Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.
Yunus Suresi 105
Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.
Enam Suresi 79
İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.
Ali İmran Suresi 67
Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.
Nahl Suresi 123
De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.
Ali İmran Suresi 95
Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.
Katılma Tarihi: 11 ocak 2009 Yer: Micronesia Gönderilenler: 474
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
selam sekiznoktabir,
Ben Mülksahibinin Akaretini ve onun akıbetini merak ediyorum.
Yukarıda ki sorunun basit bir cevabı olduğunu sanmıyorum...
"İblis'in bu söylediklerine onu helak etmek yerine süre veren Rab irade buyursa
itirazına da izin vermezdi.
Sanırım bu büyük sınavın Ruhuna ve Mantığına aykırı olurdu.
Ters akıntı olmadan Sonuçta ibret almamız gereken olmazdı.
izin verirseniz bir örnek vereyim:
Van gölünde inci kefalleri vardır.Bunlar her yıl sürüler halinde akarsuların tersine
yüzerek görevlerini yerine getirir-yumurtalarını doğdukları yere bırakırlar.
Onların şeytanı Ters akıntıdır.
Bizim şeytanlarımız daha fazla..çünkü yeteneklerimiz/sorumluluklarımız daha fazla.
Yoksa siz kolayca Cennet-bahçelerine yerleştirileceğimizi mi düşünüyorsunuz?
Birisinin bizim yerimize Zorlukları yaşayıp bize "buyrun"demesini bekliyoruz?yok öyle
bir kuZu.
Hayır iş öyle değil.DİK YOKUŞU aşmak zorundayız.Tıpkı inci kefallerinin Şelaleyi
tırmandıkları gibi..O Sarp yokuş nedir? örn:Bir yetimi/miskini
doyurmaktır.Paylaşmaktır.
Öncelikle şunu merak ediyorum: Sen neden eski yazdıklarını siliyorsun?
Hikayeyle ilgili yorumuna gelince:
İsa'ya, Muhammed'e ve rablerinden getirdikleri haberlere inanmayan bu insanlar ve haksız eylemleri konumuz değil.
112 MAİDE 5:68
De ki: "Ey Ehlikitap! Siz, Tevrat'ı, İncil'i ve Rabbinizden size indirileni tam uygulamadıkça hiçbir şey değilsiniz." Rabbinden sana indirilen, onlardan birçoğunun küfür ve azgınlığını elbette artıracaktır. Küfre batan topluluk için tasalanma artık.
66 AHKÂF 46:12
Halbuki ondan önce, bir önder ve bir rahmet olarak Mûsa'nın kitabı var! Bu Kur'an da öncekileri tasdikleyen bir kitaptır. Zulmedenleri uyarsın, güzel davrananlara müjde olsun diye Arap dilindedir.
89 Â-Lİ İMRAN 3:3
O, sana Kitap'ı, önündekileri tasdikleyici olarak hak bir yoldan indirdi. Tevrat'ı ve İncil'i de indirmişti.
89 Â-Lİ İMRAN 3:4
Daha önce insanlara bir yol gösterici olarak Furkan'ı da indirdi. Şu bir gerçek ki, Allah'ın ayetlerini örtüp inkâr edenler için şiddetli bir azap vardır. Ve Allah hem Azîz'dir hem intikam alıcı...
Sence rabbimiz bizi (senin söyleminle) "incil ve tevrat türevleri adı altında orjinallerinden farklı YANLIŞ ANLAMLAR ortaya" koyan sahte kitaplara mı yönlendiriyor.
Yahut sen Tevrat ve İncil'in Hz Muhammed'den sonra değiştiğinimi düşünüyorsun?
Yoksa Musa'ya, İsa'ya, Tevrat'a, İncil'e inandık; tamam canım işte onlarda Allah'ın bir zamanlar gönderdiği resuller, nebiler, kitaplarmış dememiz mi arzulanıyor?
Benim eleştirim yazmış olduğun hikayedeki TEMEL SAKINCA üzerineydi. Zaten incil, tevrat ve Kuran yani Allah tarafından gönderilen kitapların orjinallerinin, MEALLENDİRİLİRKEN, yani ANLAMLANDIRILIRKEN, benzer mantık ile ÇARPITILDIĞINI düşünüyorum.
Lütfen notumu tekrar okuyunuz.
Kitaplara olan imanımı ise, aşağıdaki başlık altındaki notta bildirdim :
Verdiğin linkleri ziyaret ettim. Neden yazdıklarını sildiğini bana da açıkladığın için teşekkür ederim. Senin takdirin saygı duyarım.
