ALLAH ELÇİLERİNİ
CİDDİ SAPMALARDAN DAİMA KORUMUŞTUR
Allah elçilerini sürekli kontrolü altında tutmaktadır. Beşer
olduklarından dolayı sapmaya meyil edebilirler ama görevleri, insanları
dosdoğru yola kılavuzlamak olan bu seçilmiş insanlara Allah yardım etmiş
ve indirdiği üzere sabit, dosdoğru yolu üzere daim (Yasin 4-5)
olmalarını tesis etmiştir. Allah Elçilerini sapmaya meylettikleri an
onları doğru yola kılavuzlamaktadır. Haniflik(Allahı Birlemek) gibi
olmazsa olmaz bir konuda Allahın Elçisi sapıyor idiyse Allahın buna
müdahele etmemiş olması düşünülemez. İsra Suresinde buna örnek vardır.
Hz. Muhammedi fitneye düşürmeye çok yaklaştıkları an Allah ekstra bir
yardımla, elçisinin kalbini sağlamlaştırmıştır:
Az kalsın seni, sana vahyettiğimizden uzaklaştırarak
ondan gayrısını bize isnat edesin diye fitneye düşüreceklerdi.
İşte o takdirde seni dost edinirlerdi.Eğer biz seni sağlamlaştırmamış olsaydık, yemin olsun, onlara
birazcık meylediverecektin.
İşte o zaman sana, hayatın da ölümün de katmerli acılarını
tattırdık. Ve bize karşı hiçbir yardımcı da bulamazdın.Az kalsın bu topraktan çıkarmak için seni sıkıştıracaklardı. Böyle
bir durumda onlar orada senin arkandan çok az bir süre kalacaklardı.Senden önce gönderdiğimiz resullerimize uygulanan yöntem de buydu.
Sen bizim yol ve yöntemimizde değişme bulamazsın. (İsra
Suresi 73-77)
Benzer durum Hz. Yusuf için de geçerlidir. Hz. Yusuf sapıp Züleyhaya
yönelme temayülü gösterdiği an Allah bu elçisini de korumuştur. İlgili
ayet;
Yemin olsun, kadın onu arzulamıştı. Eğer Rabbinin gerçeğe dikkat
çeken delilini görmeseydi, o da onu arzulamıştı. Biz böylece ondan,
kötülüğü ve fuhşu uzak tutuyorduk. Çünkü o, bizim samimi/seçkin
kullarımızdandı.(Yusuf Suresi 24)
Görüldüğü üzere Rabbimiz elçilerini ciddi sapmalardan özel yardımıyla
korumuştur. Hanif olamama (Allahı birleyememe) ise en büyük sapmadır.
Bu sapma karşısında ise elçilerine hiçbir müdahale etmediği düşünülemez.
Hz. İbrahimden bu yana binlerce elçinin bu sapkınlık içinde vazife icra
ettiği ise akıllara ziyan bir yorum olsagerek.
|