

Onları evlendirip özgür bırakacaksınız. Mevcut köle ve cariyeleri böylece tasfiye edeceksiniz.  Allah’ın emri bu. İtaat etmek zorundasınız.

Nur 32’de köleleriniz ve cariyeleriniz anlamına gelen kelimelerin ibâd iküm ve imâ iküm olduğu dikkat çekiyor. Bu kelimeler Nisa 3’te yok. Ordaki kelimeler: ma meleket eyman küm. Yani tamamen farklı.  Bakımı üstlenilen garibanlar onlar; köle ya da cariye değil. Ayrıca bkz 4:24; 4:25; 23:6; 24:31; 24:33; 24:58; 33:55...

Yüce Allah Nur 32’de "Kendi bekarlarınızı –eyâme minküm- artı iyi ahlaklı köle ve cariyelerinizi evlendirin!" diyor. Nisa 3’te ise ant içip bakımını üstlendiğiniz erkek çocukları ve kızları evlendirmenizi istiyor. Tabi o garibanlar yaşına erince.

Sevgi ile, Hasan Akçay