İkinci vermiş olduğun linkdeki mesajından bir alıntı yapacağım. Umarım bu linkteki yazıyı da bir gün silersen bana dönüp sen de alıntıladığın kısmı sil demezsin.
Bir bakış açısı:
"İncil" kelimesinin Süryanice mi yoksa İbranice mi olduğu spekülasyonuna girmeden, bu kavramın anlamı "müjde veren/müjdeli haber" anlamına geldiğini bilmekteyiz.
demişsin.
Sence bu müjde nedir?
Bunu birde Kur'an dan sorayım istersen:
89 Â-Lİ İMRAN 3:48
Ona Kitap'ı, hikmeti, Tevrat'ı ve İncil'i öğretecek.
89 Â-Lİ İMRAN 3:49
Onu Beniisrail'e şöyle konuşan bir resul yapacak: "Şu bir gerçek ki, ben size Rabbinizden bir mucize getirdim: Ben, çamurdan, kuş görünümünde bir şey yapar, ona üflerim de Allah'ın izniyle kuş oluverir. Ben, körü ve abraşı iyileştirir, ölüleri Allah'ın izniyle diriltirim. Evlerinizde yemekte ve biriktirmekte olduklarınızı size haber veririm. Eğer inananlarsanız, bunda sizin için tam bir mucize vardır."
89 Â-Lİ İMRAN 3:50
"Tevrat'tan önümde bulunanı doğrulayıcıyım. Size haram kılınmış olanın bir kısmını size helal yapacağım. Rabbinizden bir mucize getirdim size. Artık Allah'tan sakının ve bana itaat edin!"
89 Â-Lİ İMRAN 3:51
"Allah benim de Rabbimdir, sizin de Rabbinizdir; o halde, O'na kulluk edin! İşte bu, dosdoğru bir yoldur."
Acaba İsa'nın, beniisraile getirdiği mucize nedir?
Yaşar Nuri Öztürk mealinde seninde gördüğün gibi 3:49 da "... ben size Rabbinizden bir mucize getirdim: ..." deyip iki nokta üst üste işareti koymuş. Yani demek istiyorki bu mucizenin açılımı devamında bahsedilenlerdir. Sen de böyle mi düşünüyorsun?
Bir de 3:48 e dikkatle bak: Kitap dedikten sonra neden tekrar Tevrat ve İncil diyor?
Katılma Tarihi: 26 temmuz 2009 Yer: Turkiye Gönderilenler: 117
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
Merhabalar
Sayın Sekiznoktabir;
İlgili başlık altındaki (“Kuran’ın indirilişinden günümüze gelişi” başlığının 48. sayfasında yer alan) iletimin bir kısmını alıntı yaparak değerlendirmeye tabi tutmuşsunuz. Gerçekten eleştri mi yoksa tasdik mi pek anlayamadım. Küçük bir açılım yaparsanız sevinirim.
Teşekkür ederim.
Muhabbetle...
__________________ Teselli ararsan teselli mi yok...
Ebu ömer cevap yazmadan önce "Kur'anın indirilişinden günümüze gelişi" başlığının altındaki tüm iletileri okumak istedim. Zaman aldı. Ancak cevap yazabiliyorum.
Hayrullah41'in zannedip senden yapmış olduğum alıntıdaki bilgiyi doğru olarak görüyorum.
İslam ulemasının, Hz. İsa'ya İncil adında bir kitabın indirildiği ve bunun tahrif olduğu şeklindeki tezlerini doğrulayacak bir bilgiyi Kur'anda göremiyorum.
Aksine Kur'andaki ayetlerde farklı bir bilgi görüyorum. Evvela Kur'an Hz İsa'nın 'mesih' olmasını teslim ediyor.
89 Â-Lİ İMRAN 3:45 Bir de, melekler şöyle demişti: "Ey Meryem! Allah seni, kendisinden bir kelimeyle muştuluyor. Adı, Meryem'in oğlu İsa Mesih'tir. Dünya ve âhirette yüz akıdır. Allah'a yaklaştırılanlardandır."
92 NİSA 4:157 "Biz, Allah'ın resulü Meryem oğlu İsa Mesih'i öldürdük" demeleri yüzünden. Oysaki onu öldürmediler, onu asmadılar da; sadece o onlara benzer gösterildi. Onun hakkında tartışmaya girenler, onunla ilgili olarak tam bir kuşku içindedirler. Onların, ona ilişkin bir bilgileri yoktur; sadece sanıya uymaktalar. Onu kesinlikle öldürmediler.
92 NİSA 4:171 Ey Ehlikitap! Dininizde aşırılığa gidip doymazlık etmeyin! Allah hakkında gerçek dışı bir şey söylemeyin! Meryem'in oğlu İsa Mesih, Allah'ın resulü ve kelimesidir. Onu, kendisinden bir ruhla beraber Meryem'e atmıştır. Artık Allah'a ve resullerine inanın. "Üçtür!" demeyin. Son verin, sizin için daha iyi olur. Allah Vâhid'dir, tek ve biricik ilahtır. Kendisi için bir çocuk olmasından arınmıştır O. Yalnız O'nundur göklerdekiler ve yerdekiler. Vekil olarak Allah yeter.
92 NİSA 4:172 Ne Mesih Allah'ın bir kulu olmaktan çekinir ne de Allah'a yakınlaştırılmış melekler. Allah'a kulluk ve ibadetten çekinerek kibre saplanan bilsin ki, Allah onların tümünü huzurunda haşredecekir.
112 MAİDE 5:17 Yemin olsun ki, "Allah Meryem'in oğlu Mesih'tir" diyenler küfre batmışlardır. De ki: "Allah; Meryem'in oğlu Mesih'i, annesini ve yeryüzündeki insanların hepsini helâk etmek istese Allah'a karşı kimin elinde bir güç vardır!" Hem göklerin hem yerin hem de bunlar arasındakilerin mülkü/ yönetimi Allah'ındır. Dilediğini yaratır. Allah her şeye Kadîr'dir.
112 MAİDE 5:72 Yemin olsun ki, "Allah, Meryem'in oğlu Mesih'in ta kendisidir!" diyenler küfre batmışlardır. Mesih şöyle demişti: "Ey İsrailoğulları, hem sizin Rabbiniz hem de benim Rabbim olan Allah'a kulluk/ibadet edin! Gerçek olan şu ki, Allah'a ortak koşana Allah, cenneti haram kılmıştır. Varacağı yer ateştir onun. Zalimlerin yardımcıları olmayacaktır."
112 MAİDE 5:75 Meryem'in oğlu Mesih, bir resulden başkası değildir. Ondan önce de resuller gelip geçmiştir. Onun annesi de özü-sözü doğru biriydi. İkisi de yemek yerlerdi. Bak nasıl açıklıyoruz onlara ayetleri! Sonra bak, nasıl gerisin geri çevriliyorlar!
113 TEVBE 9:30 Yahudiler: "Uzeyr, Allah'ın oğludur." dediler; Hıristiyanlar da: "Mesih, Allah'ın oğludur." dediler. Kendi ağızlarının sözüdür bu. Kendilerinden önce inkâr edenlerin sözlerine benzetme yapıyorlar. Allah onları kahretsin! Nasıl da yüz geri çevriliyorlar!
113 TEVBE 9:31 Allah'ın yanında hahamlarını ve ruhbanlarını da rabler edindiler. Meryem'in oğlu Mesih'i de öyle. Oysa kendilerine, tek olan Allah'tan başkasına ibadet/kulluk etmemeleri emredilmişti. İlah yok o tek Allah'tan başka. Onların ortak koştuklarından arınmıştır O.
Peki mesih ne anlama geliyor?
Mesih (mesiah) kelimesi seçilmiş, atanmış demektir.
Bu kelime Allah'ın resulu veya nebisi olmakla ilgili değildir. Zira tüm resuller, nebiler seçilmiştir. Öyleyse İsa için mesih demenin farklı bir anlamı olmalıdır.
Bu kelime bir kraliyet terimidir. Mukaddes kitapta geçer. İsrailoğulları, Mısırdan çıkıp Rab'ın gösterdiği topraklara yerleştikten bir süre sonra seçimini Rab'ın yapacağı kendilerini yönetecek bir kral isterler. Mesih kavramı Saul, Davut, Koreş'le ilgili anlatımlarda sıkça kullanılır. Ve nihayet İşaya(Yaşeya), Malaki, Yeremya gibi kitaplarda Tanrı'nın krallığının gelecekteki nihai mesihinden (seçilmiş/atanmış bir kişinin geleceğinden ve krallığının sonsuza kadar süreceğinden) bahsedilir. Ve nihayet incil yazarları Mesih'in yani o beklenen seçilmişin Hz. İsa olduğunu söylerler.
Kur'an, mesih kelimesi için bir anlam açıklaması veya düzeltmesi yapmıyor. Böylece bilinegelen anlamı ile İsa, mesihtir diyor.
İkinci olarak Kur'an Hz. İsa'dan 4:171 de "...Meryem'in oğlu İsa Mesih, Allah'ın resulü ve kelimesidir..." (...mesıhu ıysebnü meryeme rasulüllahi ve kelimetüh...) diye bahsediyor.
Allah'ın kelimesi olmak acaba neyi ifade ediyor? İslam uleması resul ve nebi tasnifi içine sıkça girerler. (Bu sitede de tartışıldı resul, nebi.) Ama Allah'ın kelimesi olmak konusunda pek konuşmazlar.
İncil yazarları da benzer şekilde "...Söz, insan olup aramızda yaşadı...." (Yu.1: 14) diyorlar.
Allah'ın kelimesi ile karşılaşmanın pratikteki anlamını şöyle algılıyorum:
Hz. İsa (resul, Allah'ın kelimesi, mesih) yı izleyip onun yaptıklarına ve söylediklerine kendi gözleri ve kulakları ile şahit olanlar aslında bir anlamda ilahi vahyi görmüş, duymuş oldular. (Yanlış anlaşılmasın aslında İsa'ya diğer nebilerde olduğu gibi bir kanaldan gelen ilahi vahiy yok. Zaten İsa, Allah'ın kelimesi) İşte incil yazarları da görüp duyduklarını anlattılar.
Hz. İsa'nın Allah'ın kelimesi olmasının pratiğini anlatan bir İncil örneği:
Mat.9: 2 Kendisine, yatak üzerinde felçli bir adam getirdiler. İsa onların imanını görünce felçliye, "Cesur ol, oğlum, günahların bağışlandı" dedi.
Mat.9: 3 Bunun üzerine bazı din bilginleri içlerinden, "Bu adam Tanrı'ya küfrediyor!" dediler.
Mat.9: 4 Onların ne düşündüklerini bilen İsa dedi ki, "Yüreğinizde neden kötü düşüncelere yer veriyorsunuz?
Mat.9: 6 Ne var ki, İnsanoğlu'nun* yeryüzünde günahları bağışlama yetkisine sahip olduğunu bilesiniz diye..." Sonra felçliye, "Kalk, yatağını topla, evine git!" dedi.
"...günahların bağışlandı..." tanrının söyleyebileceği bir şey. Dolayısı ile bunu söyleyebilmek için ya tanrı olunmalıdır yada ondan bir vahiy gelmelidir. Eğer İsa bunu aldığı anlık bir vahiyle yapmış olsa bile o zaman "Tanrı buyurdu ki günahların bağışlandı..." şeklinde konuşurdu. Bu günkü sapkın hristiyan anlayışını incillere dayandıranların aksine İnciller İsa'nın tanrı olmadığını aslında çok açık bir şekilde vurgular. Mesela incillerde İsa'nın, tanrıya dua ettiğinin anlatılması bunun açık bir göstergesidir. Böylece incillere göre İsa'nın "...günahların bağışladı..." derken ne vahiy aldığı ne de tanrı olduğu vurgulanır. Vugulanan şey lafzen zaten Mat 9:6 da dile getirilir.
Bu incil pasajında vurgulanan da söylenen de Kur'anın deyişi ile Allah'ın kelimesi olmanın sonucudur.
Burada şunu da söylemek isterim ki bazılarının İsa'nın (haşa) Allah olduğu sonucunu çıkarmış olmaları bana ne kadar garip geliyorsa aynı oranda İslam ulemasının İsa'nın Allah'ın kelimesi olması noktasındaki duyarsızlıkları da bana bir o kadar garip geliyor.
Şunu mu demek istiyorsun? Klasik anlamlandırmalar hatalı veya yanlış anlamaya yol açıyor olabilir. Şöyle bir anlamlandırma da olabilir: "...O'nun bir kararıdır...4/171".
Varsayalım ki ayet böyle anlamlandırılmalı. O zaman bunun anlamı ve amacı ne diye sorarım.
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme Sizin yetkiniz yok forumda konu silme Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme Sizin yetkiniz yok forumda anket açma Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma
HABERLER
Etkin Konular
Kullanıcı Listesi
Yardım
Kayıt
Giriş
Hanif Dostlar Ana Sayfa -> Kur'an Peygamberlerimizi Nasıl Tanıtıyor?
Konu: İsa Mesih’i yanlış mı anlıyoruz?
